Kategoriler

Arşivler


Tarih 19 May 2025 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

BEKLE GELMEK ICIN YOLDAYIM!

HÜSEYİN DURMUŞ

BEKLE GELMEK ICIN YOLDAYIM!



Turnalara tutunda geldiyen sevgilim,
Eski turnalar kalmadı bu diyarda canım!
Ne kanat çırpıyor, ne umut veriyor sevgilim!
Bekle gül goncasi, gelmek için yoldayım!



Yeşil başlı gövel ördek gelmez oldu
Gölümüze dalıp selamını getirmez oldu,
Onulmaz derde düştüm çare bilinmez oldu!
Bekle gül goncasi, gelmek için yoldayım!



Bülbül gül bahçemde şakımaz oldu artık
Gonca gül kokmaz oldu senin yokluğunda artık,
Bülbül güle küs, sen neden yoksun artık!
Bekle gül goncasi, gelmek için yoldayım!



Altın hızla mülayim türküsü benim şiarım,
Sen terle ben senin terlerini sileyim canım,
Derdim sensin uzaklarda bekleme gelirim,
Bekle gül goncasi, gelmek için yoldayım!



Gökyüzünde asılıdır senin için aşk zembilim,
Aşkını doldur doldur, inan zehir olsa içerim!
Ömrümün son demene kadar kapıda beklerim,
Bekle gül goncası, gelmek için yoldayım!



Der Hüseyin bu kadar kahır, elem yeter!
Dikkat etmezsen, olacaksın inan beter!
Sevginin zulmüyle bak olma derbeder!
Bekle gül goncası, gelmek için yoldayım!



19.05.2025 / pazartesi/ Karabağlar


Hüseyin Durmuş
Emekli edebiyat öğretmeni
Şair, yazar
Www.kafiye.net edebiyat sayfası sahibi


Tarih 16 May 2025 Kategori: Levent Suer

Dost Gönlünde

LEVENT SÜER

Dost Gönlünde


İnsanlar kendi ile ilgili söylediklerine en naif yerleri kalpleri ile başlarlar.

Yolculuk, zaman ve mekân içinde yer değiştirmek olsa da, zaman bizleri de değiştirip dönüştürür.

Yolculuğumuz devam ediyor. Yol bizlerin yolu. Kimimiz memnun oldu, bu yoldan, bazılarımız ne yol bu, hiç çıkmasaydım bu yola derken, kimimiz ise hala yolunu aramakla meşgul.

Hiç unutmadıklarımız ve ilk hedef hep dostluklarımız daim dediklerimiz var. Engel olmadık da, unutmadık da, anıları da yaşadıklarımızı da.


…Dost Gönlünde


Dostu dost diye dost bilmedik,
Yerip üzüp tek başına seyreylemedik
Bildik derdi var, zora eylemedik;
Dost, kızar mı dedik, yine yine sevdik.
Hayali Cihan olsa körüz, görmeyiz;
Buğdayı başaktan ayırdetmeyiz.
Derde derman, hasılı kelâm bilir de,
Üşümeyiz, biliriz yük dost gönlünde.
Bir dostluk düeti oluşturdum zamanla.
 Kazanmaktan çok kaybedince paylaştım.
Fotokopi duygulardan uzaktı paylaşımlarım.

Sezon hiç kapanmadı ben de.
Final de olmadı.
Kütüphane sessizliğini hiç sevemedim.
Bir fil edasıyla girdim camcı dükkânına amma bir fil gücüyle hiç ezmedim çimleri.

İlham veren güzel ilişkiler için güç değil etrafımıza sevgi yansıtmaya devam.

Günaydın Dostlar…

Harika bir gün dilerim.



