şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Gecenin tonlarını aşıp,
Sabahlara kadar emzirdiğin,
El değmesin diye,
Mavinin en koyusunda gizlediğin,
Düşlerin ağrır,
Dişlerinin ağrıdığı gibi.
Çünkü, sen gülmek isterken,
Umut dolu yarınlara,
Ve ışıl ışıl gözlerinle bakarken uzaklar,
Önünde taş olur, yanındakiler,
Düşersin,kırılır düşlerinin minesi.
Kökü derinlere inen,
Dolgu tutmaz, el dokunmaz,
Ağrılardır artık payına düşen.
Sözlerin yorulur, yorulur dizlerinde,
Gecelerde dayanılmaz olunca sancısı,
Ezgiler vurursun dindirmek için düşlerine.
İçinde çürütürler durduramazsın,
Kokusunu hissedersin genzinde.
Sonra söküp alırlar yüreğinden,
Protez düşler takarlar yerine,
Sana ait olmayan,seni anlatmayan,
Halkalar takar gibi boynuna.
Kaybolsa da artık gözlerindeki ışık,
Her gülüşünde, protez dişler gibi,
Fırlayıp çıkacakmış gibi olsa da düşlerin,
Bir an gelip kanasa da diş etlerin,
Yalnız değilsin, korkma!
Alışırsın zamanla.
Nasıl olsa, damak dişe uyar,
Yüreğin boynundakilere.
Yaşarsın, inan yaşarsın!
Sahiplenirsin hatta.
Sana aitlermiş gibi..
Ahmet Dinç
İzmir
www.kafiye.net
Deli cesareti sarar tüm benliğini,
Bir kibrit çöpü olur Dünya gözünde,
Seversin işte…
Sen, seni tanıyamaz olursun,
Ait olamazsın artık hiçbir yere,
Seversin işte…
Yastığının o kadar yumuşak olmadığını,
Gecelerin aslında ne kadar
Uzun olduğunu anlarsın,
Seversin işte…
Yüzlerce kez yazdığın,
Sevgi kelimesinin içi dolunca,
Beş harften ibaret olmadığını,
Ve içten olduğu zaman,maskesiz,
Hayat gibi cümlelerinde,
Kuralsız ve devrik olduğunu anlarsın,
Seversin işte…
Seyrederken sahilinde hayatı,
En koyusunda olursun mavinin birden,
Öylece kalırsın savunmasız,
Rotan şaşar, bozulur pusulan,
Çizgileri kaybolurken yolunun,
Aslında sana ait olmadığını anlarsın,
Seversin işte…
Sana sunulan hayatın,
Nefret ettiğinde,
Bir ilmek olup seni boğan,
Sevdiğinde ise salıncak olup,
Yıldızlara yaklaştıran,
Bir ip olduğunu anlarsın,
Seversin işte….
Çektiğin isimsiz sancıların,
Ve yaşadığın acıları,
Sevdadan değil,
Kendini doğurmak adına olduğunu,
Aslında insanın sevgiyi değil,
Sevginin insanı doğurduğunu anlarsın,
Seversin işte…
Ahmet Dinç
İzmir
www.kafiye.net
DÜŞüNCEL
……….İsterse ömrümüzün bir anı kalsın
……………..Yaşansın olabildiğince
…………………..Alabildiğine yaşansın
Bir şiir oku bana
Sessizliği bozmadan
Dağıtmadan romantizmi
Ürkütmeden ıssızlığı
Hissede hissede
Şöyle hakkını vere vere
Heyecanlı boğuk yumuşacık
Okşayan sesinle
Duygular yerlerini bulsun
Uzaklarda çok uzaklarda yanan
Geçmişin buruk ıslığının soğuk fonunda
Ölümüne bir aşkı anlatan
Hüzünlü bir söz büyüsü olsun
Ve kavuşmaya dair bir umut sonunda
Ellerim terlesin erisin kaybolsun ellerinde
Gözlerim gözlerinde donsun
Derinde en derinde
Yüreğimden hızla yayılan ürperti
Üzerinde limon çiçeği kokusu bahçelerin
Derinde derinin her yerinde
Bir ay gülümsemesi bembeyaz dupduru
İçimize huzur yayan
Karanlık yüzünde ışıyan gecenin
Bir de senin
Bakışlarının ışıltısıyla uyumlu
İncimsi dişlerin
Yanık teninde
Mehtabın serinliği oynaşırken beyaz giysinde
Dans ederken gecenin serptiği çiğ taneleri
