Kategoriler

Arşivler


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

SENİ TANIMASAYDIM

SENİ TANIMASAYDIM

Ne yapardım bilmem
Varlıgımın  temeli oldun
Hayatında bir üzüntü olsa
Gülemem üzülürüm …
Canım kadar degerlisin
Bütün iyi niyeti
Sende gördüm
Cansın kansın
Her an her dakika
Benime bedenimdesin
Ömrüm oldukca her zaman
Her yerde sen bnimlesin
Canımsın aşkımsın
Sen benım vazgeçilmaezimsin
Yüregin aşk sevgi şiirle dolu
Özlemımsın her an her dakıka
Aklımdn hıc cıkmıyansın
Savaşımın nedeni
Tüm sevgiyi ve aşkı
Sende buldum
Sen bnım hayatımın
Vaz  gecılmez  aşkısın

ZÜLFİYE DÖNMEZ
www.kafiye.net


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Nilüfer SARP

Masal Gibi

Masal Gibi

Bir şişenin içinde hapsolmuş cin gibiyim
Bu ne biçim düşünüş, ne biçim bir hesaptır
Sanki dünya sırtımda yaşlı hecin gibiyim…
Bilemem bu yaşamım ömrümde hangi baptır

Kaf Dağında oturan bir masal devi miyim,
Ankaları yakarak küllerini savuran?
Yüzyıllardır beklenen bitimsiz sevi miyim,
Yüreklere girerek aşkla yakıp kavuran?

Gezdim, gördüm olaylar fazlaca şişirilmiş
Masallar âleminde; bahtsız yaşayan çoktu
Sanki kara kazanda ateşsiz pişirilmiş
Sevda sofralarının tadı yok tuzu yoktu

Bir yola çıktım ki sır, sırlar ile çevrilmiş
Birini çözdüm derken doksan dokuzu kaldı
Neye el attı isem baktım ki devşirilmiş
Gözlerimde buğular, kalbimde sızı kaldı

Ağzı dili bağlanmış adamlar, kadın, erkek
Verilen vazifeyi yaparlar uslu uslu
Dikkat ettim baktım ki hepsi oldukça ürkek
Hepsinde boyun bükük, bakışlar puslu puslu

Gecenin bir vaktinde uçarken Kaf Dağına
Ankanın kanadında tıpkı bir masal gibi
Nil rüyadan uyandı girdi gizem bağına
Gördü gülü titrerken rüzgar yemiş dal gibi

NİLÜFER SARP
www.kafiye.net


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Nilüfer SARP

AĞLAMAK İSTİYORUM

AĞLAMAK İSTİYORUM

Sabahın kör vaktinde uyandım birdenbire
Kâbus muydu neydi bu? Kalbim korkuyla doldu
Canlı canlı koydular kazılmış bir kabire…
Bağırdım duyan yoktu toprak mekanım oldu

Düşlerimden anlayın halimi ahvalimi
Alıp götürmek için zebaniler kızakta
Çözemez hiçbir tabib kalpteki melalimi
Günlerim dertsiz geçmez huzur benden uzakta

Bir yar girip gönlüme saldı sonsuz eleme
Hiç takatim kalmadı yaşamaya derman yok
Söyleyemem derdimi ne dosta ne âleme
Bu aşk için çıkacak olumlu bir ferman yok

Gökyüzünde asılı yıldızlardan mahyalar
Yaz yaz bitmez kahırlar ömür böyle kısaldı
Bir zamanlar tatlıydı kurulan tüm hülyalar
Hayallerimi bile zalim elimden aldı

“Şarkılardan fal tuttum” papatyalara sordum
Mutluluktan haber yok bana hep hüsran çıktı
Alev alev ruhumla yürek yakan bir kordum
Söndü aşkın ateşi yerine hicran çöktü