YazılarınDuruKalemi

Levent  Süer
www.kafiye.net


Tarih 16 May 2025 Kategori: Songül Mahperi Irmak

NELER DUYDUK NELER GÖRDÜK

SONGÜL MAHPERİ IRMAK

NELER DUYDUK NELER GÖRDÜK



Üvey anasına yan bakanlar var
Zivanadan çıkıp azanı duyduk
Ne sadakat kalmış ne de itibar
Edebi töreyi bozanı duyduk


Yetimin malını çalmak günahtır

Tüyü bitmemişten alınan ahtır
Başımıza gelen her şey mübahtır
Çünkü garibanı ezeni duyduk


Kurtla gezip çakal ile paylayan
Yemin edip yalan beyan söyleyen
Zengin suçluları azad eyleyen
İdamı masuma yazanı duyduk


Mürid bulup onu bunu kullanıp
Muska yazıp ini cini kullanıp
Çıkar için kutsal dini kullanıp
Akrep yılan gibi sızanı duyduk



Davet edilmedik yere gitmeyen
Üç kuruşa sanatını satmayan
Padişaha bile minnet etmeyen
ŞAİRİ AŞIĞI OZANI duyduk


Nemrut’un ateşi yanan Dünyada
Kendini ölümsüz sanan Dünyada
Bu kadar haksızlık dönen Dünyada
Ahrette şaşmayan mizanı duyduk


Ey Mahperi sende alış bu çağa
Bilmiyorum deyip yatma salağa
Sağ ile sol girmiş aynı mutfağa
Fitne kaynatılan kazanı duyduk



Songül Mahperi Irmak
www.kafiye.net


Tarih 16 May 2025 Kategori: Songül Mahperi Irmak

KİBİR KOKUYOR

SONGÜL MAHPERİ IRMAK

KİBİR KOKUYOR


Bu kadar yüksekten uçma engin ol
Sayfanda ki yazın kibir kokuyor
Tevekkül et düşün gönlü zengin ol
Kelamın her sözün kibir kokuyor


Hicaz’ı Yemen’i gezip gelsende
Yetmiş iki buçuk dili bilsende
Dünyada emsalsiz üstad olsanda
Elinde ki sazın kibir kokuyor



Şeytanın safında kör durma sakın
Kendin bilmeyene sır verme sakın
Harabat ehlini hor görme sakın
Bakışın ve gözün kibir kokuyor


Kul hüsnizan eder suizan etme
Hakkın yarattığı kulu incitme
Her gönüle dokunurum zannetme
Sahnede avazın kibir kokuyor


Senide benide var eden Hak’tır
Bize ilham veren Kâdr-î Mutlak’tır
Yüz yaşa son durak kara topraktır
Naaşın ve bezin kibir kokuyor


Kirâmen Kâtibîn yazar defteri
Duydunmu arasat ile mahşeri
Daha ne söylesin aciz Mahperi
Velhasılı özün kibir kokuyor



Songül Mahperi Irmak
www.kafiye.net


Tarih 15 May 2025 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

CHP LI BELEDIYELERDE GREV RUZGARI BASLADI!!!

HÜSEYİN DURMUŞ

CHP LI BELEDIYELERDE GREV RUZGARI BASLADI!!!


Değerli dostlarım. Son zamanlarda siyasette müthiş hareketlilik var. İstanbul ve ızmirde chpli belediyelerde görevler başladı. İşçiler maaşlarını alamıyormuş. Belediye başkanları ve chpli vatandaşlar halka açıklama yapıyor.

O kadar ilginçti ki bakalım sizler ne diyeceksiniz. Akp belediyelerin parasını kesiyor. Bu nedenle para yokmuş. Allah Allah. Belediyeler sadece devletten mi gelir elde ediyor? Şimdi birkaç sorum olacak. Chp li belediyeler ve CHP li üyelere ve bazı mahalle muhtarlarına soruyorum.

1- çalışan işçiler için sgkya yatırılması gereken, her ay sgky yatırılmak üzere belediye personeli için kesilen sigorta paraları sgky yatmadı. Bu kesintiler ne oldu? Vatandaşa bunu açıklayın.

2 – izmir büyük şehir belediyesi 7000 kişiye yakın fazla personeli neden çıkarıyor. Amaç tasarrufmuş. İnşallah öyledir.

