Kategoriler

Arşivler


Tarih 14 Tem 2013 Kategori: Öyküler

Boş Ver Be Usta

Boş Ver Be Usta

Sol yanımdasın yine, ben uzaktan sevdikçe seveceğim
Yüreğimden kopup gelen hasretin karıştı yine
Bir acı tebessümümle emanetim olamadı ki
Kimsenin yüreği yüreğime
Soğuk iklimlerin imkansızlıkları sardı dört bir yanımı
Boş ver be usta, yaralarımı yaralarına saracak bir sevdam mı var sanki?Kaybettiğim umutlarım, enkaz altında kaldı
Her bir parçam ayrı bir yerde,gücüm yetmiyor toplamaya
Bitmez bendeki yalnızlık, kurşunların isabet edemeyeceği kadar
Şairlerin yazamayacağı şiirler, yüreğimin kanadında kırık param parça
Boş ver be usta, bir avuç sevgiyi dilenen dilenci oldum sayende

Bu gün benim yine efkarım var,yumsam gözlerimi
Saçlarımı okşayacak yarim gelmeyecek artık
Senin şehrinde sensiz nefes almam imkansız
Sevdim seni hemde çok, sonu olmayan bir düşe hayaller kurmuşum meğer
Her gördüğüm senli rüyaları boşuna hayra yormuşum
Boş ver be usta, sen haklıyken hep ben mi haksız?

Çaresizliğime bürünüp özlem şarkıları söyleyeceğim
Solmayacak gülümsün canımda cansın gözümde döktüğüm yaşım
Sen bana tanrının en güzel armağanı, ömrüme ömür biçtiğim sol yanım
Boş ver be usta, ölüm var ayrılık yok diye bilir misin?

Emine Öztürk
www.kafiye.net


Tarih 13 Tem 2013 Kategori: Mücella PAKDEMİR

KEREM EYLE YÜCE MEVLÂM

KEREM EYLE YÜCE MEVLÂM

Kalpleri çeviren Mevlâm, sırrın ile doldur beni
Ol hakikat deryasına kerem eyle daldır beni

Seherlerin tek sahibi, kaldır ufkumdan geceyi
İkramınla yıkayarak nurun ile soldur beni

Salihlerin zümresine ilhâk olmak ister gönlüm
Ben onları bulamazsam, sen onlara buldur beni

Acizliğim sana malûm, nefsim gaflet pençesinde
Sabır ehli kullarının meclisinde oldur beni

Yollarımı kapatıyor, günahlarım sırtımda yük
Lûtfunla sevaba çevir, hesap günü güldür beni

Kanadı kırılmış kuşum; senden başka kapı var mı?
Huzuruna varmak için şefkatinle kaldır beni

Münker – Nekir melekleri sorgu sual başlatmadan
Cehennemin listesinden, affet ya Rab, sildir beni

Ümmetinden olmak şeref, kevserinden içmek izzet
Ey sevgili; Habib’ine, makbul kulun bildir beni

Candan aziz cananımsın, emanetim sana kurban
Son nefeste yalnız koma, şahadetle öldür beni

Mücella Pakdemir
www.kafiye.net


Tarih 13 Tem 2013 Kategori: Mehmet NACAR

ANILAR

 

 

ANILAR

Sen gittin odana hüzünler dolmuş,
Vazoya koyduğun çiçekler solmuş,
Sevdamızdan yalnız anılar kalmış,
Şimdi anılarla yaşıyorum ben.

Söylemiyor artık şarkılar susmuş,
Kör talihim bana yüzünü asmış,
Yaşamaktan bıkmış hayata küsmüş,
Şimdi anılarla yaşıyorum ben.

Birlik olduğumuz yerleri gezip,
Hasret dolu yanık şiirler yazıp,
Daha gelmez diye kendimi üzüp,
Şimdi anılarla yaşıyorum ben.

