şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Ne kadar mutlu bir dünyamız var. Döne döne gidiyor güneşin peşinden. İçindeki anaforlara, çalkantılara, savaşlara isyanlara, yıkımlara hic aldırış etmeden hedefine ilerliyor.
Çünkü onun bir ışığı var. Ve ışık onun yolunu belirliyor. Işığına güveniyor. Şayet bir an içine dönüp baksa biliyor ki yolunu şaşıracak, yok olacak.
İyi çabuk yürüyen, muharip, cesur, eli ayağı sağlam, yerleşik olmayan, göçebe hayatı yaşayan halk anlamına gelen “YÖRÜK” Türk’ün özüdür. 1071 Malazgirt Zaferi ile Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Oğuz Türklerinin göçebe hayatını devam ettiren halka Yörük, yerleşik hayata geçenlere ise Türkmen adı verildi.
Bir kişi 5 metrelik bir yüksekliğe çıkarsa ufuk mesafesi 9,2 km olur. Fiziksel olarak dünyanın çapı dikkate alınarak yapılan bu hesaplamayı, düşünce mesafesine atfedersek, insanınBir koşuşturmalı ki telaşımız dünya için, ufkunun genişlemesi kendini geliştirmesi ile bire bir doğru orantılı olur. İnsan ne kadar çok bilgiye sahipse, ne kadar çok tecrübelerini, aslını idrak edebilecek oranda kullanırsa ve ne kadar çok severse varlığı işte o zaman kendini geliştirmiş olur.
“Aynı ırmakta iki kez yıkanılamaz. Çünkü artık ne o ırmak eski ırmaktır, ne de o insan aynı insandır”. Ünlü filozof Herakleitos’un da dediği gibi sosyal yaşamda insanın her daim değişim içinde olduğu, mutlaka çevreden, olay ve durumlardan etkilendiği, bugünün dünden farklı olduğu su götürmez bir gerçektir. Bu değişim fiziğin ötesinde ruhsaldır. Zira insan, zamanın içinden ya da zaman, insanın içinden akıp giderken elbette ki insanda bir şeyler bıraktığı gibi ondan da
Bir insanı anlamaya çalışmak, anlamak; bilmekle, düşünmekle, tanımakla, gözlemlemekle, değişimi kabullenmekle, empati kurmakla mümkündür. Bunlar için ise, elbette ki farkındalık ve anlamaya isteklilik gerekir.
Toplumumuzda özellikle de eşlerin birbirlerini anlamadıklarından yakındığını duyarız hep. Ya da erkeklerin kadınları, kadınların da erkekleri anlamadıklarından bahsederiz. Peki, gerçekten insan anlaşılmaz mıdır?
Diyorlar ki sessizlik en iyi cevaptır. Herkes en iyi cevabı vermeye kalksa ne olur?
Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa… sözü yalan mıdır?
Her yerde her çerçevede bir sükunet sözleri türedi. Zaten birbirini yeterince hakkıyla dinleyemedigi için anlaşamayan insanlara bir de sükuneti empoze edenler hangi oyunların oyuncağı olduğunun farkında mı acaba? Müslümanlıkta dinleme ile muhabbet ile istişare ile doğruyu arama, bulma, konuşma ve yayma vardır.
Gülünce gözlerinin içi gülüyor,
Kendimi senden alamıyorum…
Ne güzel söylemiş şair. Gülmek kadar insana yakışan başka bir şey var mıdır?
İnsanın gözlerinin içi gülmesi, okyanusa vuran öğlen güneşinin ışıldaması gibi göz kamaştırır. Karşıdakine bir sakinlik, bir rahatlık
Allah’tan ne istiyoruz? Dualarimızda neler var?
Sağlık, huzur, mutluluk, güçlü iman, cennet, hayırlı ömür, afiyet, bereket, bol kazanç, rahat yaşam, hayırlı iyi insanlar, güzel bir iş, güzel bir eş, güzel bir ömür vs
Nice zamanlarımıza kıyıp da boş işlerin yolunu tuttuğumuz şu dünyada, okumaya, öğrenmeye ve farklı fikirleri özümsemeye önem veren siz değerli okurlarımla birlikte olmanın hazzını duyuyorum. Yaklaşık 16 yıldır gerek fikirlerimi gerekse hislerimi gönül dünyamda hapsetmeden siz okurlarımla paylaşıyorum. Ve “mutluluk paylaşımdır” felsefesini kendime bir açı edindiğimden beri başarılı, mutlu ve hümanist bir insan olma yolunda emin ve ilerleyici
Yıllar var ki, Türk’ü çekemeyen, onun ilerlemesine katlanamayan, “Türkiye ne ölsün ne de yaşasın” diyen pek çok ülke var yeryüzünde. Çağdaşlaşma yolunda, bilim alanında kendi ilerlemelerini kaydedip zirvede olmak isteyen bu ülkeler, Türkiye’nin refah içinde ilerlemeci bir zihniyetle attığı adımların sesinden ürktü. Sesi susturmanın tek yolu ise ülkemi başka karışık işlerle meşgul etmekti.