şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Nasılsınız değerli dostlarım bakalım. Yine biraz ara verdik sohbetlerimize değil mi? Yaz sıcakları mı desem, ters giden işler mi desem, yoksa belirli bir süre internet ile birlikte olamayacağım için mi desem bilemem ama sizlerle beraber olmak bana büyük bir mutluluk veriyor.
Günler ne kadar da çabuk geçiyor sevgili dostlarım. Sizlerle bu köşede üç ay önce konuşmuştuk. Okullar kapanıyor sayın veliler ve sevgili öğrencilerim. İyi hatırlıyorum sevinenler ve üzülenler olacak diye. Ama sonuçta üzülenlerin kesinlikle yanlış bir davranış içerisine girmemesini istemiştim. Velilerinde dikkatli davranmaları konusunda uyarı da bulunduğumu da iyi hatırlıyorum.
Merhaba sevgili dostlarım. Bugün sizlerle “ Düşünmek suç mu?” üzerinde durmak istiyorum. Evet, düşünmek suç mu acaba, ne dersiniz? Hele bu düşünmeyi yüksek sesle yaparsanız acaba sizin peşinizden kimler ve niçin gelir, bunu hiç düşündünüz mü? Bugün konumu düşünce suçları üzerine ayırdığımı sanmayın sakın!
İnsanların yaşamı çelişkilerle doludur. Nasıl olmasın ki? Hele bir de erkekseniz, çelişkilerin tam orta göbeğinde siz olursunuz. Baş sorumlu, baş mimar, günah keçisi, aksi, zorba, kaba….İnanın bu saydıklarım az bile dostlarım. Daima siz bu olumsuz kişilerden olursunuz. Siz hiç hata yapmayacaksınız, en iyisi ve en hızlısı siz olacaksınız. Bir de erkek olduğunuz için ağlamayacaksınız. Çünkü erkek adam ağlamaz derler sevgili dostlarım, öyle değil mi? Erkek adam asla ağlama! Bu felsefe bana çok ters bir düşünce. Bunu bir erkek olarak kabul etmiyorum.
Merhabalar sevgili dostlarım, nasılsınız bakalım. Uzun zaman oldu bu köşede sizlerle sohbet etmeyeli. Nasıl yapalım ki sohbeti dostlarım. Bu Türkiye gerçeğinde yarın nelerle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz sevgili dostlarım. Öyle değil mi? Yola çıkmışsınız apartmanın çatısından ve ya balkonundan aşağıya dökülen balkon suları ile öğle duşunu almanız mümkün. Kaldırımlardan yürümek için inanın
Hayırlı ramazanlar değerli dostlarım. Sağlıklı bir şekilde oruç tutmanızı dilerim. Ramazan geldi hoş geldi. Gönüllere huzur, davranışlarımıza sınır, geride kalan on bir ayın hesabını nasıl verebilirim sardı insanları şimdi. Bu arada oruç tutmayan, daha doğrusu sağlık nedeniyle orucunu tutamayan dostlarım. Üzülmenize gerek yok, tutamadığınız orucun diyetini ödersiniz, böylece de
Değerli dostlarım. Nasılsınız, iyi misiniz? Yüzünüz güleç, gönlünüz hoş umutlarınız daim olsun can dostlarım. Silgi deyince ilk aklınıza ne geliyor? Silgi sözcüğü sizde neyi çağrıştırıyor, ne dersiniz? Kulağıma ilk sesler gelmeye başladı gibi hemen. Bazı dostlarım hata yaptığımızda hatalı harf ve ya sözcüğü sildiğimiz lastik araç diyorsunuz. Bazılarınız internette kullanmış olduğumuz silme tuşu diyorsunuz.
Merhabalar sevgili dostlarım. Hani geçen hafta size söylemiştim. Bu hafta sizlerle sohbetimiz biraz değişik olacak. Bu haftaki sohbetimizde biraz eğitime değineceğiz diye hatırlarsanız konuşuruz demiştim. Şimdi rahat edin. Yine yasak olsa da bir sigara yakınız. Yakınız ki içiniz biraz şenlensin, üstüne çaydan da yudumlayın ki kötürüm olan ciğerlerinizi
Merhabalar sevgili dostlarım. Yaz mevsimine girdik. Hem de öyle bir girdik ki, sormayın gitsin. İzmir’de ilkbahar hiç yaşanmıyor. Bir haftalık bahar havası hemen kavurucu yaz sıcaklarına dönüşüyor ve yaz mevsimi de gelmiş oluyor hemen. Kavurucu yaz sıcağında şuan gölgede oturmuş bir yılı ve bu yılda olan dört mevsimi düşünmeye başladım şuan. Biraz düşüneyim dedim mevsim ve ayları. Öyle ilginç geldi ki bana. Bu düşüncelerimi ve duygularımı sizlerle paylaşmak istedim. En zoru ne oldu biliyor musunuz sevgili dostlarım? Mevsimlerin hangisinden başlayayım ki güzel bir başlangıç olsun istedim.
Merhabalar sevgili dostlarım. Nasılsınız? Uzun zaman oldu sizlerle sohbet etmeyeli. Bahar ayı geldi. İzmir’e ne yazık ki bahar hiç uğramaz. Kırkikindi yağmurları olmasa inanın cayır cayır yanacağız. Bahar İzmir’e uğramadığı için yaz mevsiminin kavurucu sıcağı beyninizde patlar bu çanağı andıran İzmir’in çukurunda. Yine de halimizden şikayetçi olmamak gerekir hani. Akşam vaktinde yıldırımların, çökecekmiş gibi olan gök kubbenin gümbürtülerinden sonra gök kubbe ne yarılıyor, nede bir tarafa yamanıyor. Doluyu yolda yiyen, ceviz büyüklüğüne yakın olan yağmur taneleri ile yaralanma tehlikesi atlatan insanların sırılsıklam oluşları, bazen gülünç manzaralara da neden oluyor doğrusunu isterseniz.