şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
HU ÇEKSİN
Muharrem ayına, giren gönüller
Susuz beden, dile gelsin Hu çeksin
Kuran hatim etsin, susmasın diller
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Muhammet Mustafa(s.a.v) Resul aşkına
Şahı Merdan İmam Ali(r.a) aşkına
Kerbelada Şah Hüseyin (r.a)aşkına
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Dara durup, matem tutup yol alsın
Nefsi, kini dışa atıp pak kalsın
Gönül Kâbe’sine şefkati salsın
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Erenler ceminde aşk ile dolsun
Hacı Bektaş Veli, Yunus’u bulsun
Mevlana aşkıyla dönüp yorulsun
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Ehlibeyt, sevgisiyle dolarak
Fakir, yetim kapısını çalarak
Matem çekip kerbelayı anarak
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Gece, gündüz hakka özün bağlasın
Ya Hüseyin(r.a) diye, coşup çağlasın
Yetmiş iki, şehit için ağlasın
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
Taş olan bedeni gül eyleyerek
Yetmiş üç milleti bir eyleyerek
On iki İmamı(r.a) yad eyleyerek
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
OZANMERDAN duygu yüklü İnsanım
Ya Hüseyin(r.a) diye bitmez figanım
Muharrem ayına kavuşan canım
Allah(c.c) için niyet edip Hu çeksin.
ALİ BİLECEN/OZANMERDAN
www.kafiye.net
KERBELAYI YAŞADIN MI SEVDİĞİM?
Hafızanda üç beş sure Kuran’dan
Ezberinde taşıdın mı sevdiğim?
Muharremde yası matem tutarak
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Özünden nefreti, karayı söküp
Seher vakti kalkıp diz üstü çöküp
Hüseyin aşkına gözyaşı döküp
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Hakkın kelamını kalpte duyarak
Şükürle başlayıp mülke doyarak
Naçiz bedenini susuz koyarak
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Yezidin zulmünden, masum inlerken
Mızraklar uçuştu çadır su derken
Ehlibeytin çektiğini dinlerken
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Çağrıldılar yemin yüklü ahitle
Devrildiler gözü dönmüş yezitle
Şah Hüseyin (ra) ,Yetmiş iki şehitle
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Feryat arşa çıkar, öğle deminde
Çöl toprak yanıyor, sıcak zeminde
Sakka duasıyla Kırklar ceminde
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Sevapla günahı vicdana sorup
Bir ulu dergâha başını vurup
Hak (cc)Muhammed (sav)Ali (ra)darına durup
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
Bağdaş kurup muhabbetin köşküne
Haram olsun yoldan çıkan düşküne
Düaz sürüp On iki imam aşkın
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
OZANMERDAN can verecek dost gerek
Kılavuzsuz yol kat etmez her erek
Yakup gibi yana, yana dönerek
Kerbelayı yaşadın mı sevdiğim?
ALİ BİLECEN/OZANMERDAN
www.kafiye.net
Gönlüm Küstü
Kendin oldun aşka qanim,
Canım idin bir vakt benim,
Daha sana nasıl dönüm,
Gönlüm küstü,küstü sana.
Bu dünyanı versen bana,
Derdimden sen ölsen yine,
Muammasın,sırrsan bana,
Gönlüm küstü,küstü sana.
Kırıldım sana bir kere,
Paralandım tam bin yere,
Yalvarmakta yoktur çare,
Gönlüm küstü,küstü sana.
Düz yolunu kesti felek,
Gör ne kadar tersdir felek,
Bundan böyle olsan melek,
Gönlüm küstü,küstü sana.
Sema Dağlı
www.kafiye.net
ÖMÜR DEFTERİ
Dünyaya geldiğin anda, gece gündüz yol alırsın
Bazen düşer kalkar insan, bazen takatsiz kalırsın
Yıllar yılı çırpınırsın, doğru yolu bulmak için
Bir gün her şey yalan olur, kapanır ömür defteri.
Herkes ektiğini biçer, gelince hasat zamanı
Oku okut evladını, bilsin dünya denen hanı
İlim, imaretle uğraş, kalsın senden güzel anı
Bir gün her şey yalan olur, kapanır ömür defteri.
İmtihandır hayat bize, ona göre çalışmalı
Güller kadar dikende var, her tür şarta alışmalı
Hayra hasenata koçup, yardım için yarışmalı
Bir gün her şey yalan olur, kapanır ömür defteri.