Dalga dalga siyah saçlarında
Melteminde çam kokusu kentin
Suyunda yosun kokusu
Cildinde ıslak buğusu denizin
Dudaklarında tuzu
Kum yorgunu çıplak ayaklarımızdan dökülsün
Geçmişin ısrarla yapışan birikimi
Kıyıya paralel kumsal boyunca
Birbirine oldukça yakın ve uyumlu uzayan
Yalnız kimsesiz ayak izlerimiz
Sabitlensin belleklerimizde
Bengi bir aşk kilitlensin bileklerimizde
Çağlarken bendini yıksın hislerimiz
Özgürce raksetsin sessizliğe sinen seslerimiz
Çağlardan çağlara aktarılsın
Okunsun şiirimiz
Bilinsin hikâyemiz
Bir gece yarısı birbirine dayanan
Falezlerde baş başa kalan
Sabahlayan biz
Aslında kimiz
Kimleriz
Gel otur şu kayaya yanıma
Şöyle arkaya
Daya sırtını güvenle sırtıma
Hızla nefes alışlarını
Kalp atışlarını duyayım
Ritmine uyayım
Başını omzuma koy
Saçların karışsın saçlarıma
Duyguların duygularıma
Yakınlığına doyayım
Soy tüm karanlık düşüncelerden belleğini
Yerine güzellikler koyayım
Bir şarkı söyle bana
Şöyle yıldızları seyrede seyrede
Heyecanlı boğuk yumuşacık
Okşayan sesinle
Sessizliği bozmadan
Dağıtmadan romantizmi
Hissede hissede
Hakkını vere vere
Duygular yerlerini bulsun
Uzaklarda çok uzaklarda kıvranan
Geçmişin buruk ıslığının soğuk fonunda
Ölümüne bir aşkı anlatan
Hüzünlü bir söz büyüsü olsun
Ve kavuşmaya dair bir umut sonunda
Gözlerin gecede
Derinde en derinde
Ellerim kenetli ellerinde
Derinde gecenin serin buğusu
Şiirin hüznü şarkının melankolisi gözlerinde
Dudaklarında denizin tuzu
Her nefeste çiçek yosun ya da çam kokusu
Gidebildiğin en uzak yıldızlardan kopar al
Özenle topla yok sayılan umutları
Tüm ulaşılmazlıklara inat
Getir yüreğime say
Uzaklardan hissetsin kötü ruhlar
Kıskançlıktan çatlasın
Onları yok say
Her şeye şahit olsun
Sevinçle onaylasın ay
İyice tanısın parmaklarım ellerini
Ellerim ellerine doysun
Erisin avuçlarım avuçlarında
Ter olup aksın
Gözüm dalsın bakışlarının ışığına
Hayran hayran baksın
Bakakalsın aşığına
Yıkansın ruhumun çiçekleri
Gülümsesin canlansın
Tüm tomurcukları açsın
Kansın özüne özüm
Haydi köpürt gecenin saçlarını
Durula tel tel tara kirpiklerinle
Nefesinle kurut
Süsle çiçeklerimle
Olumsuz ne varsa unut
Yaşanmışlıklara dair
Geçmişi bitir
Karanlıkları soy
Renkleri geri getir
Yerli yerine koy
Doysun evren ışığına
Sıcaklığına kansın
İsterse ömrümüzün bir anı kalsın
Yaşansın olabildiğince
Alabildiğine yaşansın
Falezlerde hayattan çalıntı
Mutlu bir anı kalsın
Onur BİLGE
www.kafiye.net
Edebi altın kalem sembolümüz güvercin
Ozan, Şair, Yazarlar toplanıp öze gelsin.
Sevgisiz yüreklerin aramızda yeri yok
Dostluk denen çeşmeden akanlar bize gelsin.
Sanatkârlar yetişir bu hayat okulunda
Ne ararsan bulursun yaratanın kulunda
Sapmadan yürüyelim edebiyat yolunda
Muhabbet baş tacımız kötülük dize gelsin.
Her konuğa mihmanız soframızı bol açtık
Türkülere yer verip gönüllere yol açtık
Şiir, müzik, dans, resim her sanata kol açtık
Açlık çeken gönüller nükteli söze gelsin.
Hayat dersi edinmiş geçmişe bakınarak
Kov gıybet iftiradan tövbeyle sakınarak.
Taşlaşmış bedenine merhamet takınarak
Şeytani tüm emeller arınıp düze gelsin.
