Kategoriler

Arşivler


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Sevim YAKICI

KİME NE

KİME NE

Seni öyle sevmişsem, irâdemden azâde,
Aşktan büyük bir korla yanıyorsam kime ne?
Kime ne yüreğinden bin defa kovulduysam,
Cennet bilip gölgene kanıyorsam kime ne?
… .
Gönlüme kor düşüren aşkının közlerini,
Fikrimi nakışlayan ruhani özlerini,
Aklımı esir alan manalı sözlerini,
Bir derviş edasıyla anıyorsam kime ne?
.
Teslim oldum narına, memnunum kavrulmaktan,
Hiddetinle sarsılıp, meçhule savrulmaktan,
Memnunum yâr dediğim hayalle kıvrılmaktan,
Sevdâmı yokluğuna banıyorsam kime ne?
.
Ben sende kaybolmuşum, başımda sevdâ yeli,
Sende bulurlar beni, aşkı bildim bileli,
Öfkeni coştursa da, zaman zaman bu deli,
Sabrını, toyluğumla sınıyorsam kime ne?
.
Kalbime mühür vuran hak lisânı dillerin,
Saçlarımda gezinen merhametli ellerin,
Mahşere sakladığın tomurcuklu güllerin,
Kokusunu kendimin sanıyorsam kime ne?
.
Bu çile bana mahsus, sabrım uslara zarar,
Kargülü’nün gönlünde yalnız senin adın var,
Muallak eşkalimi, ey benden azâde yâr,
Senin olduğun yerde tanıyorsam kime ne?

ALMILA Kargülü/// Sevim YAKICI
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Tuğba KARADEMİR

MESELA

MESELA

Şimdi şöyle bir şey var ki ben evet, ben çok, ben birine, ben biraz, tutuluyorum galiba. Nesine dersen, çok güzel gülüyor mesela.
Mesela…
Çok güzel “mesela” diyor, o da var yani. Hatta gülüşünden daha güzel “mesela”
deyişi.  Sonra sakalları var, bir sakal nasıl olur, yani nasıl bu kadar kutsal…

Neyse.
Diyorum ki kendime “tamam, ben iyileşiyorum kötü bir adamın göğsünde” ama, aması çok bunların. Yani ağbi, kötü’den ne anladığına bağlı biraz. O kötü durumda, benim bir buçuk yıl önce çektiğim sancıyı çekiyor gözlerimin önünde ve gözlerim hiç bu kadar üzülmedi.

Ben şimdi, evet, tutuluyorum galiba derken kendime, bir mesaj geliyor birinden.
Beklenenden değil elbet.

Ama o sanıyorum. O sanmak ki ne sanmak! Bir bakıyorum kirpiklerim yine ıslak, yine ıslak, yine ağbi.  Sarımsak, diyorum. Antibiyotik ya hani, sürsem gönlüme, yakar elbet ama iyi gelmez mi? Ya da diyorum, sarılsak, onunla. İyi gelmez mi ağbi, ikisinden birisi?

Ben bazı geceler çok “dünya ayaklarımın altından nasıl da kayıyor” oluyorum.
Başım mı dönüyor yoksa o dönmüyor diye mi böyle bilemiyorum ama bir yerde bir terslik, ağırıma gidiyor.

Ağrıma gidiyor. Ağrıyor. Ağrıyor, bak tam şurası, lütfen biraz… sarılır mısın? diyorum. Bazen de “biri şu ışığı kapatsın, uyumaya çalışıyoruz burada!” diyorum.
Ben bazen çok saçmalıyorum ağbi. Söyleyecek onca şeye rağmen susuyorum mesela.
Ona “beni sev” diyemiyorum. “Bana aşık ol istiyorum” diyemiyorum. Bunun yerine “Sesini duymak iyi geldi.” diyorum. Böyle şeyler yapıyorum, niye?

Ben neden kimsenin yarasına ilaç olamıyorum? Nasıl bir kadın olmak gerek sevilmek için, bak onu da bilmiyorum.

