Ramazan Geldi Hoş Geldi

Hayırlı ramazanlar değerli dostlarım. Sağlıklı bir şekilde oruç tutmanızı dilerim. Ramazan geldi hoş geldi. Gönüllere huzur, davranışlarımıza sınır, geride kalan on bir ayın hesabını nasıl verebilirim sardı insanları şimdi. Bu arada oruç tutmayan, daha doğrusu sağlık nedeniyle orucunu tutamayan dostlarım. Üzülmenize gerek yok, tutamadığınız orucun diyetini ödersiniz, böylece de rabbim tutamadığınız günlerin karşılığını inşallah kabul ederek orucunuzu tutmuş gibi sayılırsınız.

Nerede o eski ramazanlar demeye başladı basınımız. Televizyonlarda yoğun
bir ramazan programları, camiler ve türbeler gündeme geliyor. Yalnız bu
programlarda beni üzen iki olay oldu. Bütün dualar Allah’a yapılır. Yaratan,
gözeten, veren ve alan O’dur. Bazı türbelerde kişilerin dualarını dile getiren
basın mensupları, toplumun içerisinden seçilen bazı kişilerin dileklerinin
yerine geldiğini söylüyorlar. Üstelik yapılan dua orada ki yatırlar adına
yapıldığını övünerek söyleyenler. İnanın hayret ettim ve çok şaşırdım. Allah
ile kullar arasında asla ne yardımcı, ne de aracı olamaz. Allah’tan yapılacak
istekler doğrudan yapılmalı, aksi halde Allah’a şirk koşma gibi olur, aman
dikkat!!! Allah inanların, inanmayanların tüm isteklerini yerine getirmesinde
yardımcı olur ve duaları ister helal, isterse haram olsun mutlaka karşılığını
verir. Aman helal kısmından olsun olmaz mı?

Bir de ramazan çadırları var Türkiye’nin her tarafında. Bu çadırların amacı fakir insanlara bir ay boyunca özlemlerini gidermek için kurulduğu söyleniyor. Ancak tv programlarında bu çadırlara gelenlerin o kadar fakir olduğunu göremedim doğrusu. Fakir halkın çoğunun bu çadırlara gitmediği, evlerinde su çorbası ile idare ettiklerini, kuru soğan ve pul biberler, kendi imkanları ile yaptıkları erişteler ile hele bir de alma imkanı olmuşsa çökelek ile ağızlarını tatlılandırmaya, belki de bir defaya mahsus olarak üzümü de baklava niyeti ile ağızlara taneleri alınmaktadır. Şimdi şunu sormak isterim cepleri dolu, ensesi kalın ve imkanı olduğu halde evinde masraftan kaçınmak için iftar sofralarının müdavimi durumundaki hali vakti yerinde olanların bu çadırlarda işi ne? Hani fakirler içindi bu çadırlar? Sizi burada gören fakir ve yetimler, siz bu çadırda iken nasıl gelsin iftar için? Zaten on bir ay boyunca boynu bükük ve utanmaktan, alçak sürünme yapmaktan, çoğu günler aç yattıkları akşamların bu ay içerisinde biraz olsun rahatlama olarak düşündükleri akşamda mümkün mü sizinle aynı masada otursun?

Hayır mı yapacağız dostlarım. Fakir ve muhtaç olanları mı doyurmak istiyoruz. Neden iftar çadırları olsun? Zaten fakir ve yoksulların çoğu biliniyor. Onların muhtarlıklarda isim ve adresleri de bellidir. Hazırlarsınız iftar paketlerinizi, o kişilerin ev adreslerine götürür teslim edersiniz. Böylece yapmak istediğiniz hayırı da onur kırmadan, üstelik gülen ve harı dualar yapan gülümsemelerle alırsınız, sanırım bu da size yeter. Siz eşinize dostunuza iftar mı vermek istiyorsunuz, eviniz küçük, buyurun iftar çadırlarına o zaman. İstediğiniz kadar dost davetini yapın. Ama ne olur fakir ve fukaralar için kurulan bu iftar çadırlarının asıl amacını değiştirmeyin, değiştirmeye de çalışmayın olmaz mı? İnanan kişiler, buna çok dikkat etmek zorundadır.

Kısacası dostlarım. Ramazan geldi hoş geldi. Ama son zamanlarda Müslümanların da gösterişte bir birlerine üstünlük sağlama yarışmaları, bunu biraz da aleni yapmaları, inanın ki beni çok üzüyor. İbadet ve yapılan hayırların tamamı Allah için yapılır ve yapılan bu işlerde asla; gösteriş, şirk, riya olmamalıdır. Aksi halde yaptığınız ibadetlerin sadece bir hareket olma olasılığı ve kabulü şüpheli dua ve yakarışlardan da başka bir şey olmaz. Aman ha, siz siz olun Allah ile aranıza bir başkasını sokmayın. Dualarınız yatırlara bez bağlayarak, mendil bağlayarak, kurban olmayan horozu kurban ederek yatırları inancınıza şirk( ortak ) etmeyin olmaz mı dostlarım?

Ramazan ayının Türk ulusuna hayırlara vesile olmasını dilerken, tüm İslam
alemine; barış, huzur, mutluluk, duaları kabul olan, bereketli, bağışlanması
bol olan günler geçirmemizi Allah’tan isterim.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlarım.

İzmir  /2013
Hüseyin DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net