3 – işçi para beklerken konserlere milyonlarca para bir kaç sanatçıya verildi. Konserler için tasarruf neden yok. Bu arada hala konserler neden düzenleniyor.

4 – Belediye gelirleri içerisinde; resim vergisi, Pazaryeri vergisi, otopark gelirleri, inşaat, ev ruhsatları vergisi, reklam ve ilan vergisi. Bunlar hemen aklıma gelenler. Bunlardan elde edilen gelirler ile neler ödeniyor?

Dostlar. Bu soruları açıklasınlar bakalım belediye başkanları. Hükumete iftirayı bırakın! İnsanlara doğruları açıklayın. Bana bu konuları anlatın, olmaz me? 70 yaşındaki bir yaşlıya anlatında bu yaşlıyı ikna edin! Haydi hayırlısı.

Saygılarımla!

14.05.2025 çarşamba/ Karabağlar

Hüseyin Durmuş

Emekli edebiyat öğretmeni

Şair, yazar

Www.kafiye.net edebiyat sayfası sahibi


Tarih 9 May 2025 Kategori: Belgin Turan SATICI

Genç Kalabilir Mi İnsan?

BELGİN TURAN

Genç Kalabilir Mi İnsan?

Genç kalabilir mi insan yada ne denli genç kalabilir tartışılabilir ama sanırım vaktinden önce çökmemenin de formülü olabilir.

Bir kere doğanın dengesine ve akışına yapabileceğimiz bir şey yok.

Yapılan estetiklerde bazen mucizeler yaşansa da o hale gelinceye kadar geçirilen operasyonları gördükçe insanın bu uğurda güzelleşme isteğinden vazgeçtiği olabiliyor.

Her şeyden önce tutunabileceğin birileri olmalı hayatta.

Araya mesafeler, araya yollar ve yıllar girse de aradığın da yanında bulacağın sıkı dostların olmalı.

Sevdiğin, güvendiğin bir insan yağmurlu gününe aydınlık penceresini açabilmeli,

Tamda istediğin ihtiyacın olduğu anda yanında olabilmeli.

İnsanın zamanla iç enerjisi yüzüne vuruyor, yılların yaşanmışlıkları, çekilen sıkıntıların ağırlığı kadar derin olabiliyor ve çekilen çileler kadar keskin oluyor yüzdeki çizgiler.

Bazı ton ton yaşlılar görürüz, yüzündeki her çizgi geçmişe dair bir anlam verir bu güne.

İşte onlar hayatı anlayan, anı değerlendiren, kendini ve çevresini seven, sevmeyi başarabilen insanlardır.

Hayalinde yaşattığın, büyüttüğün beslediğin bir sevgi olmalı içinde,  hatta bazen coşup taşmalı içinden.

Misal yolda giderken nedensiz yere yüzünde tebessüm oluşmalı, bir merhaba demelisin yoldaki yalnız bir sokak kedisine, bir merhaba demelisin bazen de kendine, dünyaya, sevdiklerine.

***

Bu neden böyle? Bu beni kırdı? Özel bir günümde aramadı? Ne doğum günümü bildi?

Ne yılbaşı ne başka özel bir gün…

Bir kuru telefonu çok gördü bana bu ve buna benzer kuruntular yer bitirir seni. Sonra düşünürsün gerek var mı? Çok istiyorsan ve eğer samimiyetin varsa sen arayıp sor. 

Yaşamın tılsımı beklentilerini azatlığın an başlıyor.

Öyle bir kişi olmalı ki hayatında, başını omzuna yasladığında kederlerini silecek biri, seni eksiklerinle değil, artılarınla da yüceltecek birileri olmalı.

İçin sıkıldığı, bunaldığın bir anda ansızın aradığın ve aradığına mutlu olan mutlu eden biri olmalı.

Sonra bu enerji seni kırlara taşımalı alabildiğince yürüyebilmelisin ormanın güzelliklerini keşfederek, farkında olarak her güne yeni bir enerji ile uyanabilmelisin.

