şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Bir Gün Daha
Bir gün daha geçti uzaklarda, sensiz….
Yaşandı hayat körtopal…
Karanlık çöktü işte yine en anlamsızlığı ile,
Şehir sustu yavaşça…
Tutamadım seneleri ardın sıra,
bir bir döküldüler avuçlarımdan…
Aklar yerleşmiş saçlarıma habersiz
ve epeyce ilerlemişim yaşça…
Gözlerimde görmüyor artık iyi
ağrımakta dizlerim yorgunum…
sen düşersin bazen yaşlı düşlerime,
seni düşünürüm mahzun…
Bilmem kaçıncı devri hazanın sensiz?
Kaçıncı kez ağaçların yaprak döküşü?
Unutmadım seni bil ki!…
Bazen gönülde oldun gülüşünle,
Bazende gözyaşımla şiirde…
Sesini unutamadım ben senin,
bırakıp gidişini bir de…
Bilmem gönlünde hala,
o garip o yetim sevgiden,
küçük bir iz taşıyormusun?
Çok seneler geçti ardından,
çok yağmurlar karıştı göz yaşlarıma…
Bilmem hala o kahpe şehirdemisin?
ve bilmem hala yaşıyormusun?
14.11.1998/Bodrum
Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net
Hatırına Düşeceğim
Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!
Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay’da göz kırpacak
Iliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın…!
Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!
Gönlünden atamadığın gibi kafandan’da
Silemeyeceksin beni, düşlerine gireceğim her gece
Ince bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!
Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin herşeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!!
Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
Körkütük aşkların ortasına düştün
Yalanların pençesine .
Belki birgün, bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hâlâ burdayım
Sen yoksun !
Lanet olsun …
16.11.1998 /Bodrum
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net
Öylesine bir renkteyim..
Biriyim..
Bir istasyondan öbürüne,
Biletsiz gitmeye çalışan..
Ve her kontrolde bir kabinin tahta aralığına sığınan…
Mülteci bir hayattı yaşadığım..
Atılan
Yarı dolu bir su şişesinde
Aradım mutluluğu..
Kana kana su içer gibi…
Sonra hemen yanında
Ardışık ısırıklardan arta kalan bir çikolatada…
Ekmeği beğenmedim..
Hiçbir zaman da sevmedim..
Şişirilmiş doyumlara yer vermedim hayatımda.
Gündüzleri milyarlarca insandan biriydim..
Geceleri ise,
Rüyanın en tatlı yerinde uyanan külkedisi…
Damarlarımda pıhtılaşan nikotin kadar
Yaşamaktan öteye gidemedim sevdaları…
Belki de bu yüzdendir mutsuzluğum,
Mutsuzlukla oluşum..
Cümlelerle denklem kurmaya çalışmaktan öte,
Kısır döngüler yarattım kendime…
Cevap şıkkı bile olmayan…
Gün geçtikçe istemeden kısaldı cümlelerim.
Daha net,
Daha açık olmaya başladılar…
Üstü kapalılık karanlık çöktükçe
Terk etmeye başladı.
Ve düşüncelerim de daralmaya…
Şikâyetçi değilim..
Tam tersi,
Ya da
tam aksi…
Ne fark eder ki!
Kapkaranlık bir odadayım şu an..
Klavyeye bakmıyorum..
Parmaklarım yazıyor,
Ben de okuyorum..
Şarjı azalan telefonumda
Tek tük çağrılar
Ve ebediyete kazınmış mesajlar,
Ta ki silinene kadar…
Sigarası gittikçe azalan
Bir paketi avuçluyorum 10 dakikada bir..
Ve kibriti çakıp,
Uzun uzuna seyrediyorum…….
Tütünle buluştuğu anda hissediyorum feryadını,
Savuruyor dumanını,
Bir o yana,
Bir bu yana…
Ciğerlerime çekip salmıyorum saniyelerce,
Belki 5,
Belki 10 saniye…
Dayanamıyor,
Kusuyorum bir türkü adıyla “geçti sevdalarla ömrüm”.
Bazen boğuluyorsun cümlelerin içinde..
