Kafiye.Net

Ben Eski Kafalıyım

Eskiye yakın kafam var ya!
Elden, ele bıçak, sabun falan alınmaz!
Goca garı lafı misali yani,
Hahh işte bende,
Manavdan sevgi satın almıyorum!

Yüreğimin derinliklerindeki,
Aşk şerbetimden içip,
Dalgıç misali derinlere dalıp,
Yosun gibi, yeşimtırak,
Beyaz inci gibi, ender,
Bir o kadarda,
Tadına doyulmaz,
Sevgiyi yaşarım, ben!

Sevgi bankam,
Kolay kolay, bazmaz.
Hancer bedenime batmazda,
Senin sözün, sol yanıma batar.

Sevgi bankamı,
Batırıp, batırmamak,
Senin elinde!
Çok çok, sevgi hesabı açalımda,
Sayemizde sevgisiz kalanlara,
Sevgi bankasından, sevgi saçalım.

Dedim ya! Ben eski kafalıyım,
Seversem eğer,
Başkasına gönlüm akmaz,
Ben seversem, bir kişi severim.
Kalbim tek odalıdır, benim!
Sevgim tenden, tene dolaşmaz…

Bilgehan EMİRŞANOĞLU
www.kafiye.net

Defol Başımdan Şeytan

Sus içimde ki şeytan!
Zaten aşkımı kovdun.
Dur ateşle dans yapan!
Zaten yüreğim odun.

Neler istersin benden?
Hiç istediğin bitmez!
Bıktım vallahi senden!
Hiç gözüm seni görmez.

Hey beni dinle şeytan!
Vesvese verip durma!
Her gün kapımda yatan,
Nasılsın diye, sorma!

İçimde ateş varken,
Her an günaha atan!
Sakın konuşma derken,
Yaktın ateşe tapan!

Artık seninle savaş,
Başladı yavaş yavaş,
Sayende oldum ayyaş!
Defol başımdan şeytan!

Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net

Gitme Sevdiğim

Yakalamışken yaşamı senle
Sarmışken bedenler aşkı
Engelleri aşmışken birlikte
Bu gidiş neden
Gitme aşkım
Seni yaşayamadan doya doya
Daha yaşanacak onca günümüz varken
Aramıza kimse giremez derken
Bu gidiş neden
Gitme bir tanem
Hani tek ben vardım yüreğinde
Hani bir benim için yakardın dünyayı
Hani kimse ayıramazdı ellerimizi
Bu gidiş neden
Gitme can tanem
Aşkım için ayaklarına kapanmam derdim
Gitse de ardından gözyaşı dökmem derdim
Kalbimden sildim mi aramam derdim
Bu gidiş neden
Gitme hayat kaynağım
Yüzümdeki tebessümüm
Islığımda ki sevda sözcüğüm
Gecelerimde ki düşüm
Bu gidiş neden….

Gürhan Olcaytürkan
www.kafiye.net

SİYAH BİR GÜL DÜ KEFEN…

Gün bitti güneş gizlendi karanlığa,
Suskun bir gölgeydi gece.
Sıkışıp kalan bir kitap arasında,
Sensizliğe yazılan bir şiirin,
En olmadık anında,
Siyah bir gül dü son satıra noktayı koyan imzasızyla…!

Yaprak yaprak dökülüyordu hazan,
Kokusunu bırakıp rüzgara,
Dudaklarda gizli bir öpüş,
Sessizliğin ızdırabıyla;
Hüzün düşerdi nefese,
Sözlerin bittiğinde,
Siyah bir gül dü gözlerin gözlerime değdiğinde…!

Acı mıydı,
Yoksa bitimsiz bir sancımı?
Belki de
Yitik bir düştü avuçlarda kalan,
Dikeniydi apansız sol yana batan,
Siyah bir gül dü yara sürekli kanayan…!

Mutluluk gözlerine adanmaktı,
Ömür ayak dibine;
Hüznü eşkıyaydı,
Yarım yamalak bir seyirde
Vuslat mahşerde,
Siyah bir gül dü kefen bana ellerinle giydirilen…!

Şerife köksal Badısaba
HÜZÜN BULUTU
www.kafiye.net

ÇİÇEK

Günah neydi?
Yasak…
Neydi?
Neydi elimizi kolumuzu bağlayan?
Aşk mıydı?
Seni benden,
Beni senden alıkoyan;
Bu muydu sahi?

Ya neydi öyle değil…

Suç neydi?
Fena…
Neydi?
Neydi adına olmaz dediklerimiz?
Yasak dediklerimizin özü neydi?
Neydi zatına tükürdüklerimiz?
Küfrettiklerimiz kimdi?

Elalemdi?

