ÜNİVERSİTELİ GENÇ

Geçenlerde alış veriş yaptığım bir mağazada, neşe ve korkunun evladını kalbine hapsetmiş genç bir bayanla karşılaştım. Öyle hayat dolu, öyle pozitif enerji kaynağı gibi gülümseyen dudaklarından süzülen sözlere şahit oldum istemeden.

Uzun bir maratonu başarıyla kulaçlamış ve sonunda üniversitede okumaya hak kazanmış. “ işte oldu, sonunda başardım, bi okulu bitireyim başka hiç bir şey istemem daha ” diyordu iş yeri sahibine. Yoğun bir temponun ardından gelen başarının sebep olduğu şaşkınlık diyorum sözlerine. Zira hayat henüz onun için başlamamıştır ki; o “başka bir şey istemem” deme hakkını kullansın.

Dört yıllık üniversite serüveninde, farklı bir memlekete gitmenin, ilk hasretin, ilk yalnızlığın, ilk kendi kararını kendi hür iradesiyle vermenin, ilk yanılışların, ilk yanlış arkadaşlıkların, ilk nâmekân kalışların, ilk feleğin sillesini tadışların şokunu atlatmadan ; “hayattan başka bir şey istemem” demek ;“bekara eş boşamak kolay gelir” gibi sözlerin ne kadar doğru mantıkla söylendiğini ispatlar bizlere.

Pek çok acı ve tatlı ilklerin yaşandığı üniversite hayatından sonra ne olacak? Bitecek mi ilkler, bitecek mi beklentiler, kuruyacak mı hayat suyu orada? Peki, ne olacak?

O genç gibi, daha nice ümitlerle, bir meslek, bir zanaat edinmek adına üniversite kapılarını aşındıran tüm o taze fidanları neler bekleyecek? Daha kaç labirentin şampiyonu olmak zorundalar emellerine ulaşmak için? Dördüncü yılın ardından, el gibi bir kâğıt parçası tutuşturulup ellerine, “geldiğiniz yere geri dönün” mü denilecek? Evet! Sanki hiç mürekkep yalamamış, hiçbir artıyı kalbine, beynine eklememiş bir sürü insan salınacak meydana. Başarılılar arasındaki başarılıların ufak bir şansı olsa da, pek çoğu kendi âlemlerinde arayacak ekmeklerini. Bileziği paha edemezse şayet, ya aç kalacak ya da aç bırakacak.

Mağazada gördüğüm o genç, henüz dördüncü yılının sonunu göremiyor ki, büyük hedefleri olsun hayattan. Ufkunu açamamışız ki, düşmeden geçsin yollardan. Biz bizi eğitememişiz ki, yaşamışız hep yorulmadan.

“Eğitim, eğitim, eğitim, her şeyin başıdır eğitim” diyen efendiler, hali hazırdaki eğitim sistemini kaoslardan düze, saraylardan köye, kâğıtlardan beyne çıkarmanın, yaymanın, yazmanın zamanı hala gelmedi mi?

Elvan USUL
Eylül / 2007
www.kafiye.net