Kategoriler

Arşivler


Tarih 12 Oca 2011 Kategori: Şule AKAR

Burçların Dilleri

Burçların Dilleri

Merhaba Canlarım..
Bana gelen bir e-ileti.. Okurken tebessüm ettim, hoşuma gitti.. Sizlerle paylaşmak istedim. Bayramın ve tatilin ardından hepinize keyifli çalışmalar dilerim.

KOÇ
Canim benim. Ya ben yerim senin o duygusal,mütevazi, ince, anlayis yumagi dygularini! Sen seçildinde mi gönderildin bu dünyaya. Bir insan bu kadar mi düzgün, bu kadar mi programli,bu kadar mi anlayisli olabilir.. Bu koçlar var ya, IQ seviyesi yüksek insanlarin burcudur. Dost insan, güzel insan. Insan gibi insan. Allah seni basimizdan, yanimizdan eksik etmesin. Iyi ki varsin! Allah herkese koç gibi dostlar nasip etsin insallah. Bitanem benim, canim
BOGA
Ayy benim güzeller güzelim. Bu bogalar var ya dünya tatlisi, yer gök harikasi, seker mi seker insanlardir. Bal bunlar bal. Bunun sohbetine doyum olmaz.! Iyi sevgili, iyi arkadas, iyi,iyi,iyi,say say bitmez bunlar. Hatta bak yazmayayim dedim, ama dayanamayacagim ve sizinle de paylasacagim bu gerçegi. Biliyor musunuz ki sizler; ‘bir boğa bir dünyaya bedeldir’. Onlar sanli burç aleminin, yere göge sigmaz, harikulade burç grubudur.

IKIZLER
Halt etmis sana iki yüzlü diyenler. Onlar seni çekemiyorlar. Rahatligin, her ortama uyum saglayisin, pratik zekan… Taaa biii ki kiskanirlar seni sekerim. Kim senin gibi kadar özgüven sahibi olmayi istemez ki. Sen hiçbir zaman unutma ikizler, seni hayatin boyunca çekemeyenler olacaktir. Sen hiç takma o güzel kafani onlara. Sen burçlarin en sevimlisisin. Adın ikizler ama, sen bitanesin.

YENGEÇ
Allah seni yaratti, melekleri niye yaratti. Ya kardesim nedir bu zerafet, karizma… Sen miknatis misin nesin? Bir insan her girdigi ortamda bu kadar ilgi çekmeyi nasil basarir. Hem de hiçbir çaba bile sarf etmeden. Yoksa sen ! mükemmelligin es anlami misin? Kim istemez annesi yengeç
burcu olsun,esi bir yengeç burcu olsun. Sen var ya olmazsa olmazsin. Burçlarin bas tacısın.

ASLAN
Heyt bee.. gözümüzün senligi, gönlümüzün nuru. Afet-i devran, mükemmel-i cihan. Aslan mi bu aslan . Senin kadar aynalarla barisik olan var mi su dünyada. Sen ki güzelligin simgesi, yer yüzünün günesi. Senin bütün fallarinda nazar çikacaktir. Mümkündür. Baska mümkünati da yoktur. Allah seni kem gözlerden korusun insallah, emi?

BASAK
Merhametlim benim. Karincayi bile incitemeyen, hassas, sevgi dolu, güzel basagim benim. Efendiligin simgesi, kibar insan. Seni varya anlatacak kelime bulamiyorum. Nesin sen? Yoksa kanatsiz bir melek mi?
Herkesin iyiligini düsünen, verici , vefakar basak. Senin adin basak degil, barisin, temizligin simgesi beyaz güvercin olmaliydi. Neyse canim üzülme. Biz biliyoruz ya yeter. Üzülme tamam mi? Beyaz güvercinim benim.