Çaldığım kapılar artık kapalı,
Felek kırdı benim tuttuğum dalı.
Kalbim kırık gönlüm kara sevdalı,
Şimdi anılarla yaşıyorum ben.

Sana varsa bile yolların ucu,
Gitmeye yetmiyor gönlümün gücü.
Senden ayrı kalmak ölümden acı,
Şimdi anılarla yaşıyorum ben.

Mutluluk uyumuş keder ayakta.
Sesin kulağımda ismin dudakta.
Böyle senden ayrı senden uzakta,
Nasıl yaşıyorum, şaşıyorum ben.

Mehmet NACAR
www.kafiye.net

Not: Bu şiirim 35 yaşındadır…:)))


Tarih 13 Tem 2013 Kategori: Saffet ÇAKIR

DUA VAKTİ!

DUA VAKTİ!

Sema da kızak kayar yıldızlar
Artık buralardan gitme vaktidir.
Fikirde yeşerir, taze umutlar
Filizde bir gülün bitme vaktidir.
Eğilir başlar açılır avuçlar
Temizce bir dua etme vaktidir.

Sema’nın ruhunda bir ışık yanar
Artık gözyaşını tutma vaktidir
Fezada bir yürek gizlice kanar
Firaka bir kurşun atma vaktidir.
Eğilir gölgeler ufuklar yanar
Tende bir aşkı tatma vaktidir.

Sema’dan düşer bir kızıl zambak
Atılıp sessizce tutma vaktidir.
Fulya çiçeğiyle kana batarak
Filize şebnemi katma vaktidir.
Elleri mevla’ya içten açarak
Tez elden bir dilek tutma vaktidir.

Saffet Çakır
www.kafiye.net


Tarih 13 Tem 2013 Kategori: Dilek OKTAV

Müzik Dinleyicisi

Müzik Dinleyicisi

Müzik dinleyicisi olmak ne demektir? Bu çok geniş kapsamlı bir sözcük bence ve kişilere göre değişim gösterir ve asla baskı yapılamaz, yapılamıyor da. Müzik eğitimi öğrenciye anaokulundan verilmeye başlar ama belli bir amaç doğrultusunda değil sanıyorum,  çünkü kaynak kitaplardan çocuklara ne öğretilmek isteniyor, neyin temeli atılmak isteniyor anlamış değilim? Sonra ilkokul dönemine geçiliyor ve yine aynı karmaşa derken orta ve lisede de öyle ee geriye bir şey kalmadı.

Şimdi ne olacak bu çocukların, gençlerin müzik eğitimleri artık? Dövünmenin hiç bir faydası yok. Bence okul kitaplarının yazımı çok seçici yapılmalı çünkü müzik çok ciddi kazanımlar sağlayan ya da kişileri mahvedebilen, uçurumlara sürükleyebilecek gücü olan bir güzel sanatlar dalı, aslında müziğin bu inanılmaz gücünü devletimizin bilmesi ve kullanması çok şeyler kazandıracaktır.

Müzik türleri çeşit çeşit ve içine girince birde bakıyorsunuz müthiş kopukluk
var hatta farklı müzik türlerini sevenler birbirlerinden uzak yaşıyorlar, adeta
düşmancasına! Peki neden?  Bence bu durumda iyi bir müzik eğitimi politikası uygulanmadığı için. Bu durumda kısacası müzikte problem çok büyük, daha fazla geciktirmeden hemen konuya el atılması ve kişilerin bu kaos ortamından kurtarılması lazım.

Müzik okulları çoğaltılmalı ve değerli müzikçiler yetiştirilmeli ve donanımlı sağlıklı bireyler yetiştirilmeli. Çünkü sadece fen ile matematikle olmuyor.  Bakış açımızın zenginleşmesi için müzik şart! Öğrenci önce klasik eğitim,  alsın klasik batı müziği, klasik Türk sanat müziği, halk müziğinin klasik olmuş eserleri, ilahiler yani dini müzik ve ayrıca enstrümantal eserler bunları öğrendikten sonra isterse popta dinler oryantalde dinler kimse karışamaz ama temel sağlam atılınca o öğrencilere, kişilere bir şey olmaz. Ben hala ümitliyim mutlaka yetkililer okursalar fikirlerim dikkate alınacaktır ben inanıyorum lütfen müziği kötü amaçları için kullananlara geçit vermeyelim.


