Kategoriler

Arşivler


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Zeki KIRHAN

FIRTINA


FIRTINA

Kim getirdi bu fırtınayı
Yüreğim sonbahar vurgunu şimdi
Dallarım kırılıyor kanıyor gövdem.

Kim bıraktı, bu karanlığı bu sessizliği
Vefasızlığı, satır satır hüzünleri kim?…
Damla damla kopartıyor yüreğimden.

Kim yazdı mutsuzluk sözcüğünü
Güz cümlelerini, harflerin kederini
Yaprak yaprak ayrılıyorum gönlümden.

Çizemiyorum suretini düşlerime
Kararıyor bulutlar, gözler göğe değince
Koklasam kan gelir gülümden.

Kim harmanladı karakışı
Günler böyle ayaz geçiyor
Kime sarılsam azalıyorum ömürden.

Nefesim yetmiyor sesime 
Gözlerinin ışığını almıyor gözlerim
Yıldızlar kaysa da gecelerimden.

Kim söyle kim, kim, kim ?…
Alıp sürükledi o sevda yüklü nehirleri 
Bir başka denize alıp sürükledi benden.

Şimdi kime sarılsam üşüyorum yalnızlıktan.

Zeki KIRHAN
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Zeki KIRHAN

PAYLAŞIRMISIN



Kalbini paylaşır mısın benle
Bendeki enkazı paylaştığım gibi
Özgürlüğü, sevdanın en mahrem yerini
Umudu, aşkı paylaştığım gibi.

PAYLAŞIRMISIN

Kıyıda köşede, İyi kötü ne varsa
Yürek sesini, göz sesini, dudak sesini
Bir düşü, içimde dolaşan güzel hayaleti
Yağmuru, rüzgârı paylaştığım gibi.

Ekmeğimi suyumu, açlığımı tokluğumu
Yitişini bir bahçeden bir bahçeye sekişini
İçini dışını, mevsim mevsim aşk geçişini
Gününü, haftanı paylaştığım gibi.

Paylaşsan olmazdı bu şiir, bu şehir
Yıkılmazdı yalnızlıktan…öyle değil mi?

Zeki KIRHAN
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Zeki KIRHAN

KARA SEVDAM

KARA SEVDAM

 

Kara sevdam, ömrümün ipeği
Resmini yaptım bıraktığın boşluğa
Biraz yıldız dokudum, biraz ışık tozu
Sonra bıraktım içindeki kelebeği
Aydınlansın diye bıraktığın kör oda
Öptüm buz tutmuş gözlerini.
Okşadım
Ellerimde kalan son sıcaklık
İndi yanaklarından aşağı
Sardı dudaklarından göğsüne
Kayan bir yıldız gibi gövdeni


Sesizce aktın o zaman

Başka bir dünyaya gidiyordun
Anladım, duvarda gittikçe siliniyordu
Kalbimle birlikte çizdiğim resmin.
Düşüyordun kirpiklerimden
Islanıyordu oda, ev, dünya sonra kainat
Bakıp resmine bir veda bir dilek
Bir de sallanan bir mendil kıt kanaat
Günah olsa da bu sevda,
Yani diyorum ki
Bak hâlâ devam ediyor hayat.

Zeki KIRHAN
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Ülkü DUYSAK

BİR ŞEYLER YAP


BİR ŞEYLER YAP

Kır kabuğunu,
Merhaba de dünyaya.
Bir kelebek kanadından gülümse…
Tüm insanlara.

Aç ellerini, 
Bulutlar yağmur yağdırmasa da,
Avuçlarının yağmurla dolduğunu düşün,
Muhteşem olsun,
Karanlıklar haykırsa da,
İçindeki güneşe dönüşün.

Bir adım at mesela,
Arkana bakmaya gerek duymadan.
Cevabını ver bilindik soruların,
Kimseler soru sormadan.
Geceye sakla kanatlarını,
Hoyrat eller kırmadan.

Bir kuşu doyur mesela,
Aç mıdır, diye düşünmeden.
Gökyüzünün mavisine,
Bir el salla.
Karanlıklar perdelerini germeden.
Bir şeyler yap… 
Bir şeyler…
Kelebek ömrün bitmeden.

