Kategoriler

Arşivler


Tarih 7 Oca 2011 Kategori: Tülay ASLAN

YANAR AĞLARIM

YANAR AĞLARIM

Bu hüzünlü gönlümde,coşan sevgi yatıyor
Onu gördükçe inan,kalbimde hep atıyor
Bakışı hançer olup, yüreğime batıyor
**Hep vuslatı aradım,yanar kara bağlarım
**Yokluğun bana derttir, hergün yanar ağlarım

Kem sözünle çöktürdün,kabusları üstüme
Yitik sevdam nerede,artık gelsen sözüme
Gece düşen ayazdır,karlar yağdı düşüme
**Hicran yüreğimde ah!, yanar kara bağlarım
**Efkar basarda beni,hergün yanar ağlarım

Pişman olur dönersen,saçlarını yolmadan
Hazan gören bahçemin,gülleride solmadan
Hüzün topladım özden,elem aktı yüzümden
**Beklerken yollarını,yanar kara bağlarım
**Dışarıdan bilinmez,hergün yanar ağlarım

Aşk-ı yazdım gönlüme,zemheri kışta yandım
Güneş her batışında,sensizliğe ağladım
Doğan her güneş buruk,umutları bağladım
**Başkasını sevmemde,yanar kara bağlarım
**Vuslata taktı gönlüm,hergün yanar ağlarım

Artık sabrım kalmadı,gönül sensiz yaşıyor
Çaresizim tükendim,herkes buna şaşıyor
Bedenim yorgun bitkin,sevda beni aşıyor
**Canımdan can aldın yar, yanar kara bağlarım
**Tükeniyor umutlar, hergün yanar ağlarım

TÜLAY POLAT
www.kafiye.net


Tarih 6 Oca 2011 Kategori: Özcan BEYLAN

Radyoculuğun Düşüşü

Değerli okurlarım;

Radyoculuğun eski havasında olmadığını ve bunun nedenleriyle ilgili düşüncelerimi aktarmak istedim.

Radyoculuk 90’lı yılların başlarında çok önemli bir meslekti. Evet radyoculuk bir meslekti. Yerel olsun bölgesel olsun ulusal olsun tüm radyolar profesyoneldi. Dolayısıyla radyocular da birbirleriyle rekabet içerisinde televizyon öncesi bir basamak olmakla birlikte, her önüne gelene mikrofon verilmiyordu. Nitekim şimdilerde televizyonlarda boy gösteren birbirinden ünlü isimlerin geçmişinde radyo olmuştur. Beyaz, Gökhan Özen, Serdar Ortaç, Okan Karacan, bunlardan sadece birkaçı…

Dedim ya radyoculuk bir meslekti… Ancak günümüze baktığımızda yerel ve bölgesel radyoların bir çoğunda radyodan anlamayan patronlar, düşük ücretle hatta pek çok kanalda hiç bir ücret vermeden, sadece hobi amaçlı radyocular var artık. İnternet radyoculuğu başladı fakat iki kelimeyi biraraya getiremeyenler DJ oldu!.. Ulusal radyolarda konuşanların ağzı bantlandı, az konuşup çok müzik çalan kanallar türetildi. Konuşan radyolar azalırken, radyo tiyatroları, bilgi ve kültür kanalları yok oldu!..

Radyo, ülkemizdeki bir çok kesim tarafından arabesk müzik başta olmak üzere müzik dinlemek, sonrasındaysa maç dinlemek amacıyla kullanılan bir alet olmaya başladı.

Yerel bir radyoda program sunuyorsanız eğer, radyo yöneticisi sponsorunu al da gel der bir çok kez. Hobi için yapılan bir iş sadece eğlence içindir ve mesleklikten çıktığı vakit yeteri kadar eğilim olmayacağı gibi dikkat de azalır, işe konsantre yetersiz olur, profesyonellik yerini amatörlüğe bırakır… Günümüzde de böyle değil midir zaten?