Kimdin sen?
Ben kimdim…
Adına çiçek dediğin miydim?
Yoksa
Bu ağrılı aşkın eteklerinde,
El açıp yakaran gariban da mı bendim?
Ha sevgilim…

Hatice Kübra ÖKTEM
2.9.13
www.kafiye.net

HANÇER

Bir hançer siplendi sol yanıma,
Çok acıtsa da canımı,
Deştikçe yaksa da sessizliğimde,
Çıkarıp atmak istemiyorum onu.
Acıyla gelecekse mutluluğum,
Varsın hançerim olsun,
En masum sevgimde.
Tek isteğim biraz mutlu olmaktı.
Onu da çok gördülerse,
Alır hançeri kendim sokarım,
Düşlerimin en derinlerine.

Elvin ELVİNCE ( E. U.)
www.kafiye.net

DÜŞ GÜZELİ

Bir zamanlar göz alıcı sultandım
Hayale sığmayan muhteşem dilber
Yemyeşil gözlerim mavi elbisem
Topuklarımda sapsarı saçlarım
Beyaz tenim pespembe yanaklarım
Kıpkırmızı gülümseyen dudağım
Kızlarla oturur gergef işlerdim
Kafeslerden sokakları gözlerdim

Faytonum kapıda hazır beklerdi
Uşağım dadım emrime âmade
Her akşamüstü seyrana çıkardım
Etrafım mimoza erguvan lale

Şarkılı şiirli sandal sefası
Söyleşerek martılarla oynardım
Dalar gider gurubu seyrederdim
Bir taraftan soğuk şerbet içerdim
Ballı ayva tatlısını severdim
Bir de Şehzade Fatih’i hem nasıl

Masal Kızı Düş Güzeli’ydi adım
İlham verirdim rüyalar süslerdim
Peygamber müjdesi hayal ülkesi
Yeryüzünün gözbebeği arzusu
İslam cengâverlerinin ülküsü
Bense umutla Türk Sultan beklerdim

Kavuşmamız öyle kolay olmadı
Kaç kere istedi beni babamdan
Kaç kez geldi kapımıza dayandı
En nihayet oluk gibi aktı kan
O beni topla tüfekle kazandı

Gemileri dağlar kayalar aştı
Derya değil karaları dolaştı
Kara sevdalı âşıklar buluştu
Nasrani’si Müslüman’ı karıştı
İki kıta sevinç ile sarıştı

Eli mahkûm babam ister istemez
Teslim etmek zorunda kaldı beni
Çağ kapatıp çağ açan kavuşmamız
Tellallarla dört bir yana yayıldı

Ulema sultan ve saray erkânı
Halk ile toplandı nikâh kıyıldı
Tez elden bir düğün dernek kuruldu
Tam kırk gün kırk gece şenlik ve şölen

Gazilerin yaraları kapandı
Şehitlerin bedenleri canlandı
Yerde gökte kim varsa bizi andı
Gayrimüslimler bile hoşnut kaldı
Olay kırk bir pare topla kutlandı

Yanımda çağın en büyük sultanı
Başımdaki taç onun armağanı
Kollarımda taş işli bilezikler
İncecik belimde bir altın kemer
Pırlanta yüzükler elmas küpeler
Yakut gerdanlıklar inci kolyeler
Gümüş nalınlar daha neler neler
Rengârenk kadifeler ipekliler
Dalga dalga saçımda sırma tarak
Dolaştım asırlarca salınarak

Yedi kat göklerde yerde anıldım
Seferlerle savaşla kazanıldım
Eyüp Sultan yüreğimde yatıyor
Evliyalar damarımda atıyor
Etim kemiğim veli şehit gazi
Zannettiler ki kolayca alındım

Önce taşradan bir akın başladı
Sırtlarında yorganları denkleri
En çok başlık parası bulmak için
Meşhur olmak için iş kurmak için
Önceleri makuldü istekleri

Sonra kem tıynette kişiler geldi
Gözünü para bürümüş insanlar
Yatırım adına talan başladı
Evlerimi başıma göçürdüler
Beni yerin dibine geçirdiler
Göklerimi o gök delenler deldi
Şimdi akciğerlerim delik deşik
Gözlerimi oyuk oyuk oydular
Yerlerine taşla cam doldurdular
Her yanımda kırık çıkık ve yanık
Vücudumda sayısız yara bere
İki büklüm oldum yaklaştım yere
Gömülmem çok yakındır bir depremle

Her sabah vızır vızır caddelerim
Yollarım sokaklarım telaş dolu
Herkesin derdi var başından aşkın
Nefsi nefsi kırış kıyamet mahşer
İyilik yerine çöreklenmiş şer
Aralarında asayla gezerim
Ya Allah Ya Sabır selamet derim
Nezaket namına bir şey kalmamış
Hanımefendiler beyefendiler
Gidip gelmemekteler birer birer
Saygısızlar görgüsüzler artmakta
Geride kalan güzide kişiler
Kollarını bağlayarak bakmakta