TERAZI
Hay sana dengesiz diyen o dengesizler. Ben onlara ne diyeyim bilmiyorum ki! Yahu sen olmasan varya, su insanoglu soyunda bir eksiklik bir yitim olurdu. Sen dengesin insanlik için. Alem buysa kral sensin. Sen susarsan bir neden, konusursan ayri bir neden vardir. Marifetli,kabiliyetli, en artili burç sensin. Senin üstüne burç taniyan, megalomandir. Söylesene senin üstüne burç mu vardir? Ben ki sahsi fikrim, senden iyisini bilmem, tanimam, görmem.

AKREP
Herkes bir akrep olarak dogmayi isterdi inan bana. Güzel gözlerin, gururun, albeninin temel tasi akrep. Senin kadar hayatina hakim, senin kadar yaptigi isin arkasinda durabilen kaç kisi kaldi artik. Allah senin soyunu eksik etmesin. Sen ki, bir bakisiyla buzlari eritebilen, insana senin için Ferhat olup daglari delmeyi istettirebilen insan. Kim demisse sana fesat diye, onlarin hepsi… Neyse, yine açtıracaklar agzımı. Senin güzel gözlerin bile yeter o kiskançlara. Sen görmezden, duymazdan gel o fesatlari.

YAY
Kainatin bir burcu olsa,kesin yay olurdu. Sanatkar, vefakar, dogru dürüst insan dedikleri sen olsan gerek. İçinde bir tek yay olmayan bir arkadas grubunu, ugruma ölecek olsalar bile tanimam ben. Senin heyecan budalasi oldugunu sanan bir grup kendini bilmez, senin o insana hayat veren enerjini çekemeyenlerdir. Burçlar aleminin kozmik mucizesisin sen. Senin havan bile yeter güzelim. Çatlasin çekemeyenlerin.

OGLAK
Sana inatçi diyorlar diye üzülme. Onlar senin istikrarina giptayla bakip, senin yarin bile edemeyen kisiler. Dürüstlük senin burç genlerinde var. Bütün alimler, bilginler genelde oglaktir. Oglak burcu olmak bile, tek basina bir sereftir. Hatta oglak burcu olarak dogamamis kadersizler için, oglak burcunu birinci dereceden akrabasi olmak bile ayri bir sereftir.Sen kivrak zekanla, zaten her zaman bir sifir öndesin.

KOVA
Hep çevresindekileri düsünen, insancil duygulari fazla gelismis, sevgi dolu kovalar. Allah sizin iyiliginizi versin emi? Ayol bu ne vericilik, bu ne genis bir yürek öyle. San! a sabit fikirli diyenler, senin her fikrinin bir cevher oldugundan habersiz mi? Esitlik senin için ne kadar önemli. Ah keske herkes senin çeyregin kadar bile olabilse. Sen çok yasa emi?

BALIK
Insanlar öyle duygu yoksunu olmuslar ki, senin bu yaradilisin özü duygusalligini alaya alacak kadar saçmalayabiliyorlar bazen. Sen paranoyak degilsin canim, ince fikirlisin. Ama nerdeee, bu ayrimi yapacak kafa bazilarinda. Ben senin o yanagina düsen göz yasini seviyorum, o hüzün dolu bakisini seviyorum, o sevgi dolu , gizemli yüregini seviyorum. Sana sıkıcı diyenler bogum bogum sikila insallah. Sen ferah tut kendini.Rahat ol, bosver, takma o çan çan çeneleri kafana…

Sevgi ve Saygılarımla,

Şule AKAR

Solpro Danışmanlık Kimya San.ve Tic.Ltd.Şti.
www.solpro-tr.com
www.densan.com.tr
www.hostingbizde.com
www.kafiye.net

Hayat iki sonsuz karanlık ortasında yanan bir kibrit Şule’sidir…


Tarih 12 Oca 2011 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

Kadının Adı Var Mı?