Dinle Nil’i kemancı fasl-ı nevadan vazgeç
Elem dolu kalbime bundan böyle hüzzam çal
Ağlamak istiyorum hüzünlü şarkılar seç
Onulmaz bu yaraya sen de acı merhem çal

NİLÜFER SARP
www.kafiye.net


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Onur BİLGE

GÖZYAŞIN

GÖZYAŞIN

Gözyaşın kalbimde bir kum tanesi
Yıllardır sevgiyle büyüyen inci
Ölümsüz aşkının tek nişanesi …
Bakışın gülüşün yaşam sevinci

Avuçlarım iki midye kabuğu
Kalbim arasında artık alsana
Romansı hasrete esin çubuğu
Değdikçe şiirler yazdı al sana

Kanayan şafaktan mürekkep içip
Suskun ufuklara destan yazarak
Gümbürtüsü ile kendinden geçip
Aşk attı hasretle sana kızarak

Yaklaştı çağrıya uyma zamanı
Yüreğim yaşasın bende kalmasın
İçinde aşkımın tek kahramanı
Çürüyüp eriyip toprak olmasın

O/Nur/la ölümün hasını tattım
Yaşarken seni her özleyişimde
Sararan defteri şanla kapattım
Tükendim yolunu gözleyişimde

Onur BİLGE
www.kafiye.net


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Gülcan KORKMAZ

BAYRAM

BAYRAM
Bayram nedir? Bir tatlıyı ön yargısız yiyebilmektir. Yapanı bilirsin mesala. Annem yaptı dersin, Ağız dolusu mutlulukla Ceplerinin ilk kez delindiğ…ini görürsün, Bir avuç şeker veya bozuk paralarla, Kağıtlar en nadide köşendedir, Onları hiç hesaba katma. Tabaklar misafir olur sofrana, İçinde çeşitli renkler, Renklerin içinde hayaller. Sonra tadını bilemediğin bir şey yersin. Adına da acı dersin. Oysa çocuklar için bayram bayramdır. Zor sandığın olayların, Açıklanması bir o kadar kolaydır.  Bu gün bayramdır.
Hiç büyümesin diye dua eder annen bazen, Gülümsersin. Annenin yaşına gelince büyümek istemezsin. Ki bir daha bayramlık alma derdin olmasın. Halbuki çocuklar için bayram bayramdır. Çocuk bu yokluktan  önce varlığı öğrenir, Ya annesi vardır ya da yoktur, Ölüm kelimesi onlar için, Ya uzak bir yıldızdır, Ya da bir bayramsızlıktır…
Büyümek istediğin hiç sana soruldu mu? Bence hiç sorulmadı. Bilirim ne cebini delecek kadar, Bozuk paran, Ne de dünyayı hizaya getiren bir adam oldun. Sen çocuktun. Karanlıklarda kaldığında, Gölgeni taşıdığını unuttun. Komşuya pişenden  medet buldun…
Bu gün bayramdı bayram, Sen tasına ne koydun? Çocuklar bayramı bilir, Anlamadığı tek şey, Komşunun eskileridir. Eski olan bir şeyi giymek, Senin yeniyi  fark etmendir. Çocuklar için bayram bayramdır, Başka bir şey değildir.
Gülcan Korkmaz
www.kafiye.net

Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Saffet ÇAKIR

HATIRINA SEVDİM O ŞEHRİ…

HATIRINA SEVDİM O ŞEHRİ…

Hatırına sevdim o şehri!
Hep bahar kaldı gözlerimde,
Bahar gözlerin gibi tap taze.
Kazıdım hafızama tüm görüntüsüyle,
Hatırına suladım bütün güllerini …
Çiçeklerini, yedi verenlerini,
Birer birer o şehrin.

