şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Sonbaharın gelişiyle;
Çıltırtan sessizliği,
Nasılda ılgıt ılgıt esen,
Hazan rüzgarları bozar !
Şimdi; doğum sancısı gibi,
Benim gözlerimden,
Katre katre hüzün yağar.
Göçmen kuşların terk-i diyar,
Zamanıda geldi.
Rotasını belirledi,
Leylekler kırlangıçlar.
Geçer mi ? bir daha buralardan,
Turnalar !
Uzun gecelerin;
En koyu deminde demlenirken,
Kimse bilemeyecek bendeki,
Telaşı !
Firari uykularla uyanırken,
Her gecenin sabahına;
Çiğ damlaları ,
Düşüyor papatyalarıma.
Hava puslu,sokaklar ıslak,
Virane bu şehir.
Ne tadı var,ne tuzu,
Denizde yosun kokmuyor.
Hani sen kokuyordun ya !
Yağan yağmurla gitti,
Sen kokan İstanbul..!
Nuray Çakmak
www.kafiye.net
Sevdanın yoluna koymuşum başım
Hicran acısıyla hiç dinmez yaşım
Uzakta olsan da sensin yoldaşım
Ömür sayılı gün,doldurmadan gel !
Nuray Çakmak / 23.09.2014
www.kafiye.net
Açık denizler de yelkeni olmayan gemiyim,
Pusulam şaşmış ala bora oluyorum,
Sığınacak ne bir limanım var ne de sahilim.
Yakıyorum gemileri,
Ruhumun en kuytu köşeşinde,
Sönmeyeçek ateşimle.
Çiçekler büyüttüp, yediveren güller derdim,
Gönül sandalıma koyduklarıma.
Üstüme basa basa beni ezdikçe,
Esir kaldım can dediklerimin,
Yalan riya sözlerinde.
Karanlık gökyüzü kadar,
Acılarım var şimdi yüreğimde.
Oysa; ben kayan yıldızlardan dilek,
Tuttum her birine.
Öyle kırgınım , öyle dargımım,
Sormayın gitsin.
Yoruldum hemde çok yoruldum;
Korkuyorum artık sevmekten,
İnsanlara güvenmekten.
Ne kaldıki şurda bir kaç nefes.
Dünlerim ihanetin gölgesinde,
Yarınlarım ise kayıp,
Acıların arifesinde.
Nuray Çakmak / 30.10.2014
www.kafiye.net
Altaylardan, himalaya dağından,
Üç kıtada çınlar türkümüz bizim.
Tarihin ilk emekleme çağından,
Cihana ışıktır ülkümüz bizim.
Tarihe cihangir mührünü basan,
Geçtiği toprağa kubbeler saçan
Bir çağı kapatıp, bir çağı açan,
Allah’u-Allah der süngümüz bizim.
Üç kıtada atım oynamış benim,
Mora’da aşım kaynamış benim.
Ecdadım kötü söz duymamış benim,
Bin dua gizlidir şükrümüz bizim.
Bu dava ki; mefkûrenin özüdür,
Kan-ı şühedanın cennet yüzüdür.
Bizi öven; peygamberin sözüdür,
Kur’an kokuludur görgümüz bizim.
Diksem merihe; ak yıldız, hilâli!
Güneş sevdalanır görse bu hali
Yunus emre, bir mevlana misâli,
Çağıldar aşk ile gönlümüz bizim.
Bizde sevda, bizde şeref, bizde ar!
Sadrımızda imân, yürekte o yâr.
Payidar elbette mahşere kadar,
Al bayrak altında ömrümüz bizim.
Türk mührü vardır, yetmiş iki dilde
Bülbül sevdasında, kırmızı gülde
Cihanın çeşminde, yedi düvelde,
Her demde söylenir türkümüz bizim.
Saffet ÇAKIR
www.kafiye.net
Daha sabahın ilk vakitleri sensizliğin ilk günüydü
Hiç kalkmak istemiyordum ,
Senin beni her sabah öperek uyandırdığın yataktan,
Bir durgunluk var üstümde , şimdi,
Üstüm başım sensizlik kokuyor, ve ben üşüyordum,
Gözyaşlarım kurumuş,
Yanaklarımdan süzülmüş, ve ben gülüyordum
Ağlayan yüreğime teselli olsun diye,
Biliyorum ne yaparsam yapayım nafile,
Matemi var şimdi yüreğin,
Bu gün çok akla gelen olur, ziyaretçisi çok olur yüreğin,
Ne yemek yemek istiyorum, nede dışarıya çıkmak istiyorum
Yatak odasının duvarına bakakaldım öylece
Beyaz düşlerime esir olan karanlık odamda
Şimdi sen geldikçe aklıma
Gözlerim doluyor,
Nefesim daralıyor,
Yuttum içimde her ne varsa…
Dört duvar dillendi sessizliğinde !
Avutuyor yüreğimde beni,
Öpüyor senin hiç öpmediğin gibi
Şimdi sana karşılık versem hüsran,
Vermesem sessizliğime olmayacak derman ,
Söyle bana ben şimdi ne yapayım!