Birileri bazen “saçların ne kadar uzun!” diyorlar. Saçlarım onun göğsüne uzanmadıkça ağbi, bunun ne önemi var? Ben dizlerimin üstüne çöküp odanın bir köşesinde, başımı ellerimin arasına aldığımda yani, Gelip kaldıran o değilse, bu yaranın, ne önemi var?

-Mavi Tuğba Karademir
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Esra DEREL

….M A H Ş E R D E…..

….M A H Ş E R D E…..

Kimsenin girmediği kaleleri sen yıktın;
Hani vazgeçemezdin, sırılsıklam aşıktın?


Günler aylar karıştı, şaştım sayamıyorum

Yerine başkasını asla koyamıyorum.

Gece düşümde sensin, sayıklarım adını;
Candan sevmeyen bilmez, gerçek sevda tadını.

Üşüsen de örtmezdin pencereni rüzgârda,
’Meltemimsin sen’ derdin,’ yürekte yanan hâr’da..

Sevdikçe çiçek açan, dalların nerde hani?
’Sarmaya doymam’ diyen kolların nerde hani?

Bilirim bakışların yeşertirdi baharı,
Hayali yeter şimdi, sensin ömrümün varı.

Kaleme sarılırım, kalbe ilham ekenim,
Gönül bahçemde gülsün acıtsa da dikenim.

’İyi ki varsın’ diyen! Şimdi nerdesin nerde?
Çoktan razı olmuşum, senden gelen her derde!

Sevdayı bir kuş gibi, hapsetmişken avuçta,
Bilirsin sorumluluk, senindir bu son suçta.

Kaderciyim bir hayır, var elbette bu şerde
Anladım burda değil bana vuslat mahşerde!

ESRA DEREL

17.01.2011-İSTANBUL
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Esra DEREL

B E L K İ B İ R G Ü N

B E L K İ B İ R G Ü N

Gölgelerinde hüküm sürerken yalnızlığım;
Kınalı dağlar bile, anlamaz bu öyküyü.
Yıldız kadar çok derdim, herkese dargınlığım
Artık kimse açmasın, büründüğüm örtüyü.

Hep gülerdi gözlerim, ağlasa da her şiir;
Benden çok daha özgür uçup da giden kuşlar.
Saçımda ağardı gün, bozulmadı bu sihir
Çıkmazdı bütün yollar, bitmedi hiç yokuşlar..

Yankılanır figânım ’ sadece sevdim’ diye;
Hapsederim yüreğe kurban olduğum adı.
Ne yaşama izin var, ne de şimdi ölmeye,
Kırıldı ne zamandır, gecelerin kanadı.

Başım hayal omuza kaygısız yaslanmadı;
Söylenen her şarkıya dedim ki yürek sesim..
Sakinleşmedi nabız bu gönül uslanmadı,
Kafeslerde tutuklu artık yaşam hevesim..

Madem yollar karanlık, hepsinin sonu dehliz;
Gecelere tüneyen hasret güne darılsın.
Çözülmesin muamma saklansın muhteşem giz,
Kollarım her boşluğa, yâr diyerek sarılsın..

Bulutlar serin serin, dua serperken ruha;
Ay, ışığıyla gelir gözyaşımda yıkanır..
Tuz basarım yansa da, yârdan kalan cüruha
Vazgeçer mi bilmem de, belki bir gün usanır!

ESRA DEREL
18.07.2011-İSTANBUL
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Esra DEREL

…T E Ş E K K Ü R…..

…T E Ş E K K Ü R…..


Çok derindir kederim, bilmesem de nedeni;
Gönül saraylarımı ettiğin talan için.
Canı aşk potasında gün be gün eritmeni
Ben teşekkür ederim söylenen yalan için..

Sana her yer beyazmış, bana zindan karanlık;
Yokluğuna mahkumum tutuklu kaldım artık.
Gümüşî sükûtları bozarken son hıçkırık
Ne çıkılmaz gayyaymış, bu derde dalan için.

Bir kuşun kanadına bağlanırken ümitler;
Bir sevdada bunca çok yaşanır mı gel gitler?
İyi ki varsın deyip kırılırken kilitler
Ne kolaymış vazgeçmek bir kalbi çalan için.