Hatırına sevdim o şehri!
Acımasızca kopardım dikenlerini.
Hatırın için dolaştım sokak, sokak…
Sen kokulu ağaçlarına başımı yasladım.
Cami cami dolaştım o şehri
Dualar ettim ikimiz için…
Köşedeki dilenciyi sevdim hatırın için,
Ceketimi çıkarıp giydirdim.
Cebimde ne varsa hepsini boşalttım.
Ve sen bir gün oradan geçersin diye,
Kaldırım taşlarını okşadım birer, birer
gözyaşlarımı akıttım çaresizce.
ve bir gün saçlarına düşer diye,
Güneşin sarı saçlarını öptüm, kokladım.
Bulutların ak saçlarını okşadım
Kuşlarına el salladım o şehrin.

Hatırına sevdim o şehri!
”Güzel Isparta güllerim var’’diye bağıran
sokaktaki çiçekçiyi sevdim hatırına…
Bütün güllerini alıp dağıttım kapı kapı
Hatırın için…
Nergis kokulu dağlarının göğsünde uyudum.
Ezanlarıyla uyandım o şehrin.
ıslak gözlü bulutların gözyaşlarını sildim.
Ümitlerimi ektim toprağına o şehrin,
Bir gün yeşermesini bekleyerek…

Hatırına sevdim o şehri!
Akşam güneşin batışını izledim
İçin, için yanarak…
Senin kaybolup gittiğin gibi,
Bir tepeden son kez baktı gözlerime
Veda etmeden kayboldu güneşim.
Hayatın son oyunuydu bu acımasızca
Yüreğime kor, kor ateş düşüren,
O şehri sevdim hatırın için…

Saffet Çakır
www.kafiye.net


Tarih 17 Eki 2013 Kategori: Safiye SAMYELİ

ÖĞRET HADİ

ÖĞRET HADİ

Doğmuyor umutlarım gecelerim isyanda
Umudu geleceğe katmayı öğret bana
Burası yolun sonu bitti dediğim anda
Dertleri beş paraya satmayı öğret bana

Gecenin bir yarısı kalem raksa duruyor…
Yazdığı her mısrada bin bir soru soruyor
Cevapsız bu sualler her zerremi yoruyor
Huzur denen şarabı tatmayı öğret bana

Gölgem çok büyük ama bil ki ben çok küçüğüm
Dökülüyor her yanım harabeyim göçüğüm
Deli sayılmam lakin biraz aklı kaçığım
Hayaline sarılıp yatmayı öğret bana

Sanki diken serili hayat denen yolumda
Kapanmaz yaralarım depreşirler solumda
Tükendim artık inan takatim yok kolumda
Acıları umuda katmayı öğret bana

Diyorsun ki; düşünme her şerde bir hayır var
Biz hayırı beklerken yürekten eksilmez kar
Şu koskocaman cihan dar geliyor artık dar
Her şeyi bir kenara atmayı öğret bana

Nacizane dizelerime ses olan Sayın; Abdurrahim Kahraman abime sonsuz şükranlar sunuyorum.

Denizli/17.10.2013
Safiye SAMYELİ

Tarih 16 Eki 2013 Kategori: Afet İnce KIRAT

YAPAYALNIZ BİR BAYRAM SABAHINDA

YAPAYALNIZ BİR BAYRAM SABAHINDA

Gözyaşım mı bu bayram sayfalara damlayan
Ve yazgıma sıkılan özlem desenli kurşun
Diner mi mesajlarla sürükleyen çağlayan…
Takılıp gider miyim kanadına bir kuşun?
Geçmişe yaslanarak bir hayal kurmalıyım
Şakağından hasreti çekip de vurmalıyım.

Şahlanıyor bu sabah içimdeki yağız at
Dizginlemek faydasız koşuyor tepe ova
Satmalıyım eskimiş anları haraç mezat
Gelecek almalıyım yerine kova kova
Ekmeliyim onları toprağıma emekle
Ömrüm geçmesin diye artık emeklemekle.

