şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Masallar Kategoriler
GÜNEYİN KIZI DİLBA İLE KUZEYİN OĞLU DİNÇAL BEY’İN SEVDASI
GÜNEYİN KIZI DİLBA İLE KUZEYİN OĞLU DİNÇAL BEY’İN SEVDASI Çok çok eski zamanlarda dünyamız öyle şimdiki gibi dört mevsimi yaşayan bir gezegen değilmiş. Güney kısmı sadece yaz, kuzey kısmı ise sadece kışı yaşarmış. Böyle olunca güneydekiler yanıyor kuzeydekiler ise donuyormuş. Yine böyle bir günde güneyin kızı Dilba Hatun babasının huzuruna çıkıp, bir gece önce okuduğu […]
ALTIN CÜCESİ POPİ
ALTIN CÜCESİ POPİ Bir varmış, bir yokmuş… Uzun seneler evvel, ormanın derinliklerinde Popi adında bir madenci yaşarmış. Popi altın madeni işçisiymiş. O sarı renkte ne varsa çok sever, onları evine taşımak istermiş. Evine taşırmış taşımasına fakat bunları pek evinde durdurmaz, neyi var neyi yoksa ihtiyaç sahiplerine gizlice dağıtmaktan zevk alırmış. O, diğer cüceler gibi cimri […]
UYKUSUZ ÜLKE OSTRO VE BARANALP
UYKUSUZ ÜLKE OSTRO VE BARANALP Çok eski zamanların birinde kocaman bir ülke varmış. Bu ülke insanları mutlu mesut yaşarken, gökyüzü bir anda kara bulutlarla kapılanıvermiş. Ardından yağan parıltılar, tüm insanların ve evlerin üzerine konmuş. Bu parıltılar, ülkede yaşayan ne kadar canlı varsa hepsini uykusuzluğa boğuvermiş. İnsanlar, uykusuzluğun sebep olduğu sersemlikle hiçbir iş yapamaz olmuş. Ardından […]
İSPİYONCU AHTA
İSPİYONCU AHTAPOT SOMSON Bir zamanlar, derin ve mavi bir okyanus varmış. Bu okyanusta türlü türlü deniz canlısı yaşarmış. Fakat bu canlıların baskıcı ve kötü kalpli kralları varmış. Halk bu kraldan bıkıp usanmış. Her konuşulan konu, kral Amoris’in kulağına gidiyor, ertesi sabahta kral hakkında kötü konuşan kişi türlü işkencelere maruz kalıyormuş. Halk krallarının nereden haber aldığını […]
İCATÇI MAYMUN MAMANA
Bir varmış, bir yokmuş. Uzun zaman önce tepelik bir yerde Mamana adında bir maymun yaşarmış.
Mamana çok kitap okuyan, çok araştıran, türlü türlü icatlar yapan akıllı bir maymunmuş.
Bu maymun bir gün mağarasında çalışırken, tesadüf eseri bir makine icat edivermiş. Bu makinanın insan gibi düşünebildiğini gören Mamana ona kol, bacak bir de kafa yapmış.
MADEN İŞÇİSİ KÖSTEBEK KÖSKÖS VE ARKADAŞLARI
Günlerden bir gün, nemli toprak altında Köskös adında bir köstebek dünyaya gelmiş.
Aile Köskös’ün dünyaya gelişine çok sevinmiş. Çünkü yıllardır ailenin hiç çocuğu olmuyormuş. Bu yüzden de aile Köskös’ün bakımına ve eğitimine çok paralar harcamış. Öyle ki Köskös daha iki yaşındayken piyano çalmayı, başka hayvanların dilini konuşmayı, resim yapmayı çok iyi biliyormuş.
ÜÇ BAŞLI YILAN YOMYOM
Bir varmış, bir yokmuş. Uzun zaman önce ülkelerin birinde üç başlı bir yılan doğmuş. Annesi bu yılanın adı Yomyom koymuş.
Yomyom annesiyle birlikte tepelik bir yerde kurulan küçük bir ülkede yaşarmış. Bu ülkenin adı yılanlar ülkesiymiş.
Yomyom’un annesi, Yomyom daha küçük bir çocukken yılan avcıları tarafından kaçırılmış. Yomyom bunun acısını yıllarca içinde taşımış. Üstelik üç başlı bir yılan olması onu çok mutsuz ediyormuş. Arkadaşları bu yüzden Yomyomla alay eder, onunla
BÖCÜ İLE TORUNU CÜCÜ
Evvel zaman içinde, uzak diyarların karlı ve soğuk tepelerinde Böcü ile torunu Cücü yaşarmış.
Böcü ile Cücü çalışkan iki ağustos böceğiymiş.
Onlar, yazları- öyle söylendiği gibi saz çalıp, eğlenmezler- yaz boyu deliler gibi çalışıp, ambarlarına yiyeceklerle doldururlarmış.
Hani bir masalda ağustos böceğinin kış mevsimi geldiğinde aç kalıp karıncadan yiyecek dilenmesi vardır ya; bu masal o tür masallardan değilmiş.
CADI’NIN LANETİ
Eski, çok eski zamanların birinde zengin bir ülke varmış.
Bu ülkenin bencil mi bencil, kötü mü kötü bir de kralı varmış.
Bu kral yıllar evvel, bir cadıyı karanlık bir zindana attırmış. Sonra da onu orada unutmuş.
Gel zaman git zaman cadı bir yolunu bulup zindandan kaçmış. Kaçar kaçmaz da kendine güvenli bir ev bulup yerleşmiş.
KENDİNİ BEĞENMEYEN ÇEKİRGE ÇEREZ
Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde Çerez adında bir çekirge yaşarmış.
Bu çekirge suda kendi yansımasına bakar bakar sonra da:
‘’Vay beee! Ne kadar çirkin bir hayvanım ben böyle! Ah keşke gökte nazlı nazlı salınan şu kuşlar gibi olsam… O zaman herkes bana imrenerek bakardı. Nerde o günler!’’ Dermiş.
