Kategoriler

Arşivler


Tarih 23 Eki 2014 Kategori: Nesrin Önem

GEÇER BEYHUDE ÖMÜR


GEÇER BEYHUDE ÖMÜR

Bir huzurlu gün yaşamadan hayatın geçer
Sanki gelir dertliler içinden seni seçer
Sormadan belirler geleceğine yön biçer
Zamanı durdurmaz ki , geçer beyhude ömür

Bir bakmışsın yıllar saçına aklar düşürmüş
Geriye döner bakarsın ömrünü götürmüş
Harcadığın zamanı fedakarlık çürütmüş
Ömrünü ezdirmekle geçer beyhude ömür

Yalan dünyala kandırır gözlere mil çeker
Fakirden alarak zenginin önüne döker
Acımaz gariban aşığın boynunu büker
Yaşları döktürmek le , geçer beyhude ömür

Zorlukla ömrü alır elinle yine doymaz
Derbeder duruma düşürür kavline koymaz
Yıllar geçip gitmiş aklına gelip de sormaz
Ömrü geri vermez ki ,geçer beyhude ömür

NESRİN ÖNEM DEMİR
23 .10 2014
BURSA
www.kafiye.net


Tarih 23 Eki 2014 Kategori: Nezahat KAYA

Gördüm


Gördüm

Devir eski devir değil diyorlar
Dumanı gam tüten bacalar gördüm
İlimin önünde eğil diyorlar
Ameli çok başka hocalar gördüm

Kimi ağır ayak kimi süratlı
Zengin çalımlanıp geçti kıratlı
Kiminin derdi az kiminin katlı
Yetimin karnında acılar gördüm

Sevgisiz eliyle taze yarayı
Dostuyla gitgide açan arayı
Bucaktan çıkınca sırma sarayı
Kümese çeviren bacılar gördüm

Nefsi tımar etmek gelince ağır
Ölüsü sırtında taşındı ağır
Felaket tellalı beklerken sağır
Zulmü fırsat bilen niceler gördüm

Hakikat önünde gözü boyama
Gönül perdesine tutmazken yama
İbretlik âlemde neler var ama
Mihnetsiz devleşen cüceler gördüm

Güzellik denilen ani taşımlık
Dıştan içe doğru bil ki coşumluk
En fazla sürdüğü üç gün koşumluk
Hörgücü sırtında eceler gördüm

Tevazu ilinde kendine yetip
Kemiksiz dilini aleyhe edip
İki bildiğiyle ayak diretip
Kirini gezdiren paçalar gördüm

Gördüm ki içimde yağmur yağışlı
Ömür gelip geçmiş çok karakışlı
Bi-vefa dünyaya üzgün bakışlı
Yabana yol veren hancılar gördüm.

Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net


Tarih 21 Eki 2014 Kategori: Nigar AGIR

ÇOCUKLUĞUM


ÇOCUKLUĞUM

Çocukluğum başlardı sabah erken,
Okul bahçesinde, koşup oynarken,
Ne güzeldi o günler,
Arkadaşlıklar bir başkaydı o günlerde,
Hasret kaldık okulun atmosferine,
Bazen neşeli kahkahalar atardık sınıfın içinde,
Bazen de muziplikler peşi sıra komiklikler,
Sabahları en çok ekmek kokusu sarar ya etrafı,
Okulda da tebeşir, kalem kokusu,
İlim irfan yuvası, yuvaların hasıdır okul,
Ne güzeldi çocukluğum,
Bilgide yarışırdık, düşmanlık yoktu içimiz de,
Bana deseler ki ömrünün sonu na adar okula git,
Giderdim hiç düşünmeden,
Öğretmenimin o güzel sesi yankılanırdı,
Günaydın çocuklar derken,
Bütün gücümüzle günaydın öğretmenim demek ne güzeldi,
Parfüm kokusu gibiydi kitapların kokusu,
Sarardı ruhumuzu büyülerdi adeta,
Teneffüsleri can kulağıyla beklerdik,
Kovalambaç saklambaç oynamak için
Ey çocukluğum sen ne güzelmişsin,
Dön gel yine bana desem gelir misin?,
İmkansız gelemezsin,
Ama ben hep o günlerdeyim,
Sen gelmesen de ben sana her gün gelirim.

NİGAR AĞIR
21/10/2014
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Şule AKAR

Dile Kolay.. Şule’ce 50 YIl

Dile Kolay.. Şule’ce 50 YIl

Bu yılın her yıldan bir farkı yok aslında.. Laf da değil gerçekte de zaman su gibi akıp geçiyor.. Önemli olan geçen zamanı düşündüğümüzde, geriye dönüp baktığımızda gülümseyebilmek.. İyi ki yaşamışım diyebilmek..