Kadının Adı Var Mı?
Merhabalar sevgili dostlarım. Sıcaklar alabildiğine insanı sıkıntıya sokmadı. Benim gibi yaşı elliyi geçenleri, hele bir de kalp ya da tansiyon sorunu varsa artık sormayın gitsin, güneş mi sizinle, siz mi güneşle uğraşırsınız bilemem. Benim için büyük bir sıkıntı güneş ile uğraşması vesselam.

Geçen gün rahatsızlandım. Yeşilyurt Devlet Hastanesi bana altı yüz metre mesafede olduğu için yürüyerek gittim. Sabah saat 10.30 olmasına karşın öyle bir sıcak vardı ki, elimdeki su şişesinden iki defa birkaç yudum su almak zorunda kaldım. Bayanları, erkekleri, çocukları gördüm. Hele hastanenin yanına vardığımda hastanenin çevresi öyle ilginç bir manzara almış ki, doğrusunu isterseniz hepsi de ülkemin manzarasını aynen yansıtıyordu. Bazı erkeklerin hanımlarına; “ Çocuklara dikkat et, sağa sola kaybolması.” Emrine karşılık, hanımların bitkinlikleri yüzlerinden okunuyor; “evet” dercesine başlarını aşağı yukarı emme basma tulumba gibi salladıklarını gördüm. Yalnız, kadınlar ile erkeklerin bir birlerine karşı hareket tarzları ise ne yazık ki baskı hegemonyasının hastanede de devam ettirmek istemeleri ve bunun açıkça görülmesi. Peki kendisinin görevi ne? Orada karı koca beraber gelmişsiniz, sıra bekliyorsunuz, o halde çocukları aranızda paylaşıp baksanız ya da sırayla denetim altına alsanız olmaz mı? Hayır, olmaz, kadın evde de, dışarıda da, tarlada da hizmet kardır çünkü. Erkek sadece emir verir, emirler yerine getirilir.

Ben bunları düşünürken acilin içine girdim. Kaydımı yaptırıp bir sedyenin üzerinde dinlenmeye başladım. Doktor yanıma geldi gerekli görüşmeyi yaptı ve gitti. Daha sonrası mı, ne olsun dostlar, hastanede iki saat misafir oldum. İki saat sonra yolcu olacaktım. Oturur vaziyette uzandığım sedyeden aynı zamanda yine çevreyi dinlemeye ve izlemeye devam ettim. Öyle ilginç hastalar geliyordu ki, gelenlerin çoğu kırk beş yaş üstü. Hemen hemen çoğunda sıkıntı yalnızlık görünüyordu. Ben de evde yalnız olduğum için hastaneye iki saatliğine gitmemiş miydim?

Bütün bunlar olup biterken Bir gün önce bir şiir okumuştum. O aklıma geldi ve dilime takıldı. “Kadının adı var mı, kadının mevsimi var mı, kadın bir çiçek midir, kadın bazen bor, bazen de sakin olur…” gibi devam ediyordu. Çok düşündüm. Ne dersiniz dostlar, kadın için ne düşünürsünüz?

Bana göre; kadının ne mevsimi bellidir, ne de açan çiçeğin çeşidi. Sakin olur, bazen hüzünlenir hazan mevsimini andırır. Zümbüller açar tarlalarında. Terkedilişinde, yalnızlığında; bora olur, fırtına olur, bazen kar olur, bazen tipi olur, bazen dolu olup yağar ve işte o an ondan korkulur ama artık geç kalınmıştır. Sadece saflığından dolayı da KARDELEN çiçekleri açmaya çalışır yamaçlarında.

Gönlü hoş, sevdalısı yanında olunca değmeyin keyfine; her taraf miskü amber kokuları ile dolar. Gülü, nergisi, lalesi, papatyası, sardunyası ayrı koku salar. Artık huzur doludur içerisi.