Derim ki vefasıza çıkarsız sevdim seni;
İstemedim inan hiç kırılıp incinmeni.
Mahirmişsin meğerse, bilmedim tecrübeni
Çok teşekkür ederim bende her kalan için.

Bir sevdanın sihrine kapılıp gitti yürek;
Uçup gelmişti sana, kanat neyine gerek?
Ağlar tüm emeklere boşa gitti diyerek,
Nafileymiş gözyaşı bu derde salan için.

Hasreti ölüm zaten, giderim yârdan önce;
Bırakırım ardımda benden girift bilmece.
Bu vebalin iğnesi batarken ince ince
Mutluluk var mıdır ki bu ahı alan için?

ESRA DEREL
22.02.2011-İSTANBUL
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2013 Kategori: Fulya Sinem ERASLAN

SON

SON

İlk Bakış ve şuan karşımda duran kişi o. Beni bekliyor, yaklaşıyorum iyice ona doğru. Titriyorum galiba. Sakin ol diyorum. Kesin dudaklarımdan neler dediğimi anlıyordur. Rezil olmasam bari. Yaklaştık iyice ve karşımda artık. Sadece bir adım uzağım da. Gözleri ne kadar güzelmiş diye geçirdim içimden. Elini uzattı,elimi uzattım. Ona bu kadar yakın olup bir o kadar da uzak olmak,aşkın en acı hali olsa gerek. İmkansızlığın kapısı gibisin. Acı ,hüzün ve mutluluk şuan yanı başımızda. Kapıyı açıp seni görmek istiyorum. Olması gerekeni yapmak istiyorum. Yabancı gibi el sıkmak yerine,ellerimi boynuna atıp sarılmak istiyorum. Nefesine daha yakın olmam gerek,seni özlediğimi söyleyip öpeceğim seni.

Ahh Tanrım. Nefes aldıkça kalbim sızlıyor. Dudaklarından değil, kalbinden öpmek istiyorum. Kapalı bir alanda kalmış gibiyim. Sen gözlerime baktıkça nefesim kesiliyor. Gözlerini denize bakıyordu. Bakma dedim. Deniz aşık olur gözlerine dedim. Bana baktı ve yine kendine aşık etti. O baktıkça kendimi cennet ve cehennemde hissediyorum. Gökyüzüne çıkıyorum. Melekler yanımda ve maviliği görüyorum gözlerinde. Bir anda her yerim ateş oldu. İşte cehennemdeyim. Çünkü aklım onun imkansız olduğunu kulağıma fısıldadı.

Ne işim var burada benim ? Dedirtti bana. Ama hâlâ gözlerindeyim. İç sesim susmuyor. Susturmak için demli çayımı yudumladım ama ne fayda. Yedi bitirdi beni bir kaç saniyede. Elleri masada öksüz kalmış gibi ellerimi istiyordu. Zamanı durdurma gibi bir olsaydı keşke. Sadece deniz mavisi gözlerine baksam..

Zaman bize ihanet etti ve çok çabuk geçti yanımızdan. Halbuki söz vermişti.

Ayaklandık ve tekrar ellerini verdi. Tuttum sımsıkı. Bırakmak istemezken öylece kaldık. Gözlerine baktım ve yine aşık oldum. Ve son bakış, son ayrılık. Arkama baktım ve yine gözlerine dikildim. Yine, yine Aşık etti kendine.

Ve her şeyin sonuydu bugün.
Son aşık oluşum. Kalbim yine isyan etti.
İlkler ve sonlar oldu.
Sonum oldu gözleri.

Ve SON.

Fulya Sinem Eraslan
www.kafiye.net


Tarih 30 Ağu 2013 Kategori: Safiye SAMYELİ

BANA DA YER AYIRIN

BANA DA YER AYIRIN

Zannetmeyim vefa yok zannetmeyin unuttum
Keyfe kedere dalıp sizleri aramadım
İrin aktı gözümden yanağımda kuruttum
Baş yastık dan kalmadı sizlere varamadım

Taşlarınız kirlidir gelip silemiyorum
Yerimi kim doldurur artık bilemiyorum
Af eyleyin siz beni bu yıl gelemiyorum
Arzunuz var mı diye lütfedip soramadım

