Kategoriler

Arşivler


Tarih 4 Eki 2014 Kategori: Elvan USUL

PİŞMANLIK, DÖNÜŞ, DUA


PİŞMANLIK, DÖNÜŞ, DUA

PİŞMANLIK

Sen ki; söyledin sarılın Kuran-ı Azim-i şana,
Bense dinlemedim koyuldum şeytanın yoluna.
Ne emir bildim ne yasak kaldı çiğnemediğim,
Umudum rahmetin, Ğafur isminle baktın bana.

Sen ki; Rezzaksın rızkları hesapsız dağıttın,
Kalbi kararmış müminleri iyilikle şaşırttın.
Sapkınlara yol verdin, ben peşlerine düştüm,
Yine uslanmadım yine odunumu sen aldın.

DÖNÜŞ
Sevgine ses veremedim, sevgim kısa kaldı,
Tövbe ettim gece, gündüzler elimden aldı.
Hak etmedim mükâfatı Sen hep Kerim’din,
Şimdi bu biçare kulun dönerek Sana vardı.

Nefsimin dur durak bilmeyen arzularından,
Sıyrıldım geldim o şeytanın divanından.
Ellerim ellere değil, yalnız Sana açılıyor,
Hamd, şükür Sana, sensin hidayeti yaratan.

DUA
Sen ki; rahmeti, günahlarımdan çok olan İlahi,
Bağışlanmayı istiyorum Sen’den, bağışla beni,
Bilirim bir ismin de Rahim’dir Settar’dır senin
İsminle ört günahlarımı, neşretme ele aczimi.

Fayda vermeyen ilimden, beyhude işlerden,
Azdıran variyetten, asileştiren fakirlikten,
Sen koru beni ya Rabbi, dünyalık kalbimi
Senden ayrı tutacak sevgiliden, sevgilerden.

Kasım 2007
Elvan USUL
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Sinem Özaşgın

Eylül’e 2


Eylül’e 2

Aşktan sayılan damlaları bilerek
Suyun kokularına nazaran
Başak sarısına aşık
Sevecen bir güneş gibi
Yağdır yağmurlarını göğsüme
E y l ü l…

Sevdaların senelerini saymıştın sen
Sarı yaprakların göğüslerinden aldın sevdayı
Unutamadın bundan dolayı vicdan nasıl sızlar
Tüm ebemkuşağı yağmurların nasıl yağar saçlarıma
Aşkın nefes aldığı saçlarıma hüzünlerini yağdırma Eylül
Y a p m a…

Şarkıların dillerini
Dallarından almışım
Toprak kokuyordu notalarım…

Gemiler sevdaları elleriyle uğurladığında
Hüzünleri getirirdin gözlerimin diplerine
Aşk; deli köşemin öpüşkenliğinde
Hüzün; sarıların çatallaşmış dillerinde…

Ah Eylül…

Kırgın kirpiklerinden masallar yakılıyordu bakışlarında
Ve benim hayallerim senden daha güzel olurken
Bu deli senelerim
Senin yüzünden
Ne olur, Eylül öldürme düşlerini
Düşler ki senelerimin gebeliğinde
Bitik mi sevdalar şimdi
Her daim ağlamaya mahkum musun Eylül?

Sözlerim senin yanında kuru hava
Acılar boy boy filizlenirken
Aşkın yokluğuna düşürme beni E y l ü l…

Bırak hayatlarım yaşasın
Koru beni hatalarımın karşısında
Kuru inançların havalarına bağlanma bir güz lafıyla
Sokaklar senin için sevilmeyi bekler
Sokakları sevgisiz bırakma Eylül
Etme

E t m e…

Deli köşenin aşkında
Var olmuşken alın yazım
Ellere, dillere, çatlamış dudaklı topraklara düşürme beni
Kimseye bakma o gibi
Ondaki ben ağlamasın…

Eylül beni görünmez turuncularına göm
Başka adlar bulamasın beni
Gözlerimin tüm rengi Eylül
Canın ben olayım…

Etme Eylül
Bil ki bahtımın yüzü hiç gülmemiş
Tebessümüm aranır olmuş çehremde
Biraz ben ol benim için
Biraz ellerim, biraz gözlerim
Bahtımın neşe saçması için…