Özdere- İzmir/13.07.2013
Dilek OKTAV

Emekli Müzik Öğretmeni
Yazar
www.kafiye.net


Tarih 11 Tem 2013 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

İki Bilinmezli Bir Çözülmez Denklemin

İki bilinmezli Bir Çözülmez Senklemin

Aşk-ı mechûlündeyim.
İçim pervâsız nâralar atarken,
Lisanım lâl u sükûtlarda.
İbresi şaşmış kırık bir terâzî,
Şirâzesi kaymış kitap gibi yüreğim.
Şûh kahkahalarımı ellerimle gömdüm lâhitime
Lime lime doğradım cenderemde sevdamı
Ağır aksak, kör, sağır şimdi hayallerim
Eyy nafile umutlarına daracık kefenler diken elâ gözlerim.
Ben sana elleriyle dizlerini döven,
Gecelerce boynu bükük ağlamayı,
Acılara bodoslama dalmayı öğrettim.
Kırkikindi yağmurları misali,
Ağla şimdi iyi ağla gözlerim.
İşte yine el ayak kesildi yollarda.
Geceler avaz avaz haykırır yüzüme.
Sam yelleri sensizlik makamında,
Yalın alazlarıyla bembeyaz gülerime,
Hüzzâm şarkılar söyler.
Bir bir boynunu büker
Ucu yanık kağıdıma mısrâlar.
Dertlenir gökyüzüm,
Bulutlar halime ağlar,
Gece mavilerim, al güllerim solar.
Ve sonra,
Küser gider penceremden kumrular.
Sen,
Miâdı dolmuş zamanların kanatsız kuşu…
Eyy
Vakitsiz öten sarı kanaryam,
Sen ki,
Sol yanımda dem dem kanayan yaram…
Ahh be gültanem, birtanem…
Buladın gözlerini yine leyl-i zifîrime,
Sensizlik çöktü odama derinden.
Uzatsan ne çıkar uzakltan leblerini
Ben, sana geç kaldım, sen bana erken
Aşılmaz dağların ardındasın
Iraksın firâksın, ne diyem
Ahh be canparem , birtanem
Sen bana yasaksın , ben sana mahrem.

Sevim Çiçek Karadeniz
www.kafiye.net


Tarih 11 Tem 2013 Kategori: Mücella PAKDEMİR

ÜMİDİMİ GÖREYİM

ÜMİDİMİ GÖREYİM

Ey, kaderimin özlediği
Bu gece de nöbetçiyim yoluna
Aşk yanığı kokun nereden çıktı dersin
Alevleri ellerinle körüklediğini bilemezsin
Kavruk kalbimi taze gül gibi sundum sana

Sormadın
Sorsaydın söylerdim
Gün batımlarında en sevdiğim rengin
Hüzün olduğunu
Ufukta sönerken canımın kandili
Güz yaprakları gibi solduğumu
Sebebi sendin

Horlama beni kirpiğimin nemi
Ne olursun küstürme elemimi
Yürüdüğün yolların türabı benim
Zincirine âşık köle
Fermanına susayan mahkûm
Darına hayran ölümlünün erbabı benim
Ölürüm binlerce defa
Ey bî-vefa
Yeter ki izin ver seni seveyim

Keskin gözlerine vurulduğum
Ve bir görüşte tutulduğum…
Yırtıcı pençelerinle çektin gökyüzüne
Bulutlara savurdun
Yağmur olup ağlıyorum şimdi
Islanıyor musun, sadece onu söyle
Bileyim