Bu enerji ve güç yaşam felsefen haline gelince beslenmen, uykun, sağlığın her şey daha bir güzele gidecektir.

Çünkü içindeki güzellikler beslendikçe vücudun yıpranıp seni hastalıklarla imtihan edemeyecektir.

Zamanı durduramayız.

İstesek de istemesek de yıllar uçup gidecektir gitmesine de geriye baktığımızda güzel anılarla doluysa belleğimizden yüzümüze güzel bir tebessüm çizgisi oturacaktır.

Bizden başka kimse o çizginin nedenini bilemeyecektir.

Ve bizdeki o enerji ve coşkuyla insanları mıknatıs gibi kendimize çekeceğimiz için yaşımızda önemini yitirecektir bu bağlamda kendiliğinden.



Belgin TURAN
www.kafiye.net


Tarih 9 May 2025 Kategori: Belgin Turan SATICI

Değersizlik İnancı…

BELGİN TURAN

Değersizlik İnancı…

Bir çocuk ailede; sevmeyi, sevilmeyi, değer verilmeyi, nefreti, kin gütmeyi, önemsenmemeyi, önemsenmeyi, öğrenir.  Ailede öğrenilen şeyler çocuğun kendilik algısını olumlu veya olumsuz yönde etikler. Ailede değer verilen, önemsenen, sevilen bir çocukta özgüven gelişirken tam tersi olumsuz bir aile ortamında yetişen çocuğun ise kendini değersiz ve yetersiz hissetmesine sebep olur.

Bazı ailelerde özellikle kardeşler arasındaki kıskançlığın sebeplerinden biri de özellikle küçük çocuğa ailenin abartılı bir şekilde sevgisini göstermesi ve büyük kardeşi sürekli eleştirmesi çocuk üzerinde ciddi olumsuz etkilere sebebiyet vermektedir. Tabi ki her çocuğun gelişim dönemine göre ihtiyaçları ve istekleri farklılık gösterebilir. 2 yaşındaki bir çocuğun bakımı ile 6 yaşındaki bir çocuğun bakımı ve ihtiyaçları farklıdır. Fakat ailelerin bazıları 6 yaşındaki çocuğa gereğinden fazla sorumluluk vererek sen artık “abla” veya “abi” oldun.- Şu yaptığını beğeniyor musun? -Defol gözüme görünme? Gibi sözleri hele de misafirlerin/başkalarının yanında söylemek çocuğu ne kadar çok rencide edecektir. Bu söylemi çocukla birebirken de yapmamak gerekiyor. Yanlış bir davranış yapabilir. Çocuğa bu davranışını anlatmak daha iyi ve yerinde bir tutum olur. Çoğu kere çocuk aşağılayıcı sözler karşısında yapmış olduğu yanlış hareketi düzeltemeyecektir.

Çocuğun, ergenlik döneminde başkalarıyla kıyaslanması, kendisinin diğerlerinden daha yetersiz hissetmesine neden olur. Kendi yeteneklerini ortaya çıkarmakta güçlük yaşar. İyi yönlerini, güzel taraflarını artık görmemeye, duymamaya başlar.

Mükemmeliyetçi anne-babalar siz o yaşlardayken aynı yada farklı hataları yaparak büyüdünüz, ne çabuk unutuyorsunuz. Çocuğunuzu büyütürken yüreğinde çizikler oluşturmadan büyütün, unutmayın siz ne iseniz çocuğunuz da odur. Çocuk nasıl bir ailede büyüdüyse o şekilde şekillenecektir. 

***

Asıl sorun da olumsuz çocukluk deneyimlerinin, ileriki yaşlarda kişinin kendisini değersiz hissetmesine ve başkalarının yapmış olduğu davranışlarda hep kendinde bir kusur ve değersizlik algısına neden olabiliyor. Bu kişilerde iki tür tutum gelişebiliyor. Ya değersizliğini hasır altı edip karşısındaki kişilere tepeden bakıp sürekli eleştirecek bir şeyler buluyor. Siz bir hareket yaptığınızda yada yapmadığınızda bu durumu kendini değersiz hissettirdiğini söyleyerek içten içe hem kendini hem sizi üzüyor.

