şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
“Bana senin dilinde ve dininde dua et!..” Bu cümle zaman zaman aklıma gelir. Beynimin bir köşesine kazınıp yerleşmiş çıkmıyor, silinmiyor. Hiç düşündünüz hem kendiniz hem de başkaları ve hatta sizin dininizden olmayanlar için dualar ne kadar önemlidir. Hayatınızda yer tutan dualar ne zaman lazımdır? Beklentiniz nedir dualardan, ya da dua ettiğinizde neler değişir yaşantınızda ve […]
Gece sineye yatıp yürüdük gündüz vakti
Gördük gülü-dikeni yaprağın gölgesini
Senle uzanıp göğe güneşle yaptık akdi
Yağmurlu havalarda tüketmeden takati
Ah benim acılarını yüreğine tuz ile basan eli nasırlı annem.
Varlığın sessiz hikâye, ömrün; çilene şölen, gözlerinse güvenim,yoldaşımdı. En son babamın vefatına geldiğimde, ayrılık vaktı herkesin uykuyu derin soluduğu gece saat 2’de beni yola koyuşunda o, feri kaybolmuş gözlerine eğilip bakınca Hüda’dan gelen ayrılığı görmüşcesine hissetmiş, içimden ayaklarımın dibine doğru kocaman aşılmaz heyelan kopmuştu. Durup geriye bakmış, şu
”Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün Ebu Musa El-eş’arî radiyallahu anh-ı Kur’an-ı kerim okurken görmüştü. Güzel sesi ve güzel okuyuşu hoşuna gitti, durup dinledi, bitince buyurdu ki:
Bir yaz günü, yetiştirdiği hayvanların arasına birkaç tane de kaz ilave etmeyi düşünerek, karşı yakadaki kaz çiftliğine gitmek üzere yola çıkan Yüksel Bey, saatlerini çok iyi bildiği ve hiçbir zaman kaçırmadığı feribotu kaçırır.
Beklediğim cüsse bu değildi.
Onu ilk kez gördüğümde karantinaya alınmış odasındaki yatağın ortasında kırk kiloluk küçücük cüssesiyle iki büklüm olmuş vaziyette üstü açık, yüzünde acı dolu bir ifadeyle uyuyordu. Belli ki yeni bir ortamdan, yeni insanlardan yorgun düşmüştü. Sessizce üstünü beyaz çarşafla kapatıp gece boyunca bir kaç kez kontrol etmek üzere odasının kapısını aralık bırakarak yanından ayrıldım.