Kafiye.Net

MUTLU AŞK YOK DERLER

Mutlu aşk yoktur derler..
Bunun tersini ararsın her dakika, her an.
Aklından binlerce senaryo geçer, binlerce aşk yaşarsın bir bakmışsın ki kolların bom boş yine.
Günlerce kafanda kurgularsın ilk buluşmayı, günlerce prova yaparsın ayna karşısında heyecanını atmak için ama yanına gittiğinde konuşamazsın yine.
İçin kıpır kıpırdır anlatacakların yanardağ gibi dilinin ucundadır ama ya kaybedersem korkusu birden sarıverir tüm yüreğini ve kelimeleri hapsedersin tüm içten çığlıklara rağmen sözcükler kirpiklerine nem olur kalır gözlerinde.
Bunca acı, bunca aşka sancı yine de mutsuz etmez seni.
Aklına geldi mi sevdan yüzünde bir tebessüm olur gözler kopar bu dünyadan aşkın kollarına yol alır.

Düşündünüz mü aşk insanı eninde sonun da mutlu mu eder mutsuz mu?

Aşk nasıl yaşanırsa yaşansın bence sonunda mutsuz eder. Aşkın dünyası Gökkuşağı gibi sihirlidir. Yaşamayan da bu cazip edici anları yaşamak, yaşayıp acı çekende tekrar tekrar yaşamak ister. Sarmaşık gibi sarmıştır tüm bedeni. Akrep zehrini akıtmıştır. 
Titrersin acır her yanın koparsın dünyadan ama ufukta da olsa koşarsın yine ona.
Aşk için alınan her nefes, sana can mı katar canından alıp ölüme mi katar?
Aşk acısı öldürse de seni her an sen öldüremezsin onu hiçbir zaman….

Gürhan OLCAYTÜRKAN
www.kafiye.net

KADER DEĞİŞMEZ

Nedendir, sebebi asla bilinmez.
ALLAH kullarını imtihan eder.
Ne kadar aransa suçlu bulunmaz.
Yazan çoktan yazmış, değişmez kader

Çocuğu doğunca hane sevinir
Güzel bir bebekle, herkes övünür
Evladında özür varsa dövünür
Aileyi sarar sonsuz bir keder.

Anneler, çocuğun artık dilidir
İşitmez kulağı, tutmaz elidir
Yüreğinden taşan sevgi selidir
Nereye giderse onunla gider

Onlar için oyun sahası yoktur 
Okula gidemez dertleri çoktur
Çocuklar nimettir anneye tektir
Anne külfetini sabırla öder.

Şefkatle sararak yavrum demeli
Elinde değildir yazmak ameli
Sağlıklı görmektir arzu emeli
ALLAH’A sığınır medet ya RAB der.

Özür ALLAH’tandır, suç,günah değil.
Önce hilkat nedir bunu iyi bil.
Hepinizi sevdi, tek tek öptü NİL
Sizi anlamayan, olsun derbeder.

NİLÜFER SARP_____11.MAYIS.2010 
ENGELLİLER, GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…
www.kafiye.net

BİR GÜN BİR ŞİİR GELİR!

Bir gün bir şiir gelir
Sessiz sedasız.
Çalar kapımı seher vaktinde
Ucu yanık kelimeler uçuşur gözlerimde
Semadan ateşler damlar irili ufaklı
Ufuklar yanar, ben yanarım.
Dingin sular dinlenirken içimde
Yüreğimde demlenir en içli heceler.
Kelimeler gelir ayakları yere basmadan
Güneş vurur pencereme
Bir ilkbahar sabahı…

Bir şiir gelir 
Sessiz sedasız
Çalar kapımı ansızın
Ucunda sevda türküleri
Yarına düşer sel yangınları
Bir kırlangıç konar omuzlarıma
Yüreğim ki korkar haykırmaktan
İçinde uyuyan prensesi uyandırmamak için.

Ve bir şiir gelir
Elinde salkım saçak düşlerle
Ve bahar kokulu çiçeklerle
Yüreğimin şirazesine değer
Nakış, nakış…
Ve sen
Dağ yamacında açan çiçek 
Gül dalında gonca.

Kimbilir nerden koptun geldin
Ey Leyla kokulu şiir! 
Ayağının tozunda çöl kumları var.
Ferhat’ın dağlarında gezen sen miydin? 
Hüzün kokar nasırlı ellerin
Yoksa Kerem yangınından kül mü getirdin? 
Sen miydin yoksa, 
Yüreğimin enginlerinde ağlayan…

Ey şiir! 
Geleceksen aşkın o safir adıyla gel
Bir bahar tadıyla gel! 
Vuslata çıksın yolların
Bir turna kanadıyla gel!

