Kategoriler

Arşivler


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Ümran YILDIRIM

Küçük Şeyler Diledim Büyük Mutluluklar İçin…


”Küçük Şeyler Diledim Büyük Mutluluklar İçin…”

Küçük şeyler diliyorum
Büyük mutluluklar için.

Sıcacık insanlar diliyorum,
Doğru ve öz.
Yalansız, tatlı söylenen söz
Yalansız,içten bakan bir çift göz.

Küçük şeyler diliyorum
Büyük mutluluklar için.

İçten gülümseyen maskesiz yüzler,
Pırıl pırıl bakan gözler,
Yüreği dolduran tertemiz sevgiler.

Küçük şeyler diliyorum
Büyük mutluluklar için.

Çocukların oyunlarının bozulmadığı,
Rengarenk gökkuşağının parladığı,
Ellerin umuda uzandığı.

Küçük şeyler diliyorum
Büyük mutluluklar için.

İnsanca yaşanası bir hayat,
Barış dolu bir dünya,
Kardeşliğe yürünen yollar,
Özgürlüğe uçan kuşlar.

Küçük şeyler diliyorum
Büyük mutluluklar için.

Ve uyanmak,
Gözlerimi açmak istiyorum
Tertemiz yarınlara
Ulaşmak için…

Ümran  Yıldırım
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Hakan KURTARAN

BAK! İSTANBUL AĞLIYOR…


BAK! İSTANBUL AĞLIYOR…

Bir ukdedir anılar, değişmedi ezelden,
Gözümde canlanırken, yıktın beni tez elden,
Merak edip beklerken, esirgedin bir telden,
Sen yoksun diye şimdi, bak İstanbul ağlıyor!

Yol bitmezdi gelirken, Esenler¹di son durak,
Özlem dolu saatler, yüreğim sanki kurak.
Bazen kanatlanırdık, uçamayan bir Burak,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Gazi Osman Paşaydı, gelince durağımız,
Merkezde buluşurduk, pembeydi konağımız,
Gök kuşağı gibiydi, bizim gönül ağımız,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Kendimizden geçerdik, Beşiktaş’ta gezerken,
Akşam karanlığında, yıldızları dizerken,
Sımsıkı sarılınca, mutluluğu çizerken,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Sendin hayat kaynağım, mevsimlerin dolduğu,
Sana şiir yazarken, hüzün beste olduğu.
Sende kalmış kimliğim, şimdilerde solduğu,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Gözler konuşurdu hep, Ortaköy”e giderken,
Ellerimde ellerin, canımsın benim derken,
Akşam olur geçerdi, sanırdık daha erken,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Bir tutamdı mutluluk, rüyaydı geldi geçti,
Kalbimin zincirini, orta yerinden biçti.
Metropol olan şehir, sensiz şimdi bir hiçti,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Yüreğime kar yağdı, Aksaray’da yürürken,
Akşamüstü ayrılık, sis geceyi bürürken,
Ayaklarım tutuldu, geri geri sürürken,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!

Hakan KURTARAN
01.05.2008-Aydın
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

Ölenler Hep İhtiyar Mı?


Ölenler Hep İhtiyar Mı?

Yaşam öyle kısa ki ,sanki bir günlük yolculuk misali bindiğimiz otobüste bir gölgelik mola gibi .
Kimi genç kimi ihtiyar
Kimi hüzünlü kimi bahtiyar varacak menzile. Hani bir söz vardır:
” Ana rahminden geldik pazara.
Bir kefen aldık döndük mezara…!
Aslında bir gün bile değil insan yaşamı.. Yanıp sönen bir mum gibi bir an…

Ne gariptir ki buna rağmen bu dehşet gerçeği nasıl da unutuyor inanoğlu .. Ölümü sanki yalnızca ihtiyarlar yaşayacakmış gibi aldanıyor şu fani dünyaya. Yaşamın gerçeğini tek bir cümleyle hit bir şekilde Bediüzzaman Hazretleri :
“Dün geçti bugün var mı?
Ölenler hep ihtiyar mı ?
ibretlik sözüyle nasıl da vurucu ,kulaklara küpe gibi takılası, gönüllere ibretlik bir levha gibi asılası değerde ifade etmiş.