Yazamıyorsun…
Anlatamıyorsun…
Neyle başlasam,
Nasıl yazsam deyip duruyorsun…..
Kırdığın bir dost dalını aşılamak için yağmurlara,
Rüzgârlara göğüs geriyor,
Her yitirişi göze alıyorsun..
Fakat oyuncağı olduğun bir aşka dur diyemiyorsun!!!…
Aşka kukla oldukça,
Her bir parçanı teker teker yitiriyorsun…
Bir dost eli aramak umutsuzca,
Belki haklı,
Belki de haksız bir serzeniş bu…
Artık anla..
Artık anla…..
Törpülenen bir sevda yaşadığın…
Kendini kandırma!
Kaldır kafanı,
Yanından geçip giden gözlerin peşinden koştun yıllardır..
Yeter!!…….
Sana bakan gözlere kan ağlatma…
Ağlama……………………
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net
Kahverengi Gözlerin
Bu veda faslından belki cayarsın
Gözümün içine dal biraz daha
Yüreğim derin ağı duyarsın
Aşktan nasibini al biraz daha…
Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah’a
Kurtuluş yok, aşkım alın yazındır.
Ne söylersen söyle merhem nazırdır.
Emrine amade gönlüm sazındır
Mızrabın olayım çal biraz daha
Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah’a
21.03.2006
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net
AYRILIĞIN HAKKINI VER!!!
Bir yararı olacağına inansam…
Tutup ateşe vereceğim şu resimleri…
Sonsuz karanlıkta dahi
Seni fark etmeyeceğimi bilsem
Çoktan kör ederdim gözlerimi
Ayrılığın hakkını ver
Anlamsız kıl tüm yaşanmışlığı
Kalmayı beceremedin!
Bari gitmesini öğren!
Ne bileyim vur sırtımdan mesela
Ayrılık ayrılık olsun!
Gidişlerden gidiş beğen!
Tufan olup öyle git bir zerren kalmasın
Tozu dumana kat ki giderken
Hatırlanmayasın…!
Selam o zaman ardında bıraktığın her derde
Yeterki gitmeler senin olsun
Benim omzuma yükleme bunu
Ayrılık dert değil…!
Ne yapar ne eder….
Gidişine eklerim yokluğunu
Uyumalara bile korkuyorum
Çık artık fikrimden
Böyle gitmek mi olur
Kendini bende unutursun.
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net
MAKAMLARDA HATIRLANAN SEVDALAR
Geçmişin virane aşklarını çıkardım dün gece
Yeşil oymalı ahşap kutudan
Arasına sıkışmış onca yıl
Birkaç solmuş gül yaprağı
Mekanlardan hatıra peçeteler…
Geri gelirmi o yaşanan günler…
Özenle katlanmış sayfaları açtım bir bir
Mürekkebi solmuş satırlara bakarken
Unutulmasın diyemi saklanmış
Yoksa unutulmaya mı hapsolmuş
Anılar nihavent eşliğinde yüreğime doldu
“Aşk nedir nasıldır bilen var mı
Sevip de her zaman gülen var mı
Beni seviyorum demek çok kolay
Hadi öl deyince ölen var mı”
Dağıldı yine hüzünlerim
Üzerine tarih atılıp saklanmış resimlerde
Her bir karede donmuş tebessümlerim
Peki ya …geri gelirmi gülüşlerim
Havada yalnızlık kokusu
Hüzzam makamında yayılıyor
“Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar
Unutmuş ellerimi eşim dostum sevgilim
Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar”
Derin bir nefes çektim içime
Kalkıp bir çay demledim
Gözüm kahve kavanozuna ilişti
40 yıl hatırına ne kahveler pişirmiştim….
