Bayram sevinciyle…

Raflarda yerini aldı….

Ömrümüzden akıp geçen bayramlar ve her bayram öncesi yaşanan heyecan, koşturmaca insana başka türlü bir huzur veriyor.

Bilinçaltınız bayramları nasıl kodlamışsa o şekilde yaşıyoruz. Tabi hani sağlık ve sıhhat dışındaki çapalarımızdan bahsediyorum daha çok…

Bayramlar; koşturmacalarımız arasında biraz dur deyip kendimize maneviyatımıza kucak açtığımız günlerdir.

Büyüklerimizi unutmamamız gerektiğini bir kez daha kulağımıza, yüreğimize fısıldar. Bir de tabi yaşam evlerinde kalan yaşlılarımız ve çocuk bakımevlerinde kalan çocuklarımızı hiç olmazsa bu özel günlerde yanlarına gidip hal hatır sormak en anlamlı bayram hediyesi olsa gerek.

Birbirimizin eksiğini, yanlışını ararsak çok şey buluruz. Hani meşhur bir anekdot vardır. Birisine kötü davranmak istersen ne yaparsa yapsın sen zihnindeki düşünceyi uygularsın.

Tilki tavşanı her gün dövüyormuş. Demişler ki – tilki kardeş neden her gün tavşanı dövüyorsun. Hiç demiş nedeni yok. Öyle nedensiz dövülür mü? Yazık günah demişler.

İyi demiş bundan sonra dövmem ondan yoğurt isterim. Oh iyi iyi tavşan dayaktan kurtuldu dediklerinde lafı yapıştırmış. Yoğurdu yağlı getirirse, neden yağlı getirdin diye, yağsız getirirse neden yağsız getirdin diye döverim. Bir nedeni olur dövmemin demiş.

Bizler de aslında sadece bayramı değil günlerimizi, ilişkilerimizi nasıl yaşamak istersek, duygumuz neyse düşüncemiz de o olur.

Bu bayramı sıradan geçirmemek için sıradışı bakmanız gerekir belki de…

Hani yaşadığımız her gün bizim içim özel ve anlamlı bakarsak günün önem ve anlamı da daha büyük olmuş olur.

Bir kahvenin kırk yıl hatırını da ekleyip tüm okurlarıma ağız tadıyla nice sağlıklı, huzurlu ve sevgi dolu bayramlar diliyorum.

Belgin Turan Satıcı
www.kafiye.net