SAFFET ÇAKIR
www.kafiye.net

KENDİ SOYUNDAN

Akrep, çıyan, yılan; ne ararsan;
El değil kendi adından.
Yaz günü menekşe kurtaran,
Kem gözlerle yuva dağıtan,
Zannedersin hain dışarıdan,
Ne gelirse vallahi kendi soyundan.

Hasret kalırsın yüzlerine darda iken,
Bir teselli bir teselli ararken,
Ahbap olursun senden yer içerken,
Ne gelirse vallahi kendi içinden.

Arama sınırların ötesinde,
Düşman dediğin dizinin dibinde.
Öyle sunarlar ki bir zehirli kaymak,
Yuvandan da olursun, gülümsemelerinden de! 

Ağustos 2003
Elvan USUL
www.kafiye.net

ERİMEYEN MUM

Döktüğümden beri dünya seline ilk damlamı,
On dokuz yılım geçti aradan, yana yana!
Coşturdum kimi zaman, nice ırmakları,
Kimi zaman sustum, yana yana!

Menderes derim, ömrümün çizgisine,
Bir önde, bir yanda yazılıyım, sayfa sayfa!
Hangi satırda yorulur gözyaşım, söyle,
Şöyle sürer mi mutluluğum, sayfa sayfa!

Tepedeyken ısıtırım içimde güneşi,
Saçarım ovaya yıldızlarımı, gece gece!
Sen mi korkutacaksın ey, karanlık beni!
Bir daha yakarım geceni, gece gece!

Yine hüzün satırlarım gelecek, biliyorum,
Hep yolladım onları içimden, posta posta!
Bu defa başka “yalnızım” diyorum,
Pul diliyorum göndermeye, posta posta!

Zannetme ki, karanlık, sana yenildim,
Büyüdü içimde umudum, dünya dünya!
Doğdu işte güneşim, yerde taşım, havada kuşum,
Şimdi çok mesudum, “seviyorum” dünya dünya!

Dediler ki; bir mumdu Elvan erimeyen,
Dost delisini oynardı, perde perde!
Duyuldu namı, umut yoluna giderken,
Aşkı dağıttı gözlerinden, perde perde!

Elvan USUL
2000
www.kafiye.net

NEDEN?

Açık yürekle konuşan bir insan çıksa, dünyada
Anlatsa, gösterse dünyanın bucaklarını,
Anasının nikâhını isteyip sırtlanan var iken
Aydınlarımız prangalı NEDEN?

Amanı kesilip aman dedirtip ayak kapanan
Ayasofyada dilenip Sultanahmette sadaka veren 
Bana mısın demeden çekip giden
Bunlar var iken aydınlarımız NEDEN?

Gözleri velfecri okumuş zarar hacimli
Dostluktan nasipsiz esir temsili
Bana mısın demeden çekip gideni
Bunlar özgür de aydınlarımız NEDEN?

Nisan 1994
Elvan USUL
(13 Yaşımın şiiri)
www.kafiye.net

BARIŞ  İSTİYORUM

Gökyüzünün mavisinden,
Suların berrağından,
Güneşin sarısından,
Ayın beyazından,
İstiyorum!

Barışın sürdüğü,
Çocukların hep güldüğü,
Dostluğun yürüdüğü,
Bir yaşam istiyorum!

Savaşın olmadığı,
Kimsenin ölmediği,
Yalanın dönmediği,
Bir ülke istiyorum!

Çimenler, yeşillikler!
Bir de tutulan sözler!
Bir çift gülümseyen gözler,
İstiyorum güzellikler!

Sevgiye, güzelliğe;
Koşalım kardeşliğe,
Hep birlik olalım,
Yürüyelim adım adım,
Gökkuşağı renklerini,
Gelin hep birlikte tutalım!

El ele tutuşalım,
Söyleyelim birlikte,
Haykıralım bir ağızdan,
Dünyayı seviyorum!
Barışı istiyorum!

Mürüvvet Şirin
Müzik öğretmen

Yayına hazırlayan
Alev SAÇLI
Türkçe Öğretmeni
www.kafiye.net

ANNE OLMAK

Gülen gözlerine bakmaya doyamam!
Çiçek açmış gül yüzüne kıyamam,
Verdiğin emekleri asla sayamam,
Senin gibi yar var mı anneciğim ?

Beyazlarla süslenmiş saçlarına,
Yumuşacık sımsıcak bakışına,
Kederimi sevincimi paylaşmana,
Hayranım anneciğim sana!

Her zaman iyiliğimi dilersin,
Yaramazlıklarımı görmezden gelirsin,
Kızsan bile güler geçersin,
Benim hep gülmemi istersin.

Hasta olduğumda uyuyamazsın,
Sabahlara kadar başucumda kalırsın,
Üzüntüme dayanamazsın,
Bana asla kıyamazsın.

