Kategoriler

Arşivler


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Sema SEZER

AŞKIN BİTER İNAN YAR GECDE OLSA

AŞKIN BİTER İNAN YAR GECDE OLSA

Aşkın biter inan yar gecde olsa
Gözlerimden yaşla sen düşeceksin
Her gece hayalin tenimi sarsa
Düşlerimden bile silineceksin

Dostlar meclisinde aşkla sustuğum
Tenhada aşkınla yaram da kanasa
Yine sensin gönlü mest eden kuğum
Unutacağım aşkın alevle yaksa

Derine işlese de aşkın hep acısı
Güzden sonra açar çiçeğin hası
Üç gün sürermiş bil gidenin yası
Gözden yaşla seni maziye kattım..

Sema Sezer
20/06/2015
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Nermin AKKN

YÂR KOYNUNDA SONLANAYIM.

YÂR KOYNUNDA SONLANAYIM.

Son belki,
Son uzun tatilim olacak sanki.
Öyle hissediyorum.
Diyorum ki!

“Türküdeki,
Türküdeki gibi tutayım elinden geçmişi,
Ayağımda 
Ayağımda kâh cızlavat, kâh kara lastik,
Yalınayak çoğunlukta,
Yarımcadan başlayayım seyâhata!

Gıjgij’a uğrayayım,
Turhal’da avucumda iftarlıklarım,
Kaleye gözümü dikeyim,
“Gümm”sesine kilitleneyim,
Şağho, Ömer,Meliha, Nunuğh sıralansınlar yanıma,
Yıl katsınlar çocukluğuma.

İki helki alayım,Hilmi Abi kollarken mahalleyi,
Varvara’ya dalayım.
Mahir Emmi tıngırdasın at arabasıyla köşeden,
Bir haşhaşlı çörek aşırayım menevitten,
Dabandaşına kayarken ben,
Yükselsin bir nida Zağhi Teyze’den,

“Çimeeeen,gene kime çörek çaldın leeen”

Motosikletimin hızına yetemesin dayım,
Kazovadan Yeşilırmak’a kayayım.
Mustafa bekliyordur dolmuş durağında kimbilir,
Gözlerini kulaçlayayım.

Gıjgıjdan bir türkü inletsin Topçam’ı
“Hey onbeşli onbeşli”
Gümenek’te tandırı yüreğimle harlayayım,
Aliş’min tellerinden madımak toplayayım.

Eyersiz atımın terkisinde Kubilây,
Dağ çilekleri kokusu burnumda,
Yarımca Yaylası’nda soluklanayım.

Çocuk oyuncaklarım,
Kara kabaktan bakır kazanım,
Ak kabaktan yayığım,
Çerkez kabağından çeyiz sandığım,
İlk romanım,Mustafa Abiden,
Kuyucaklı Yusuf’u okuyayım,
Muazzez’in saçlarına taç dokuyayım.

Bilevi deresinde patiska mayom,
Piyer Cardin,Gucchi’lere meydan okuyayım.
Çimenlere,
Çimenlere sere serpe çimen dolayım.

Neresi kaldı uğramadığım,
Hangi zaman dilimi var sığınmadığım!

Anladıım,
Anladım Süderi’de semah dönmemişiiim,
Sokudaş’ta cem eylememişimmm!

Canbolatta yâşdaşlarım,
Kaşenlerim,
Beşdaşlarım duruyor daha!
Bir koşu onlara da uğrayayım,
Belki çıkmam sabaha!

Keçeci Babadan helâllik alıp,
Kesan Baba’da sala yatayım.
Bir türkü tutturup ak minareden,
Yol bilmez kardeş omuzlarında imamım ben olayım.
Pişmanlıksız,
Karanlıksız bir çocukluk dolayım

Tahta kadırgamdan dışarda çarpık parmaklarım,
“Al sana dünya” sallayayım.

Dışa kapalı yuvamda,
Dostları kucaklayayım,
Son dileğim olsun,
Yâr koynunda sonlanayım.
Nermin Akkan
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Ali Bilecen

KALK RAMAZAN ORUCUNA

KALK RAMAZAN ORUCUNA

Dök eteğin taşlarını 
Af arama kul borcuna 
Niyet eyle seher vakti 
Kalk Ramazan orucuna.