Bazen kızdırırlar, bazen kendisi kızar ancak bu mevsimde bunlarda olur, bunlarda gelip geçer denilir. Sıcaklığıyla ortayı kasıp kavurur. Merhametlidir kadın. Merhametlidir anne. Göğsüne taş basar, yavrusunu korur yakıcı sıcağa karşı. Korur yuvasını yıkmak isteyen düşmanların yakıcı yalanlarına karşı. Yuvasını korur kadın. Bu bir kader değil, bu bir alın yazısı değil. Bu ne aldatılmışlık ne de aldatılmaktır. Alın yazısı ise asla değildir.

Bu olsa olsa kendini erkek sanan, her ortamda havaya giren, ben erkeğim; hem severim, hem döverim diyen sözüm ona erkek müsveddelerinin kadınlarımıza katıksız ihanetidir. Acı çektirirler, sonra da ben erkeğim der. Aldatmak sanki erkekliğin hakkıymış gibi.

Gerçek bir kadın bir defa, erkek müsveddesi ise bin defa geberir, Gerçek kadını öldükten sonra da olsa el üstünde tutup hakkında övgüler yaparlar. Sahte erkekler geberince; yıkıldı gitti kefere de rahat geldi diye yergi yaparlar.

Ne dersiniz dostlarım. Biz erkekler kadınlarımıza karşı gerçekten haksızlık yapmıyor muyuz? Onları kırmıyor muyuz? Onları koruyalım, gözetelim demiyorum. Kızlarımızın da okumasını sağlayalım. Kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu aklımızdan yitirmeyelim. Kendi nefsimize, kendi şeytani emellerimize, kör nefsimizi tatmin etme sevdasına uyup yaptığımız her türlü ihanetin bir bedelini düşünelim. Biz ihanet ediyorsak, aynı durumu onların yerine koyarak bir düşünü verelim. Bir çok erkek eşi kendisini aldatırsa; bu işi namus paklar diyerek işlenen cinayetler yok mu? Ey erkekler; eşiniz aldatınca namus belası oluyor, kurşun yağmuru oluyor da siz aldatınca mı efendilik kabul ettiğiniz şerefsizliklere de kurşun sıkılmasın mı? Aldattığınız eşiniz de bu bir namus belası deyip size kurşun sıkmasın mı? Her neyse dostlarım. Konuşulacak o kadar çok sözler var ki, sözü uzatmadan şimdilik burada keselim.

Saygılarımla.

Hüseyin DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
www.kafiye.net sahibi
Şair ve Yazar


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Serap ATAY

EŞSİZ VE MAVİ

EŞSİZ VE MAVİ

Puslu bir akşamüstü bakarsın ya gün batımına
Hayran kalırsın gökyüzüyle denizin aşkına
Güneşiyle ısıtır gökyüzü denizini
Sevdalıların aşklarıyla ısıttığı gibi kalbini

Deniz ile gökyüzü gibidir aşklar
Göğün sonsuzunda kaybolmak
Denizin derinlerinde boğulmak
Akıntının içerisinde yok olmak gibi

Deniz ile gökyüzü gibidir aşklar
Uzaktan bakınca tek bir çizgi
Tek yürekte sevda gibi
Erişilmez eşsiz ve mavi

Gökyüzüne bakarsın
Bulut olur uzaklaşır
Denizlere ses verirsin
Dalgalara karışır sesin.

SERAP ATAY
21-12-2009
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Serap ATAY

DÖNGÜ

DÖNGÜ

Gözlerim duvardaki akrebi kovalayan yelkovana takılıyor
Düşünüyorum
İlerlediği yol hep aynı daire dönüyor
Hep kovalamakla geçiyor zaman

Kendi kendime soruyorum
Şu saatten ne farkım var diyorum
Senin ruhun var sevdiklerin var
Onlarla mutlu olabiliyorsun diyorum

Düşünüyorum
Sonra aynaya bakıyorum sorguluyorum
Kurgulu saatten hiçbir farkım yok
Hep aynı şeyleri yaptığımı fark ediyorum
Farklılıkları özlüyorum