Yada içe kapanık birisi ise ona bir hakaret yapıldığında, onu eleştirdiğinde sorgusuz sualsiz kabul edip sineye çekiyor. Sevgili anne-babalar hani siz de onu küçükken değersiz hissettirdiğiniz sahneler vardı ya işte içindeki çocuk ona şu mesajı veriyor. Benim en güvendiklerim, benim en yakınlarım çocukken böyle davrandıysa başkalarının da böyle davranmaya hakkı var. Bunu bilinçli bir şekilde söylemese de yaşadığı durum tam da bu şekilde cereyan ediyor.

***

Anne-baba olarak; çocuk yetişkin olunca kendinize şu sözleri söylersiniz.”- Bu çocuk neden bu şekilde davranıyor? Ona her türlü imkânı verdik. Neden kendini yaşamdan izole ediyor. Neden kendine değer vermiyor? Neden kendini ifade edemiyor? Neden girdiği her işte pes ediyo? Geçmiş olsun. Ektiklerinizi biçtiniz.

***

Değersizlik duygusu ile nasıl baş edilir?

Öncelikle değersizlik duygusunun olumsuz etkilerini azaltabilmek için duyguyu tanıyın. Bu değersizlik duygusuna neden olan olumsuz düşünceleri, yani gerçekçi olmayan düşünceleri fark etmek çok önemli. Her insan hata yapabilir diyelim ki, hata yaptın. Bunu fark et ve kendine aşırı yüklenme lütfen.

Sen önce kendini olduğu gibi kabul et, kendine değer ver, kendini sev. Güçlü yönlerini geliştir, zayıf yönlerini fark edip onları değiştirmeye çalış.

Aldığın bir eleştiri ile yerle bir olma. Eleştiriyi dinle fakat bunu tamamen kendilik algınla örtüştürme, objektif bir şekilde değerlendir.

Yaşadığın bir olumsuzlukta çözüm yolları bulma becerileri kazandıkça kendine, etrafına, söylenilen sözlere karşı tutumunda değişecektir. Sonra sen değiştikçe olaylar, insanlar, durumlar da değişecektir.

***

Şimdi ruhen ve bedenen arınma vakti. Şimdiden bayramın; kalplerdeki pası silmesini, gönüllerin

şefkatle, sevgiyle dolmasını, ülkemize ve islam alemine bayramın hayırlara vesile olmasını dilerim.


Belgin Turan
www.kafiye.net


Tarih 9 May 2025 Kategori: Arelis Danger de la Cruz

Dicen que el zorro… / SAVAŞA DUR

Dicen que el zorro se deshace de las pulgas de una manera muy particular.

Se acerca lentamente al agua y empieza a sumergirse, poco a poco. Las pulgas, incómodas, comienzan a subir cada vez más alto… hasta reunirse todas en su hocico.

Entonces, el zorro se zambulle por completo.

Y listo.

Las pulgas desaparecen.

Así también sucede cuando una persona fuerte atraviesa momentos difíciles.

Poco a poco la abandonan los amigos.

Los conocidos se esfuman.

Desaparecen aquellos a quienes ayudaba, a quienes alimentaba con energía, tiempo, generosidad.

Se van incluso los familiares.

Socios, colegas, compañeros de años de trabajo — todos se alejan.

Y la persona fuerte se queda sola… en las frías aguas de la adversidad.

Triste. Vacía. Confundida.

Hasta Aristóteles sintió esa soledjad.

En su momento más duro — no le quedó ni un solo amigo.

¿Pero sabes qué?

Eran pulgas.

Parásitos disfrazados de amistad.

Se alimentaban de ti, encontraban refugio bajo tu piel — con respeto lo digo.

Y mientras más largo sea el invierno de tu vida, más parásitos se irán flotando por la corriente.

