Kategoriler

Arşivler


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Raifə Sərxanqızı

Əlbəyaxa Biçimdə!..

Əlbəyaxa Biçimdə!..

Tanrımın içindəyəm,
Tanrı mənim içimdə!..
Yaşayırıq biz belə…
Əlbəyaxa biçimdə!..

Sülhə imza atmışıq,
Dünyanı qaraltmışıq!
Bir sevgi yaşatmışıq,
Əlbəyaxa biçimdə!..

Kim desə xoşbəxt mənəm,
İnanmıram içimdə…
Dil ilə ürək hər an,
Əlbəyaxa biçimdə!..

Mən Tanrımı sevirəm,
Tanrım mənim içimdə!
Nə olsun yaşayırıq,
Əlbəyaxa biçimdə!!..
Raifə Sərxanqızı 22.01.2016 15.24

www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Raifə Sərxanqızı

Quyu Qazan

Atalar məsəli:

Quyu qazan özü düşər quyuya!..

Sənə vay verər!..
Böyüklük insana Allahdan gələr,
Allah qüdrətindən bölüb, pay verər…
Böyüklük insana şöhrət gətirər,
İnsan Allahına dönüb, hay verər…

Məni axtarmasın, sormasın deyə,
Allah zalımına pulu lay verər…
Güc nə sərvətdə, nə pulda deyil,
Allah bir andaca, işin zay verər…

Mənə tələ quran, ey quyu qazan,
Çox dərinə getmə, quyu çay verər…
Mənə bu qüdrəti Allahım vermiş,
Salar öz quyuna, sənə vay verər!..

Raifə Sərxanqızı 21.08.2015 12.58
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Raifə Sərxanqızı

İNSANMISAN?!..

Ailəsini və övladlarını küçə qadınlarına dəyişən “kişi”ciklərə
Bir gəlinin dilindən…

İNSANMISAN?!..

Hansı dildə danışım ki,
Anlayasan bir gün məni!..
Unutmuşam! – nifrəti də,
İnsanmısan?! – görəm səni.

Ahımı çəkdim sinəmə,
Azadlığı verdim sənə…
Get də, qovuş “sevgilinə”,
İnsanmısan?! – görəm səni.

Dolan bulud, yağışam mən,
İki bahar, bir qışam mən…
Alnındakı qarğışam mən,
İnsanmısan?! – görəm səni.

Balaların yetim kimi…
Bir faişənin arxasında,
Sülənirsən itim kimi!…
İnsanmısan?! – görəm səni.

Raifə Sərxanqızı 03.01.2016 15.41
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Mücella PAKDEMİR

GECE

GECE
Seni nasıl anlatsam günün karanlık yanı,
Merakları celbeden esrarın âsitanı?
Lerzenak avizenin etrafında hareler;
Asumanda göz kırpar abidi sitareler. 
Gölge on katı olur, cüceler de devasa.
Bülbül gülün koynunda, kan emerken yarasa.
Telaffuzda asandır dillere iki hece
Lâkin hem muhteşemdir hem de korkunçtur gece.

Mistik hezeyanlarla ilhamın eleminde,
Nizama gelmez düstur, şairin kaleminde.
Bir nalân keman çalar, taçlanır notalarda 
Faş edince duygular cevherli potalarda.
Aşka gelir hanende, dönerken rakkaseler.
Avazlar eşliğinde boşalır cam kâseler.
Payına böyle düşmüş; bozamaz ki ahidi.
Bütün bu insiyakın gizli şahidi gece.

Kimine halvethâne, kimine de curcuna.
Afakî kalır meram dilemmadan harcına.
Aguşunda inlerken ibrişim tüllü betül,
Emcada musallattır çirkaba batmış katil.
Boynunda dilberanın asılıdır rüşveti; 
Kurdun dişinde kalır kuzunun taze eti.
Ziyasını bihaber ikram ederken arza,
Bilse ayça ağlardı ahuzar eden ırza.
Ne yana baksan cürüm, ne yana baksan ahtır,
Secdesiz alınlara süslü günahtır gece.

Fecaat neşrederken tablonun kem yüzünden,
Rayihalı şükufe gülümser mehazından.
Bilir ki füruzandır leyladan sonra fecir;
Adilane, müsemma takdir olunur ecir.
Dua dua üstüne mücellâdır vicdanlar,
Şükürle sabretmenin insicamını anlar.
Masivadan feragat eden gönülde rıza;
Dindirir ıstırabı her yapılan fariza.
Gül kokulu kapılar açılır birer birer.
Meftunane kullarla keyfini sürer gece.