Ülkü Duysak

Gününüz aydın olsun…

www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Nermin AKKN

BEYAZ

BEYAZ

Seni anlattım beyaza,
“Bak”dedim.
“Bak yüreğimdeki ayaza”

Uzak kaldı bir müddet.
İçimden bir ses “sabret” dedi.
Ve devam etti “katılacak sohbete,
Çekincesi derinliğine gebe,
Dalacak birazdan gözbebeğine “

Doğru söylüyordu iç sesim,
Az sonraydı, karıştı nefesine nefesim.
Bebek bebeğe gözler,
Dudak dudağa sözler!
“Özler”dedi.
“Özler elbet,
Yüreğinde nedamet,
Bir çağrı bekler,
İster ki “gel gel” et.

Bence,
Bence şükret,
Şükret ve atıklarını maviliklere defnet”.

Haklılıklığını bilmekle beraber,
Yumruk kadar beyazın bilgeliğine birader,
Öfke doldum bir an,
Söylendim bil cümle argoyla
“E be beyazım,tüm niyazım,
Bir dirhem huzura iken,
Neden,
Neden yüreğime olursun diken”

Anlamadı beyaz,
Anlamadı bir türlü,
Sövgü doluydu gagası,
Her nidası küfürlü !

“Yüreği kısır onun, dili nasır.
Varlığı kusur.
Bin asır sevi okusa,
Bu kadardır “

Külden bin sevi doğsa
Cehennem yüreğinde soğusa
Yine de,
Yine de iğdiş bebelere lohusa
Bir er kişi niyetine koy musallaya.”

Bittiğinde sözü,
Özümde özü
Uğurlandı maviliklere beyaz.

Bu yaz,
Çetin geçeceğe benzer bu yaz
Güneşli cehennemde zemheri ayaz!

Sevmelerin tümüne
Yüreğim ayaz!

Nermin Akkan
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Harun YILDIRIM

N A A T _ 2

N A A T _ 2

Şemâili Hakk’tan, mekke önüne geldi kim dediler
Onsekiz bin aleme fethi, müyesser hekim dediler 
İnci, sadefinden kurtulunca Bahira’dan, bildiler
Ve, âlem doldu Meleklerle mevlidinde Nûr Ahmed’im

Şefeatini bekliyor Senin, aslı turab safdiller
Güneşi söndürdü beşaret’i Mevlid-ini kandiller
Asumanı lâlezardan süzülen inci ve dilfirler 
Gülleri terin açtırıyor görmeyenler kör Ahmed’im

Mahşer günü ümmetin’ çün ağlıyorken melûl gözlerin 
Firdevs cennetinden çağlayıp akan o tatlı sözlerin
Rabbimin hitabı sende Kûr’an olan Nûr’lu yüzlerin
Nazar eyle de dökülsün, üzerimiz hep kir Ahmed’im

Çöllerde kavrulan dudaklarla Ravda’nda yakılsaydım
Garib bir bedevi cesaretiyle varıp sokulsaydım
“İSR” da, KUDÛS’e ileten o BÛRÂK’ın ben olsaydım
Taşırım ömürce İslâm’ın yükünü Sen sar Ahmed’im

Bu kutsal sevdan zar edince leyli-nehâr hep ağladım
Yasin=Ya sen diyerek Fatiha düğümüyle bağladım
Nemrudun ateşinde, İbrahim’dim coştum, çağladım
Söndüremez, içimdeki volkanı tipi, kar Ahmed’im

Güllere aç demezsen, hicabeder kapanır, açamaz
Güneş asumanda takılır da başka burca geçemez
Kursağında ruh taşıyan yeşil kuşlar durur, uçamaz
Onsekiz bin alemin maşuku hemi de yâr Ahmed’im

Küfrün prangasını kökden parçaladım, azâdeyim
Ashabının ayağı altına serilmiş şâhzâdeyim
Ben kendimin içimde de, Seni arayan divâneyim
Ay’da ezân okundu diyen ehli salip var Ahmed’im

Susuz çöllerde kaldım, gelin ey inci döken bulutlar
Zümrüd’ü Anka oldu, Kâf dağına yerleşti umutlar
Yetişip almak istiyorum, engel oluyor amudlar
Böyle handikaplar içinde dünya oldu dar Ahmed’im

