şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Yıl sonunda 12/B sınıfı tüm öğretmen ve öğrencileri şaşırtarak yazılılar ve deneme sınavlarında en yüksek ortalamaya sahip sınıf oldu. Bununla da kalmadılar, il genelinde düzenlenen yetenek yarışmalarında çoğu öğrenci güzel dereceler elde etti. Üniversite sınavı sonuçlarıysa mükemmele yakındı. Hemen hepsi güzel üniversitelere gitmiş, güzel bölümlere yerleşmişti.
Pınar, teneffüs zilinin çalmasıyla onuncu sınıfların dersinden çıktı. Öğretmenler odasına doğru yürümeye başlamıştı ki, merdivenlerde oturmuş, deftere bir şeyler yazmakta olan öğrenciyi gördü. Kıza yaklaşıp eğilerek yüzüne bakınca onun 12/B’den Elvan olduğunu gördü.
Bugün okulun ikinci günüydü. Pınar Öğretmen, elinde kırtasiyelerden temin ettiği yepyeni sınıf araç gereçlerini taşıyordu. Yeni sınıfında, eski bir Türkiye haritası ve kızların ekranına bakarak süslendiği çalışmayan bir bilgisayar dışında hiçbir materyal yoktu.
Son kat koridorunun en ucunda bulunan sınıfın yaptığı gürültü tüm kata yayılıyordu. O sınıf 12/B’ydi. Sınıfın konumunun en üst katta ve koridorun en ucunda olması dikkatinden kaçmadı. Uzaktan bakılınca orası terk edilmiş, unutulmuş bir ara sokak havası veriyordu insana.
Park, gerçekten gösterişliydi. Antalya Konyaaltı’nda bulunan gösterişli bisiklet parkuru bile burasının yanında biraz sönük kalıyordu. Ayrıca parkta bisiklet ve kaykay parkurlarının yanında bir de yürüyüş parkuru yer alıyordu. Parkın kuzeybatısına düşen basketbol sahasında ki hareketlenmeler sahanın dolmaya başladığını gösteriyordu. Batı yakasındaki tenis kortu henüz açık değildi. Parktaki yemyeşil, diri çimler henüz biçilmiş olmalıydı, zira her yer taze çimen ve toprak kokuyordu. Islanmış toprak kokusunu içime çekip mutlulukla gülümsedim.
Koyu mavi duvarlı müstakil ev, geniş, yeşil bahçenin tam ortasına inşa edilmişti. İki katlı, çelik kapılı, kırmızı kiremitli bir evdi yeni evimiz. Hoş, pek de yeni göründüğü söylenemezdi. Bizden önceki sahibi iyi kullanmış olabilirdi ama yıllara meydan okuduğu, yakından incelendiğinde farkına varılan yıpranmış dış cephesinden anlaşılıyordu. Sağlam görünüşlü çelik kapı kirişinin görünümü, orta yaşlı bir insanın göz kenarlarında oluşan kırışıklıkları andırıyordu.
Duvardaki antika saat, saniyenin her ilerleyişinde sinir bozucu tıkırtılar çıkartıyordu. İçerisi sıcaktı, koyu meşe masaya dökülmüş şekerin üzerindeki iki sinek Pınar Akyüz’ün dikkatini dağıtmaya yetiyordu.
Yeni öğretmen Pınar Hanım, okul müdürü Özcan Bey’in odasında oturmuş, bilgisayar başında yeni ders programını düzenleyen adamın işinin bitmesini bekliyordu. Soğumaya yüz tutmuş çayından bir yudum daha aldı. Şekeri fazla olmuştu.
Park, gerçektengösterişliydi. Antalya Konyaaltı’nda bulunan gösterişli bisiklet parkuru bile
burasının yanında biraz sönük kalıyordu. Ayrıca parkta bisiklet ve kaykay
parkurlarının yanında bir de yürüyüş parkuru yer alıyordu. Parkın kuzeybatısına
düşen basketbol sahasında ki hareketlenmeler sahanın dolmaya başladığını
Koyu mavi duvarlı müstakil ev, geniş, yeşil bahçenin tam ortasına inşa edilmişti. İki katlı, çelik kapılı, kırmızı kiremitli bir evdi yeni evimiz. Hoş, pek de yeni göründüğü söylenemezdi. Bizden önceki sahibi iyi kullanmış olabilirdi ama yıllara meydan okuduğu, yakından incelendiğinde farkına varılan yıpranmış dış cephesinden anlaşılıyordu. Sağlam görünüşlü çelik kapı kirişinin görünümü, orta yaşlı bir insanın göz kenarlarında oluşan kırışıklıkları andırıyordu.