şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Korunmasız ve savunmasızca sevmek gözlerin derinliğinde kaybolurken ruhumun, bedenimin eriyip akmasıydı seninle olmak.
Yitik zamanın ardından koşarken ağustos geceleri iner üzerime. Dört bir yanımı hüzün sarar. Önce sayısız harfler susar, sonra sayılı
Beton yığınları arasında, mekanik seslerden uzak, tarihin koynunda, yaşanmışlıkların seni sarıp sarmaladığı, iliklerine kadar ısıtan bir yaz sıcağıdır. Bilinmedik mekanlarda anı yaşamak.
Bir çöl yangını indi kalbimin ortasına ruhumun sılasına. Sürgünden yurduna dönmesi için kurban gerekliydi. Gözlerime yasak koydum, senin için yaş akmasın diye. Geceleyin arz, gündüzleri de sema tanıklık etti bu yakarışa. Yüzüne bakmadan, sırrı kaybolmuş aynalarda siluetine konuştum.
Sana geldim yüreğim ellimde, pişmalıklarım ve yalnızlığımla. Gölgem gibi peşimi bırakmayan özlemimle. Yüreğimin sesi valse başlamış dans ediyor gözleri kapalı. Sözcükler dudağımda, boğazım kuruyor. Işık dmalacıkları gibi yüreğime dökülüyor.
Gecenin ıssızında buluştuk, karanlık, su ve su üzerindeki yakamoz; sen bilmeden seni konuştuk: sensiz yarım olan günü nasıl tamamladığımı anlattım…
Zemheri sabahının rüzgarlarıyla üşüdü ellerim… Taş plakta eski bir şarkı gibi dinledim yine yeniden seni… Sözlerin içime akan ılık meltem misali gözlerimde buğulandı… Canlandı anılar siyah beyaz filmlerin buruk salonlarında… Ve yine yeniden yaşadım fotoğraflara sinmiş o güzel günleri…
Yine akşam olmakta… Güneş yavaş yavaş heybelinin üzerinden güne veda ederken, günün özlemini, hüznünü, sevincini de götürüyordu… Derin bir iç çektim iliklerime kadar işledi denizin kokusunda senin kokunu aldım…
Zemheri sabahının rüzgarlarıyla üşüdü ellerim…Taş plakta eski bir şarkı gibi dinledim yine yeniden seni…Sözlerin içime akan ılık meltem misali gözlerimde buğulandı…Canlandı anılar siyah beyaz filmlerin buruk salonlarında…Ve yine yeniden yaşadım fotoğraflara sinmiş o güzel günleri…Şimdi bir güvercin kanadında kanayan yüreğim hasretine hasret katmakta…Yorgun geceler müptelayım, solgun çiçekler gibi cam
Umut ve güç ver sisler arasında, nefesin olsun bende, birde sözcüklerin. Yağmurda ayak seslerin duyayım. Güneş bulutların arasından göz kırparken senin hayalin dolanayım. Sigaranın dumanında nefeslerimiz karışsın özlemle ve hasretle. Yaşayamadıklarımızı, bencilce ve fütursuzca yaşayalım. Kapatalım kapıları, sevgi selini…n coşkun şehvetinde, avuçlarımızdaki köz ile yüreğimizde yoğuralım…
Ayağa batan taşlar gibi tek tek ayıklamaya çalışıyorum duygularımdaki rahatsızlıklarımı. Koparmaya çalışıyorum yüreğimdeki yalancı sevdaları, riyakar ruhları..Mutluluk çerçevesinde sergilenirken fotoğraflar, yaşanmışlıkları silgi ile silmeye çalıştım kaybolmuş zamanlar içerisinde.