Bulutlar dem akıtıyor karşılığı yoktur iç, beleş
Nûrunu senden alıyor, bütün gezegenler, ay, güneş
Çamurdu aslımız kalktık, varım diye haykır ey kureyş
Hudeybiye antlaşması, Hayber gücü göster Ahmed’im

Üveys’ deki Hırkanda, Üveysin didarından döktüğü inciye ben
Sadef olamıyorum Yâ Resulallah, aceba neden?
Çünkü Ebû Zerr olmakmış, ölmeli imişim, ölmeden 
Muhabbetten hasıl oldun, Âşk’ı Muhammed (S.A.V) sır, Ahmed’im

Kâfi benim, Sâfi benim, Hakk nûruna hayran olmuşam
Saray’la köşkler neme lâzım? insanlığı sende bulmuşam 
“Kâlû beli” de verdiğim o ahdime sadık kalmışam
Feyizyâb olmamıza ilmi medreseler ver! Ahmed’im

KÂ’BE kâvseynde Medine’ deki medenilerden aminler
İblisi emmarei yıktı Tiyn, İncir, dağına, yeminler
Ağı Örümcek, yumurtayı da güvercini eminler
Perde olduğunun sırrını, Harûnî der Ahmed’im

Harun yıldırım
www.kfiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Harun YILDIRIM

LEYLA DEGİL MEVLA GEREK

LEYLA DEGİL MEVLA GEREK

Şikayet değil haşa gün’gün değil sevğili
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek
Mihrab sırtını döndü dün dün değil sevgili
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Şu kudret denizinden Çağlayıp geçmek için
Haktan inen şerbeti kevserde içmek için
Sidretü’l müntahâ ya kanatlanıp uçmak için
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Bu dünyada sefadan alemi rah edersin
Yatınca musallaya gönül ey vah edersin
O yahşi bakan gözden şimdi bin ah edersen
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Gördüğün bu her şeyin hünkarı var unutma
Kapanınca gozlerin Tekrarı var unutma
Şem-ile pervane ol İkrarı var unutma
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Gül olur bülbül eder goncaya söyler seni
Sultan olur sarayda köle der neyler seni
Kapıldıkça sefaya emmare eyler seni
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Ey gönül gül var iken dikenlere takılma
Ey gönül yol var iken dağa taşa çakılma
Ey gönül dil var iken ateşlerde yakılma
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Gelmişim bu dünyaya bilmem neylemek için
Yedi katlı alemi seyran eylemek için
Yunus gibi arayıp Hakkı söylemek için
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Bu mübarek seferde Pehlivansız olurmu
YA MUHAMMED YA RASÚL kul imansız olurmu
Kubbeler minaresiz gök ezansız olurmu
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Gül olur ikimiz’de bir dalda açar isek
Kuş olur tek kanatla semadan uçar isek
Sefa ile dağlardan sessizce göçer isek
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

Gülizar’da Güllerin aç mevla’ya mevla’ya
Kırılsa kanatların uç mevla’ya mevla’ya
Fani dünya sürğünüm ğöc mevla’ya mevla’ya
Leyla’nın aşkı değil Mevlâ’nın aşkı gerek

HARUN Yıldırım
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Harun YILDIRIM

KÜSKÜN ADAM -2

KÜSKÜN ADAM -2

Giren neler götürdü, kavrulmuş yüreğimden,
Hayatın çilesiyle yorulmuş adamım ben.
Sevdalar tövbe etmiş savrulmuş yüreğimden,
Umutları hayâli kırılmış adamım ben.

Gözlerime bakarak burda kal deme bana.
Kaçkere ölür insan artık öl deme bana.
Mezarında ağlamam şimdi gel deme bana.
Acılara kedere sarılmış adamım ben.

O gülüşünü zekat, yaşlara beste saydım,
Ölüm döşeğindeyken kendimi yasta saydım,
Öldüm öldüm dirildim yine de hasta saydım,
O yalancı yüzlere darılmış adamım ben.