Sen , karşılıksız seversin,
Yavrundan sevgini esirgemezsin,
Yedirirsin , kendin yemezsin,
‘’ İşte anne olmak böyle ‘’ dersin !   

 Alev SAÇLI
 Türkçe Öğretmeni

NASIL MI?

                   Öğretmenin görevi nedir? Bize hangi konuda yardım eder ya da bize ne katar? Peki biz öğretmenlere nasıl davranıyoruz? Bize hangi konularda yardımcı olurlar? Peki bu soruların cevaplarını hiç düşündünüz mü?

                 Öğretmenlerin görevi bizi topluma kazandırmaktır. Nasıl mı? Bize dersleri, ahlakı, iyi ve kötü davranışları öğreterek aslında bizi topluma kazandırır, ama bazı öğrenciler tembel oldukları için çalışmazlar,  işin daha doğrusu çalışmak istemezler. Bu da öğretmenlerimizi üzer. Öğretmenler bizim sorunlarımızı dinleyerek çözüm yolları arar.

                     Öğretmenler aslında bizim anne ve babamızdırlar da. Biz öğretenlerimize onların bize yaptığı bunca iyilik karşısında çok kötü davranıyoruz, aslında öğretmenlerimize iyi davranmamız gerekir. Ama biz öğretmenlerimize kötü sözler söyleyerek dersleri dinlemeyerek onları üzüyoruz. Onlarsa bizim yaptığımız bunca kötülüğün karşısında bizim iyiliğimizi istiyorlar. Bizi seviyorlar kolluyorlar düşünüyorlar, bize hiç bıkıp usanmadan dersleri tekrar tekrar anlatıyorlar.

                 Yaşamımızda öğretmenler olmasaydı ne olurdu düşündünüz mü? Öğretmenler olmasaydı; dersleri, ahlakı, okuma yazmayı, iyi ve kötü şeyleri öğrenemezdik okul denilen bir şey olmazdı. Zaten olsa bile okuma yazma bilmeyeceğimiz için okuyamazdık bunun sonucunda da bir meslek sahibi olamazdık, hayatımız boyunca zorlanırdık, nasıl mı? Bir yerden bir yere giderken okuma yazma bilemeyeceğimiz için gidemezdik, kitap okuyamazdık bunun sonucunda da kendimizi ifade ederken zorlanırdık. Şimdi okumayanlara cahil deniliyor işte o zaman bizde cahil olurduk. Peki hiç düşündünüz mü? Şimdiki cerrahlar mühendisler nasıl bu duruma geldi? Aslında bu sorunun cevabı çok basit yanıt tabi ki de öğretmenleri sayesinde. Şu an çok ünlülerse yine öğretmenleri sayesinde . Bu yüzden öğretmenler bizim için çok önemlidir onları kaybetmek istemeyiz zaten kaybetmemeliyiz.

                Öğretmenler bize ışık olurlar. İyi ya da kötü yolu seçmek, doğru ya da yanlış olmak bize kalır. Ama şunu asla unutmayın ki öğretmenlerimiz bizim her zaman iyi ve doğru yolu seçmemizi isterler….

Dilara Kara
6/E Mustafa Baykaş Orta Okulu   
www.kafiye.net     

ÖYLE BİR ADAM

Böylesi üzülmez hiç yıkılmazdım
Beni can evimden vurdu bir adam
Her güne dertleri hüzün katmazdım
Ömrümden yılları sildi bir adam

İsmini anarken dua misali
Her yerde karşımda onun hayali
Canımı uğruna adadım sanki
Her gece düşüme geldi bu adam

Neşeli günümdü ateşe kardı
Bir anda içimde volkan patladı
Ne sahte sevgiymiş canımı aldı
Kalbime hançeri vurdu bir adam

Yetecek sanırdım kalbinde olan
Şarkımız çalınca çıldırdım o an
Yoluna başımı vermiştim inan
Karşıma geçip te güldü bir adam

Nicedir ilgisiz beni yok sayar
Gördüğüm hakikat kalbimi oyar
Çekilen çileler kadermiş sayar
Canımdan bir canı aldı bir adam

Yürekte saklayıp sahip çıkana
Pişkince ellere caka satana
Secdede Allaha her yakarışta
Cehennem ateşte kalmış bir adam

İstersen af dile ister diller dök
Diz çöküp yalvarsan asla affım yok
İstersen yuvamda duvarı yık dök
Canımdan bir canı çaldı bir adam 

Nedense yüreğim artık yanmıyor
Dostlara yazdığı kalbi deliyor
Yalanla gerçeği şeytan kovuyor
Kalbimin içinde öldü bir adam

Hanife Küçük
www.kafiye.net