Kategoriler

Arşivler


Tarih 9 Oca 2014 Kategori: Safiye SAMYELİ

”ENGELLİ YÜREKLER”


”ENGELLİ YÜREKLER”

Uzvu eksik olana acıyarak bakarız
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz.
Ya topal, ya kör deriz bir de sıfat takarız
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz.

Çevremizde bunların sayısı oldukça çok
Belki kolu bacağı belki de gözleri yok
Kalpleri sonsuz derya gönül gözleri hep tok
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz

En küçük kabahatte kızıp köpüren biziz
Karşılıklı saygıyı silip süpüren biziz
Aramızda ki meşki tutup koparan biziz
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz

Onların bedenleri engelli olsa bile
Seve seve çekerler bir biri için çile
Destan olur aşkları dolaşır dilden dile
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz

Her uzvumuz yerinde olsa da neye yarar
Beyinlerimiz bomboş yürekler birer harar
Sevenler sevdiğine verirken bunca zarar
Biz mi yoksa onlar mı hangimiz özürlüyüz

Safiye SAMYELİ
www.kafiye.net


Tarih 9 Oca 2014 Kategori: Safiye SAMYELİ

ŞEHLA BAKIŞLI KADIN


” ŞEHLA BAKIŞLI KADIN ”

Yüce Rabbim şahitken yürekteki davama
Bir heves deyip geçme sana olan sevdama
Dünya denen bu handa birçok nimet var amma
…..Ballarda bulanamaz busende saklı tadın
…..Öpmelere doyamam şehla bakışlı kadın

Nice güzeller gördüm kalbe ışık saçmadı
Sevda otaklarımda kelebekler uçmadı
Kader-i ilahidir gönül senden geçmedi
…..Sanki bir dua gibi dilimde zikir adın
…..Yadı gönle koyamam şehla bakışlı kadın

Şaha kalkar duygular aşk yolunda hızlanır
Yokluğunu düşünsem ta can evim buzlanır
Söylesene bu sevda daha kaç yıl gizlenir
..…Silinmedi silinmez hafızamda ki yâdın
…..Unutmaya kıyamam şehla bakışlı kadın

Her gece düşlerim de şekillenir eşkâlin
Şafaklar sökse bile bitmez ruhta işgalin
Unutalım herşeyi ben olayım meşgalin
…..İsterim kollarımda gerçekleşsin muradın
…..Günahıma sayamam şehla bakışlı kadın

Safiye  SAMYELİ
www.kafiye.net


Tarih 9 Oca 2014 Kategori: Şerife BADISABA

YÜCE DAĞLARIN KIZI…


YÜCE DAĞLARIN KIZI…

Yaylası serindir soğuktur suyu,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!
Yiğittir efesi güzeldir huyu,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

Rüzgar bile başka eser dağında,
Lale sümbül nergis açar bağında,
Bin bir derde derman var toprağında,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

Başkadır çeşmede suyun sırası ,
Kızların bakışı gönül yarası,
Yakar yüreğini kaşın karası,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

Sevda ile akan ulu pınarım
Bulgur pilavına ekmek banarım
Memleket derdiyle her gün yanarım
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

Dokunur ellerde aşk nakış nakış,
Başkadır kilimde sevdaya bakış,
Atılan ilmekler yüreğe akış,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

HÜZÜN’üm, hicran var gözün yaşında,
Bir kara sevdadır tüter başında,
Hayallerim vardır kırık taşında,
Şu yüce dağların yiğit kızıyım!

Şerife Köksal Badısaba
www.kafiye.net


Tarih 9 Oca 2014 Kategori: Şerife BADISABA

VEBALİ BÜYÜK…!


VEBALİ BÜYÜK…!

Bekleme gelemem deseydin bana,
Kırılmaz darılmaz küsmezdim sana,
Anladım ki artık yaklaştık sona,
Söze küsmüş dilin vebali büyük…!

İçimde büyüyen aşkla yanarak,
Her ayak sesini geldin sanarak,
Ellerim semada seni anarak,
Yüze küsmüş elin vebali büyük…!