Bin bir renge bürünen toplum sevmez kaşarı
Ustaları dinlerken gelecektir başarı
Kin, fesat, dedikodu yaratanlar dışarı
Yanlışlar barınamaz doğrular yüze gelsin
Kusur hata götürmez madenin çeliğinde
Nefes sese dönüşür zurnanın deliğinde
Geceye renk katalım duygular eşliğinde
Kalemine güvenen resimler çize gelsin.
OZANMERDAN dil hüner yüreğin cilasında
Cümleler harman olur şairin zulasında
Birazda sohbet gerek dinlenme molasında
Dilek kafe hoş mekân çay, kahve meze gelsin.
ALİ BİLECEN/OZANMERDAN/26/09/2014
www.kafiye.net
Hangi âşk var ki bunca ilenmeyi kaldırır
Gayyanın ortasında büyüyorken karanlık
Hangi âşık var bunca ilenmeye aldırır
Bu sevdanın üstüne düşüyorken karanlık
Nerede Leyla Şirin kim aşkı anlatacak
Bir yalanın gözünde kulağı çınlatacak
Kim bunu fark edecek acımı anlayacak
Bu sevdanın içinde üşüyorken karanlık
Kim duymadı ki söyle her verdiğin vaatte
Gecenin ayazında gün doğduğu saatte
Bekledim şaşırdı hep aşklar bu metanete
Bu sevdanın ruhuna küsüyorken karanlık
Gün doğacak sanırdım bana gülünce oysa
Üşümezdi yüreğim içine sevda koysa
Giderdim ölüm olsa düşünmezdim aşk buysa
Bu sevdanın içine koşuyorken karanlık
Güven duyup sözüne bir meçhule yürüdüm
Hiç bakmadan o yola aşkımı da sürüdüm
Adım adım içime acıları kürüdüm
Bu sevdanın üstünden taşıyorken karanlık
Yoruldum artık canan gitmen hüzündü gece
Kırıldım artık canan biten yüzündü gece
Kalbimi yakışında tüten közündü gece
Bu sevdanın içine coşuyorken karanlık
Söyle yârim bu gamı kimin yüreği alır
Gecelerin içinde yaşlı gözlerle kalır
De bana yârim hangi âşık buna aldırır
Bu sevdanın üstünde yaşıyorken karanlık
Kayboldu baharlarım çekip gittiğin yerde
Hazan oldu mevsimim düşürdün bunca derde
Şafak vakti üstüme indiler perde perde
Bu sevdanın içine esiyorken karanlık…
28.01.2015 05.30-İZMİR(2)
Ömer Sabri Kurşun
www.kafiye.net
Kan damarda dolaşıp, için için kanarmış,
Yürekteki alevler, hep dumansız yanarmış,
Sevgi dolu bu ruhum, şimdi seni anarmış,
Şiir üstüne hayal, kurduk ya Gülsüm Hicran!
Duygular dünyasında, kalbi aşkla dolmayan,
Öyle bir gül açar ki, hiç bir zaman solmayan,
Gece gündüz aşk kutsal, yoktur âşık olmayan,
Konuşmadan bir süre, durduk ya Gülsüm Hicran!
Tanıdıkça sevgiyi, tüm kaygıyı atarlar,
Şifa verir her ilaç, aşk hapını yutarlar,
Gözler gözde buluşur, her bir sözü tutarlar,
Bir güneşli havada, yağdık ya Gülsüm Hicran!
Bilinmez yalnızlığın, tüm bentleri yıkılır,
Gül parfümü alınıp, kalp gözüne sıkılır,
Birleşir ellerimiz, gökyüzüne çıkılır,
Kısacık olsa bile, gezdik ya Gülsüm Hicran!
Uçuştukça saçların, birbirine karışmış,
Şu dillenen dudaklar, aşk yolunda yarışmış,
Hüzün vurmuş kıyıya, nice dargın barışmış,
Dostluğun temelini, attık ya Gülsüm Hicran!
Tattıkça mutluluğu, tüm duygular uyanır,
Gözlerinin içinden, yüz pembeye boyanır,
Kalpler hızlı atarken, birbirine dayanır,
Bakışmanın hazını, tattık ya Gülsüm Hicran!
Bakan gözler hep görür, aşktır benim alanım,
Bu dünyada yaşarken, tek başına kalanım,
Nefes alırken gerçek, ölünce de yalanım,
Şimdilik son noktayı, koyduk ya Gülsüm Hicran!
