şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
DELFİNYUM’UN GÖZLERİ Gelincikler ıslanırdı gözlerinde, kirpiklerinden kızıl kısrak taylar kanatlanırdı. Yanardı göğsü güneşin, şöyle dönüp bakınca Delfinyum. Ahu ahu bakışlarında büyürdü gökyüzü. Saçlarını salar sinelerinden o mavisi pür pak bedenini büker, eğilip öperdi alnından ham güzeli. Samur samur saçlarında gece başka güneşlenirdi, susadıkça, gerdanının dizisinden bir çiy taneciği aşırıp sabaha durulanırdı… Gece başka yosmaydı […]
Sabah Sızısı Ağlar çekilmeden denizin göğsünden, türkümüzü mırıldanırdı zeytin ağaçları Torba’da. Gölün gözlerinden mavi ufka süzülüp akarken , kanatlarımıza silkelenirdi begonviller . Yamaçlarımızda salkım saçak söğüt ıslıkları , ağustos böceklerinin ürkekliğimizin ensesine inadına bastıran o çılgın senfonisi, dalgalarda dört mevsim yaz Vivaldi ,ah!’’ gül pembenin’’ fundalıklarımızda yankılan fısıltıları ; balıkçı motorlarının ruhumuzdan geçişlerine akan yalıçapkını […]
Difenbahya’nın Gözleri Beni mavi nisan sabahlarına getiren gözlerinde gül üstü çiylenişler tütüyor. Mavi bir damla kaçırmış kirpiklerinden su perisi, göğsümün çırılçıplak koylarına sığınıyor. Taşıyor, bel altı kalıyor çıplaklık, suda gizlenen gülüşlerinden eteği kabaran sevişlere çıkıyor güneşlenmeleri. Akdeniz turkuazları karışıyor buğusuna, lavanta kesecikleri dağılıyor, gövdesiz tomurcuklar yeşilleniyor elasında. Ceviz yaprağı kokan sine uçları halkalanıyor menevişlerinde. Duvaklı […]
Türk şiirinin Beyaz Kartal’ı, Dede Korkut lakaplarıyla tanınan Bahattin Karakoç 1930 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde dünyaya geldi. Şair kökenli bir ailenin üç çocuğundan birisi olan Bahattin Karakoç, aynı zamanda Türk Şiirinin en önemli isimlerinden Abdurrahim Karakoç ve Ertuğrul Karakoç’un da ağabeyidir. Oldukça zeki bir çocuk olan şair, daha 3. sınıftayken Osmanlıcayı öğrenmiş, bir ay içerisinde Kuran-ı Kerimi hatmetmeyi başarmıştır. İlköğretimini Ekinözü İlçesinde,
Her akşam o ak ellerinde aynalı çay tepsisi ,nasılda süzülerek gelirdi Lâika!
Saçlarında rüzgarın elleri,dudaklarında gül buseleri çiçekli fistanını gurubun huşusuna savurarak ,aheste aheste gelirdi, koylarından maviliklerin. Ak gerdandan aşağı gönlüme akan siyah inci tozu serpilmiş saçlarında yanardı gecenin şavkı mor menekşelerce! Orta boylarına tav olduğum ,ince balık etinde papatyalardan ak güzel ,küçük ağızlı dolgun dudaklı ,hokka
Yeşil topuklarıyla bir gelincik geçer birazdan yalı sokaktan. Kızılcık balı damlamış böğürtlen dalından kalkar kuşları gecenin. Yağmur vurur usul usul ahşap pencerelerin isli camlarına. Karıncaların kırıntı davasında bitmeyen mücadelesinde sancır avludaki incir ağacının kökleri. Vakit damlar laçin dallarından, yeşil kozalaklardan akar balı fıstıklı sevdaların. Bülbül kırmızıya ağıtlanır şuh düetlerin otağında..Sırtlardan düşer işmarı güneşin. Asiye derin uykuların koynunda. Yıllanır aşkın taze döşeğind