Beklemekten bir gün usanır sanma,
Ben seni ansamda sen beni anma,
Bir gün sende pişman olursun amma,
Güze küsmüş yelin vebali büyük…!

Bilmem bundan sonra güler mi yüzün,
Bağrında sönmesin ateşin közün,
Kaplasın ömrünü bendeki hüzün,
Yaza küsmüş gülün vebali büyük…!

Sevdalı yürekler geçer serinden,
Söküldü ciğerim sanki yerinden,
Seven ayrılırsa gönül erinden,
Naza küsmüş halin vebali büyük…!

Şerife Köksal Badısaba
www.kafiye.net


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Nezahat KAYA

Yüreğin Ortasına Eder Misin Misafir

 
 
 



Yüreğin Ortasına Eder Misin Misafir

Gülüşüne takıldı unuttuğum yeminler
Bir anı ötekine devreden zaman gibi
Dahası şaşkınlıktan nasıl da bünyem inler
Kıyısına çarpılan köhnemiş liman gibi

Sorsan gözbebeğime bu bir sevda ayini
Ruh; ateş, gönül; kazan içten içe kaynadı
Apansız gelişmenin sözcüklerde tayini
Bulunmadı bir türlü acaba neydi adı

Sana bakan tarafım istilada, cephede;
Ağrı koydu şurama ister bil ister bilme
Altüst olan hislerim ’ kalma’ diyor ’şüphede’
’Görmek için sineni daha fazla eğilme’

Cümleme kefil olan taraına varınca
Sınırları yok edip yüreğimde ufalan
Perdeler ağır ağır açılsın kararınca
Göğsümün tahtasında ferahlasın dar alan

Kader, kısmet hatrıyla aynı yerde derilen
Manevi iklimlerde birbiriyle yoğrulsak
Ömrümüz tanık ise önümüze serilen
Hayat basamağına adım atıp doğrulsak

Biraz sabırsız huyla ama kendimden emin
En içten kararımla edip kederi devir;
Gelişimi dinlese kulak kesilse zemin
Yüreğin ortasına eder misin misafir. 

Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Şevki KAYATURAN

KARDELEN


KARDELEN 

Kendi beyaz beyazların içinde 
Aşmışsın soğukta yine kardelen 
Senin yerin farklı benim gönlümde 
Kış günü benimle dağda kardelen. 

Benim gibi sende yalnız kalmışsın 
Başın eğmiş derinlere dalmışsın 
Bahar yakın diye haber salmışsın 
İçime ışıksın dağda kardelen. 

Sevip sevilmeyen bırak üşüsün 
Birçoğunun hayalisin düşüsün 
Karda hayat bulan Hakk’ın işisin 
Şükredip durursun dağda kardelen. 

Kayaturan, koparmaya kıyamam 
Sizi seyre üç beş saat doyamam 
Kim bilir ne dersin bana duyamam 
Ah anlasam dilin dağda kardelen. 

16.02.19985 Saat: 09.48 
Şevki KAYATURAN
www.kafiye.net


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

KUKLA


KUKLA

 
Sabah esen seher yeli
Aydınlık getiriyor
Kısa bir zaman sonra güneş,
Dağların ardından doğacak yavaş yavaş.
Ve şehir aydınlanacak ağır ağır,
İnsanlar sokakta,
Sağa sola koşuşacak hızlı hızlı,
O tek başına kalacak.

Yürüyen yok gibi
Güneş doğdu fakat kimse yok
Ve bir insan sokakta
Yürüyüşü bir hoş, bir başka
Üzerindeki yük çok ağır
Kamburu çıkmış yükten
Fakat üstünde bir şey yok

 
Bana doğru geliyor,
Yüzü buruşmuş, korkak ve ürkek
Kolları yanda sallanıyor
Ayakları bir birine çarpmakta
Yükten kambur son haddinde,
Saçları aklaşmış,
Elleri nasırlı, yara sarmış!
İnsanlıktan çıkmış
Sanki bir kukla!
 