Siz gideli öksüzüm kanatlarım hep kırık
Yetim kalmış ömrümün bayramları hep buruk
Çatlıyor şakaklarım başımda koca sarık
Huzura giden yolu bir türlü yaramadım

Ey anam babam bacım rahat mısınız orda
Siz gideli huzuru bulamadım ben burda
Elbet bende gelirim ne kalmış sanki şurda
Şeytanın bacağını ne yapsam kıramadım

Görenler çok mesudum bahtiyarım sanıyor
Oysa nerden bilsinler benim içim yanıyor
Depreşti acılarım eski yaram kanıyor
Derman yok kollarım da el vurup saramadım

Dev gibi umutlarım dönüşünce cüceye
Gündüzlerin farkı yok döndü hepsi geceye
Anlatsam da derdimi sığmaz bin bir heceye
Yeni baştan  kendime bir dünya kuramadım

Her zorluğun önünde dağ gibi dikilirdim
Ne bir tehditden korkar ne geri çekilirdim
Hiç aklıma gelmezdi ben böyle yıkılırdım
Bu bayram karşınız da ayak da duramadım

Ne düşünün burayı nede bana kayırın
Emmim dayım nineme selamı duyurun
Yakında ben ordayım banda yer ayırın
Gülmeyen kaderimi anlından vuramadım

12.08.2013
Safiye SAMYELİ
www.kafiye.net


Tarih 30 Ağu 2013 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

BAZEN

BAZEN

Bazen,
Neşeli kabarcıklarla oynaşan
Bir deniz köpüğü olsam derim.
Sahillere vurup kaçan,
Utangaç dalgalar olsam.

Kumsaldaki güneşin izdüşümüne,
Öpücükler kondurup kaçsam isterim.
Keşke bulutlar ağlarken nisan yağmurlarında,
Derûnî sırlar fısıldasa kulaklarıma.

Kalemim düşürüverse aşkın peçesini,
Uryân seyretesem bâkîr mısralarımla.
Sensizlik tohumlarım visâle sürgün verse,
Can hümâmın kanatlarında sana uçsam.

Şiiirleriim yitik cennetimi arasa,
İmgelerim ihlâl etse kavramların sınırlarını.
Gözyaşlarım ,
Kırkikindi yağmurları gibi
En kutsala olan özlemimle
Sana yağsa.
Her damlada bin günahım dökülse.

Dalgalar alıp götürse sessiz çığlıklarımı,
Kağıttan gemilerim özgürlüğe yelken açsa.
Deniz beni avutsa hırçın sinesinde
Ve sonra sallasa dalgalarının beşiğinde.
Öylece uyuyakalsam
Ve ben denizde, deniz bende kaybolsak.

Aşkımız deniz gibi olsa,
Dalgalarla vursak sahillere.
Ve biz,
Sevda sevda kabaran,
Bir deniz köpüğü olsak.

Sahillere vurup gülücükler atan
Utangaç dalgalar olsak.

Kumsaldaki güneşin izdüşümüne
Öpücükler kondurup kaçsak isterim.

Keşke bulutlar ağlamasa nisan yağmurlarında.
Çamurlara bulanmasa sapsarı kumsallar.
Rüzgarların türküsünü söylesek el ele.

Yıldızlarla cilveleşsek göz kırpıp.
Gökyüzüne asılmış güleç fenere,
Nazlı bir konuk olsak,

Sohbet etsek tatlı tatlı .
Melekler imrense halimize.
Işııl ışıl nurdan kanatlarını
Gerseler üstümüze .

Şiirleriimiz yitik cennetimizi arasa,
İmgelerimiz ihlâl etse kavramların sınırlarını.

Gözyaşlarımız ,
Kırkikindi yağmurları gibi
En kutsala olan özlemimizle yağsa.
Her yağışımızla bin günahımız dökülse

Kalemimiz düşürüverse aşkın peçesini,
Uryân seyretse bâkîr mısralarımız.
Gurbet türkülerimiz visâle sürgün verse.
Can hümâmızın kanatlarında
Sonsuzluğa uçsak el ele .
Göz göze ve gönül gönüle .