Kibirden kinden uzak dur, bir ömür hayat satında
Günü, gün eylersin her gün, deryada yüzüp yatında
Unutma Rabbim soracak, sınav var toprak altında
Bir gün her şey yalan olur, kapanır ömür defteri.
Kayaturan gök kubbenin, altında alınan nefes
Her şey gibi oda biter, yarım kalır bütün heves
Ayrılık vakti yaklaşır, helallik isterken bir ses
Bir gün her şey yalan olur, kapanır ömür defteri.
19.10.2014 Saat : 22 14
Şevki KAYATURAN
Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi
www.kafiye.net
VURSAK ÖFKEYİ DİLE
Durmadan acı çekip, döksek her şeyi söze
Ağlatsak dağı, taşı inletsek feryat ile
Çare olur mu acep ölümü alsak göze
Boş lafların ardından vursak öfkeyi dile
Bu kırılan fidanlar ne ilk ne son olacak
Böyle gaflet içinde sönecek pek çok ocak
Bin türlü hile ile kurulur yollara fak
Canlar bir bir ölürken kıpırdamayız bile
Gerçeklere güngörmez yalanlarla katıldık
Adam bizde çok deyip ön saflara atıldık
Bak geçen senelere nasıl da aldatıldık
İçimizden çıkmışlar ne diyelim ki el’e
Bakarak gözümüze bardağı taşırdılar
Doğruluğu eğriltip yolları şaşırdılar
Her kafadan çıkan ses yayarken hışırtılar
Can bizde çok ucuz ya ondan verirler yele
Alıştık elli yıldır yalan oldu davamız
Ağıt yakar anamız yas içinde yuvamız
Ne dağımız güvenli ne de mezra, ovamız
Fırsatını bulsalar katarlar bizi sele
Gece gündüz demeden azıttılar temelli
Boş yere kendimizi kandırıyoruz belli
Yeter susmayız artık biline bundan kelli
Alırız öcümüzü haini dele dele
NİLÜFER SARP 15 AĞUSTOS 2011
www.kafiye.net
BİR ÇEKİMLİK HU ÖLÜM
Yaşam öyle kısa ki ,sanki bir günlük yolculuk misali bindiğimiz otobüste bir gölgelik mola gibi .
Kimi genç kimi ihtiyar
Kimi hüzünlü kimi bahtiyar varacak menzile. Hani bir söz vardır:
” Ana rahminden geldik pazara.
Bir kefen aldık döndük mezara…!
Aslında bir gün bile değil insan yaşamı.. Yanıp sönen bir mum gibi bir an…
Ne gariptir ki buna rağmen bu dehşet gerçeği nasıl da unutuyor inanoğlu .. Ölümü sanki yalnızca ihtiyarlar yaşayacakmış gibi aldanıyor şu fani dünyaya. Yaşamın gerçeğini tek bir cümleyle hit bir şekilde Bediüzzaman Hazretleri :
“Dün geçti bugün var mı?
Ölenler hep ihtiyar mı ?
ibretlik sözüyle nasıl da vurucu ,kulaklara küpe gibi takılası, gönüllere ibretlik bir levha gibi asılası değerde ifade etmiş.