Eylül…
Bir sır vereceğim sana;
Özlüyorum
Damarlaşmış kirpiklerini başak gözlerini aslında
‘Eylül’de aşk başka güzel,, imiş
Oysa her mevsim aşk güzel…

Hadi bana
Güz masallarını dök
Biraz sen kokayım
Eylül…

Biraz sen …

E F T E L Y A…
(Akdenizi cebinde taşıyan kız… )

Sinem Özaşgın
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Sinem Özaşgın

Deli Mavisi


Deli Mavisi

Bugün parçalı bulutlu havanın içinden sızan güneş gibiyim azizim
Bugün adlarımda hep bir renklerin cümbüşü var…

Bugün bir şiirim bir şiirim ki sorma gitsin
Kirpiklerimde kısık ve dolgun mavi…

Yahut bilemem yine de var bir yaş
Tepelerimde, dağlarımın
Dağların gözlerine bulut kaçmış Mavilerim
Söyleyin dağlarıma silsinler aşkla gözlerini…

Oysa ki ağlamaları başkaymış
Sızan güneş ışınları çekildi bedenimden
Bir farklı anı düşüyor gönlüme
Tanımadığım bilmediğim
Oysa ki bilinmiyor mu
İnsanın gönlü kuş gibi
Bi sıksan mavi mavi ölecek…

Ve evet günler aylar pafta mavisi
Geçip gidiyor kelebek seneleri
Ve unutuyorum Deli Mavisi… Yazmayı unutuyorum…
Kontrast bedenimde gizli saklı hayatı bilhassa
Ve o yar dediğim ihanet düşüyor toprağa
Ve yine tohumlanıyor azıcık akıl kalmış başımda…

“Yine zamanlardan Ekim
Bir gece yarısı boş bardağa andım seni
Dedim ki bir zamanlar gri bir sevgilim vardi
Hep kartondan bir gülümseme takınırdı
Ah şimdi kader onu da elimden aldı
Ve gece rengi pafta sarısı
Dönmez zamanlar ama sen yine de dön bana
Kalbimin Sızısı…

Ve…

Kırık yolların dilinde andım seni
Kekremsi olsa da tadın, hep hoştu
Acıyı öpsende dudaklarımda
Sen gel ellerimin yamaçlarında ol…
Kahve mavisi gozlerim özlüyorsa seni
Gel gamzelerimde ol ey sevgili
Gel eğer ruyaların kaçarsa
Ben gerçeğinde de olurum gel…”

Bugün parçalı bulutların bana küfrettiği ışığım azizim
Artık bakamıyorum
Gözlerim utanır pembeye çalar
Çocukların iz kalmış gülüşlerinde…
Deli Mavisini göremediğim çocukluğumun peşinde
Ki o… Sen…
Sen sarı başakların Deli Mavisi
Ben ise yetim bir aşk dudağı…

Her daim yaşamalı
Ben artık yazamasam da
Kalbin hep mavi olmalı Deli Mavisi…

En çok seni seviyorum bilesin…

E F T E L Y A…
(Akdenizi cebinde taşıyan kız… )

Sinem Özaşgın
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Nesrin Önem

SENİNLE YAŞARIM


SENİNLE YAŞARIM
Seninle bakmazsa gözlerim kör olsun
Sesini duymazsa kulağım mahvolsun
Tenime dokunursa eller kırılsın
Kader seninle yazılmazsa silinsin

Zalime eğilirse, boynum bükülsün
Kuruyan yaprak sa sevgimiz dökülsün
Şüphesiz olursa ,sevdamız büyüsün
Razıyım gururum yerlerde sürünsün

Volkanlar patlasa içinde erime
Sitemler doldursa gönlünü ezilme
Dünyanı karart sa hayatın yenilme
Sevgine sadıksan boşuna üzülme

Gülerse yüzümüz beraberce gülsün
Ağlayan gözlerin yaşları dökülsün
Engeller olmasın hayatımız sürsün
Neşeli olalım keder uzak dursun

Seninle dalımda güller başka açar
Gelip hep bülbüller dallarıma konar
Yüreğim aşkından deli gibi yanar
Ömrüme rengarenk mutluluklar katar

NESRİN ÖNEM DEMİR
03. 10 2014
BURSA
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Mücella PAKDEMİR

GÜLE GÜLE


GÜLE GÜLE

Seni ne zaman unuttum?
Sitem etmekte haklısın ama biliyorsun
Zamanın acımasızlığını,
Kalplerin vefasızlığını.
Şimdi, buz mavisi gözlerinle
Ve su sarısı saçlarınla aklımı alıyorsun.