Dedim ya bu yılın her yıldan bir farkı yok aslında.. Benim için farkı var sadece..50 Yıl.. Koskoca 50 yılı geride bırakıyorum.. Aynaya baktığımda gördüğüm yüz bana kendimi kötü hissettirmiyor. Sanırım son 5 yılı güzel geçirmenin sonucu bu.. Geçmiş yıllardaki karamsarlıkları, acıları, yıkıntıları, kayıpları, sıkıntıları, ve her şeye rağmen yine de ayakta kalma gücünü tabii ki unutmuyorum ve unutmayacağım.. Ama çok şükür o günleri tebessüm ile hatırlayacak kadar her konuda iyi duruma gelebilme azmim beni güçlü kılıyor.
En son babamı ziyaret ettiğimde kabrinin başında yine onunla sohbet ettim. Ona şu cümleyi söyleyebilmek hoşuma gitti. “Beni merak etme babacım çok şükür aç değilim, açıkta değilim ve kimseye muhtaç değilim. Çalışıyorum kazanıyorum ve huzur içinde yaşıyorum. Aileme de sahip çıkıyorum, gözün arkada kalmasın, huzur içinde yat”
Evet.. Pek kolay bir hayat yaşadığımı söyleyemem.. Ama 45 yaşından sonra başardıklarımla, kendimle gurur duyuyorum. Borçlarını bitirmiş,, birikim hedefleri belirlemiş, kendi evinde kendi eşyaları ile huzurlu oturabiliyor olmak, iyi iş, iyi kariyer sahibi ve ekonomik gücümü elimde tutabiliyor olmak yeterince güçlü kıldı beni.. Huzur her şeyden önemli, sağlık dan sonra.. Veee kadınca bunca yıla rağmen hala genç görünümlü bakımlı ve kendimi güzel hissetmek keyfim 🙂 Yaş 50 ama mihrap yerinde 🙂 Çoookkk Şükür..
– Bana geçmişte borçlar yaşatan, sırtıma yük bindiren herkese teşekkür ederim.(Kazıklarınız beni olgunlaştırdı. Artık borç yapmıyorum)
– Beni dolandıran kazık atan emeğimin karşılığını vermeyenlere de teşekkür ederim.(Artık güçlendim hakkımı yedirmiyorum)
– Zamanında borçlarımı ödeyemediğimde taksitlendirmeye yanaşmayan bankalar teşekkür ederim (Her kredi-kredi kartı vermek için aradığınızda sizi red etmekten çok keyif alıyorum)
– Zor zamanlarımda bana maddi manevi destek olan arkadaşlarım, dostlarım sizlere gerçekten teşekkür ederim. (İhtiyaç duyduğunuzda ben sizin yanınızda olabilirim artık, krediniz her zaman mevcut)
– Para kazanmamı sağlayan işverenlerim.. Sizlere minnettarım. Ekmeğimi sayenizde kazandım
– Kah mutluluklarım kah gözyaşlarım AŞKLARIM..Teşekkür ederim ( Korkmayın, sayenizde kalpsiz olmadım, hak edeni seviyorum artık)
– Babam.. Canım..Beni güçlü yetiştirdiğin için sana minnattarım (Gücümsün)
Vee.. Ailem teşekkür ederim. İyi ki varsınız.. Anam.. İyi ki beni doğurmuşsun (Ölene dek yanındayım)
50 yılı geride bırakmış biri olarak daha ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki..
HAYAT.. SENİ HALA.. İNADINA .. İNADINA.. YAŞIYORUM VE YAŞAYACAĞIM
İyi ki doğmuşum
Sevgilerimle

Şule Akar

2014 07 12 Kurtköy,Pendik İstanbul
www.kafiye.net

 

Dile Kolay.. Şule'ce 50 YIl

 

 

 


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Nezahat KAYA

Fâni Dünya


Fâni Dünya

Fâni dünya sığmam sana
Geldim ama gidiyorum
Korkma günah yığmam sana
Geldim ama gidiyorum

Gezdim durdum yana yana
Doyamadım kana kana
Sen ki; yâr değilsin cana
Geldim ama gidiyorum

Hep yarına baktı gözüm
İnanmadı sana özüm
Yalan dolan bilmez sözüm
Geldim ama gidiyorum

Eyvah düştü bazen dile
Varamayınca menzile
Gözyaşımı sile sile
Geldim ama gidiyorum

Şükür çekmişim ki soya
Yedim durdum verdim boya
Nimetlerden doya doya
Geldim ama gidiyorum

Ardın sıra dönüşümü
Yüreğimdeki düşümü
Derde saldın gülüşümü
Geldim ama gidiyorum

Yaprak misali bağına
Takılıp düştüm ağına
Mesafe koydum dağına
Geldim ama gidiyorum

Oyalandım umut ile
Başımdaki bulut ile
Hakk’tan gelen komut ile
Geldim ama gidiyorum

İçerimde ahu revan
Dilimdeki tadım yavan
Nedir söyle bana havan
Geldim ama gidiyorum

Ömrümü yedin bitirdin
Sonra çukura getirdin
Can evimde ot bitirdin
Geldim ama gidiyorum

Gündüz gece sana ekli
Göğün mavi yer çiçekli
Daha ne deyim göbekli
Geldim ama gidiyorum.

Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Sema SEZER

SEVDİM SENİ SEVGİLİM


SEVDİM SENİ SEVGİLİM

Gözlerdir şu kalbime doğru hep akan.
Sevdim seni neyleyim sevdim sevgilim.
Gözlerdir bir bakışta yürekler yakan.
Sevdim seni neyleyim sevdim sevgilim.

Gözündür beni benden, bir anda alan.
Gözündür kalbi girip aklımı çalan.
Gözündür dertlere salan, biçare kılan.
Sevdim seni neyleyim sevdim sevgilim.

Gözlerdir beni deli, ȃşığın eden., ,
Gözlerdir mahvederek dile düşüren.
Gözlerdir beni yerden yerlere seren.
Seni sevdim neyleyim sevdim sevgilim.
Sema Sezer
20/10/2014
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Zeynep ÖZÜGENÇ

BİR GARİP ZEYNEP


BİR GARİP ZEYNEP

Zaman boşluğunda sen bir alemsin
Esrarlı bakışın turnaya benzer.
Yayladaki hava, çaydaki demsin
Nazlı can duruşun sunaya benzer.

Edipler virdinde sonsuz kışlamış
Pervasız gönülü kalpten boşamış
Ömür baharını durgun yaşamış
Zarafetin nazlı Tuna’ya benzer.

Üşütmez insanı bağlar örüşün
Güven verir cana aydın görüşün
Erdemli sevecen süzgün duruşun
Nesneyle bağ kuran binaya benzer.

Çağlayan gibisin susuz çevreye
Terbiye,vakarın girmiş devreye
Oturmuş kemalın en son zirveye
Kusursuz cemalin bir aya benzer.

Alnına yazılmış yaşam kasetin
Tahtını yıkmazsın geçtiğin setin
Lal eyler adamı tatlı sohbetin
Isıtan yüreğin dünyaya benzer.
ZEYNEP ÖZÜGENÇ
(Bir Garip Zeynep)
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Zeynep ÖZÜGENÇ

ZAMAN TÜNELİ


ZAMAN TÜNELİ

Gözlerimi ellerimle kapatıyorum
Sonra yüzümde dolaşan bir hayal
Kulaklarımda uğuldamalar başlıyor
Bir yerden oluşmuş kaçaklar gibi
Çın çın çınlıyor…
İki bacağımın arasına alıp başımı
En kalın perdeleri çekip gözlerime…
Dünya ve ben arasına set çekiyorum
Duymak istemiyorum
Görmek istemiyorum
Kendi eksenimde dönüp duruyor
Bir yukarıda, bir aşağıda oluyorum
Çocukluğumdaki salıncakta sallanışlar
Sarı saçlı, mavi gözlü çocuk Zeynep geliyor
Gözlerimin önünde hep çocuk Zeynep
Pır pır heyacandan titrerken minik yüreği
Alnında birikirken ter damlacıkları
Ansızın suratında patlayan şamar
Silkelenip, kendine geliyor
Geçmişe selam veriyor şöyle kırk sekiz çarpı
Üç yüz atmış beş güne selam veriyor
Ve bir de göz kırpıyor
Kalan gelecekteki günlere…

27.05.2014 İzmir

ZEYNEP ÖZÜGENÇ
(Bir Garip Zeynep)
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Zeynep ÖZÜGENÇ

KEŞMEKEŞ


KEŞMEKEŞ

Herşey,yerle yeksan
Doğru bilinen.Yalan
Hapsoldu bugüne
Geçmiş,gelecek yaşanan zaman.

Kıpırtısı kalmadı.
Nedense anlamadı
Ne dediyse olmadı
Herşeyde vardı noksan

Yalnızlıktı korkusu
Ne olursa olsundu
Bir nefesti aradığı
Başka birşey değildi inan.

22.08.2014
İZMİR

Hasret Akşamları

ZEYNEP ÖZÜGENÇ (BİR GARİP ZEYNEP)
www.kafiye.net


Tarih 20 Eki 2014 Kategori: Elvan USUL

ÂŞIK’IN ÖLÜMÜ


ÂŞIK’IN ÖLÜMÜ

Âşıklar yurdunda yaya kalmış bir köle,
Rıhtımdan rıhtıma yüzer o sisli gömü.
Sonbaharlar düşer yalnızların evine,
Sen hiç güneşin ağladığını gördün mü?

Konmadan yıldızlar saçlarının teline,
Ilgıt esenlerde gezer divane gönlü.
Yırtmazdı geceleri yamalı seslerle,
Sen hiç sevdanın biçildiğini gördün mü?

Yumruklayarak suları serpse yüzüne,
Alev alev erir sevdasının kömürü.
Mahvolmaz mı sanırsın harın eteğinde,
Sen hiç ateşin yaşattığını gördün mü?

Sükûnetin zirvesindeki hayallerde,
Hicranın perçemine takılır sözlüğü.
Gün ola harman ola dese de kendine,
Sen hiç günün ümitsizliğini gördün mü?

Kendin bilip, sardın mı kendini kefene?
Yaktın mı aynada yanağının külünü?
Elinle verdin mi elini sen ellere?
Sen hiç ölünün dirildiğini gördün mü?

Elvan Usul
www.kafiye.net