Şu yalan dünyamızda hiç birimizin gündeminden, zihninden yüreğinden düşmemeli…! İİyilik gibi bir cennet huyu varken kötülük siretine bürünmemeli.. Ahsen-i takvîm üzre takvîm üzre yaratılmışken, Esfel-i sâfilîne düşmemeli insan..Düşüyor, sürünüyor yerlerde işte, bâtılı hak sanarak ne yazık ki
Şu koskoca dehşetli imtihan meydanında Herkes çamurunun, hamurunun gereğini yapıyor. ..Kimi cüzler artı, kimi cüzler eks-i gruplarda görevini icrâ ediyor ,Kimi dünyanın şa’şaasında gözleri kamaşıyor unutuyor kulluğunu, kimi de yaşamda ölüm gerçeğini unutmadan, kendisini özlemle bekleyen, kapısı ardına kadar açık kabir kapısına doğru yürüyüp gidiyor asilce nazlı bir kul gibi hikmete binâen
Yaşamak bir mum gibi, bir yanar söner bir an
Tırnağını geçirir, postuna bir gün ölüm
Aldanır insanoğlu, elinden akar zaman
Çarşafı çekiverir üstüne bir gün ölüm
Bir çekimlik HÛ ile yiter gider şu hayat
Tükenir gül nefesler , vurduğu zaman ölüm
Kimi cahîm direği, kimisi ehl-i bey’ât
Dayanmadan bilnmez hulkeye yaman ölüm
Sevo Can Çiçek
31.03.2014
18:46
www.kafiye.net
Yollar İnsana Gider
Sevkiyat var yarına mesele sermayede
Düşünmesinden bıkan idrak ne yana gider
Zaman mekan ötesi en münasip gayede
Aşk kapısından çıkan yollar insana gider
Sonsuzluktaki mana başlıbaşına mühim
Öyleyse bir yolcunun hakkını koruyan kim
Damladaki hikmetin sahibi ise Rahim
Doğumla duvar yıkan yollar insana gider
Ölümlü tabiatın bağrında yeşerecek
Kavuşma hayaliyle durmadan aşerecek
Mahşer gününe değin toprağa döş serecek
Yönü bakiye bakan yollar insana gider
Kâinatın düzünde bu nasıl büyük nizam
Varlıklar birbirine ya mükâfat ya haram
Zayi olmak ne demek sabırla boşalır gam
Özün içine akan yollar insana gider
Ta ezelden ebede özlem müştakı ile
’İmkansız’ yoktur deyip Yâsin’in hakkı ile
İki dağ arasında şartlara bakı ile
Her yanı Âdem kokan yollar insana gider.
Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net
KÜLE DÖNDÜRDÜN
Benim bundan sonra sanadır ahım.
Hep, sana eklensin, bütün günahım.
Senden geldi her dert, ah ile vahım.
Küstü dost yüreğim, ele döndürdün.
Yaktın bu kalbimi, küle döndürdün..
Ağlasın yüreğin, gülmesin yüzün.
Dünyayı bir daha, görmesin gözün.
Ateşten yansın hep kül olsun özün.
Göz yaşlarım aktı, sele döndürdün.
Yaktın bu kalbimi, küle döndürdün..
Dizlerin bükülsün, tutmasın elin.
Saçların dökülsün, sus olsun dilin.
Çöksün omuzların, bükülsün belin.
Beni, tağrumar bir güle döndürdün.
Yaktın bu kalbimi, küle döndürdün..
11.02.2013
ALİ ANAR
www.kafiye.net
KARA BİR DUMAN
Bir kara duman var, çöktü özüme.
Kan kırmızı, bir yaş, doldu gözüme.
Yakın olan herkes, bakmaz yüzüme.
Mevlam görmez beni boş kaldı elim.
Dertli, dertli, türkü söyler hep dilim..
Hazan geldi çöktü, durdu bağımda.
Enkaz oldu, gönlüm, kara bağrımda.
Yaz gününde, karlar yağdı, dağımda.
Mevlam görmez beni, boş kaldı elim.
Çok hazin, türküler söyler hep dilim..
Sevdam yarım kaldı, bu yüreğimde.
Dertler mekan buldu hep düşlerimde.
Ayaz çadır kurmuş, gönül bahçemde.
Mevlam görmez beni, boş kaldı elim.
Yanık, yanık, türkü söyler hep dilim..
20.04.2012
ALİ ANAR
www.kafiye.net
Belirsiz Bir Vuslat…
Vuslata varmak için kaç yol bulduysam
Yolcular belirsiz, yollar belirsiz
Ömür kesip, boyun büküp sustuysam
Sazlarda tel belirsiz mızrap belirsiz
Ağladım, feryat ettim duyarsın diye
Yetmedi isyan ettim belki kızarsın diye
Ümit ettim aşığını alırsın diye
Gel demen belirsiz, kal demen belirsiz
Her saniye bir ömrü tüketti ömrüm
Sana varmak için her gün ölürdüm
Bil ki benim bu halim bir kördüğüm
Bağlayan belirsiz, çözen belirsiz
Saç savur bedenimi zerreye ayır
Mutlu ederse seni yak cayır cayır
Bir gün aklına gelince yanına çağır
Zamanı belirsiz, anı belirsiz
Ne yapayım deli oldum senin aşkınla
Muradıma ererim bir güzel bakışınla
Cehenneme girmeden her yakışınla
Zebaniler belirsiz, gayya(*) belirsiz…
vuslatsız çınar
16.07.2012
Ömer Sabri Kurşun
www.kafiye.net
