şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Hep aynı masalla avuttuk kendimizi.
Yaşadığımız her şey tecrübe. Yediğim her kazık beni akıllandırdı. Sevdim suçlu değilim, gittiyse o kaybetti ben değil. Dost dedim sırrımı açtım güvenmekle hatamı yaptım?. Akrabam kan bağım var onun yanında olmayacağımda kimin yanında olacağım. Üzüyor mu beni olsun, canı sağ olsun. Tabi ki borç vereceğim o benim arkadaşım, ödemiyor mu bir daha vermem olur biter. Bu liste uzar gider….
Ne çok şey yapmak istemiştin oysa..
Yine gerçekleşmeyen düşler, bitmeyen sorunlar, ödenemeyen borçlar, kazanılamayan sevgiler, kurulamayan düzenlerle yolculadın bir yaşını daha..
Ne garip… Her sene dönüp arkana baktığında değişen bir şey olmuyor artık…
Ama sen buna alıştın nasılsa…
28 Ocak 2008 Pazartesi sabahı
Aramızdan o sabah ayrıldın… Ve seni 29 Ocak 2008 de ebedi istirahatine uğurladık.. Tam 7 yıl oldu.. Dile kolay, 7 koskoca yıl.. Ama ne aklımızdan, ne yüreğimizden nede yaşamımızdan hiç ayrılmadın. Biz seni yaşatmaya devam ediyoruz babam.. Ömrümüz oldukça da yaşatacağız.. Ki.. satırlarımda hep sen var olacaksın, var olmaya devam edeceksin
Ne çabuk geçiyor yıllar.. Yine bir yılı daha geride bırakıyorum. Bu yıl bana bu
defa çabuk geçti gibi geldi. Yaşlanmaya başladıkça yaşam daha mı hızlı akıyor
sanki.. Hiç olumsuz düşünmek istemiyorum, bu yüzden yılı düşünürken iyi şeyler
aklıma geliyor. Yaşadığım ve bundan sonra daha sık yaşayacağım sağlık
Bu yılın her yıldan bir farkı yok aslında.. Laf da değil gerçekte de zaman su gibi akıp geçiyor.. Önemli olan geçen zamanı düşündüğümüzde, geriye dönüp baktığımızda gülümseyebilmek.. İyi ki yaşamışım diyebilmek..
Dedim ya bu yılın her yıldan bir farkı yok aslında.. Benim için farkı var sadece..50 Yıl.. Koskoca 50 yılı geride bırakıyorum.. Aynaya baktığımda gördüğüm yüz bana kendimi kötü hissettirmiyor. Sanırım son 5 yılı güzel geçirmenin sonucu bu..
Evet güçlü kadınsın..Çok şükür kimseye hiç bir şeye hiç kimseye ihtiyaç duymadan yaşarsın… Hatta artık sen herkese ihtiyacın olduğunda koşarsın. Kime ne lazım ise verirsin, alırsın. Sen ararsın, sorarsın Ama bir gün bir rahatsızlığın olur, doktora gitmek zorunda kalırsın. O gün, sadece o gün bir anda kendini güçsüz hissedersin. Bir anda kendini yapayalnız hissedersin, aciz, ürkek.. Bilirsin aslında üstesinden gelemeyeceğin bir şey değildir..
Yine bir yılı daha geride bırakıyoruz sizlerle birlikte. Zaman bitişlere akıyor gibi görünse de; her yıl bir yaş daha bizden alsa da, en güzel yıllarımızı yaşıyoruz biliyorsunuz değil mi?
Artık her duygunun hakkını veriyoruz, doyasıya yaşıyoruz. Sabah kahvaltımızı deniz kenarında yapıyoruz yine. Ama gençlikte fark etmediğimiz tüm ayrıntıların tadına varıyoruz artık. Önce güneş içimizi ısıtıyor sonra denizin yosun kokusu ciğerlerimize doluyor. Karnımızı doyurmak için aldığımız simiti martılarla paylaşıyoruz,
Hep arkadaşlarımla sohbetlerimde bunun şakasını yaptım. Her yanlarından ayrılırken kendimi tiye aldım.
‘’Ben yaşlı ve yorgun bir kadınım. Artık sütümü içip yatmam gerek. ‘’
Hep böyle söyleyerek ayrıldım yanlarından, yada sohbetten..
Bu bir kabullenişti zaten. Yeni yaşamıma şimdiden adapte olmaktı.
Şirket çalışanı arkadaşı ile yapmıştı alışverişi.. Aldığı hediyeleri masanın üzerine koydu. Günü bitirdi.. Sabah onlara hediye paketi yaparken biran gözlerinin önünden hüzün bulutları geçti.. Çok çabuk bertaraf etti bu bulutları.. Hediyeleri verirken o değerli insanların gözlerinde göreceği o sevinç ışıltılarını düşünerek mutlu olmaya çalıştı..
Ben babamı çok sevdim.. İlişkimiz hep gözlerle idi.. Her dakika öpüşmedik, çok sık kucaklaşmadık. Belki çok samimi paylaşımlar içinde olmadık, mesafeliydik..