Önceleri radyo programcıları çok gizemli insanlardı. Bir radyocuyla tanışmak, ona dokunmak, onunla sohbet etmek büyük bir olaydı. Radyocu dediğin zaman çok sevilir çok sayılırdı…

Şimdiye bakıyoruz, ben şu kanalda radyo programı sunuyorum deyince kimse tiiye almaz olmuş. Dinleyici katılımı azaltmış, dinleyici buluşmaları bitmek üzere hale gelmiş ve radyo medyadaki gücünü yok denecek kadar azaltmıştır…

Herkes teknoloji arttı, internet var artık kimse radyo dinlemez derken, ben aksini iddia ediyorum. Profesyonel yapılan bir iş olursa radyoculuk, çok daha üst noktalara ulaşabilir. İnternet radyoculuğu denen saçmalığın bir an önce önlenmesi gerekmektedir. İnternet radyolarının %90’ı şuanda yasal değildir! Yasal olmayan şarkılar çalınmakta, denetimi yapılmayan programlar sunulmakta, kalitesiz, seviyesiz yayınlar ne yazık ki sıkça mevcut halde. İnternet denen bu muazzam fırsat bu şekilde harcanmamalı. Gerçekten internette bir potansiyel var fakat %70’i internette saçma sapan yayın yapan internet radyolarında harcanıyor. Profesyonel internet yayıncılığı veya radyoların internet yayıncılığına dinleyicilerin yönelmesi için gereksiz internet radyolarının yok olması gerekmektedir.

Uzun lafın kısası; Allah’tan oydar.com, radyotava.com, radyocuyuz.com gibi internet siteleri var da profesyonel radyolar ve radyocular kendilerine sahip çıkan birilerinin olduğunu hissedebiliyor…

Özcan BEYLAN | Tel 0 506 343 65 50


Tarih 2 Oca 2011 Kategori: Tülay ASLAN

SELAM

SELAM

Gönlümden hep güzellik, çok dilekler geçerdi
Ayağımın altından, kayıyor bastığım yer
Rüyalarım da renkli, mutluluk vaad ederdi
Bir rüya kadar pembe, günleri yar yola ser!

Talihli vuslat od un, yakmaya karar verdik
Sevgiler bankasından, fonlara imza attık
Aşk bir kor elbiseydi, seve seve de giydik
Seviniyor bu ömrüm, yalnız olmadığına.

Sevgiler öbek öbek, sevi var kucağımda
Şu sevdanın türküsü, düşmez oldu dilimden
Aşkı alla boyadım, gökte yıldızlar ayda
Sevda ile gönlümü, dağlayan bedenimden.

Yüreğimiz sevginin, selinden hep coşuyor
Has bahçemin gülüsün, bu ten sende yanıyor
Kem gözler bakmasınlar, bu aşk beni sarıyor
Erişiyor bu sevdam, sevgiye de doyacak.

Umulmaz aşkı tattım, aşk bence yaşanmalı
Gönülde lal-i güher, dal budak salsın yürek
Kem gözlerden sakınır, nazardan korunmalı
Aslı gibiyim aslı, vuslata çektim kürek!

Tülay POLAT
www.kafiye.net


Tarih 2 Oca 2011 Kategori: Tülay ASLAN

VUSLAT ZAMANI

VUSLAT ZAMANI

Gönlümden hep güzel, çok dilekler geçerdi
Ayağımın altından sanki, de kayıyor yer
Rüyalarım da renkli,mutluluk vaad ederdi
Bir rüya kadar pembe, günleri yar yola ser

Talihli vuslat od un,yakmaya karar verdik
Sevgiler bankasından,fonlara imza attık
Aşk bir elbiseydi,seve seve de giydik
Seviniyor bu ömrüm,yalnız olmadığına

Sevgiler öbek öbek,sevi var kucağımda
Şu sevdanın türküsü,düşmez oldu dilimden
Aşkı alla boyadım,gökte yıldızlar ayda
Aşkı ile gönlümü,dağlayan bedenimden

Yüreğimiz sevginin, selinden de coşuyor
Has bahçemin gülüsün,bu ten sende yanıyor
Kem gözler bakmasınlar, bu aşk beni sarıyor
Erişiyor bu sevdam,sevgiye de doyacak