Penceremin önünde duruyor sigaram
Çoktandır hiç içmemiştim
Bir kibrit Şule’sinde yaktım
İçime çektim bir nefes
Dumanına takılıp kaldım
Rast makamında gelip geçti işte…sevdalarım
“Her damla yaş oyuk oyuk iz bırakır kalbimde
Hayat şarap gibidir kederde var neşede
Ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına “
Şule Akar
14 şubat anısına
Şubat 2009
Saat:18:30
www.kafiye.net
1-Şiir arasındaki şarkı bilgileri
Aşk nedir nasıldır bilen var mı
Makam Nihavend
Güfte İhan Behlül Pektaş
Beste Avni Anıl
2-Böylemi esecekti son günümde bu rüzgar
Makam Hüzzam
Güfte ve Beste Teoman Alpay
3-Ağlama deymez hayat
Makam rast
Güfte Mehmet Ebrulan
Beste Mehmet ılgın
NERDE KALDIN BAHAR….!!!!
hava yine puslu,
hava yine karamsar
bir türlü gelemedi bahar
oysa ben sıcağı çok özledim
çiçekler açmalı ağaçlarda
güneş yine yüzüme gülmeli
kuşlarla şarkı söylemeliyim
yeniden tazelenmeliyim
yıkıntılarımın ardından doğmalı
Baharla dirilmeliyim…
Hiç sevemedim ben şu kışı
rüzgarın uğultusunu duyuyorum
üstüste giydiğim her bir kazak dertlerim
giydikçe giyiyorum sanki
atmalıyım onları üzerimden artık
birer birer sıyrılmalıyım
bir gömlek bir blu jean
bedenimle birlikte ruhumda hafiflemeli
Baharla dirilmeliyim..
yine yağmur yağıyor gözlerime
yağmurun hüznümü yüreğimi dağlayan
yoksa soğuğun acımasız izimi?
üşüyorum
üşüyen ruhummu ellerimmi, karıştırdım yine
candan erçetin çalıyor
“Hiçlikler içinde kanayan yürek
Yokluklar içinde savaşan beden
Boşluklar içinde karışan zihin
Güçlükler içinde değil miyim?”
düşünüyorum sürekli
kendi içimde çıktığım her yolculukta olduğu gibi
yağmurun hüznü ile yollardayım
her yolun başında karışsamda
sonumu yine ben yazıyorum
yolumu buluyorum
işte candan erçetin onaylıyor beni
“Yalanlar içinde doğruyu bulan
Cayanlar içinde sözünde duran
Satanlar içinde ayak direyen
Yananlar içinde değilmiyim ”
Bir türlü gelmedi şu bahar
Güneşimi, kuşlarımı çiçeklerimi özledim
Balonlarım bir kutuda sabırla bekliyor
gökyüzüne salacağım onları
içimdeki çocuk uçurtmasını çoktan hazırladı
gökyüzüne salmalıyım
Dostlarımla birlikte gülmeli
Baharla dirilmeliyim….
Şule AKAR
19 MART 2009
Saat:13:45
www.kafiye.net
HİÇ…
Duvarlarımda ne hayalin var nede gölgen
Kokun hiç yastığıma sinmedi
Dört bir yana saçılmış anıların yok
Eşyalarımda ise parmak izlerin hiç olmadı…
Ne ruhun burda, ne de bedenin
Soframda yanımdaki sandalyede hiç oturmadın
Bu sofrada keyif kahvaltıları var ama
“çayına kaç şeker istersin” diye hiç sorulmadı
Yoksun….
Varolmadın bu dört duvar arasında
Hiçlikler içinde hiç yaşanmadın
Sensiz bir yaşam var bu dünyada
Ne acılarını taşıdım
Ne mutsuzluklarını yüklendim
Kendi mutsuzluklarım bile mutlu geldi bana
Acılarımla gülmeyi öğrendim
Sıyrıldım gün be gün izlerinden
Yuvama kederini hiç getirmedim
Bir umud seninle yaşamak isterken
Seninle yokoldum
Ve sonra…..
Sensiz yeniden varoldum
Öyle bir gerçek verdin ki bana
Bunca yıl sonra ve bunca gerçekten sonra,
Evet hiç yılmadım
Hiç yıkılmadım
Herşeye rağmen hiç yenilmedim
Yüzüm yine güldü, tebessüm ettim
Belki ben yine aynı benim
Belkide çok daha güçlü biriyim
Ama….
Sayende artık aşkı yitirmişim
Bir daha HİÇ sevmeyecek kalbim
Şule AKAR
02,04,2009
Saat:10.45
www.kafiye.net
AH BİR BULSA..BİR BULSA….