Zembereği kurularak gerilmiş
Sonrasında ansızın boşalan bir saat gibiyim
Yıllarım gidiyor geri gelmeyecek
Bilmem anlatabiliyor muyum…

SERAP ATAY
15-OCAK-2010
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Safiye Lemide ÇAKIR

USANDIM


USANDIM

Gönlümde geziyor ince belli suna
Yüreğim vuruldu bir çift yeşil yosuna
İnmeyin martılar ölüm var suda
Yar peşinde koşa koşa usandım

Uyudum uyandım hülyaya daldım
Bu aşkı aklıma bil ki sen saldın
Sen atlı oldun ben yaya kaldım
Bitimiz siz rüyalarda seni aramaktan usandım

Sen gittin dinmiyor gözümün yaşı
Bir selam yolla el âleme karşı
Başıma konuldu şimdi mezar taşı
Yar yolunda cefa çekmekten usandım

Lemide Safiye Çakır 03 Ocak 22:24
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Doç Dr. Zerda ONURLU

Yokluğunla Vurma…….?

Yokluğunla Vurma…….?

Dinmiyor Hasretin yaniyor bağrimda
Bitmiyor icimdeki Sevgin büyüyor kaldikca
Ya gel ya dindir artik bu izdirabi Sevgillim
Yoksa Yüregim dayanamiyor artik bu kadar Izdiraba
Yokluğunla Vurma beni Bitanem….

Ne geliyorsun nede bir Haberin geliyor
Yillar gecti sanki gül yüzünü göremedim
Beklemeye tahammül edemiyorum artik
Gücüm kalmadi yapamiyorum sensiz Sevgillim
Yokluğunla Vurma beni Bitanem….

Kalbinden cikardinmi beni yoksa Sen
Baska ellerimi Sevdin sen bileyim Söyle
Beklemek öldürüyor insani bilmeden
Ya gel yada bir Haber gönder Sevdigine
Yokluğunla Vurma Bitanem

Seven insan böylemi yapar sevdigine
Habersizmi birakir böyle Öksüzce
Ne olursun birazda artik beni dinle
Yokluğunla Vurma beni Bitanem….

Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Doç Dr. Zerda ONURLU

Bir Gün Daha

Bir Gün Daha

Bir gün daha geçti uzaklarda, sensiz….
Yaşandı hayat körtopal…
Karanlık çöktü işte yine en anlamsızlığı ile,
Şehir sustu yavaşça…
Tutamadım seneleri ardın sıra,
bir bir döküldüler avuçlarımdan…
Aklar yerleşmiş saçlarıma habersiz
ve epeyce ilerlemişim yaşça…

Gözlerimde görmüyor artık iyi
ağrımakta dizlerim yorgunum…
sen düşersin bazen yaşlı düşlerime,
seni düşünürüm mahzun…
Bilmem kaçıncı devri hazanın sensiz?
Kaçıncı kez ağaçların yaprak döküşü?
Unutmadım seni bil ki!…
Bazen gönülde oldun gülüşünle,
Bazende gözyaşımla şiirde…
Sesini unutamadım ben senin,
bırakıp gidişini bir de…

Bilmem gönlünde hala,
o garip o yetim sevgiden,
küçük bir iz taşıyormusun?
Çok seneler geçti ardından,
çok yağmurlar karıştı göz yaşlarıma…
Bilmem hala o kahpe şehirdemisin?
ve bilmem hala yaşıyormusun?

14.11.1998/Bodrum
Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Doç Dr. Zerda ONURLU

Hatırına Düşeceğim

Hatırına Düşeceğim

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay’da göz kırpacak
Iliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın…!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan’da
Silemeyeceksin beni, düşlerine gireceğim her gece
Ince bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin herşeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!!

Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
Körkütük aşkların ortasına düştün
Yalanların pençesine .
Belki birgün, bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hâlâ burdayım
Sen yoksun !
Lanet olsun …

16.11.1998 /Bodrum
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Doç Dr. Zerda ONURLU

Öylesine bir renkteyim..

