şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Zaman, mutluluk havuzunun suyu zaman, hüzünlerin gözyaşı zaman, aydınlıkla karanlığın vagonları zaman…
Her bir zerresini binlerce iş ve eylemlerle doldurduğumuz, eskidikçe değer kazanan zaman…
Saatler, günler, aylar, yıllar, asırlar daha nice ölçümlerde durduramadığımız,
yavaşlatamadığımız, biriktiremediğimiz zaman…
Bayılıyorum yaşamaya. Her gün temiz havayı solumaya oh be. Dünya varmış demeye. Sonra Güneşin doğuşunu ve ısıtmasını hissetmeye. Çevremde güzel insanlar görmeye, daha önce tanımasam da bana laf atıp sorunlarını çekinmeden anlatan kişilere hayranım hem neden konuşmasınlar ki. Hele birde laf uzadığında benim öğretmen olduğumu duyunca sanki psikologla
Yalnızlık ne ki aslında? Kendi içine baktığında kendini bıraktığın yerde bulamamak mı yoksa? Dalgalanırken içinde tüm duygular, pırıl pırılken güneş gibi heyecanlar, ansızın bulutlu bir güne karışmak mı yoksa?
Yaşantımızın her anında su vardır, sağlıklı yaşayabilmemiz suya bağlı. İnsan vücudu için su candır, aynı makineye konan gres yağı gibidir. Su tüm organlarımıza etki eder ve aynı zamanda temizlik görevini görür. Toksinleri vücudumuzdan atar. Kanımız su olmadan bize yaşamamız için bize yardımcı olamaz. Yaşlanmayı da geciktirdiği ispatlanmıştır, yani anti -aging görevi görür.
Kullandığımız suyun yüzde seksenini beynimiz kullanıyor, yalnız aşırı su içmenin de dalakta şişmeye ve ölüme neden olduğu görülmüştür. Yaşlanma tam olarak durdurulamaz fakat geciktirilebilir. Gürcistanda, Kazakistanda insanların çok uzun ve sağlıklı yaşadıkları saptanmış ve bu insanların uzun yaşama sırları araştırıldığında tamamen içtikleri suya bağlı olduğu
kanıtlanmıştır. Çünkü bu suların bol miktarda oksijen içerdiği alkali su olduğu görülmüştür. Bu sadece Gürcistan ve Kazakistana özgü bir durum değil tabiî ki, daha buna benzer bir çok halk toplulukları olduğunu görebiliriz.
Merhaba Roos…
Adını bulmak o kadar da zor olmadı aslında. Artık bir adın olması gerekiyordu. Böylece yazılarımda senden daha çok bahsedip seni gizlemeyeceğim. Biliyorum herkesin bir hayali arkadaşı vardır çocukken. Ben o hayali arkadaşı kendim ile büyüttüm. Duyar gibiyim. “Bu Kız Hakkaten kafayı yemiş”diye. Adını ben çok sevdim. İnşallah sende seversin Roos.
Gerek kalmadıkça, hiç kimseyle konuşmuyorum. Bu aralar nedense böyleyim. Ne bir kelime kuracak mecalim, ne bir kelimeyi kaldıracak gücüm var. Ne ateşlerde yanıyor gibiyim, ne kar altında üşümüş gibiyim. Uzun bir boşlukta salıncakta sallanır gibiyim. Ne ölüm gibi bir şey bu, ne de
yaşamak ağrısı. Hissiz bir ruh halinin geçiş dönemindeyim. Var olmak ve yok olmak arası duygu
Sayın Durmuşun, hem özel hayatı hem de birçoğumuzun merak ettiği, TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI temel taşlarından, olmazsa olmaz dedirten noktalama işaretlerinin önemi konulu röportajımızı, sizlerin istifade ve beğenisine sunuyoruz. Bundan sonrada değerli EDEBİYATÇILAR ile söyleşilerimizi, sizlere sunmaya devam edeceğiz.
Okul yönetimine atanan müdürün mutlaka liderlik vasfına sahip olması gerekmektedir. Liderlik vasfı olan ve bu vasfını etkili kullanan bir müdürün, kaliteli ve başarılı bir eğitim için, hedeflere daha doğru kararlar ve uygulamalarla ulaştığı bilinmektedir. Çünkü lider, her işi kendisi yapan, yapmaya çalıştıkça da yorulup bocalayan bir yönetici konumunda değildir. Lider, sinerji yaratır,
Şefkat deyince hep kadınlar ve anneler çağrışım yapar bende.
Kadınlar , fizyolojisi ve psikoloji açısından farklı bir tabiata sahip , analık buuduyla çookk şefkatli, sevecen , Rahîm olan Allah’ın rahmet tecellîsi olması itibariyle merhametli , affetmeğe meyyâl ve erkeğe ise emanet olarak yaratılmışlar.
Okul, eğitim- öğretim sürecinde kurumsallaşan, yasalar doğrultusunda yönetmeliklerle ülke kapsamında, kuralları belli olan ve toplumun mihenk taşı değerinde bir örgüttür. Müdürü, öğretmeni, öğrencisi ve personeliyle birlikte, belirlenen kurallarla eğitim-öğretimin devam ettiği ülkemizde tam manasıyla çağdaş eğitim sistemine geçilememiş, okulların kendilerine özgü kurum kültürü tam olarak yerleşmemiştir.