87/4 LER YOLA ÇIKTILAR
Eledim, eledim höllük eledim,
Aynalı beşikte yavrum, bebek beledim
Büyüttüm besledim, asker eyledim,
Gitti de gelmedi yavrum, buna ne çare…

Çok eskilerden beridir, adettir bizde asker uğurlamalar. Davullu, zurnalı al bayraklarla saatlerce şenlik yapmalar…
Bugünlerde de yine eski güzelliğiyle ama biraz daha acıklı duygularla, pek çok yerleşim yerlerinde çeşitli asker uğurlamalarını görmekteyiz. Acıpayam ilçemizde de keza öyle… Yaklaşık bir aydır asker şenlikleri düzenlendi, hazır askerler arkadaşlarıyla birlikte, son bir kez toplanıp eğlendiler. Asker duaları yapıldı, yakın çevrelerindeki tanıdık tanımadık herkes duaya iştirak etti. Asker mevlitleri okutuldu, evlatlarımızı her çeşit bela, kaza ve özellikle PKK saldırısından korunması için.
Pazartesiden bugüne de halk sokaklara dökülmüş, en önde dedeler babalar ellerine Türk Bayraklarını almış, coşku ve gururla evlatlarını yolcu ediyorlardı. “Benim oğlum da büyüdü, asker oldu, vatanı için vazife başına gidiyor” diye diye gururla sarıldılar oğullarına. Bir yandan da vazifenin şerefinden bahsedip güç veriyorlar. Annelerin ise içi biraz daha buruktu. Nasıl olmasın? Evladı doğu illerine giderse orada terörle karşılaşır da şehit düşerse… Kim bilir daha nasıl senaryolar çiziyordu aklında anneler? Yukarıdaki o yanık Türkünün gerçek olmasından korkarak ve bir o kadar da isteyerek seve seve yolladılar evlatlarını. Ve 87/4 tertiplerine katılıp gitti göz bebekleri.
Acemi birliklerine gönderilen evlatlarımızın gözlerinde zerre şüphe yoktu. Zira onlar terörle mücadelede görev almayı kutsal bir vazife bilmişler. Anne, babası, ailesi, köylüsü ve milleti onun verdiği mücadele ile rahat uyuyabilecek. Bunun bilincinde olan Türk evladı elbette gözünü bile kırpmadan çıkacaktır yola. Evlatlar böyle bir mükemmel zihniyetle gitseler de geride kalanlar; onlar dönünceye kadar televizyon başından ayrılmayacaktır. Hele ki; gittiği birlikle ilgili bir haber duyduğunda herkesi susturacak, gözünü kulağını dört açıp yüksek kalp çarpıntısı ile “acaba benim oğlumun da ismi geçecek mi?” diye bekleyeceklerdir. Ve bir 15 ay böyle sürüp devam edecektir.
Peki, bu anne babaya işkence değil midir? 15 ay evlatlarıyla birlikte aynı birlikte vazife yapsalar hatta PKK ile burun buruna çarpışsalar bu denli acı çekerler mi ki? Sanmam.
Belki de ikinci bir kurtuluş savaşına ihtiyacımız var. Anne babanın iç acısı dindirmenin, evlatları üç beş çapulcunun kurşunlarından korumanın belki de en kestirme ve en garanti yolu bu.
Tüm vazife başındaki ve yeni giden askerlerimize hayırlı teskereler diliyorum. Bir Türk evladı olarak burada onların sayesinde huzurlu ve rahat olduğumu biliyor onlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Askerlerimizi yine tam bir coşku ve heyecanla uğurlayacağımız günlerin en kısa sürede geri gelmesi için; hükümetimizin gerekeni yapmakta hızlanmaları gerekmektedir. Süre uzadıkça zayi artacak, zayi arttıkça halkın acısı artacak, halkın acısı arttıkça da iç ayaklanma kaçınılmaz olacaktır.

Elvin UYSAL
19.11.2007
hizmet gazetesi
www.kafiye.net