Hatun Yılmaz
www.kafiye.net
Kadınım Sen Nasılsın?
Kadınım sen nasılsın?
Beni sorarsan hep aynı!
Sigaramı aldım elime, gözlerim ağlamaklı!
Sobam bir yanıp bir sönüyor!
Üşümüşüm onu bile hissetmiyor bedenim!
Annem yemeği yapıp dolaba koymuş,
Onu bile almaya üşendim her zaman ki gibi!
Biliyorum sen olsaydın hazırlardın,
Çoktan içmiştik bile çayımızı!
Gittin gideli hiç yok, ağzımın tadı!
Dün arkadaşlar çağırdılar maça!
Kaybettik
Görseydin halimizi
Çamurlu ayakkabılarla girdik eve !
Hiç yok ki söylenen!
Kızardım sana!
Hep karışırdın bana!
Hiç susmazdı dilin!
Hep sağa sola söylenirdin!
Ama özledim!
Kızmalarını, bağırıp çağırmalarını,
ve sana ters çıktığımda küsmelerini bile özledim!
Hiç tadı yokmuş, yalnız kalmanın!
Anlamını yitirmiş günlerim!
Seninleymiş en güzel günlerim!
Şimdi anlıyorum!
Ve gözlerim hep kapıda, gelirsin diye bekliyorum!
seni çok özlüyorum!
Duvarlarla konuşuyor oldum nicedir!
Pas tutmuş yüreğim!!
Günlüğünü aldım elime, ilk defa özelini okumak istedim!
Aman Allah’ım birde ne göreyim!
Her gününde beni nasıl sevdiğini yazmışın!
Ah be gülüm ! Ben seni hiç mi anlamamışım!
Zamanımı boşa harcamışım!
Seni üzmek değildi, inan amacım, yalnız kalmak mış tek ilacım!
Şimdi anladım!
Sensiz hiç bir şeyin tadı olmadığını,
Yalnızlığın hiç ten ibaret olduğunu,
Yalnız kalınca anladım!
Ne olur dönsen, gelsen de demlesen çayımı,
Hiç sönmese sobamızın dumanı,
Ve gözlerim gözlerine bakmalı!
Kafesimizdeki güvercinler de artık özgür kalmalı,
Özgürce dolaşmalı dört bir bucağı!
Tabi ki önce bu can canına,
Cananına kavuşmalı,
Seni çok seven yarım akıllı, aptal kafalı,
Ama sadece sana sevdalı!
Gidişinle dizelere döktüğün bu adamı,
Affet be kara sevdalı!!!!
Hatun Yılmaz
www.kafiye.net
İki Kişi Arasındaki Sevginin Anlamı
Sevgi, insanın karşısındaki kişiye değer vererek onu ne kadar çok sevdiğini, ona saygı gösterdiğini ve hislerini, duygularını onunla paylaşmak istemesidir diyebilirim. Bana göre sevginin tanımı bu. Tabi sevginin tanımı budur ama başkasına göre diğer insanlar benim düşündüğüm gibi düşünmeyebilirler, daha farklı, daha ayrıntılı, hatta daha eğlenceli veya faklı bir şekilde görülebilir, tanımlanabilir. Kişiden kişiye göre değişebilir, göreceli bir kavram ortaya çıkmış olur…
Gece gördüm sabahı yok,
Sevda gördüm penahı yok,
Aşkımızın günahı yok,
Nasıl kıydın bu sevgiye?
İsteğini bildirmedin,
Birce kere güldürmedin,
Ne sevdin,ne öldürmedin,
Nasıl kıydın bu sevgiye?
Aşk yolunda tuzak kurdun,
Düşman olup darbe vurdun,
Yar neden gönlümü kırdın,
Nasıl kıydın bu sevgiye?
Seven insan hayin olmaz,
Yar yarından ayrı kalmaz,
Hazan vursa bu aşk solmaz,
Nasıl kıydın bu sevgiye?
Gelde beni çocuk sanma,
Hata edip sonda danma,
Daha benden vefa umma,
Nasıl kıydın bu sevgiye?
Sema Dağlı
www.kafiye.net
Yine gerisin geriye sevdim ben seni.
Kokun esir aldı tüm bedenimi.
Nasıl rüzgar geriye esip savuruyorsa saçlarımı,
İşte öyle esiyor kalbim kalbine.
Ben seni gerisin geriye sevdim!
Bir kuşun kanadı kadar güçlü,
Bir kelebeğin kanadı kadar narin;
Ben seni görmeden sevdim…
Ülkü KORKMAZ
Naci Şensoy Anadolu Lisesi
10-D Sınıfı
Karabağlar/İzmir
www.kafiye.net
Göçmen bir kuştum
Kapına geldim.
Gidecek yerim yok,
Sana sığındım.
Sonum olduğunu bile bile
Sana geldim seve seve
Bundan sonra sadece seninim
İstenmediğimi bile göre…
Ülkü KORKMAZ
Naci Şensoy Anadolu Lisesi
10-D Sınıfı
Karabağlar/İzmir
www.kafiye.net