Sen böyle güzel miydin; hayretteyim.
İçim kıpır kıpır,
Bir hoş.
Kelimeler yetmeyecek anlatmaya.
Ne söylesem boş!

Yüzünü gölgeleyen hüzün nerede,
Nerede o şüpheli bakışların,
Zehir akıtan sorguların nerede?

Bir selâmlık buluşma mı bu?
Yoksa…
Dilim varmıyor söylemeye.
Havadan sudan sözlerin anlamı ne?

Üzgünüm; maziyi hatırlatacak
Bir fotoğraf bile kalmadı geriye.
Ne konuşabiliriz ki, ne?

Başka birisin artık.
Belki de en baştan âşık olacağım,
Rüzgârına tutulup savrulacağım.
Ah, keşke!
Aklımda fırtınalar kalmış
Sadece.

Sahi, seni ne zaman unuttum?
Sitem etmekte haklısın ama biliyorsun:
“Ne kadar seviyorsan o kadar özlüyorsun.”

Zorlamak nafile.
Hoşça kal küllenmiş ateşim.
Son defa “Güle güle.”

Mücella Pakdemir
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Belgin Turan SATICI

Bayram sevinciyle…


Bayram sevinciyle…

Raflarda yerini aldı….

Ömrümüzden akıp geçen bayramlar ve her bayram öncesi yaşanan heyecan, koşturmaca insana başka türlü bir huzur veriyor.

Bilinçaltınız bayramları nasıl kodlamışsa o şekilde yaşıyoruz. Tabi hani sağlık ve sıhhat dışındaki çapalarımızdan bahsediyorum daha çok…

Bayramlar; koşturmacalarımız arasında biraz dur deyip kendimize maneviyatımıza kucak açtığımız günlerdir.

Büyüklerimizi unutmamamız gerektiğini bir kez daha kulağımıza, yüreğimize fısıldar. Bir de tabi yaşam evlerinde kalan yaşlılarımız ve çocuk bakımevlerinde kalan çocuklarımızı hiç olmazsa bu özel günlerde yanlarına gidip hal hatır sormak en anlamlı bayram hediyesi olsa gerek.

Birbirimizin eksiğini, yanlışını ararsak çok şey buluruz. Hani meşhur bir anekdot vardır. Birisine kötü davranmak istersen ne yaparsa yapsın sen zihnindeki düşünceyi uygularsın.

Tilki tavşanı her gün dövüyormuş. Demişler ki – tilki kardeş neden her gün tavşanı dövüyorsun. Hiç demiş nedeni yok. Öyle nedensiz dövülür mü? Yazık günah demişler.

İyi demiş bundan sonra dövmem ondan yoğurt isterim. Oh iyi iyi tavşan dayaktan kurtuldu dediklerinde lafı yapıştırmış. Yoğurdu yağlı getirirse, neden yağlı getirdin diye, yağsız getirirse neden yağsız getirdin diye döverim. Bir nedeni olur dövmemin demiş.

Bizler de aslında sadece bayramı değil günlerimizi, ilişkilerimizi nasıl yaşamak istersek, duygumuz neyse düşüncemiz de o olur.

Bu bayramı sıradan geçirmemek için sıradışı bakmanız gerekir belki de…

Hani yaşadığımız her gün bizim içim özel ve anlamlı bakarsak günün önem ve anlamı da daha büyük olmuş olur.

Bir kahvenin kırk yıl hatırını da ekleyip tüm okurlarıma ağız tadıyla nice sağlıklı, huzurlu ve sevgi dolu bayramlar diliyorum.

Belgin Turan Satıcı
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Zeynep ÖZÜGENÇ

ŞİZOFRENİK YALNIZLIK


ŞİZOFRENİK YALNIZLIK



Akşam erken iniyor artık mevsime
Gün dönüşüveriyor geceye
Uzun uzadıya sanki
Yanında sevdiğin varda
Yalvarıyorsun.
Sabah olmasın diye
Oysa biz yalnızlar bakarız ki
Hemencecik
Sabah olsunda.karışalım
Şehrin sıkışmış kalabalığına
Sahte gülümsemelerle boy gösteririz
Ki öyle ,böyle değil.
Nisbet yaparcasına
Dudağımızda uçuk,kaçık gülümsemeler.
Ve bu gülümsemelerde dalga geçeriz
Dalga geçeriz , arsız kederlere ta ki
Eve dönene ve bir başına kalana kadar.