Kim sever söyle seni, kim sever?
Benim sevdiğim gibi
Gittiğin günden beri
Gecelerin koynunda zehir zemberek
Öksüz bir çocuk gibi yatıyorum
Dipsiz kuyularda fenersiz biçareyim
Huzmelerini yolla bana
Ümidimi göreyim

Mücella Pakdemir
Üçüncü kitap şiirlerimden
www.kafiye.net


Tarih 11 Tem 2013 Kategori: Gürhan OLCAYTÜRKAN

AFFET YAVRUM…

AFFET YAVRUM…

Canım yavrum affet beni,
Sen olmasan bu annen yaşar mı sandın, tutunur mu güçsüz kökleriyle hayata sımsıkı.
Sen sanıyor musun ki özürlüsün, konuşamıyorsun, zarar veriyorsun diye kızıyorum sana.
Seviyorsan neden beni bağlıyorsun der gibi bakıyorsun ya yavrum. İşte o zaman ben bir kez daha ölüyorum. Yaşarken ölmek nedir bilir misiniz dostlar. Dışarıya güçlü gözükürken hâlbuki dünyada ki en güçsüz kişisinizdir. Kökleriniz yaşama sarılır ama cılız yüreğiniz kopmak üzerine. Terk edilme terk edilme üzerine. Hayat arkadaşım dediğin yavrunu birlikte meydana getirdiğin sözde erkek de ardına bakmadan gitti mi işte o zaman anlıyorsun yaşamda aslında tek olduğu.
Ne kadar zor evladını emanet edemediğin için çalışamamak. Bir lokma ekmek için el eline bakmak. Şükür rabbim nefes alıyorum ya yavrum yanımda ya şükür.
Arada da olsa kapım çalması ne güzel. O an iyilik meleğim can dostum gelir. Ne zaman gelse bu şehre ilk bana uğrar. Getirdikleri önemli değil dostlar gönlüme bıraktığı tad, yüzüme bıraktığı tebessüm her şeye değer. Yerdeki eski kilimde ondan ayak izleri, divanda ondan gül kokuları. Saatlerce sohbet ve birbirine karışan gözyaşlarımız.
Biliyorum yavrum sende gelmek istiyorsun yanımıza. Sende anlasan da konuşamamaktan yakınıyorsun gözlerinle. Ah bir konuşsan senelerin suskunluğu neler anlatacaksın kim bilir.
Hele bir anam dedin mi işte o zaman bu güçsüz anan evladım bir çınar edasıyla başını yukarılara kaldırır. Gözlerinden sağanak yağmurlar boşalır. Seni kokladım mı can yavrum cenneti koklarım saçlarında terinde. Sende cenneti yaşarken içimde cehennemim kor alevleri. O alevler yakarken beni tüketirken ömrümü sana sevgimin sıcaklığı gibi gelir. Bilmezsin ki yavrum sana sunduğum bu sıcaklık annenin yanması yok olması aslında.
Sen her şeyimsin yavrum. Sen bensin yavrum. Hani televizyonda çocukları gördüğünde doluyor ya gözlerin işte ben o zaman bir kez daha ölüyorum. Ne olur suçlar gibi bakma bana yavrum. Ben sana her baktığımda cezamı bir kez daha çekiyorum.
Ben istemez miyim el ele çarşı Pazar gezelim. Ben istemez miyim okula gittiğini görmek. Bana kitaptan hikâye okumanı. Bak o kitaptaki hikâyelerin birer kahramanı olduk. Sen okumadın bana alacağın olsun yavrum şimdi herkes bizi okuyor. Tanımadıkları bizi okurken kendilerinden olmayan bize damla döküyor. Kimisi içten içe kimisi hıçkıra hıçkıra.
Sen ümidini kaybetme yavrum. Tanımadıklarımız bize gözyaşı dökenler varsa bu yaşamda, daha umut edecek yarınlar var gökkuşağında.
Bir gün evet bir gün el ele o gökkuşağının altından senle yürüyeceğiz. Ve ben seni bağlamayacağım o zaman kucaklayacaksın yaşamı sevginle. Dillerinden yaşam sevinci fırlayacak ama yüreğinde hep bir hüzün hep gözyaşı kalacak annenden yavrum.
Affet beni..