Farz, sünneti biliyorsan 
Kalpte iman tam diyorsan
Hakka kulluk istiyorsan 
Kalk Ramazan orucuna.

Var mı yarının senedi?
Tez tükenir ömür seti 
Erteleme ibadeti 
Kalk ramazan orucuna.

Her geceyi gel kadir say 
Boş geçenin haline vay 
Kuran nazil oldu bu ay 
Kalk Ramazan orucuna.

Nefse verme kibir paye 
Şükrederek sahuru ye 
Yarın gece bismillah de 
Kalk Ramazan orucuna.

Zikri kesme doyduğunda 
Kork şeytana uyduğunda 
Davul sesi duyduğunda 
Kalk Ramazan orucuna.

Amel sayfan sevap dolsun 
Doğan günün hayır olsun 
Azaların sıhhat bulsun 
Kalk Ramazan orucuna.

OZANMERDAN bala bansan 
Perde kalkar Rabbin ansan 
Dini bütün Müslüman’san 
Kalk Ramazan orucuna.

ALİ BİLECEN/OZANMERDAN/16.06.2015
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Ali Bilecen

RAHMET PINARI

RAHMET PINARI

Divanına durmuşum ya ilahel alemin 
Merhamet et düşkünüm kapına geldim işte.
Kullarına tükenmez lütuf ve merhametin 
Semaya avuç açan bu kulun seslenişte.

Her şeyden münezzehsin doğru yolu gösteren 
Rızıkları yaratan izzet ikram sahibi. 
Suçları bağışlayıp,şefkat, merhamet eden 
Nurun öz kaynağısın tek bilensin gaibi.

Yücelten, kontrol eden,güvencenin kaynağı 
Nizam ve hikmetinle dengeleri kuransın. 
Tövbeyi kabul eden, dirilten hayat bağı 
Günahkar amellere hesabını soransın.

Hükümde, iradede, adalet abidesi 
İyilik, güzellikte her yönüyle emsalsiz. 
Yönü sana dönüktür bütün mahlukun sesi 
Nefsimle dara çekip kapında koyma dilsiz.

Habibin Resul Ekrem Muhammedin aşkına 
Keremine sığındım şeytan şerinde yakma. 
Onca Nebi, Evliya, Ehlibeytin aşkına 
Mağfiret et yarabbi arasatta bırakma.

Tüm nimeti kuluna cömertçe sunup serdin 
Karşılıksız sunarak var ettin aza cismi. 
Şaheser yaratarak insana akıl verdin 
Zikrederek okurum Kuranda her bir ismi.

Allah,Rahmân,Adil,Afüv,Azim,Hâdî,Alim
Celil,Cebbâr,Câmi,Bedi,Bâtın,Basır,Hâlik 
Rahim ,Aliyy,Aziz,Bâis,Bâkî,Bâri’,Halim
Evvel,Bâsit,Fettâh,Gani,Habir,Hâfıd,Melik.

Hafiz,Vâhid,Vâris,Hamid,Hasib,Vâlî,Gaffâr
Kābid,Kādir,Kahhâr,Kaviyy,Kayyûm,Kerim,Âhir
Kuddûs,Latif,Mâcid,Mâni,Mecid,Metin,Gafûr
Hakk,Muahhir,Mucib,Muğni,Muhsin,Muhyi,Zâhir.

Muid,Muiz,Muki,Muksit,Mübdi,Mü’min ,Hayy,Nûr.
Mukaddim,Muktedir,Müzil,Nâfi,Mümit,Hakim.
Musavvir,Müheymin,Mütekebbir,Râfi,Berr,Dâr.
Müteâli,Rakib,Ra’ûf,Reşid,Rezzâk,Hakem.

Samed,Şekûr,Selām, Semi,Tevvâb,Vâcid,Kebir.
Zülcelâl-i vel-İkrâm,Mâlik-ül Mülk,Müntakim. 
Şehid,Vekil,Vâsi,Vedûd,Vehhâb,Veli, Sabûr.
Doksan dokuz ismi pakin Kuran”da mevcut hakim.

Elimi boş çevirme alemlerin Gaffar”ı 
Çözdüm dilin pasını Esmanı okuyayım. 
Allah diye inlesin kalbimin bütün zarı 
Kuvvet ver gece, gündüz ihlasla dokuyayım.