Nerede o masum aşklar âşıklar
Cebi delik gariban sevgililer
Entel dantel sarhoşlar serseriler

Bütün mal varlığım yağma edildi
Saraylarım kasırlarım köşklerim
Konaklarım birer birer devrildi
Ne sandal kaldı ne kayık sefası
Ne esinti hava ne bad-ı safa
Bunaltıcı yazlar karlar ayazlar
Nerde koruluklar gümrah ormanlar
Birkaç çay bahçesi asık çehresi
Sonradan sonraya tek Piyer Loti

Artık ne şerefim kaldı ne de şan
Rüyalar perisi perli perişan
Varoşlardaki sefalet diz boyu
Yakarmada cümbür cemaat açlar

Nerde o kuyular nerde sarnıçlar
Nerde Mimar Sinan’ın duru suyu
Dürüst esnafın da değişti huyu
Her yer tıklım tıklım ticaret doldu
Mescitler camiler görünmez oldu

Üzerimde ütüsüz bir tuvalet
Kırışık yüzüme makyaj yaptılar
Buruşuk boynuma inci taktılar
Kaderimle baş başa bıraktılar

Onur BİLGE
www.kafiye.net

Daya avuçlarını göğsüme tıkasın boğazın/m/ı kalbimin atışları yüreğime dokunan tek sen ol istiyorum.. Çok şey mi istiyorum…/

GURBET KUŞU

Diyorsun içerimde sessiz mavzerler patlar
Söylenmemiş türküler sözlerimde gizlenir
Söz dinlemez şu günlüm aşkı ikiye katlar
Buğulandı gözlerim kirpiklerim sızlanır

Resminde ki gözlerin yüzüme masum baktı
Alev aldı közlerim duygular şaha kalktı
Diyorsun anla beni sevgin özüme aktı
Adını andığımda nabızlarım hızlanır

Bende senin gibiyim bir bahtı karalıyım
Gülmedi gülmez yüzüm yürekten yaralıyım
Diyorsun el değilim ta sizin oralıyım
Sılamın hasretinden yaralarım tuzlanır

Anla artık derdimden bir kere gül yüzüme
Senin ile varım de su serp yanan özüme
Diyorsun inan benim yeminime sözüme
Sarpa saran yollarım senin ile düzlenir

Zannetme riyakârım üç günlük benim aşkım
Her sözüm bir senettir Resülden gelir meşkim
Diyorsun ki emrine amade gönül köşküm
Ölüm var ayrılık yok can seninle sözlenir

Safiye SAMYELİ
www.kafiye.net

Bilesin!

Lokman çaremi ki bilinmez derde
Hicran yarasının dermanı nerde?
Issız bir köşede, hem yadellerde
Kaldım ben bilesin şimdi sevdiğim.

Bir sevda uğruna ölümse paha,
Vuslatım ne zaman bilmem ki daha
Muhannet vicdanın yüce Allah’a
Saldım ben bilesin şimdi sevdiğim.

Dualarım senin, bir senin için!
Anlamı yok artık sensiz bir hiç’in
Bundan sonra sorma neden ve niçin?
Öldüm ben bilesin şimdi sevdiğim.

Saffet Çakır
www.kafiye.net

ÇOCUKLUĞUM

Tebessümler…
Irmak ırmak sevgi aşılarlar köhneleşmiş yüreklere.
İsimlerini bilmeyiz.
Tebessüm diye hitap ederiz onlara.
Masumdurlar…
Mütebessim…
Melek bakışlı…
Çocuksu düşler düşürürler aklımızın ücra köşelerine.
Seviniriz.
Düştüğümüz düşlerde oyun bahçesindeyizdir.
Koşup oynarız deli dolu yorulana kadar.
Düştüğümüz düşlerde yaramazlık peşindeyizdir.
Karnımızı oyunlarla doyururuz.
Biz ezelden çocuk değil miyiz?
Çocuğuz.
Yaramaz mı yaramaz,
Sevimli mi sevimli,
Masum mu masum,
Küçük bir çocuk.
Geleceği dokuruz pamuk ellerimizle
Tıpkı bir kilim gibi.
Mızıkçılık yapmayız,
Hileye yer yoktur oyunlarımızda.
Çocuk olmanın tadını çıkarırız.
Neşemiz kadar masumdur bizim için hayat.
Bir gülüşte kaybolacak kadar çocuğuzdur biz.
Bugünün küçüğüyüz.
Yarın büyüyeceğiz.
Kendimizi büyüttükten sonra,
Sıra diğer mütebessim bakışlı çocuklarımıza gelecek.
Şimdi sen tekrar bana pamuk prensesi anlat.
Geç kalmayalım.
Zira bugün bitti oldu.
Yarın büyüyeceğim dedim,
Yoksa unuttun mu?
=)
Hatice Kübra YILDIRIM ÖKTEM
www.kafiye.net