Tohumları düştü, gül açmadı bağımızda,
Baharları aradım kar yağmış dağımızda,
Bize gülmedi kader en güzel çağımızda,
Sevenler ordusundan sürülmüş adamım ben.

Gecenin matemini yıldızlar bürür sandım,
Boynumu büktüm şöyle uzaktan görür sandım,
Tutunca ellerimden ölüme yürür sandım,
Bir sevda kurşunuyla vurulmuş adamım ben.

HARUN YILDIRIM
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Harun YILDIRIM

Gözümde Alemi Cihansın Sevdiğim

Gözümde Alemi Cihansın Sevdiğim

Baktımda endamına, her dem kemali bulmuş,
Yirmi sinde goncagül ,fidanmısın sevdiğim.
Gönlümün cennetinde, ahuzar huri olmuş,
Sen gözümde alemi ,cihanmısın sevdiğim.

İşve naz ile dolmuş, gönlü çem-i fettanın,
Bir bakışla aklını alır gider insanın.
Güzellerin içinde ,kalmamış ki akranın,
Gönülümün hareminde ,sultanmısın sevdiğim.

Fermanımı yazdıp ,kervanla göçüp gittim
Aşkının ibriğinden bir şerbet içip gittim 
Senin uğruna nice güzelden geçip gittim 
Selvilerin içinde, civanmısın sevdiğim.

Açmayınca bahçede,gonca güller darıldı,
Seni elde görünce şu kollarım kırıldı.
Gönül denen dağlarım ortasından yarıldı,
Hanmısın hancımısın handanmısın sevdiğim

Harun yıldırım

06/28/2011
www.kafiye.net


Tarih 7 Haz 2015 Kategori: Mücella PAKDEMİR

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

Satranç tahtası olmuş dünyamız ellerinde
Hilebaz oyuncular kumpas kuruyor bugün
Şah mat çığlıklarıyla Müslüman illerinde
İnsanlığı alnından namert vuruyor bugün

Şer tohumları saçan mel’un kuralları var
Halkına savaş açan zalim kralları var
Kimi faşist diktatör, kimi ise kızıl çar
Kundakta bebeleri hınçla tarıyor bugün

Katar katar belâlar, felâketler üst üste 
Hâl böyleyken mazlumu taptırırlar bir büste
Sağlam irade suçlu; ödül alıyor susta
Tutarsızlık insanı fena yoruyor bugün

Bâtılın yılan başlı adalet terazisi
Bir kefede çağdaşlık, bir kefede kan izi
Irkçılık, mezhepçilik, etnik kin ve garezi
Şeytanın potasına katıp karıyor bugün

Her yamyamın adı bir: cehennem nârı Kâbil
Sürgünlerde mülteci yaşıyor şimdi Hâbil
Ebreheler çoğaldı, yetiş artık ebâbil! 
Mukaddes diyarları yangın sarıyor bugün

Bütün firavunları getirmek için dize
Şu tezgâhı bozacak bir Musa gerek bize
Kudretli asâsıyla zulmü dökse denize
Müminler birbirine “O”nu soruyor bugün

Yok mu Kudüs’te hutbe okuyacak bir hatip,
Peygamber fermanını arşa yazacak kâtip?
Sancılı ruhlar, makûs talihe isyan edip,
Çağ açıp çağ kapatan Fatih arıyor bugün

Ya da bir Selahaddin sancak açsa cihada
Kâfir boyun eğerdi nedâmetle Ehad’a
Meleklerle yan yana, teyakkuzda şüheda
Hacet namazlarına vecdle duruyor bugün

Hak yolunda, onurla, düşünmeden çıkarı
Dik durmalı her yiğit yitirmeden vakarı 
Makamında ağlıyor Ali’nin Zülfikâr’ı
Cebrail yüreğini gamla buruyor bugün

Gözükse de ikbalin zirvesi karlı, puslu
Hep böyle sürmeyecek, can küskün, gönül yaslı!
Kutlu menzil yolcusu, ehl-i iman libaslı
“Tevhid nesli”, inşallah, sırra varıyor bugün 
Hilâle sahip çıkıp haçı kırıyor bugün
Mücella Pakdemir
MÂVERA – şiir kitabımdan
www.kafiye.net