Ese es el regalo oculto del mal momento.

Un “menos” que en realidad es un “más”:

Te estás limpiando.

Te estás sanando.

Estás recuperando energía.

No lamentes a quienes se van cuando tú caes.

Agradece que por fin ves quién es quién.

Y como el zorro… sal del agua más fuerte, más limpio, más tú.

(Web)

📌

SAVAŞA DUR çağrısı ve mecazi olarak bana atılan iki taş için.

Mevcut Tüm Kişilikler için saygı istiyorum. Kimsenin bilinçaltı mesajları ile İnsanlık Dergisi Global’e hitap etmesine izin vermiyorum, düzenlediğim fotoğraf videoları yüzünden medya şovları veya şov olarak kataloglamasına izin vermiyorum, bu benim sahip olduğum modern, farklı ve motivasyon verici stildir, çünkü kimseyi kopyalamıyorum ve kıskanmıyorum Hiç kimse. Barış hakkında konuşmak ve onu tanıtmak için yeterli hazırlık, tevazu ve BİLGE sahibim. Sahip olduğum şeylerin yüzüme vurması ya da beni tehdit etmesi gerekmiyor. Ülkemi temsil ettiğim yerde rızam olmadan kendimi dışlamak, mazeretler ve mağduriyetle. Tehditler savaşın bir parçasıdır. Ve ben LA PAZ’ın bir parçasıyım.

Saygı duyun ve barış simgesini taşımaya layık olun.

Lütfen diğerleri barış için çalışsın. Başkalarının görünmeden şeffaf bir şekilde umut zincirleri yaratabilmeleri için ilham vermeyi seviyorum. Gerçek bir barışsever başkalarını incitmez ve dışlamaz, aşağılamaz, sorunsuz bir empatik olmalıdır. Ancak barışsever sebepsiz yere saldırıya uğrar, iki kez affedebilir ama üçüncüsünde adaletsizliğe bir son vermelidir. Sessiz kalma.

Ego ile yüceltilen statü yüzünden kimse herkesten daha fazla değildir, eşitlenmeyen tek seviye BİLGELİKTİR. Hiç kimse huzurumu bozamaz ya da beni dövdüklerini düşünmesinler, aksine sadece meşalemi her zamankinden daha yakmak için motive oluyorum. Tanrının huzurunda yalan söyleyemezsin, çünkü YARGILAYAN tek kişi odur. SAYGI istiyorum. Dünyadaki barış görevim mistik, ruhani ve insani.

Venezuela benim bayrağım ve kalkanım, kimsenin onun renklerine basmasına izin vermem. Çok yüksekteyim. Ve onu tüm ulusların bayraklarına bağlıyorum.

LATİN AMERİKA kükrememi hissediyor, aynı zamanda motivasyonumu yansıtıyor ve acımasızca işaret eden parmağını yöneltiyorum. Satranç taşlarını düşünmeden hareket ettiriyorlar… Kimseyle rekabet içinde değilim. Ben sadece Tanrı’nın bana söylediği şeyi yapıyorum. Onun ilahi ve kutsal özünden.

İkinci bir aramaydı. Ancak Wathssap ve Messenger’ımda aşağılanma ve saygısızlık üçüncüde devam ederse bildiri yükleyeceğim. Sessiz kalmayacağım. Hiç kimseye dua etmiyorum. Güç sadece Tanrı’dadır. Hiç kimse kimseden üstün değildir. Evren her şeyi izliyor

Ayrıca FARKLILIKLARA SAYGI DUYMAK istiyorum. İNSAN HAKLARININ BİR parçası. İNSANLIK DERGİSİ GLOBAL %100 ALTRÜSTÜDÜR. Dışlama yok. Bu bir İNSANLIK Dergisi. Sistemim ve dergideki repliğim kimse değiştirmeyecek. Şunu açıklığa kavuşturalım


