şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Tescilli bir tespitte bulunacağım; bazı yaralar ne kadar derin olurlarsa olsunlar, kabuk bağladıktan sonra yeniden kanattığınızda o ilk “yaralanırkenki” acıyı hissetmiyorsunuz. Bizzat tecrübemle sabit. Şimdi yılların getirisiyle deli gibi bağlandığım bir adam ilk gittiğinde sahiden tam manası ile öleceğimi sandım. “Aşktan ölünmüyor” diyenlere en gerçek ispat olacaktım. Manen değil zahiren tükeniyordu gücüm. Eksiliyordum. Dışarıdan bakınca görülmeyen ama gelmiş geçmiş tüm
Sonra içimden bi kadın dedi ki, üşüyorum. Ama üşümüyordum ben. Yani şu an üşümüyorum. Rüzgar hatta baya iyi hissettiriyor. Bak başını atladım, bunu bu ara çok yapıyorum. Birileri beni yine çok üzüyor. Bi mesaj mesela, gırtlağıma oturdu Ces*.
Gel otur şöyle karşıma, sana anlatacaklarım var.Sen gittin hani, oluyo yarım sene. O ayrılığın
öncesi de vardı tabi bir 4 ay kadar. İşte ben, sen ilk gittiğinde kimseyi sevemeyeceğime kanaat getirmiştim. Çünkü ilkimdin, ilkler unutulmazdı. Evet unutulmuyor da, anı olarak kalıyor geride her şey. Neyse, bir adam geldi, çok ısraretti hayatıma girmek için. Yerine göz dikti sandım, gözlerimi diktim paslı bir iğneyle, o adama bakmamaları için. Sonra gözlerimi öperek açtı o.
Anne vur beni,
Çünkü bugün ayın yirmi yedisi.
Çünkü bugünü, uzun mesajlarla kutlardım gitmeseydi kendisi.
Masalarıma masallar dök.
Dudaklarımdaki korkulardan öp.
Ve git bütünlüğünden yoksun kalmış bir tütün gibi çektikçe bir of dağıldım.