Sevim Çiçek Karadeniz
ww.kafiye.net


Tarih 30 Ağu 2013 Kategori: Şevki KAYATURAN

Bak Neyim Kaldı?

Bak Neyim Kaldı?

Allahım sen beni ne hale saldın,
Dünyada bir bibim bir emmim kaldı,
Bir ağaç misali budayım aldın,
Söyle ki dünyada bak neyim kaldı?

Beş yaşımda aldın babamı benden,
Çok çektim dünyada her zaman senden,
Şu tatlı canımı almanı dünden,
Başka da verecek bak neyim kaldı?

Birisi kırkında diğeri elli,
Baba yarısıydı bilirim emmi,
Mutlu musun bilmem, yaptığın ey mi,
Söyle ki dünyada bak neyim kaldı?

Emmim oğlu idi, kardeşten farksız,
Yirmi sekizinde, giderken bahtsız,
Sana sığınırım, kalsan tarafsız,
Bu cana yüklenme bak neyim kaldı?

Yaşı kırk altıydı, çok çekti çile,
Gülmedi hiç yüzü gurbette bile,
Ablamı eşiyle Azrail bile,
Acımadı gel gör bak neyim kaldı?

Kayaturan sefa sürdüm sanılır,
İçimi bilmeyen elbet yanılır,
Bir gün bu bedenden bu ruh alınır,
Ondan sonra kim der bak neyim kaldı?

(21.04.2008-Saat:20.35)
Bibi: Hala
Emmi: Amca

Şevki KAYATURAN
www.kafiye.net


Tarih 30 Ağu 2013 Kategori: Saffet ÇAKIR

YER ETMEDİ ADALET DUYGUSU İÇİMDE BENİM

YER ETMEDİ ADALET DUYGUSU İÇİMDE BENİM

Yer etmedi adalet duygusu içimde benim,
Çakallar ulurken çiğdem tarlasında.
Çocuklar yüzerken kan deryasında…
Şimdi hangi güneşin sıcaklığından bahsedelim
Kırdılar vicdanı, deldiler aklı nemrutun vicdanında şimdi kaldı masumlar
Sırtlanlarların dişlerinde can veren bu kaçıncı bahar…

Yer etmedi adalet duygusu içimde benim, kuzuların gölgesi bile sessizdi.
Parçaladılar güneşimizi
Lime, lime ettiler
Dolunayımızı çaldılar.
Yıldızlarımızı kırdılar birer birer.
Katran döktüler kandillerimize
Bir yılan vicdanıyla sardılar günümüzü
Çoban yıldızımızı kurşunladılar.
Yüreğimin derinlerinde idam sehpaları güneşe hasretim dağlar kadar.

Yer etmedi adalet duygusu içimde benim,
Dinazorlar yürürken çiçek tarlasında.
Ezilen çiçeklerden sıçrayan kanlar vurur yüreğimin duvarlarına.
Ben nasıl anlatırım bunu yarına?
Güneşli günün çocuklarına.
Yarasalar tünemiş
Gelinciklerin umutlarına.
Bir adalet ki hala göçebe
Yılanın koynundan kaçan melekler  sığınır akrebe.

Yer etmedi adalet duygusu içimde benim.
Vicdanımızın orta yerine elimizi daldırıp
Bir zincir çıkarmalıyız, asmalıyız çakalların boyunlarına
Gelmemeliyiz artık oyunlarına.
Güneşi bulup getirip takmalıyız yerine.
Gül ekmeliyiz kuzuların gölgelerine
Ve dolunayı yine asmalıyız geceye
Sema da yıldılar kızak kaymalı
Gözlerimiz gökkuşağı renklerin dalmalı ahengine
Su bürünmeli yine mavi rengine.
Çocuklarımız koşmalı yine el ele
Siyah, beyaz demeden kardeşçe.
Uçurtmalarımız beyaz olmalı beyaz
Bir gelin edasıyla inmeli yaz.
Bu dünya bizim bu dünya hepimizin.
Eşit vurmalı dalgaları tüm denizin
Artık yaşamak için, çakallardan
Almayın izin!

SAFFET ÇAKIR
www.kafiye.net