şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Kız! İşte toplumumuzda bekâretin adresi. Daha önce hiçbir cinsel münasebeti olmayan bayanlara verilen ad. Ya daha önce cinsel münasebeti olmayan erkeklere ne deniyor? Bir şey demeye gerek yok. Erkeklerin münasebetleri “ağamsın, paşamsın, koçum benim” diye alkışlanırken, bayanlar “orospu” adıyla yuhalanır, dışlanır ya da en ağır şekilde hatta ölümle bile cezalandırılır.
Yıllar var ki, Türk’ü çekemeyen, onun ilerlemesine katlanamayan, “Türkiye ne ölsün ne de yaşasın” diyen pek çok ülke var yeryüzünde. Çağdaşlaşma yolunda, bilim alanında kendi ilerlemelerini kaydedip zirvede olmak isteyen bu ülkeler, Türkiye’nin refah içinde ilerlemeci bir zihniyetle attığı adımların sesinden ürktü.
Eledim, eledim höllük eledim,
Aynalı beşikte yavrum, bebek beledim
Büyüttüm besledim, asker eyledim,
Gitti de gelmedi yavrum, buna ne çare…
Eli kalem tutan herkes yazdı aylardır bir adım öne gidemediğimizi, terörde kilitlendiğimizi. Terörle yattık, terörle kalktık. Askerlerimizi şehit verdik, törenler düzenledik, yâd ettik, başsağlığı diledik. Bir olduk, kenetlendik. Tüm bunlar yaşanırken araya referandumu sıkıştırdık. RTÜRK ile haberler üzerine mülahazalar gerçekleştirdik.
Anne babası tarafından terkedilmiş, kendisiyle aynı kaderi paylaşanlarla bir arada büyüyen çocuklarımız sizce ikinci bir şansı hak etmiyorlar mı? Bilinen bilinmeyen pek çok sebep olabilir terk ediliş serüvenlerinde. Yoksulluk, ölüm, nikah dışı doğum… Sebep her ne olursa olsun o çocuklar hepimizin çocukları, hepimizin geleceğidir.
Neşenin muhabbetin meclisi, huzur, barış ve dostlukla atan kalplerde kurulur. Birimizin parmağı kanasa hepimizin canı yanar. Kars’ta yere düşen bir çocuğun dizinin acısını Edirne’de hisseden bir milletiz biz. Memleketim insanı, tam bir birlik, bütünlük içinde acıyı ve sevinci paylaşmasını en iyi bilenlerdendir.
Güzel hayallerle güzelliklere kavuşmayı hedefleyen gençlerimiz, bu uğurda başlarlar canla başla çalışmaya. Hayallerini gerçekleştirme yolunda kısa bir mola verirler. Tahsillerini tamamlar tamamlamaz vatani vazifelerini yerine getirmek üzere memleketlerinden ayrılırlar.
20 li yaşlara vardığı zaman kutsal vazifesini icra etmeye yollanırken
Sonbahar aylarının başlamasıyla “influenza” adlı virüsün sebep olduğu bilinen grip hastalığı, pek çoğumuzun korkulu rüyası olmuştur. Bağışıklık sistemini alt üst eden grip, eklemlerde ağrı, yüksek ateş, öksürük ve halsizliği de beraberinde getirmekte, günlük yaşam standardımızı da olumsuz yönde etkilemektedir. Solunum yoluyla bulaşması nedeniyle
Geçenlerde alış veriş yaptığım bir mağazada, neşe ve korkunun evladını kalbine hapsetmiş genç bir bayanla karşılaştım. Öyle hayat dolu, öyle pozitif enerji kaynağı gibi gülümseyen dudaklarından süzülen sözlere şahit oldum istemeden.
Töre, kelime kökü itibariyle, eski İbranice’den (Tora/Tevrat), ve Moğalca’dan (Tör/Devlet) dilimize yerleşmiş olup, yazılmaya bile gerek olmayan, uyulması zorunlu, kesin kural demektir.
İlk, doğruluğu kabul görmüş; gerek İlahi, gerekse kültürel bir kanun olarak tanınan töre, zaman içinde doğruluğunu koruyamamış,