Şu yalan dünyamızda hiç birimizin gündeminden, zihninden yüreğinden düşmemeli…! İyilik gibi bir cennet huyu varken kötülük siretine bürünmemeli.. Ahsen-i takvîm üzre takvîm üzre yaratılmışken, Esfel-i sâfilîne düşmemeli insan..Düşüyor, sürünüyor yerlerde işte, bâtılı hak sanarak ne yazık ki

Şu koskoca dehşetli imtihan meydanında Herkes çamurunun, hamurunun gereğini yapıyor. ..Kimi cüzler artı, kimi cüzler eks-i gruplarda görevini icrâ ediyor ,Kimi dünyanın şa’şaasında gözleri kamaşıyor unutuyor kulluğunu, kimi de yaşamda ölüm gerçeğini unutmadan, kendisini özlemle bekleyen, kapısı ardına kadar açık kabir kapısına doğru yürüyüp gidiyor asilce nazlı bir kul gibi hikmete binâen

Yaşamak bir mum gibi, bir yanar söner bir an
Tırnağını geçirir, postuna bir gün ölüm
Aldanır insanoğlu, elinden akar zaman
Çarşafı çekiverir üstüne bir gün ölüm

Bir çekimlik HÛ ile yiter gider şu hayat
Tükenir gül nefesler , vurduğu zaman ölüm
Kimi cahîm direği, kimisi ehl-i bey’ât
Dayanmadan bilnmez hulkeye yaman ölüm

Sevim Çiçek KARADENİZ  Sevo Can Çiçek
31.03.2014
18:46
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

CANIMA CAN VEREN


CANIMA CAN VEREN

Gülüm, zümbülüm, çiçeğim dedin!
Güzel sözlerinle beni kandırdın!
Sevgine, aşkına hep ben inandım !
Benim gözümde çok deger kazandın!

Seni tanıdım aşkın varlıgına inandım,
Bende senin canına can oluverdim!
Aşkı sevgiyi sevmeyi sende ögrendim,
Sevgisiz hayatın boş oldugunu anladım!

Andıkça ismini çoşuyor kalbim,
Hasretin sarıyor cigerim yanıyor,
Senin varlıgın beni hayata baglıyor,
İnan ki sevgiim sensiz ollmuyor!

Zülfiye Dönmez
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

KADIN DEDİN Mİ?


KADIN DEDİN Mİ?

Başak burcu gibi olmalı, rüzgâr gibi bir esti mi?
Tüm dünya için esmeli, başak huzurdur, varlıktır!

Başakların yürekleri fırtınalı aşklarla doludur,
Ruhunda dalga dalga kıyametler kopar!

Başak; berekettir, asktır, ekmektir!
Bulunduğu ortama daima huzur verir!

Geçtiği yollarda sonsuza iz bırakır,
Etrafını neşe ve sevgiye boğar!

Yüreği uçsuz bucaksız bir nehir gibidir,
Severse tam sever, ölümüne sever!

Kapılarını sonuna kadar aşka, sevgiye açar!
Sever, sever, sever, seve bileceği kadar!

Başak kadını zaten bir sevgi topudur!
Sevginin, aşkın sadakatli koruyucusudur.

Zülfiye Dönmez
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

Okumak mı?


Okumak mı?

Çevremde beni tanıyanlar, benim hangi olaya, hangi duygu ile ve ne şekilde tepki vereceğimi benden önce bilmelerine hep şaşırmışımdır. Hani diyorum ki; annemi, babamı, yakın çevremi anladım da anlamasını daha henüz yeni tanıştıklarım birkaç sohbetten sonra tepkilerimi- ben hariç- kolayca nasıl çözüyorlar! Çok iyi tanıdığı ve yakını olmuşum. Tepkimi, öfkemi, duygularımı, sevinçlerimi benimsemişler. Nasıl bildik, sıradan biri olabiliyorum!