Kusurları affeden yol gösteren yanınla 
Sıkıntıyı yok eden her varlığın hecesi. 
Canlı cansız tüm nesne doluyor ihsanınla 
Tek son kalan, kudretli, öncelerin öncesi.

Sana şirk koşanlara uygularsın cezayı 
Her şeye şahit olur sabırla hükmedersin. 
İşaretin can verir nura boğar fezayı 
Bana şükr edenleri kabul ederim dersin.

OZANMERDAN biçare tövbeyle yakarıyor 
Ellerimiz nur dolsun duamızı kabul et. 
Samimi ikrarıyla özünden aktarıyor 
Cennetine konacak kadim muhlis bir kul et.

OZANMERDAN/ALİ BİLECEN/13/11/2011 /SAAT:00.20
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Ali Bilecen

MEDET YA RAB

MEDET YA RAB

Rahmetini tüm zerrede 
Görenlerden eyle bizi. 
Amelini sağ taraftan 
Verenlerden eyle bizi.

Akıl verdin her kuluna 
Muhtaç etme taht puluna 
Varlığını dost yoluna 
Serenlerden eyle bizi.

Bülbül gibi gazelleri 
Yakup gibi aşk selleri 
Gül dikerek gönülleri 
Derenlerden eyle bizi.

Ruh bakidir ceset konuk 
Arasat’ta koyma sönük 
Seher vakti sana dönük 
Erenlerden eyle bizi.

Yol gösterir ilahiyat 
Kalbimize şefkat dayat 
Günahlardan uzak hayat 
Sürenlerden eyle bizi.

Kör göremez eserini 
Ayet söyler tek yerini 
Kötülüğün defterini 
Dürenlerden eyle bizi.

MERDAN döker göz nurunu 
Nasip eyle hac turunu 
Nefsimize taş surunu 
Örenlerden eyle bizi.

OZANMERDAN/ALİ BİLECEN
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Nilüfer SARP

BABA

BABA

Ana başta taç imiş baba evin direği
Kırılırsa aniden çöker çatısı elbet
Nasıl dayansın buna evladının yüreği
Hasret sarar içini yakar hep ilelebet

Gülerdi aldırmazdı ne çileye ne derde 
Asla surat asmazdı çeker üstüne perde
Avuturdu bizleri, gülümserdi heryerde 
Sarar da sarmalardı şeker gibi muhabbet

Sadece bize değil ele neşe saçardı
Helalinden yedirir haramlardan kaçardı
Üzerimize titrer kanadını açardı
Yüreği diliyle bir, akar latif hoşsohbet

Camilerin önünde fakirler yol gözlerdi
Kimse görmesin diye verdiğini gizlerdi
Atasını takiple, ne yapmışsa izlerdi
Uzaklarda duramaz, sıkar içini gurbet

Grip oldum diyerek aylarca hasta yattı
Gün geçtikçe eridi acıya acı kattı
Bu nasıl bir illetti bulup da ona çattı
İlaçlardan fayda yok, bakar öyle tababet

Her fani ölümlüdür çekilir gelen başa 
Yağmurlar gıpta etti gözümden akan yaşa
“El Fatiha” yazıldı başucundaki taşa
Dayanılmaz acıyla yıkar kalbi akıbet
NİLÜFER SARP
16 HAZİRAN 2015
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Yegane Sercuvarlı

DOĞULMUŞUM BEN

DOĞULMUŞUM BEN
KALMADI İÇİMDE HİÇ SANA GÜVEN,
EY BENİ GÜNAHKAR,GÜNAHKAR EDEN
DAR GELDİ EYNİME BİÇDİGİN KEFEN.
BİN DEFA ÖLMÜŞÜM,BOĞULMUŞUM BEN,
YENİDEN AY GİBİ DOĞULMUŞUM BEN.

BÜTÜN UMUDUMU QIRIB DÖKMÜŞÜM,
SENİ YÜREGİMDEN QAZIB SÖKMÜŞÜM,
GÖZÜMÜN SELİNDE BATIB ÇÖKMÜŞÜM.
SEVİB ÜRYAN OLUB,KAVRULMUŞUM BEN,
YEL VURUB,GÖKLERE SAVRULMUŞUM BEN.