YAĞMURLARIM YÜKLÜ BULUTLARIMDA
BİR ŞİMŞEK BULSA
KÜÇÜCÜK BİR KIVILCIM
BARDAKTAN BOŞANIRCASINA
DOLU DOPDOLU
SAĞANAK SAĞANAK YAĞACAK HÜZÜNLERİME
GÜLÜŞLERİM YÜKLÜ GÖZBEBEKLERİMDE
BİR YÜREK COŞKUSU
SICACIK BİR SEVGİ BULDUĞUNDA
AĞIZ DOLUSU
NEŞELİ KIPIR KIPIR
KAHKAHALAR YÜKSELECEK SEVİNÇLERİME
UMUTLARIM YÜKLÜ KÖŞELERİMDE
SIKIŞIP KALMIŞ
HATTA BİRAZDA TOZLANMIŞ
BİRAZ GERÇEKLERLE ÖRTÜŞSE
MİNİK BİR ARALIK BULSA KAPILARINDA
ÇAĞLAYACAK COŞACAK GELECEĞİME
EMEKLERİM YÜKLÜ ELLERİMDE
TECRÜBELERİM BİRİKMİŞ DAĞ GİBİ
BİR FIRSAT BULSA
BİR EKMEK KAPISI YAKALASA HUZURLU
ÜRETECEK HEVESLE ARILARA RAKİP
PAYLAŞACAĞIM SEVDİKLERİMLE
GÜNEŞİM YÜKLÜ KEDERLERİMDE
HEP SABAHI BEKLİYOR
BIKMADAN USANMADAN
YAĞMURLARLA, GÜLÜŞLERLE, UMUTLARLA
EMEKLER TECRÜBELERLE
KARANLIKLARIM İÇİNDE DOĞUYOR HER SABAH
VE BİRGÜN İLİKLERİME KADAR ISITACAK BENİ
IŞIKLARIM YÜKSELECEK DAĞLARIMDA
ATEŞİMLE YAKACAĞIM
ŞULE AKAR
26.05.2009
Saat: 10:30
www.kafiye.net
HESABIM KENDİMLE
Bu akşam şu köşedeki loş masada oturacağım garson…
Gözlerden uzak olayım kimse beni görmesin..
Masamdaki mumu yakma sakın, içimdeki Şule yeter bana..
Meze de istemem, hayallerimle doyacağım …
Bana bir şişe şarap getir yeter…
Servis istemem, kadehimi doldururum bittikçe..
Unut bu masayı git başkaları ile ilgilen..
Önce kendimle hesabım var. Bırak onu ödeyeyim önce..
Sonra sanada sıra gelir, hesap veririm giderken..
Kalabalığın içindeki yalnız olayım bugün.
Seslerin içinde sessizliğimi dinleyeyim..
Birde müzisyenlerin çaldığı nihavent eseri…
“Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben hâlime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbâlime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime “
Kaldır yanımdaki sandalyeyi garson.. Kimse gelmeyecek..
Bir ben, sadece ben ve yalnızca ben bana yeterim..
Klasik cevaptır bilirsin, bende söyleyeyim:
İçkim ve sigaram arkadaşım benim
Yarenlerimle meşk eder, kadehleri tüketirim
Belki biraz gülerim, sevinçlerim coşar
Sulu gözlülüğüm tutar belki, hüzünlerim çağlar
Kendimle dopdoluyum zaten, duygularım hep derin
Derinlerin arasında yokolur küçülürüm
Firarım kendimle belkide devleşirim
Korkma sakın ben sarhoş değilim..
Hoş olsamda ne fark eder ?
Kendi sarhoşluğumla baş etmeyide bilirim.
Bu gece bitmez garson, hesap tükenmez
Yılların yükü bu atmadan eksilmez
Birazdan şafak söker unuturum kendimi
Çek kepengi üstüme sen, hadi git,
Kaldığımız yerden yarın devam ederiz
Güneş yine umtla doğsun üstüme
Ben yenilenirim yine Güler yüzümle…
Şule AKAR
12.06.2009
Saat:23:30
www.kafiye.net