Öylesine bir renkteyim..

Biriyim..
Bir istasyondan öbürüne,
Biletsiz gitmeye çalışan..
Ve her kontrolde bir kabinin tahta aralığına sığınan…
Mülteci bir hayattı yaşadığım..

Atılan
Yarı dolu bir su şişesinde
Aradım mutluluğu..
Kana kana su içer gibi…
Sonra hemen yanında
Ardışık ısırıklardan arta kalan bir çikolatada…
Ekmeği beğenmedim..
Hiçbir zaman da sevmedim..
Şişirilmiş doyumlara yer vermedim hayatımda.

Gündüzleri milyarlarca insandan biriydim..
Geceleri ise,
Rüyanın en tatlı yerinde uyanan külkedisi…

Damarlarımda pıhtılaşan nikotin kadar
Yaşamaktan öteye gidemedim sevdaları…
Belki de bu yüzdendir mutsuzluğum,
Mutsuzlukla oluşum..
Cümlelerle denklem kurmaya çalışmaktan öte,
Kısır döngüler yarattım kendime…
Cevap şıkkı bile olmayan…
Gün geçtikçe istemeden kısaldı cümlelerim.
Daha net,
Daha açık olmaya başladılar…
Üstü kapalılık karanlık çöktükçe
Terk etmeye başladı.
Ve düşüncelerim de daralmaya…

Şikâyetçi değilim..
Tam tersi,
Ya da
tam aksi…
Ne fark eder ki!

Kapkaranlık bir odadayım şu an..
Klavyeye bakmıyorum..
Parmaklarım yazıyor,
Ben de okuyorum..
Şarjı azalan telefonumda
Tek tük çağrılar
Ve ebediyete kazınmış mesajlar,
Ta ki silinene kadar…

Sigarası gittikçe azalan
Bir paketi avuçluyorum 10 dakikada bir..
Ve kibriti çakıp,
Uzun uzuna seyrediyorum…….
Tütünle buluştuğu anda hissediyorum feryadını,
Savuruyor dumanını,
Bir o yana,
Bir bu yana…
Ciğerlerime çekip salmıyorum saniyelerce,
Belki 5,
Belki 10 saniye…
Dayanamıyor,
Kusuyorum bir türkü adıyla “geçti sevdalarla ömrüm”.

Bazen boğuluyorsun cümlelerin içinde..
Yazamıyorsun…
Anlatamıyorsun…
Neyle başlasam,
Nasıl yazsam deyip duruyorsun…..
Kırdığın bir dost dalını aşılamak için yağmurlara,
Rüzgârlara göğüs geriyor,
Her yitirişi göze alıyorsun..
Fakat oyuncağı olduğun bir aşka dur diyemiyorsun!!!…
Aşka kukla oldukça,
Her bir parçanı teker teker yitiriyorsun…
Bir dost eli aramak umutsuzca,
Belki haklı,
Belki de haksız bir serzeniş bu…

Artık anla..

Artık anla…..

Törpülenen bir sevda yaşadığın…
Kendini kandırma!
Kaldır kafanı,
Yanından geçip giden gözlerin peşinden koştun yıllardır..

Yeter!!…….

Sana bakan gözlere kan ağlatma…

Ağlama……………………

Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net


Tarih 8 Oca 2011 Kategori: Doç Dr. Zerda ONURLU

Kahverengi Gözlerin

Kahverengi Gözlerin

Bu veda faslından belki cayarsın
Gözümün içine dal biraz daha
Yüreğim derin ağı duyarsın
Aşktan nasibini al biraz daha…

Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah’a

Kurtuluş yok, aşkım alın yazındır.
Ne söylersen söyle merhem nazırdır.
Emrine amade gönlüm sazındır
Mızrabın olayım çal biraz daha

Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah’a

21.03.2006
Dç. Dr. Zerda ONURLU
www.kafiye.net