Topraktan yaratıldık, sen de Allah kulusun,
Edebiyat dalının, şiirdeki yolusun,
Gördüm ki hoş sohbetin, kültürüyle dolusun,
Muhabbetin özünü, doyduk ya Gülsüm Hicran!
Hüseyin Hakan KURTARAN
02.10.2014-Denizli
www.kafiye.net
Bu sözlerin zulümdür, yüreğimi dağladın,
Aşkın yolculuğunda, yalnızlığı sağladın…
Uzanırken tutup da, ellerimi bağladın,
Acıların ocağı, ol mektuba haydi pul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Aşkın topraklarında, kırk kilitli o yerin,
Gün geçtikçe kararan, gözümdeki şu ferin.
Tetiğe basmış hasret, yarası da çok derin,
Damarımda sen varsın, bana bir torba kan bul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Muhacir yüreğime, ağıtlar yakıyorum,
Buz kesen gecelere, anlamsız bakıyorum.
Bir sevda pınarı bu, zıt yönde akıyorum,
Dağ köyüne götür de, altımda olsun bir çul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Birlikte kısmet değil, pembe yüzün kararmış,
Bu gidip de gelmeler, aşkımıza zararmış.
Tercihin ondan yana, son verilen kararmış,
Vurdukça vurdun işte, köle olmuş bak bu kul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Gece karanlığında, ıssız bir yola saptım,
Yıldızları toplayıp, yüreğime sır yaptım.
İçime bir hâr düştü, hüsranı burda kaptım,
Kar etmiyor ruhuma, ne dershane ne okul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Kalan hasret deryası, dalgalarla yayıldı,
Bu can o kor ateşin, alevinde bayıldı…
Kapkaranlık Dünyama, sevdan Güneş sayıldı,
Yalnızlık direnişim, haydi artık onu bul,
Yüreğimde gezinen, sen Vicdansız İstanbul!
Hakan KURTARAN
25.05.2008-Aydın
www.kafiye.net
Derya oldu özlemim, bedenimi kapladı,
Acı verdi yokluğun, keskin hançer sapladı.
Kıvılcımlar artınca, tuttu tek tek topladı,
Sen benimsin ben senin, bu yüreğim çok emin,
Biz bu aşkı yaşarız, o gözlerde Yasemin!
Şah damarın içinde, hem sağından solundan,
Fizan’da olsan bile, geleceğim yolundan.
Gözlerine bakarken, o tuttuğum kolundan,
Maviyle sevişirken, sağlamlaştı bu zemin,
Güneşimsin içimde, aşkımsın sen Yasemin!
Kor içinde bedenim, kalp atışı hızlandı,
Şaha kalkan yüreğim, sensizlikten sızlandı.
Ruhumun çöllerinde, baktıkça da nazlandı,
Susuzluğum bitmiyor, belki yapılır temin,
Deli gibi severken, yeter ki gel Yasemin!
Hiç sönmeyen ışığım, bu gönlümün kadını,
Gökkuşağı üstüne, yazacağım adını.
Tenimde kalsın kokun, unutamam tadını,
Sözler sağlam verilmiş, istenirse her yemin,
Sevmek böyle bir şeydir, sever misin Yasemin!
Dev dalgaya tutuldum, şu yükselen zeminde,
Aşkımızı tetikler, batışın son deminde,
Yüce Allah katında, yapılan her yeminde,
Dinmez yürek ağrısı, sızladı daha demin,
Karşılıksız sevenler, yer bulur mu Yasemin?
H.Hakan KURTARAN
06.08.2010-Aydın
www.kafiye.net
Sarmaşık gülüne benzedi hayat
Sardıkça kıvrandı içi boş bayat
Dikeni soktukça ettirdi feryat
Çıkılmaz yoluna çevirdi hayat
Geride sadece yıkık dökükler
Sarsılmış benlikle yırtık sökükler
Canlarından bezmiş boynu bükükler
Koskoca çınarken devirdi hayat
Düşünüp taşınmak mümkün mü sanki!
Her zaman karşında durduğu anki
Yıllardır yanında olmuştur kanki
Aklımı fikrimi kemirdi hayat
Zehirden içecek sunar elinle
İki büklüm yapar eğik belinle
Sanki meydan okur afet yelinle
İliği kurutup emdirdi hayat
Saçına akları doldurur doymaz
Yılları aylara katarda saymaz
Ömrünce peşinden koşsan da durmaz
Gözüme mil çekip bitirdi hayat
NESRİN ÖNEM DEMİR
02 02 2015
www.kafiye.net