BU DA BÖYÜK AŞKIN SON MENZERESİ,
DAĞILIB,DÖKÜLÜP DAĞI,DERESİ.
MAHŞERİ BEKLEME EY YER KÜRRESİ,
DAĞIL,VİRANE KAL KURUMUŞUM BEN,
KAYNAYA-KAYNAYA DURULMUŞUM BEN.

BİR VAXT BENİM İDİN,BENİMÇİN ESDİN,
CANIMDA,KANIMDA,RUHUMDA GEZDİN.
NEDEN SEVGİMİZİ YERLERDE EZDİN ?
SANA ÇOK DARĞINIM,KIRILMIŞIM BEN,
ZÜLMET GECELERDE MUM OLMUŞUM BEN.

KORKMUYORUM ÖLÜMDEN,ZÜLÜMDEN DAHA,
BİR AVUC TOPRAKDI DÜNYADA BAHA.
BÜTÜN SAVAŞLARDAN ÇIKTIM SABAHA,
VAR OLAN BİR HAKDAN YOĞRULMUŞUM BEN,
SU OLUB TOPRAĞA SAVRULMUŞUM BEN.

SİNEME ÇOK ACI SİTEMLER DEYİB,
DÜNYA DEGİL BENİ SEVDİGİM EYİB.
BÜTÜN YALANINI BAL GİBİ YEYİB,
İNANIB,GÜVENİB VURULMUŞUM BEN,
SONU HÜSRAN OLUB DAĞILMIŞIM BEN.

FELEK ÖLÇDÜ,BİÇDİ KİTABA DÜZDÜ,
İYNEDEN GEÇİRDİ HEY BENİ ÜZDÜ.
ELE DÜŞÜNMEYİN QAFİYE SÖZDÜ,
HECAYLA,MİSRAYLA QURULMUŞUM BEN,
SESLENEN SETİRDE DOĞULMUŞUM BEN .

_ M_ Yegane Sercuvarli_ 18.. 08.. 2014 _
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Belgin Turan SATICI

AİLEMİZ VE İLETİŞİM…

 

 AİLEMİZ VE İLETİŞİM…             

Aile; aynı çatı altında yaşayan, gelirlerini paylaşan, evlilik ve kan bağına dayanan, ana-baba ve çocuklardan oluşan toplumsal bir kurumdur.

                Ailenin ne gibi işlevleri var. Tabi ki, neslin devamını sağlar. Ekonomik işbirliği yapılır.  Aslında bir çeşit küçük bir işletme gibidir. Evin her türlü gelir ve giderleri, masraflar, mutfak kısmının aktifliği, bir taraftan tüketen, kendi yemeğini pişiren, çocuğun bakıldığı, büyütülüp eğitildiği yerdir. Kültürü yaşatan ve kültürlenmeye aracı ilk basamaktır aile kurumu, toplumun mahalli ve milli kültür değerlerinin korunmasını sağlamaktadır. Bu yüzden aile kimlik oluşumunda da etkilidir.

                Aile aynı zamanda ruh sağlığımızı da korur. Bebeklikten itibaren bakım, eğitim,  güven, ait olma, ilgi, şefkat ailede başlar ve gelişir.

                Peki, neden bunları yazıyorum. Sağlıklı bir toplum için sağlıklı bireylerin ve sağlıklı ailelerin varlığıyla ancak devam edebilir.

                Şimdi teknolojik gelişmeler, çekirdek ailenin yalnızlığı, şehirde yaşamanın verdiği stres, makineleşmiş bir toplum olma yolunda hızla ilerliyor.

                Kurulan yuvalar kolayca kurulmuyor. Onları istediğimiz zaman kolayca bozabiliriz. Bir şeyi yıkmak kadar kolay bir şey olamaz. Sihir iki dudaktan çıkacak sözcüklerle başlayıp, beden dilinizle devam eder.

                Şimdi bakıyoruz mahkemelerde yığınla boşanma davaları açılıyor. Tabi erkek veya kadın bundan olumsuz yönde etkileniyorlar. Her biri kendi açısından sıkıntılar yaşıyor uzun bir zaman. Neden çünkü evlilikte alışkanlıklarımız oluşuyor. Senelerimizi verdiğimiz, aynı alışkanlıkları paylaşıp, aynı yola baş koyduğumuz kişinin yaptıkları olumlu ve olumsuz hatıralar uzun süre yamacımızdan ayrılmıyor.

