OKULLAR AÇILIYOR

Günler ne kadar da çabuk  geçiyor sevgili dostlarım. Sizlerle bu köşede üç ay önce konuşmuştuk. Okullar kapanıyor sayın veliler ve sevgili öğrencilerim. İyi hatırlıyorum sevinenler ve üzülenler olacak  diye. Ama sonuçta üzülenlerin kesinlikle yanlış bir davranış içerisine girmemesini istemiştim. Velilerinde dikkatli davranmaları konusunda uyarı da bulunduğumu da iyi hatırlıyorum. Bu isteğime sanırım bir çok veli uymuştur.

Bu hafta ise okullar eğitim öğretime yeniden başlayacak. Bu hafta okullar açılıyor sevgili dostlarım. Bu hafta ilköğretim okuluna yeni kayıt olan öğrencilerimizle birlikte 15.00.000 gencimiz 2007-2008 eğitim öğretim yılına başlayacaklar. Yine bir telaş, yine bir heyecan, yine bir takım burukluklarla bir eğitim öğretim yılı başlayacak. Bazı çocukların tüm istekleri yerine getirileceği için sevinç yumağı içerisinde eğitim öğretime başlayacak. Bazı öğrencilerimizin ise ailelerinin ekonomik güçlerinin yetersizliği nedeniyle istekleri bir anda karşılanamayarak  daha ilerideki aylara aktarılacağı için eğitime buruk başlayacak. Sevinç ve hüzün yumakları aynı sınıf içerisinde bir eğitim öğretim yılının sonuna kadar sürecektir. Ama sevinçli, ama hüzünlü fark etmeyecek. Aynı sınıfı, aynı havayı, aynı öğretmeni paylaşarak geçirilecek bir sekiz aylık süre var önlerinde.

Hiç kimseye nasihat verme düşüncesinde değilim sevgili dostlarım. Ancak eğitimde öğrencinin, öğretmenin, okulun  bir sacya ayağı oluşturduğunu düşünürsek; eğitimin önceliği sanırım ortaya çıkacaktır. Sekiz aylık bir eğitim öğretim sürecinin yabana atılacak bir düşünce olmadığına inanıyorum. Eğitim öğretimin temel taşı olan, onlar olmadan eğitimin olmayacağı öğrencilerimizi büyük  zorluklar beklemektedir. Yağmurda çamurda, kışta kıyamette, yolların uzun zaman karlarla kapalı olduğu; uzun zaman yolların açılmasını bekleyen insanların olacağı eğitim öğretim tabii ki kolay ve rahat olmayacaktır. Zorlu bir eğitim ve öğretim yılı hem öğrencilerimizi, hem öğretmenlerimizi, hem velilerimizi, en önemlisi okul yönetimini beklemektedir.

Sevgili dostlarım. Geleceğin gençleri, vatanı emanet edeceğimiz bu gençler için siz velilere büyük görevler düşmekte. Aynı zamanda bu gençlerimizi de büyük sorumluluklar beklemektedir. Bu seneki eğitim öğretim yılında velilerimize düşen görev ve sorumluluklardan başlamak istiyorum. Buna göre:

1-  Öğrenci velilerimizi 2007-2008 eğitim öğretim yılında çok zor bir yıl beklemektedir. Bir çok velinin; günümüz ekonomik şartların zorlukları karşısında veli olarak görevini çok kolay bir şekilde yerine getirebileceğini söylemek sanırım kolay olamaz. Ancak bütün bu olumsuzluklar karşısında bile velilerimizin; canla başla çocuklarına ve eğitim öğretime karşı görev ve sorumluluklarını en iyi bir şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Velilerimize bu konuda başarılar dilemek isterim. Ancak velilerimizi bekleyen sorumluluklardan da söz etmeden geçemeyeceğim. Buna göre:

a)  Velilerimizin bir yanlış uygulama yapmamasını istiyorum. Çocuğunun okula gitmesini ve başarılı olması durumunda ise ona bir takım ödülleri  vereceğini söylemesi bana göre büyük bir yanlıştır. Velilerimizin asla çocuklarının başarı durumunu bir ödüle bırakmamalıdır. Ödül sözü yanlıştır.

b)  Velilerimiz; okul, veli ve öğretmen ilişkilerine çok dikkat etmek zorundadır. Öğrencisinin başarısını artırmak, derslerinin başarı durumunu kontrol etmek, okula olan devam devamsızlığı konularını takip etmelidir. Eğer öğrencinin sorunları varsa onarlı çözme yollarını aramalıdır.

c)  Veliler ne olursa olsun çocuklarına inanmalı ve güvenmelidir. Çocuklarının yapmış olduğu çalışmalarda onlara tüm desteklerini vermelidir.

d)   Okula devamsızlık yapan, okuldan kaçan, arkadaşları ile sorunu olan çocuğuna  bağırmamalıdır. Sorunu çözmek için; okul yönetimi, rehberlik servisi, sınıf öğretmeni ile ortak görüşmeler yaparak, sorunların çözümüne gitmelidir. Mutlaka çocukları ile oturup kızmadan, bağırmadan konuşmalıdır.

e)   Veliler, çocuklarının  ders çalışma ve derse yönelik işlemlerde baskı kurmamalıdır. Dersine çalış, senin için bunca masraf yapıyoruz, sınıfını geçemezsen bak sana neler yaparım gibi tehditlerde de bulunmamalıdır.