Umulmaz aşkı tattım,aşk bence yaşanmalı
Gönülde lal-i güher,dal budak salsın yürek
Kem gözlerden sakınır,nazardan korunmalı
Aslı gibiyim aslı,vuslata çektim kürek

TÜLAY POLAT
www.kafiye.net


Tarih 1 Oca 2011 Kategori: Tülay Polat

ESKİ BAYRAMLAR

ESKİ BAYRAMLAR

Benim çocukluğumda bayramlar mutluluktu ,güzellikti ve sevinçti,

On beş gün önceden temizlik yapılmaya başlanırdı,yıkanacaklar yıkanırdı,evler boyanırdı,alışveriş yapılırdı,baklavalar açılırdı,kurbanlık koyun alınırdı,ve arife günü yöresel yemekler yapılırdı,bayram hazırlığı bitmişti.
Arife günü tüm hazırlıklar bitmiş ve gece yatma zamanı gelmişti artık, alınan papucumu bayram giysilerimi yastığın yanına indirirdim.Anneciğim kardeşlerimin ve benim elime kına sürdü bezlerle bağladı,yatağıma girdim gözüme uyku girmiyor sabah olmuyor.Sabah oldu kalktım içim içime sığmıyor.elimi yüzümü yıkadım kardeşlerimde aynı benim gibi sabırsız ellerimiz birbirimize gösteriyoruz o diyor benim kınam iyi tutmuş o diyor benim kınam iyi tutmuş.Bayram kıyafetlerimizi ve ayakkabılarımızı giydik saçlarımızı annem taradı,bayram namazından babamın dönüşünü bekliyoruz.Biz sekiz kardeşiz yedisi kız bir tanesi erkek,annem erkek çocuğunu bulana kadar çabalamış ve muradına ermiş ve kardeşimin adıda Murat hoca koymuş okumuş püflemiş Murat’ı ,babam bayram namazından döndü büyükten küçüğe sıraya girdik. Önce babamın elini sonra annemin elini öptük onlarda bizi öptü ve harçlıklarımızı verdiler.Çok iyi hatırlıyorum babam bana beş lira vermişti iyi paraydı ortaokul öğrencisiydim bir hafta bu harçlık yeterdi.
Kahvaltı yerine yöresel yemekler yenirdi .
Babam kıyafetini değiştirip kurbanlarımızı babam keserdi,eve ayrılacak ayrılır diğerleri konu komşuya yani kesmeyenlere dağıtılırdı,gelen misafirlere bayram kavurması baklava sütlaç ikram edilirdi.Mezarlıklar ziyaret edilir dualar okunurdu.Babam annem büyüklerini dedemlere bayramlaşmaya el öpmeye giderlerdi,kurban kesilmemişlerse onlara kurban eti götürülürdü,bizlerde bayramlaşmalara giderdik yakın akrabalarımıza dönme dolaplar kurulurdu o kadar mutlu olurduk aylarca günlerce beklediğimiz bayram çabuk biterdi.

Şimdi herkes kaçıyor tatile gidiyor.Bayram coşkusu yok.
Bayramlar unutuldu, unutuluyor

Tülay POLAT
www.kafiye.net


Tarih 31 Ara 2010 Kategori: Serap ATAY

BİL BAKALIM BEN KİMİM

BİL BAKALIM BEN KİMİM

Gökkuşağının mavisiyim deliyim
Birazda pembeyim
Azıcık şekerliyim
Yaşam sevinciyim
Hiç nedensiz sevinçlisiyim
Özgürüm cesurum söylerim
Severim sevilirim özlerim
Gün olur yanarım gün olur ağlarım
Pencerenin önündeki menekşeyim
Yağmurdan sonra hissettiğim
Derinlerde isimsizleşen
Zamana yenik ömürden izlerim
Arada tökezlerim
Düşerim ama kalkmayı da bilirim
Gülerim geçerim
Kırkta bir içerim
Yaşamın içindeki gizim gizemim
Gözlerinin ta içindeyim
Bakışlarındaki senim
Seninleyim
Yüreğini titreten güldüren içiren
Kahreden his işte o benim
Aşk benim adım
Tanıştığıma sevindim
Ya hiç tanımasaydınız beni
Ürktüm koyunca yerinize kendimi
Kadınım erkeğim cinsiyetim yok benim
Hepinizin içindeyim
Sakın beni kaybetmeyin.