Uyku yarı ölümdür, şüphesiz ihtiyaçtır.
Müjgan girift; göz baygın; devridaim sayaçtır.
Âlemler arasında pervaz eder her hayat;
Perdedar dileyince sona erer seyahat.
Kanatlanır üveyik; vade bitiren Hak’tır.
Bazen sancılı doğum, bazen firaktır gece.

Gece, sükûtta dağlar, her biri arza perçin.
Tek gözü açık uyur, can kaygısında burçin.
Kalbi yerinden söker iştahlı ulumalar
Lâkin sessizce gelir, aslanlarla pumalar.
Yırtıcı pençeleri hangi kuvvet durdurur?
Nimetleri yaratan olmazları oldurur.
İbretlik vesikadır mütefekkir raşide,
Sürprize gebe orman, avâma da puşide.
Binbir gölgeli hayal, ağacın perçeminde.
Hayalbazı kim ola, çözümsüzlük deminde?
Kâinat aynasında türlü esrara mail,
Avcı ile avının bahtına kâil gece.

Deryayı süzen nazar ürpererek ricatta,
Yakamozlar teselli etse de titrer hatta.
Karanlıktır, yeistir; pervası akla ziyan;
Gafletten uyanana muştuyla ayan gece.

Mücella Pakdemir

ZEMBEREK KAÇKINI SAATLER
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Ayfer AKSOY

SIZI

SIZI

Ey benim
Gözleri mercandan 
Dizili özlemim
Ayazmı vurdu gülüşlerine de
Kış düştü düşlerime…..
Yüreğime buram buram 
Mercan özlemi ilişti gitmiyor…
Dumanımda beliren yüzünü gören
Sesini getiren rüzgarı duyan 
Yetimler ağlıyor içimde
Sesi duyulmuyormu?
Ardında 
Kuşlar kanatsız çırpınıyor…
Gözleri kapanıyor 
Sensiz bir dize sızıyla geceye….
Belki gelirsin diye
Sabahı bekliyor….

Ayfer Aksoy
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2016 Kategori: Gürhan OLCAYTÜRKAN

Bir Kadını Öldürmek

Bir Kadını Öldürmek

Bir kadını öldürmek için 
Çekip vurmaya gerek yok 
Umursamazsın 
Yok sayarsın 
Duygularını ayaklar altına serersin 
Bir hiç olur 
Hiç de hak etmediğince

Bir kadını öldürmek için 
Ruhunu öldürmen yeter 
Beden ceset olur 
Ruh musallada kalır 
Nasıl bilirsiniz sorusuna 
Öldüren bizdik 
Haykırışı gömülür dile 
Hakkını helal eyle 
Çıkmaz vicdanın yaşından

Bir kadını öldürmek için 
Söze gerek yok 
Paylaştı mı seni 
Her gece düşüncelerinde ölür 
Sela çınlar kulaklarında 
İçten sızı tüm benliğini kaplar 
Yine de sen öldürsen bir kadını 
O seni yaşatır her darbede 
Sahiplenir sensizlikte bile 
Unutur mu seni 
Gözlerine kazımışken 
rüyalarının parçası yapmışken

Doyumsuz gecelerin 
Tene emanet kalan ateşi………..

Gürhan Olcaytürkan

www.kafiye.net


Tarih 2 Şub 2016 Kategori: Remziye ÇELİK

Kirpiklerimi Ezip Gecen Ayak İzlerini Aklıyorum

 
 
Kirpiklerimi Ezip Gecen Ayak İzlerini Aklıyorum
Her defasında kavga kıyamet
Perdesi yırtılan göz bebeklerimizde
Kirpiklerimi ezip gecen ayak izlerini aklıyorum
Gözlerimin uçurumunu yontan duygularım ağır yaralı
Bizsizliğin yaygarası kopuyor iliklerimizde
Tenhalaşan bakışlarımızda sıkışıp tökezliyoruz
En sığ yerinden boğuyoruz sancılarımızı
Kendi kurşunuyla vuruluyor sağır saatler
El ayak çekilmeden sessiz sessiz gel
Telaşını yitirsin ciğerimi dağlayan hıçkırıklar
Yüzdüğümüz denizin boğazına oturmadan
Yüreğinin boşluğuna asarak yaşat beni
Sayamadım
Kaç dil biliyor haykırışlarım
Yüz üstü bıraktığın nöbetlerime kızıp
Üç yüz atmış beş gün yokluğunu ısmarlıyor
Susarak intiharı seçen y-a-l-n-ı-z-l-ı-ğ-ı-m…
Remziye ÇELİK
05.01.2016
 
 

Tarih 2 Şub 2016 Kategori: Remziye ÇELİK

Hüzün Yağmurları Düşerdi Gözlerimizden

Hüzün Yağmurları Düşerdi Gözlerimizden

Omuzlarıma yüklediğin hüznü taşıyorum.

