şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Biliyor musun, kavuştuk biz? Tren kalkıyordu hani, ben koşuyordum, kalabalığa karışmış. Kaç insanın hüzünden ağır bavuluna çarptım, kaç veda eden ele değdim sayamadım, sana yetişmek, son kez görmek için. Hani siyah beyazdı herşey… Gök karanlıktı, güneş saklanmıştı, kuşlar susmuştu. Nefes nefeseydim ben, sense vagonun penceresinde benden ümidi kesmiş, acı terennümlerindeydin sevdanın. Buluştu o an gözlerimiz, düşüp korkunun ısrarla saran kollarından.
Yeni bir eve taşınmıştık. Burası bir apartman dairesi. Ama biz ailecek bahçeli evde oturmaya alışığız aslında. Pek memnun değilim bu değişimden. Sırf sobalı evde üşümek miydi derdimiz, taşındık bu kapalı mekana? Ne güneş görüyoruz, ne çimen, ne çiçek, ruhum sıkılıyor. Sobamın çıtırtısını özledim. Yağmurlu akşamlarda bu çıtırtıyla hayal kurmayı müzik dinlemeyi özledim. Kimse anlamıyor beni herkes öyle mutlu ki. Beni ve sıkıntımı yok sayıyorlar. Farkımda bile değiller sanki. Duramıyorum, atıyorum kendimi dışarıya. Özgürlüğüme…
Elleri cebinde yürürken birden otobüsün geldiğini fark etti. Adımlarını hızlandırdı ellerini cebinden çıkartırken. Cebinden bir kağıt uçtu döndü baktı, sevdiğinin resmiydi, dönüp almak istedi önce, sonra vazgeçti..Otobüse doğru koştu..Yetişmişti. Gerektiği kadar sevinemedi. Çantasından para çıkartıp ücreti verdi..
Onu ilk gördüğü anda etkilenmişti. Kapkaraydı gözleri, derin denizlerin koyuluğu gibiydi … Bir o kadar hüzünlü… Sanki kırkyıldır biliyordu kalbi onu, kırk yıldır tanıyordu.. Sıcacık oluyordu o gözlere her bakışında yüreği.. Sol yanında bir acı..
Başını dayadığı otobüs camında uyuyakalmış olmalıydı. Bindikleri otobüs köylerine sefer yapan minübüslere göre oldukça konforlu sayılırdı. Çay, kahve servisi bile yapmışlardı. Şimdi de hostes kolonya döküyordu otobüsteki tüm yolculara. Bu hareketliliğe uyanmıştı demek. Uyku mahmurluğuyla şöyle bir esnedi.
Çocukluğum annemin işe gitmesi nedeniyle anneannemin yanında
geçti. Herkes gibi benim de o yıllar şimdi sisler arasından büyülü bir masal
gibi görünüyor belleğimde. Her masalın baş kahramanı, her oyunun öğretmeni veya
doktoru yani en faal oyuncusuydum o yıllar, tıpkı her çocuğun olduğu gibi.
Seninle bir şehirlerarası otobüsün arka koltuklarında kesişti yollarımız. Babanın kucağındaydın saatlerdir ve tüm yolcuları rahatsız etmek pahasına, hatta akciğerlerini nefessiz bırakmak pahasına bağırdıkça bağırıyordun…