Ne kadar külahımı önüme alsam da monoton ve bildik birisi olmaktan dışarıya çıkamıyorum. -Çıkmam gerekiyor-.

Şaşıran değil şaşırtan olmalıyım artık! Bildik, tanıdık ve sıradan olmaktan çıkmalı.

En kısa zamanda farklı bir renk, farklı bir gülüşümüz olmalı. Dünyamıza, iletişim kurduğumuz topluğa nasıl davranmalıyız? Ne yapmalıyız? Okumalıyız, sadece okumalıyız. Bıkmadan, usanmadan okumalıyız. Neden okumalıyız? Okumak, insanın kişisel gelişimini sağlamasını sağlayacağı gibi önemli gelişimlere adım attırıyor. Düşünce yapımızı, hayal dünyamızı geliştiriyor. Bilgi ve birikimiz de büyük kazançlar elde deriyoruz.

Okumakla; kendi rengimizi bulabilecek, kendi gülümsemelerimize sahip olacak, sorunları azaltacak, dünyamızı güzelleştirecek, iletişimlerimizi netleştirecek, doğrularımızı ve yanlışlarımızı görebilecek, kendimize, topluma, dünyaya, hayata, umutlara ait bakış penceremizi genişletip büyüteceğiz.

Kitaplar sayesinde bilemediğimiz kıtalara yolculuk, bu yolculuk sırasında farklı farklı coğrafyada yaşayan insanların evlerine misafir olup yeni duygulara, yeni paylaşımlara, satır arasındaki yaşanan mutluluklara, hüzünlere, acılara, ortak oluyoruz. Tarih sayfalarında dolaşmak, imzalanan müzekkereleri incelemek, destanlarda adını aramak, trajedilere ağlayabilmek, tarihten tarihe aşklardan aşklara, umutlardan umutlara, başarılardan başarılara koşmak istiyorsak, bunları ancak okumayla, kitaplarla yapabiliriz.

Okuyarak, düşünmek, sorgulamak eleştirmek ve fikir üretmek zorundayız. Düşüncemizi geliştirmek, geliştirdiğimiz düşüncemizi kullanmayı öğrenmek, farklı hayatları ve farklı duyguları tanımak, dar düşünce kalıplarımızdan kurtulmak, duygu ve düşüncelerimizi renklendirmek o kadar çok nedenlerimiz var ki; yaşayan insanlar sayısınca duygu ve düşünceler, düşünme kalıpları, renkler, hayaller, doğrular var , var da var….

Hangisini seçebilirsiniz yâda hangisini tanıyabilirsiniz? Kitap okumadan da gezerek, görerek bunların hepsini yapabilirim diyorsunuz! Bir parça haklı olma şansınız mı var, ama nasıl? Alışmış olduğunuz hayatınız ve düzenli bir iş yaşamınız var. Üzerin de yaşamaya çalıştığınız coğrafyanız var. Bunların hepsinden kopmak sizi defalarca düşündürür. Ve kendinizce, kendi yetenekleriniz ve imkânlarınızla bunu başarmakta hayli zor bir iş. Her şeye rağmen siz alıştığınız bu dünyanızı değiştirme ve seyahat etme kararı alsanız da, yeni memleketlere adım atmaya başlasanız da, yeni farklı coğrafyalara uyum sağlasanız da, kültürlere çok kolay adapta olsanız da, tanımak istediğin dünyayı, insanları, duyguları acıları ve hüzünleri ne kadarını tanır, yaşar ve tadarsınız? Her gittiğiniz coğrafya için ne kadar kalmanız gerektiği, neleri paylaşmanız gerektiği ise bir bulmacadır.