                Tabi bu ayrılmaların çok çeşitli sebepleri var.

                Bunlardan birisi eksik, yanlış iletişim diyebiliriz.

                Birbirini anlamama, dinlememe, farklı dili kullanma, aynı duyguları paylaşmama, ön yargı, kalıp yargılarımız gibi nedenler diyebiliriz.

                Anne- baba iletişimi çocuklar için model oluşturur.

                Karısını döven bir erkeğin çocuğu da ilerde karısını dövebilir. Neden döver çünkü rol model almıştır da ondan.

                Pekala çocuklarla iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz.

                               Öncelikle onlara değer verelim. Sevgimizi tam anlamıyla gösterelim. Sevilip sevilmediğini en iyi çocuklar anlar unutmayın. Onları güçlü görün. Farklı ve güzel yönlerini fark edin. En önemlisi de görmezlikten gelmeyin. Ki bu her yaşta çok önemlidir.

                En kötü cevap pasif davranıştır.

                Bir insanı ezmenin en acımasızı onu görmezden gelmektir unutmayın.

                Peki başka neler yapabiliriz.

 

                Sadece çocuklarımızla değil kendi aramızda da eğer; karşımızdaki kişiyi can kulağı ile dinlersek, empati yapıp kendimizi onun yerine koyabilirsek, saygılı davranır, saydam olursak ve onların ihtiyaçlarına cevap verebilirsek hem ebeveynler ruhen sağlıklı düşünür, sağlıklı davranır hem de sağlıklı çocuklar yetiştiririz. 

Belgin Turan SATICI
www.kafiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Belgin Turan SATICI

Doğuda Bir Kadın

Doğuda Bir Kadın

Doğuda Bir Kadın Ağlıyordu

02/03/2009

 
Doğu’nun ücra bir köşesinde insanların unuttukları pardon hiç bilmedikleri bir diyarda birçok evden bir evdi Hatice’nin evi.
16 sına gelince işte bu kocan, damı akan bir evi de gösterip bu evin, ocağın demişlerdi.
Aradan yıllar geçmişti. Hey gidi koca yıllar. Geçmişti de geçmesine nasıl geçmişti.
Bir o bir de Allah birde ağızsız dilsiz şu sıvası dökülen duvarlar bilirdi.
Oturmuş ocağın başında ekmek yapıyordu.
Kocası nerden bulduysa içki parasını yine bulmuş akşam kafayı çekmiş eve geç saatlerde dönmüş sızmış yatıyordu kanepede.
Etrafında yaşları birbirine yakın 7 çocuğun istekleri ardı ardına Hatice’nin kafasına bir tokmak misali iniyordu.
Kimi okul için harçlık, kimi sökülen pantolonunun dikilmesini, kimi ödevini yapamadığını, sesler birbirine karıştığı için bir uğultu haline gelmişti çıkan sesler.
Köşede ellerini yanağına koymuş evin en küçük kızı sessizce ağlıyordu.
İçerden bir ses bir erkek sesi evin babasının bağırmasıyla karmaşa bir anda durdu. 
Herkes işine gücüne, okuluna gitti ağlayan kızda kapıyı açıp usulca sokağa çıktı.
Sessizlik kapladı birden ortalığı.
Sessizliğin her zaman ‘huzur’ olmadığı  bu tabloda açık ve net görülüyordu.
Hatice ellerini saçlarından geçirdi bir iç çekti.
Kadınlığını anlamadan peş peşe çocuk doğurmuş tek dünyası evi, çoluğu çocuğu olmuştu.
Hafifçe açılan eteğini kapatırken aklına reklamlardaki bayanların pürüzsüz tenleri geldi.
İçerden kocasının horultuları bulunduğu yere doğru gelirken aman dedi kim bakar ki bana.
Dudakları kurumuştu soğuktan. Oysa bazı dizilerde o dudaklar hararetle öpülüyordu. 
Öpüşmek dedi o nasıl bir duyguydu ki…
İçinden bir ses Hatice kendine gel dedi.
Hayal kurmak,  sorgulamak o da neyin nesiydi?
Daha ne istiyordu ki aslan gibi 4 erkek evladı, başını koyacağı bir evi, iyi kötü bir kocası vardı. 
Allahtan belamı istiyorsun dedi.
Sinirleri bozulmuştu.
Ağlamaya başladı. Hıçkırıklar içinde ağlıyordu.
Evi, ocağı öylece bırakıp kendini evden dışarı attı.
Yürüdü alabildiğince yürüdü.
Lastik ayakkabı ayağını vurmuş parmak araları kanıyordu.
Oturdu. Yüreğimdeki yara iyileşmez ama sen iyileşirsin dedi ayak parmaklarına bakarken…
 