Deşifre edilmiş gözlerim derinden yaralı
Bakışlarım birer zehirli oktan ibaret
Yüreğinin barınaklarını hedef seçerken
Konuş konuş sana ey sevgili
Gözlerinden öte yol var mıdır,
Aşk-ın gölgesini zincire vurmadan
Kırılmış duygularımın arayışını yaşamak
Bir tutam anı kopara bilsem
Söküp alabilsem dudağının cemresinden buseni
Solan gülüşlerimizden kurtulsa bilse avuçlarımız
Yarım kalmış sevdamızı çeksek üzerimize,
Erir miyiz
O Sevda ki
Bağrı yanık, nasırlı elleri olmak İsterdim
Kımıldasa yorgun adım atsa bitkin buluyoruz
Ayrılığın şeceresini boğazlasa cesaretimiz
Sindirilmiş Yarınlarda
Buluşur muyuz

Remziye ÇELİK
26.01.2016
www.kafiye.net


Tarih 2 Şub 2016 Kategori: Safiye SAMYELİ

YETİMHANE GÜLLERİ

YETİMHANE GÜLLERİ

Küçücük bedenlerde ne acılar taşıyor
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri
En büyük değerlerden hepsi yoksun yaşıyor
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Kimi şehvet kokulu bir gecenin tanığı
Kimi yıkılan yuva içki kumar sanığı
Her biri ana baba sevgi şefkat yanığı
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Kimi daha kundakta adı bile konmamış
Eli yüzü kan kiri belli ki hiç yunmamış
Terk edilmiş sokağa Allahtan ki donmamış
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Kimisi sarı saçlı kimisi mavi gözlü
Kimi hiç konuşmuyor kimi oturak sözlü
Her birisi tertemiz her birisi nur yüzlü
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Kiminin yok atası bu yaşta yetim kalmış
Kimi hata görülmüş ata başından salmış
Devlet baba el vermiş himayesine almış
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri
Üstü başı teretmiz karınları ise tok
Gözleri sanki mercan kirpikleri birer ok
Her birisi goncagül hiç birinde diken yok
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Karınları tok ama gönülleri herdem aç
Her birisi sevgiyle açılan kola muhtaç
El verin yetimlere demeyin ki vakit geç
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri

Verin fitre zekâtı melekler sevinsinler
Bayram arifesinde rengârenk giyinsinler
Bu Vatanda büyüsün Türklükle övünsünler
Masum bir melek gibi yetimhane gülleri
Safiye  SAMYELİ
www.kafiye.net


Tarih 2 Şub 2016 Kategori: Hakan KURTARAN

DİL DÖKMEZ

DİL DÖKMEZ
Yanar nar-ı fırkatta, bu fersude yürekler, 
Binbir renge bürünmüş, arkasından sürükler. 
Lalezardı cemali, kor ateşi körükler, 
___Bozuldu masumiyet, boş konuşup dil dökmez, 
___Arzunun girdabında, sürülürse bil çökmez!

Ariflerin kutbunda, mahfazalar açılır, 
Cevrü mihnet içinde, bühtanlardan kaçılır. 
Kapılırsın hayale, eşk-i tarab saçılır, 
___Can alıcı bakışlar, konuşarak dil dökmez, 
___Büyük aşkla yarınlar, örülürse bil çökmez!

Kış gününde yaşarken, çok bunaltır sıcaklar, 
Mecralardan giderken, geçer ilçe, bucaklar. 
Şu gök kubbe altında, boş kalmayan kucaklar, 
___Kervansaray bu kalbi, anlatarak dil dökmez, 
___Karşılıklı sevgiler, görülürse bil çökmez!

Bu sevdanın mimarı, başlamıştır yayına, 
Kırılarak katmanlar, etki yapmış fayına. 
Gümşüde duygularla, sevda düşmüş payına, 
___Ceffel kalem kırıldı, bundan sonra dil dökmez, 
___Dosyalarda birikmiş, dürülürse bil çökmez!

Bunlar mülhem prensip, işte böyle çalışır, 
Fersah fersah uzakta, her damlaya ulaşır, 
Yakut gibi kıymetli, altın suya bulaşır, 
___Cevşen zırhlı bu dudak, hiçbir zaman dil dökmez, 
___Sevda açık bir delil, çözülürse bil çökmez!

Yankılanan anılar, işte böyle geçerken, 
Daha berrak görünür, mutluluğu içerken. 
Hasretin pençesinde, bir tek onu seçerken, 
___Gözlerinde mavilik, bundan böyle dil dökmez, 
___Bu can tende durdukça, Özündeyse bil çökmez!

Hüseyin Hakan KURTARAN 
04.10.2009-Aydın
wwww.kafiye.net