Ama kitap okuyarak bunların hepsini yerinizden kıpır damadan, elinizdeki kahve fincanı yâda çay fincanı ile birlikte okuyarak her bir başka kitaplardan, romanlardan hikayelerden denemelerden şiirlerden ne kadar çok yeni kelime öğrenecek bilgi havuzumuz dolup taşacak, farklı bakış açılarıyla karışılacak, beynimiz bilgi ile güçlenerek elimizdeki kitap bize bir pusula olacak ve yön verecek. Kitabın satır aralarındaki kalp atışlarını duyacak, onlarla birlikte nefes alıp verecek, sert ve acımasız duygularımızı okudukça yumuşatacak duygularımızda sevgi kıvılcımları olacaktır. İnsan her zaman yabancı bir dünyanın kapılarını aralamaktan ürker ve korkar. Bilmediği duygularla karşılaşmayı istemez,

Kanseri yenmeye çalışan güçlü bir kızın mücadelesi basit sandığınız hayatınızın değerini artıracak.

Babası tarafından terk edilmiş küçük bir çocuğun gözyaşlarını artık görmezlikten gelmeyeceksiniz.

Savaşın ortasındaki ölmek üzere olan birine dua edecek, ruhunuz ve kalbinizle yaptığınız bu yolculukta gizli ve yeni kapılara çıkan merdivenlerden hızla çıkmaya çalışacak

FARKINDALIĞINIZI KEŞFEDECEKSİNİZ

Profesörün öğrencilerine anlattığı dersten sizde faydalanacak, hayatınızdaki iyi notu almak için uğraşacaksınız.

“Karanlığınıza ışıklar saçılacaktır. Her zaman aydınlanmayı bekleyen zihin kitap okuyarak kazanacak” . Dünkü nefes alış verişlerimiz gibi normal olmamalı bugünkü nefes alış verişlerimiz her kitabın bitişinizde nefes alışverişlerimiz değişecek. Sohbetler hep aynı mı, hep aynı mı tartıştığın insanlar? Düşünmeyi öğrenebilmemiz, hazır düşünce kalıplarından çıkabilmemiz gerekiyor artık! İnanın düşünmeyi bilmezseniz ne istediğinizi de bilemezsiniz! Herkesin seni bildik biri gibi çabuk çözmesi farkındalığımızın olmamasındandır.

Farkında lığınız var fakat siz mi farkında değilseniz? Farkındalığınız çevrede yanlış yorumlara neden olmaya başladığında da psikolojiniz bozulmuş dolaşıyor olacaksınız! Çünkü farkındalığınız can çekişiyor, tutsak olduğu karanlıktan çıkıp ufuklara yelken açamazsa, ruh ve gönül sağlığınızın bozulması gayet normaldir.

Hayatta unuttuğumuz iki şeylerden biri olan umutları ve hayal kurmayı satır aralarında kitap okuyarak hatırlayacaksın. Okumak, okumak, okumak… Yalnızca okumak.

En son din olan İslam dinin emri de okumak…

“Yaradılış nedenini bilmek, madde âleminden sıyrılıp manevi âleme ulaşmak, iyiliği güzelliği doğruluğu öğrenmek istiyorsan da okuyacaksın.”

Benim gibi bilindik olmak istemiyor farkındalığınızı ortaya çıkarmak istiyorsanız size tavsiyem kitap okuyun olacaktır.

Hem de hiç vakit kaybetmeden. Saygılarımla.

2 Eylül 2014, Salı
Gülsüm Hicran ÇAÇUR
www.kafiye.net


Tarih 2 Eyl 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

GÖNÜL SULTANIM


GÖNÜL SULTANIM

Kudret kalemini çekmiş gözüne
Ayın şavkı vurmuş matem yüzüne
İdama razıyım alsa dizine
Bu gün başka güzel gönül sultanım

Siyah zülüfleri omzuna düşmüş
Bakışları baygın kendinden geçmiş
Aşkın badesini doğarken içmiş
Bu gün başka güzel gönül sultanım

İnce bele kemer sıkmış dolamış
Pembe yanağını bala bulamış
Huriler okşamış melek yalamış
Bu gün başka güzel gönül sultanım