2-  Öğrencilerimize  2007-2008 eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını dilerken onlarında bir takım sorumluluklarının olduğunu söylemek isterim.
a)   Okula; eğitim öğretim, öğrenme, araştırma, inceleme ve bilgi sahibi olmak amacıyla gitmelidir.

b)   Eğitim öğretim yılı sonunda başarılı olursam ailemden mutlaka ödül alırım düşüncesini gütmemelidir. Okula ödül almak için değil başarılı olmak için gitmelidir.

c)   Sınıf öğretmeninin, okul yönetiminin, okul rehber öğretmeninin ve diğer öğretmenlerinin uyarılarına uymak zorunda ve sinirlenemeden uyarıları yerine getirmelidir. Okula mutlaka başarı ve bir geleceği amaçlayarak gitmelidir. Sene sonunda başarısız olursam, sınıfta kalırsam korkmama gerek yok. Nasıl olsa Milli Eğitim Bakanımız beni geçirir düşüncesini kafasından atmalıdır. Af önemli değil, önemli olan kendisini af dışında tutarak başarılı olmaktır.

d)   Ders içerisinde ve ya teneffüslerde öğretmenlerine ve arkadaşlarına karşı saygısızlık yapmamalıdır.

e)   Okula devamsızlık yapmamalıdır. Okula gitmediği gün gitmeyiş nedenini ailesine bizzat söylemeli ve haberdar etmelidir.

3.   2007-2008 eğitim öğretim yılı öğretmenlerimize ve yöneticilerimize de hayırlı uğurlu olmasını dilerim. Eğitim öğretim de görev alan öğretmenlerimize de düşen görevler vardır. Buna göre:

a)   Öğretmenler öğrencilerinin eğitim ve öğretimi ile ilgilenen en önemli kişilerdir. Onları en iyi tanıyacak olanlar da yine öğretmenlerdir. Öğrencilerinin eğitim ve öğretimi yanı sıra onların psikolojik davranışlarını, yaşını ve sorumluluklarını göz önünde bulundurarak eğitim öğretim yapmalıdır.

b)   Öğretmen; öğrencilerinin arasında asla ayırım yapmamalıdır. Eğer öğrenciler arasında; tanıdık, dost, yakın akraba diye ayırım yaptığı anlaşılırsa öğretmen için iyi olmaz. Bilhassa notlar konusunda kişisel tartışmaları ve ya öğrencinin yaptığı bir yanlış yüzünden asla öğrencinin notları ve geleceği ile oynamayınız. Son zamanlarda öğrenci afları nedeniyle değişik baka öğrencilerin önün de küçük düşmek hiçte iyi bir olay olamaz sanırım.

c)   Öğretmenler sınıf içerisinde öğrencileri ile kişisel sorun yaşarlarsa; bu sorunu öğrenci, veli, okul rehberlik birimi ile ortaklaşa görüşmeler yaparak çözmeye çalışmalıdır. Sorunun çözümünde okul yönetimi ile de diyaloglarını yürütmelidir.

d)    Bu sene ilk defa eğitim öğretim görmek amacıyla okula başlayacak olan ilköğretim okulu birinci sınıf öğrencilerine karşı çok daha duyarlı olmak zorundayız. Bu öğrencilerimiz ilk defa okula başlama heyecanı içerisinde bazen şaşıracak, bazen ağlayacak, bazen sınıfın ortasında öyle duracaktır. Onların kurdukları hayaller; o öğretmen hakkındaki düşüncesini de yansıtacaktır. Hatta bu düşüncesinde öğrencimiz; öğretmeninin erkek mi bayan mı, sert mi, sessiz mi, güzel mi çirkin mi, babam ve annemden daha iyi mi, yoksa babam gibi mi düşünceleri içerisinde okula gelecek olan o geleceğin yavrularını ne olur hayal kırıklığına uğratmayalım. Onların o saf duygularına ne olur aynı saflıkta, temizlikte ki duygularla karşılık verelim. Onları daha başlangıçta kaybetmeden kazanalım olmaz mı sevgili öğretmenlerim.

Evet sevgili dostlarım. Daha söylenecek, anlatılacak çok ama çok önemli noktalar bulunmakta. Sizleri fazla sıkmamak için sözü fazla uzatmayacağım. İleride bu konurla mutlaka değişik biçimde döneceğiz. Bu konuda sorunlarınız varsa bu sorunlarınıza çözümde yardımcı olmaya hazırız. Sorunlarınızın çözümünde bize ulaşmanız yeterli olacaktır. Sizlere sorunlarınızı çözmede yardımcı olmak, başarı için birlikte hareket etmekten büyük mutluluk duyacağımızı söyleyebilirim. Adreslerimiz ve telefon numaralarımız sayesinde bize ulaşmanız, sorunların çözümüne başlangıç olacaktır. Sizlerin sorunlarını deneyimli rehber öğretmenlerimiz ve deneyimli öğretmenler yapacaktır.

2007-2008 eğitim öğretim yılı ; tüm öğrencilerimize, öğretmen ve velilerimize, Türk ulusuna hayırlar getirmesini dilerim. Sağlıcakla kalınız. Gününüz mutlu, geleceğinizin başarılarla dolu olmasını dilerim.

İzmir/18.09.2007
Hüseyin   DURMUŞ
www.kafiye.net