29.09.2014
Hasret Akşamları
Zeynep ÖZÜGENÇ
(Bir Garip Zeynep)
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Nesrin Önem

GÖR BİRTANEM


GÖR BİRTANEM

Sevgimi ayaklar altında ezdirmem
Canıma kastetse, yinede bezdirmem
Uğrunda ölürüm ,senden vazgeçmem
Sevdamız ölümsüz anla, gör birtanem

Aşılmaz yolları, kat edipte geldin
Mutluluk bahşettin ,yollarıma serdin
Dünyalar bağışladın, elime verdin
Yaşamak seninle güzel ,gör birtanem

Hasrete dayandım,inan yıkılmadım
Elalem sözüne hiç kulak asmadım
Seninle yaşarken ,arkama bakmadım
Kadere dualar ettim,gör birtanem

Vurursa feleğim ,yürekten vururmuş
Acıtsa kalbimi,izler bırakırmış
Gariban bedenim, nasıl dayanırmış
Ezilse büzülse yıkmaz, gör birtanem

Aklına gelmesin sakın,unuturum
Verdiğin gülleri inan,kuruturum
Baktıkça anarım ,seni hatırlarım
Sevginin kıymetini bil ,gör birtanem

NESRİN ÖNEM DEMİR
01 .10 2014
BURSA
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Ali Bilecen

Ruhumun Güvercini


Ruhumun Güvercini

Sırılsıklam aşığım yağmurla geldin bana
Meftun ettin gönlümü ey sevdamın perçini
Fethettiğin bu kale sonsuza dek senindir
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

Duygulardan süzülen güftelerim payındır
Kalbime sur örmüşüm başkasına mayındır
Sevgiyle donatılmış muhabbet sarayındır
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

Şimşeğe tutunarak gidelim mi
Venüs’e
Ara sıra kulak ver içinden gelen sese
Bulutlarda gezdirir verdiğin tatlı buse
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

Deryada yüzeceksen bedenim sana sandal
Aşk yurdundan geçerken turnalarla selam sal
Pasaportun sınırsız dilediğin kadar kal
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

Benden bir ben yarattın sen oldun hayat bağı
Gözlerin deldi geçti hüznün ördüğü ağı
Kırmızı hat çekilmiş yoktur dünya yasağı
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

Ozanmerdan cananla şu cihanı tarayım
Sen resmini çizerken ben düşünü kurayım
Mutluluk kanadıyla göklerde uçurayım
Özgürsün yüreğimde ruhumun güvercini.

ALİ BİLECEN/OZANMERDAN
www.kafiye.net


Tarih 3 Eki 2014 Kategori: Necla ARGÜZ

Küstüm

Küstüm

Ne varsa senle yaşanan
Ve
Ne varsa senden kalan
Maviye
Küstüm maviye
Gözlerin kadar olan maviye
Gözlerin kadar güzel maviye
Küstüm

Denize
Küstüm denize
Sana sahilinden el salladığım
Kayada balıktan dönmeni beklediğim
Birlikte kumsalında yürüdüğümüz denize
Küstüm

Huzura
Küstüm huzura
Bir çocuk gibiyken senin yanında
Sakin gül bahçemizin içinde
Bizi baştan ayağa saran huzura
Küstüm

Gitmene
Küstüm gitmene
Bana bir veda bile edemeden
Biliyorumki sen hiç istemeden
Bir fincan çayını bile içmeden
Ellerimin arasından gitmene
Küstüm

Aşka
Küstüm aşka
Aşk bizdik
Bizim değerli bakışlarımızdı
Yüreğimizde hiç solmayan gül gibi
Şimdi sen yoksan
Aşk yok
Küstüm

Ne varsa senle yaşanan
Ve
Ne varsa senden kalan
yüreğime kilitledim
Yaşadığım maviye
Yaşadığım denize
Yaşadığım huzura
Yaşadığım aşka
Ve
Yaşadığım gidişine
Bir kez daha selam olsun

Necla Argüz…08 08 2009
….İzmir..
www.kafiye.net