Dra Hc Maria Elena Ramirez

İNSANLIK DERGİSİ GLOBAL’IN CEO’su VE KURUCU EDİTÖRÜ

VENEZUELA 30 NİSAN 2025

www.kafiye.net


Tarih 27 Nis 2025 Kategori: İlknur Özgün Yıldırım

Kalbim ki üç yara

İLKNUR YILDIRIM

Kalbim ki üç yara

Teselli
Sabır
Ve rica


Bir sema gibi yanmaz mısın içimde ey aşk…

Yarının kaygılı zifiri;
Her saniye muamma ser-sefil
Huşuyla anarken bu dil rahmanı
Nefsin daracık karnında yutuldum


Ben Hz. Rabia gibi yanıyorum

Allah’ıma kitabıma
Başı bir ayet gibi saran
Sev beni başörtüm namusuyla


İffeti gibi Meryem‘im

Sessizliği mahrem sanıp
Can’dan bir aşkla sarıldım
Sevdamın kanayan hüznüne


Vefasızdır bu dünyanın aşkı bilirim

Geldim geleceğim gayrı sana ulaşsam
Susturamazsam gece içer beni
Tespih çeken parmaklarım
Zikreder Mevla‘ya

Kül olmadan gelsem

Muştu vaktinde selamımı hecelesem

Tevhididir gönlümün evi düzeni
Yanar Allah Teali aşkınla

Bilemedim…

Pişmanlığı dolandım sel-sebil
Gönül dergâhında yanıp, piştim

Ölüm beklentisi mi gecemin

Uyutulmuş nefsim
Yakup’un sabrı,
Yusuf’un ay yüzü hürmetine
Seccadem gibi öp beni alnımdan
Meğer duygular fecir vakitlerinde ıslanırmış

Köz gibi yanıp duran sen ki yolculuğum

Şahadet olsun ki bu kadar eminim
Bu sevdamın son ateşiyle yak ruhumu

Yak ki
Elif gibi dimdik durabileyim satırlarımın arasında
Vav gibi eğebileyim başımı İslam yoluna
Sad gibi kıvrılayım sabah ezanında yatağıma
Lam gibi böleyim uykumu Muhammed-i bir aşkla


Binlerce Züleyha yakarışını saldım şu anda göğün yüzüne

Yüreğim sana emanet Allah’ım!
Allah Azze ve Celile…


İlknur Yıldırım
www.kafiye.net


Tarih 27 Nis 2025 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

Bayrama Bayram ola

HÜSEYİN DURMUŞ

Bayrama Bayram ola



Ulaştık sonunda huzura,
Evler simdi kavuştu nura,
Bugün kalktık sahura,
Bugün bayram bayram ola.


Davulcu beklerken sahura,
Davulsuz kalktık biz sahura,
Mühür akşam için sahura,
Bugün bayram bayram ola.


Bugün başladı bir ramazan,
Yarın gelir otuz ramazan,
Arifedir biter artık ramazan,
Bugün bayram bayram ola.


Saymakla bitmez bereketi, nimeti!
Fakire bakmazsan gider nimeti!
Böbürlenme kaybedersin nimeti!
Bugün bayram bayram ola.


Fakir bakar zengin eline istemeden!
Zengin bakar fakire daim yüksekten!
Dualar içten değil, gelir yüksekten!
Bugün bayram bayram ola.



Her zaman aranır eski ramazanlar,
Sorulmaz imanın sırrı ramazanlar,
Riya, gösteriş şimdiki ramazanlar,
Bugün bayram bayram ola,


Eskiden bayramlarda açık kapılar!
Şimdi duvar örülmüş bütün kapılar!
Ana babaya gidilmez oldu kapılar!
Bugün bayram bayram ola.



Sahur bereketi güneşle aydınlandı,
Gerçek inananın evi nurla boyandı,
Huzura huzur bereketi yollandı,
Bugün bayram bayram ola.



02.03.2025 / pazar/Karabağlar


Hüseyin Durmuş
Emekli edebiyat öğretmeni
Şair yazar
Www.kafiye.net edebiyat sayfası sahibi