Serap ATAY
17-10-2009
www.kafiye.net


Tarih 31 Ara 2010 Kategori: Serap ATAY

ADINLA SUSTURDUM

ADINLA SUSTURDUM
Bir bebek ağlıyor yüreğimde
Çaresiz ve sessizce
Denedim kaç kere
Bırakamadım acımı bir yere

İçimde sakladım büyüttüm
Bilemedi kimseler
Kurtulmak istesem de
Vaz geçemedim sevginden

Başka acılar gördükçe
Anlar oldum
İçimdeki ağlayan çocuğu
Her seferinde adınla susturdum

Tamam belki yoruldum
Sensizliğin ortasında kayboldum
Fakat artık biliyorum
Ben aslında seninle doğdum

Yeni doğan çocuk nasıl ilk nefesini
Ağlayarak almaya başlıyorsa
Sende benim ilk nefesim oldun
Ağlasa da yüreğim ben seninle var oldum…

Serap Atay
22-Ocak-20 10
www.kafiye.net


Tarih 31 Ara 2010 Kategori: Serap ATAY

Adın Aşk Olur

Adın Aşk Olur

Yanaklarımdan süzülen gözyaşım,
Şakaklarımda zonklayan baş ağrım,
yüreğimde sızım
Alnımda yazım, sen…
Her solukta aldığım nefes
Bana aşkı fısıldayan en güzel ses;
Aynada gördüğüm siluetim,
Yanımdayken bile hasretim…
Sen…

Yüreğim sende, sana açık,
Göz bebeklerim kenetlenmiş gözlerine…
Ellerim sana uzanır;
Sevdam çıkmazlarda…
Bir gül çizdim bakışlarına
Hayalim hayaline dokunur da,
Adın aşk olur imkânsızlığımda…

Serap Atay
20.3.2010
www.kafiye.net


Tarih 31 Ara 2010 Kategori: Serap ATAY

DÜŞÜNCELER

DÜŞÜNCELER

Akşam olur da ışıklar söner ya
Herkesin sevgilisi gelmiştir
Çoluk çocuk otururlar sofraya
Çatal bıçak sesleriyle kahkahalar karışır
Mutludur yuvalarında insanlar
Karanlıkta yalnızsan tek başına
Sofranda bir yarenin yoksa
Duraklarsın, elin gitmez kaşığa
Hep bir eş arasın evinde
Odana sinmiştir yalnızlığın kokusu
Nefes bile almak istemezsin
Konuşursun gönül sesinle sessizce
Şizofren düşünceler dolaşır odanda
Gözlerin tavanda sabitlenir
Anılar akar zamana
Bir zamanlar şu yatakta yattığın
El ele uyuduğun sevgilin yok
Gözlerinde yitirmişliğin hüznü
Yardan yana yüreğinde sızın var
Bağışla beni hayat ziyan ettim seni.

SERAP ATAY
22-8-2010
www.kafiye.net


Tarih 30 Ara 2010 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

CENNET

CENNET

Cennet mekânı mı var?
Sevdiğin güzel mi yar?
Ruhunda görülmez zar!
Şuhun endamı ol har!

Gül dikeni batınca,
Yanar ciğer bakınca,
Gamzelerin çıkınca,
Şuhun endamı ol har!

Işığım olsun aşkın,
Şemi olsun yar, bakın!
Ay ışığı mı sakın!
Şuhun endamı ol har!

İnsan hayali olduk,
Sıra sıra dizildik,
Bileklere serildik,
Şuhun endamı ol har!

İzmir / 28.12.2010
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net