Mühürlenmiş gülüşler bekliyor yanağımda
Kim açacak bu bayram yüzümdeki bağları
Kim ziyaret edecek gizli sığınağımda
Mutluluktan coşardım çınlatırdım dağları.
Üstümüze çökmüşken gam nakışlı sızılar
Çabalamak çaresiz değişmiyor yazılar.

İmkânları sınırlı zavallı evlatlarım
Dilerim her gününüz bayramdan güzel olsun
Gönlüme yamalanmış can parçam hayatlarım
Bestelenmiş nağmeler yüreğinize dolsun.
Yalnız geçse de bayram içimde ettiniz yer
Ezanlar okunurken sizi andım bu seher.

Afet İnce Kırat
www.kafiye.net


Tarih 16 Eki 2013 Kategori: Nilüfer SARP

Eski Bayramlar

Eski Bayramlar

İşte bayram sabahı yine kalktım erkenden
Neden huzursuzluk var içimde bilmiyorum
Beni düşündünüz mü bırakıp ta giderken…
O eski bayramların tadını almıyorum

Ana babasız bayram bu kaçıncı saymadım
Kan damlar yüreğimden ben onlara doymadım
Vefasız oldu dostlar bir tatlı söz duymadım
Gamdayım siz gideli tadımca gülmüyorum

Günler önce başlardı bayramların telaşı
Nasıl yapılır bilmem özeldi bayram aşı
Hiç yoktur o günlerin bir benzeri bir eşi
Ben artık bayramlarda güzellik bulmuyorum

Çarşı pazar gezilip bayramlık alınırdı
Yastık altına konur çok mutlu olunurdu
Bayram heyecanıyla uykuya dalınırdı
Şimdi bilmem nedendir bahtiyar olmuyorum

Nilüfer çok özlüyor o eski bayramları
Boyanmış pencereler ve silinmiş camları
Ruhuma hüzün verir arefe akşamları
Yastayım çağırmayın,bayrama gelmiyorum.

NİLÜFER SARP________7.EYLÜL.2010
www.kafiye.net


Tarih 16 Eki 2013 Kategori: Afet İnce KIRAT

ASLA DAYAK YEMEDİM

ASLA DAYAK YEMEDİM

Erim beni incitmez ne güzelmiş kaderim
Okşar sever ayda bir öğrenmedim özlemi
Onun kulu olurum “Yeter ki emret” derim…
Yüzüm değer eline açıksa çayın demi
Bu ne biçim iftira aman sen de ilâhi
Ahırda süt sağarken öküz tepti billâhi.

Beni sever bilirim güvenirim erime
Acıyıp bakma komşu huzurluyum rahatım.
Sakın ha kıskançlıktan erim erim erime
Okşanmaktan yoruldum ondan istirahatım.
İnanmadın mı yoksa söylediğim sözüme
Aniden rüzgâr çıktı kapı çarptı gözüme.

Bir öpücük kondurdu leblerimde gül açtı
Yediverenmiş cinsi solmak nedir bilmedi
Sivri dikeni battı ondan huzurum kaçtı
Şâfi’nin adı bile kızıllığı silmedi.
Patlayan bu mayından kalmadı ağız tadı
Dayak falan yemedim sadece uçukladı.

Şikâyet etmem asla söyleyemem suskunum
Gözyaşıma aldırma mutluluktan akıyor
Elek duvarda kaldı yere saçıldı unum
Erim yaman adamdır bana iyi bakıyor.
Geçende sen anmıştın birden tuttu hıçkırık
Dengem falan bozuldu o yüzden kolum kırık.

Hastahane odası bilmem neden yurt oldu
Kimsenin suçu yoktur bu benim kara bahtım
Düşündüm de içime birden bire kurt doldu
Günbatımı olmuşum sanırdım ki sabahtım.
Gökten inen meleği konuk etti bu hane
Ölüm gelmiş cihâne, bıçaklanmak bahane…

Afet İnce Kırat
www.kafiye.net