Kim bilir kaç Hatice var? Bana kadın haklarından bahset diyor bazı okurlarım.
Yukarıdaki tabloda kadın haklarından mı bahsetsem?
Çocuk haklarından mı dem vursam?
Sosyo-ekonomik durumumu incelesem.
Kaynakların dengeli dağılımından mı anlatsam…
Bilinç düzeyi, kültür düzeyi gibi yapay sözlerin anlamını yitirdiği durumları mı irdelesem…
Sussam mı? Konuşmasam mı?

Belgin Turan SATICI
www.kfiye.net


Tarih 20 Haz 2015 Kategori: Belgin Turan SATICI

Başarı yolunda gıpta ettiklerim…

Başarı yolunda gıpta ettiklerim…

13.04.2010
 
Günümüzde başarılı kadınlara bakıp gıpta etmemek mümkün değil.
Başarıyı değerlendirme ölçütünüz kuşkusuz ki, önemlidir. 
Yani neye göre başarılı addediyorsunuz kendinizi. 
Sanırım kişinin bakış açısına ve beklentisine göre başarı değişkendir ama kabul edilebilir bir gerçek var ki oda başarınız birilerine zarar verme amacı güdüyorsa iyi niyet beslemiyorsa buna başarı denilemez.
Örneğin; bir kişiyi ya da kurumu ortadan kaldırmak güçsüz duruma düşürmek için her türlü hileye başvurup bu amacınıza ulaşmanız toplum için geçerli, insan için etik olmadığından bu sonuç başarı olarak kabul edilemez.
 
Birçok başarı öyküsü dinleriz hikâye gibi gelir bize çoğu. 
Oysa gerçeğin ta kendisidir.
Hani başarı öyküleri için uzaklara gitmeye gerek yok. 
Murat, Ayşe, Barış daha nice isimler ile ilgili başarı öyküleri vardır belleğinizde.
Ben en çok da başarılı kadınlar gıpta ediyorum dedim yazının başında.
Neden mi?
Başarı denen o dikenli yolda nelerle mücadele ederler.
Bir kere aileleri, sonra eşleri, çocukları ve o alanda ünlü olup sabote eden kişiler daha saysam birçok engel gözler önüne serilecektir.
Bir çiçeğin, bir fotoğrafın, bir kutlamanın ayıplandığı katılımcı gücünüzün sınırlandığı bir dünya da kadın isterse yetenek küpü olsun ne çıkar.
Biz işte böyle örümcek zihniyetin içersinde dolanır dururuz. 
Sonra da sözüm ona eşitlikten bahsederiz. 
*                                                *                                                     *
Birde hiç yoktan sıfırdan başlayan insanlar vardır.
Hele de varlıktan yokluğa girip sonra tekrar Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğan kişileri bir de onları alkışlarım şevkle.
Varken herkes yapar hadi sen yoktan hiç sermaye yokken herkes sana için için gülerken tamda sen başaramazsın dedikleri anda başarıyı yakala bakalım. 
Seni o zamanlar terk eden dostların, akrabaların bir bir ortaya çıkıverirler başarını kutlamak için.
Ne yüzle demeyin.
Onların birçok yüzü vardır. 
 
Başarı deyince sadece akademik başarı anlaşılmamalıdır.
İş, aşk, ilişkiler, yaşam biçimi kısaca yaşamın kendisi başlı başına başarıdır.
Geçen gün kızıma sordum.
– Başarı nedir sana göre dedi ki,  yaşamak da bir tür başarıdır.
Kimi de başarıyı mutluluk diye tanımlar. Başarı bakış açına göre değişir.
Ben denizde diyorum ki, başarı olumlu düşüncelerin ürünüdür. Onu zekânızla, sevginizle, dualarla devam ettirmek elinizdedir. 

Belgin Turan SATICI
www.kafiye.net