Karşı karşıya kaldık
Titremeye başladı zavallı korkudan,
Dudakları buruşmuş,
Nefesi kokuyor
Belli ki açlık çekmekte,
Dermanı kalmamış,
İstemeye yüzü de varmıyor
Selam verip geçmek istedi
Ve gözler hala bende.
 

Yükü ağır
Ne varsa yüklemişler sırtına garibin
Gömleği çıkardığında görünen
“ Beni daima ezin” yazısı var
Bunu ben kendim istedim
Kabahatliyim, ürkek ve korkağım,
Hakkımı savunmadım,
Ve şimdi ezilmek hakkım!
 

Ağlayacak gibi gözleri nemlendi
Sakin olarak geri çekildi
Yaşayan canlıdan çok
Mezardaki ölü san ki,
Şuur altındaki ses onu inletti
Ve zorladı kendini!
Çekil yolumdan benim!
Ağır ağır ilerledi.

Düşündüm onu
Sırtına yüklenen yükü, eziyeti
Utandım kendimden,
Uzattım elimi
Dur! Bir dakika bekle beni
Sen çok çektin, bitsin bu çile
Kendine gel,
Hakkını ara, birleş ve güçlen
Kurtul köşe bucak itelenmekten.
                             

                                  İzmir.  28.09.1979
                                  Hüseyin DURMUŞ
                                  www.kafiye.net

 


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

YAĞMURLA GELEN YANLIŞLIK


YAĞMURLA GELEN YANLIŞLIK

İnsanlar yaşamlarında bazen çekemeyeceğim dediği halde bile zorluklara karşı dayanıklı olabiliyor. Bu dayanıklılık testinden geçerken de tutunacak bir dal ararlar. Kendilerine yakın gördüklerine karşı daha yakın olmak ve onunla dertleşmek ister.İşte bu anda da hiç olmadık bir yanlış yapıverir ve karşısındaki kişiyi kırıverir, ancak pişman olmak yapılan yanlışın geriye dönüşünü sağlayamaz ne yazık ki..

Yeni yıla mutlu gireceğim derken tam son gün aldığım resmi bir mektup beynimden vurulmuşa döndürdü beni. Saatlerce dolaştım, yürüdüm ve ne yazık ki rahatlayamadım. Üstüne üstlük yılbaşına ailemden uzak olarak, çocuklarımdan da uzakta geçireceğim yeni yılın sitresiyle kendimi sanki bir boşlukta ve hatta bir uçurumun kenarında hissettim. İlk defa bu kadar dayanıklı bir insan olarak çaresiz kalmam konusunda kendime bile inanamadım.

Yeni yıl nedeniyle yağmurun yağdığı bir saatte hem sıkıntımı atmak, hem de biraz rahatlamak amacıyla yürürken yeni yılın gireceği saatte olması nedeniyle dostlarımı arayıp yeni yıllarını kutladım.Üç dostumu ise yeni yılın girmesinebırakmış ve bu bıraktıklarımdan biri de sendin, yeni yılın girmesiyle aramaya başladım. Sonunda ikisine ulaştım. Ancak birine ulaşamadım.

Ulaşamadığım için o an büyük bir hata yaptığımı anladım. Çünkü telefon çalarken meşgule alındı, daha sonrada kapandı. Her ne kadar bir gün önce yılbaşını kutlamış olsam da o an için bir de sesini duyarak yeni yılını kutlamak istediğim dostumu sanıyorum çok üzdüm ve hatta kırdığımı düşünüyorum. Hiç olmadık bir saatte aradığım için kendimi affetmem mümkün değildir. Tabi ki bu dostumun da beni affetmesi mümkün olamaz, çünkü o saatte benim ona telefon etmem yanlıştı ama ben o yanlışı elimde olmadan yaptım.