Leblerinden öpsem koklayıp yatsam
Kederi hüzünü ardıma atsam
Aşkın deryasını dibine batsam
Bu gün başka güzel gönül sultanım

Sevdasına düştüm derbeder oldum
Eşiğine yattım aylarca kaldım
Bastığı toprağa yüzümü çaldım
Bu gün başka güzel gönül sultanım

Aşkı niyaz ile geldik yüz yüze
Yürekler birleşti ölüm yok bize
Şahı padişahı getirir dize
Bu gün başka güzel gönül sultanım

Güleser YORULMAZ
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

SARMAŞIKLAR BİLE ÜZGÜN


SARMAŞIKLAR BİLE ÜZGÜN

Her cece her gece
Yalnız olmuyor sevgil
Senin yokluğun çok
Agır geliyor
Vicdanım sızlıyor
Yüregim daralıyor
Gözlerim her yerde
Durmadan seni arıyor
Yatak odamız bile
Özlüyor seni
Sensizlik aldı çöktü
Yüregime en derin köşesine
Oturdugun koltuk bile
Bekliyor dönmeni
Neşesi kalmadı
Evimin
Duvarlar bile üzgün
Hani senin sevdigin
Sarmaşıklar vardıya,?
Salonda ..
İşte onlar bile küskün
Boyunları büküldü
Gökyüzü de karanlık
Bu gece
Yıldızlar saklanmış ,
Semayı gri bir duman sarmış
Dışarda ise deli bir fırtına
Hava buz gibi souk
Yalnız yürekleri
Donduran bir kış gecesi sanki
Sensizlikten
Bedenim titriyor
Kalbim bir seçe yüregi
Gibi korkak ve üzgün
Ne olur ruyalarıma
Bali gel bu gece
Sıkı sıkı sarılayım sana
Gözlerimiz bir birine baksın
Mutlu olsun
Bedenlerimiz kilitlensin
Bayram ettsin
Gönül bahcemize
Penpe güller açsın
Nabzının ateşini
Nabzımda hisedeyim
İki ayrı beden
Bir can olalım
Bu gece mutlulugu
Doyasıya yaşıyalım
Ruya da olsa
Özlemleri. Gıderelim
Aşkın ateşinde yanarak
Vusalta erelim
Olmazmı sevgılı ?

Zülfiye Dönmez
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2014 Kategori: Ali Bilecen

GÖZLERİNDE SAKLA BENİ


GÖZLERİNDE SAKLA BENİ

Sonbaharda çıka geldin
Ağustos’ta üşüyorken
Kollarınla sarmaladın
Yaprak gibi düşüyorken.

Demir attım sol yanına
ozledikçe yokla beni
Yüreginde tutukluyum
Gözlerinde sakla beni. Nakarat

Duygularım nehir oldu
Şarkı oldum bakışında
Deli gönül hayat buldu
Sevda yüklü nakışında.

OZANMERDAN suskunluğu
Şakıyarak yendi artık
Alıp verir aşk soluğu
Fırtınalar dindi artık.

ALİ BİLECEN / OZANMERDAN
www.kafiye.net


Tarih 31 Ağu 2014 Kategori: Selami ARI

Serde Çile Yüklü Güzel


Serde Çile Yüklü Güzel

Güzel boynunu büküyor,
Çeşminden yaşlar döküyor,
Derdi sinemi yakıyor,
Serde çile yüklü güzel.

Dolu, dolu dert yüklenmiş,
Umut kalmamış tükenmiş,
Azimle buhranı yenmiş,
Serde çile yüklü güzel.

Hayatı değirmi almış,
Hem ağlayıp hem de gülmüş,
Nihayet huzuru bulmuş,
Serde çile yüklü güzel.

Harkani teskin ediyor,
Hayat kör, topal gidiyor,
Dostun şerri kahrediyor,
Serde çile yüklü güzel.
Selami Arı
www.kafiye.net