Gürhan Olcaytürkan
www.kafiye.net


Tarih 11 Tem 2013 Kategori: Saffet ÇAKIR

SEVDİĞİM MOR GÜLÜŞLÜM!

SEVDİĞİM MOR GÜLÜŞLÜM!

Gülüşlerinde düğüm düğüm olduğum sevdiğim
Mor gülüşlüm!
Oruçluyum, susamam artık
nehir gözlerinden İçtim bir seher vakti.
Bir saklı cennetten kopan gülüşlerin
Hangi diyarın muştusunun bestesi!
Funda çiçeklerinin bir adı sende olmalı
Sessiz gülüşün yürek soframa düşen rahmet misali
Ve gamzelerin hangi okyanusun bitmeyen şarkısını söyler!
Üşümem, kar boran sarsa beni
Yüreğime düşürdüğün kor yeter.
En alıcı acılarım sarsa beni
Yüreğimi sar yeter.
Elin yetmezse değmek için yarama
Uzaklardan bir halimi sor yeter.
Gelen vurdu giden vurdu
gel birde sen vur yeter!
Sessiz sessiz ölümümü seyret
Gel karşımda dur yeter.

Delik deşik, bir dokunsan yüreğim
Mor gülüşlüm
Alev alev Kor gülüşlüm
Sessiz sedasız
Zor gülüşlüm!
Saklı cennetlerimin kraliçesi
Gülen gözlerin tüter yüreğimde
Her yağmurdan sonra
Gök kuşağı olursun bakmaya doyamadığım
Bir çiçek olursun dokunmaya kıyamadığım
Sen Rabbimin yüreğime attığı
Sevdamın anlamı…
Gül zeminden kopan gülüşlerin
Kanatlansın semaya doğru
Gökkuşağı buselesin kırmızısından
Kim kaçabilir ki be gülüm alın yazısından!
Kim sızlanmaz ki gönül sızısından…

SAFFET ÇAKIR
www.kafiye.net


Tarih 11 Tem 2013 Kategori: Elvan USUL

DOKUNMAYIN AVUÇLARIMA

DOKUNMAYIN AVUÇLARIMA

Yapışsın kirpiklerim gözlerime,
Donakalsın nefesim.
Yeni melodilere ritim tutsun,
Moraran dudaklarım.
Esebildiği kadar essin şimdi zemheri,
Yaksın bedenimi tüm ayazlığıyla.
Dokunmasın sadece…
Dokunmasın avuçlarıma.

Dilediği kadar vursun poyraz,
Dilediği kadar üşütsün hayalimi.
Savursun saçlarımı zirvelere,
Dağıtsın.
Tarumar etsin geçmiş yanlarımı,
Yıksın, parçalasın.
Dokunmasın sadece…
Dokunmasın avuçlarıma.

Nehirleriyle kaydırsın ayağımı,
Taşırsın sel, öfkemi denizlerden.
Yalasın duvarlarını hanemin,
Şiddete meyletsin sonra…
Çarpsın yüzüme yüzüme,
Tüm günahlarımı.
Dokunmasın sadece…
Dokunmasın avuçlarıma.

Yerle bir etsin zelzele,
En güzel anlarımı.
Viran eylesin gönlümü,
Sarssın sarsabildiği kadar.
Açsın yer ağzını,
Yutsun tüm istikbalimi.
Haykırsın sonra volkanlardan,
İfşa etsin emellerimi.
Dokunmasın sadece…
Dokunmasın avuçlarıma.

Dokunmayın!
Dokunmayın avuçlarıma.
AŞKI tutuyorum ben,
AŞKI tutuyorum avuçlarımda.
Bir daha…
Bir daha bırakmayasıya.

Elvin ELVİNCE
Temmuz 2013
www.kafiye.net