O akşam sana ulaşmak için telefon ettiğimde telefonun meşgule dönmesi ve kapanması; yağmur altında giderken yapmış olduğum hatayı anladım. Fakat ne yazık ki yapmış olduğum bu hatanın düzeltilmesi için geri dönüşü de yoktu. Kıracağım kadar, kırabildiğim kadar sevdiğim bir dostumu kırmış oldum. Bundan sonra ne kadar özür dilesem affedilmesi mümkün olur mu bilmem.

Dün messengerde sinyalini bekledim. Ancak farkında olmadım, sinyalini de alamadan messengerden çıkmıştın. Telefondan arayayım dedim. Ancak bu seferine elim telefona gitmedi. Yeni yılda girdiğim sitres ise ne yazık ki dün beni akşam üstü sağlık yönüyle olumsuz etkiledi. 

Kısacası bir dostumu gerçekten kırdığıma inanıyorum. Kaderi ve çektikleriyle benimle eşdeğerde, hatta benden daha fazla çektiğine inandığım dostuma kendimi nasıl affettiririm onu da bilemiyorum. Yaptığım telefon yanlışım nedeniyle beni bağışlamanı bekliyorum. Gerçekten seni bir dost olarak, bir arkadaş olarak, bana bazen ilham kaynağı olduğun için benim yanımda ayrı bir yerin var.

Özrümün kabulünü diler, bağışlandığımı öğrenmek isterim. Bağışlanmasam da yine de onu da öğrenmek isterim. Seni seven, çoğu zaman seni düşünen, benim şu sıralar ilham kaynağım olan bir dost olarak görüyorum. Sonsuz selam ve sevgilerimle, seni seviyor ve öpüyorum. 

01.01.2005 /İzmir
Hüseyin DURMUŞ54
www.kafiye.net


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Nilüfer SARP

DÖRT YANIMDA SEN VARSIN

DÖRT YANIMDA SEN VARSIN

Aşkını nakş ederken gönlüme desen desen
Gecemde gündüzümde her anımda sen varsın
Gökyüzündeki zührem bir gün bana gel desen
Yele yoldaş olurum gümanımda sen varsın

Sordum yıldızdan aydan aşk gibisi yok dedi
Sana olan sevdası bu gün dünden çok dedi
Aşkın güzelliğini yüreğine sok dedi
Damarımda dolaşan al kanımda sen varsın

Dağların doruğuna aşkını yazan benim
Hasretin yetti cana kavruldu yandı tenim 
Bülbüller geldi dile neşelendi gülşenim
Bu aşk için çıkacak fermanımda sen varsın

Aldırma sakın bana derdimi dert etme dur
Dayanamam ben sana bırakıpta gitme dur
Beni hasta eyleyip, yataklara itme dur
Ne gelirse haktandır oz canımda sen varsın

Dinle bak yüreğimi sevdiğimi sezersin
Seni öyle severim bu sevdadan bezersin
Geceler yarim olur düşlerimde gezersin
Nereye baksam inan dört yanımda sen varsın

NİLÜFER SARP
2.OCAK.2013
www.kafiye.net


Tarih 7 Oca 2014 Kategori: Mücella PAKDEMİR

BÖYLE


BÖYLE

Dost dost dediklerim acı sarımsak
Neyleyim zatımın kaderi böyle
Şeytanım diyor ki cümlesini yak
Fazlasına değmez ederi böyle

Dünyayı dolaştı yediğim kazık
Nedense hiç kimse demedi “Yazık!”
Ayara gelmiyor temelden bozuk
Demek piyasamın gideri böyle

Ellere can ciğer, bana da tahta
Kıymıklaşıp batar, bak sen şu bahta
Anında öldürür yüzde yüz sahte
Burnuma dayanan eteri böyle

Kalmadı başıma atılmadık taş
Hiçbir gün dinmedi gözlerimde yaş
Şansıma küseyim, ne iş arkadaş
İyiyi görmedim, beteri böyle

Şairim, delirme! Yanarsın şişte
Kaybolur elinde kalan üç beş de 
Sabrın da sonu var, patladım işte
Şiir lügatimin “Yeter!”i böyle

Mücella Pakdemir
www.kafiye.net