şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
GELEMEDİM
Gelemedim aşkımıza inat yanına,
Gelemedim sözlere inat dillerine,
Gelemedim yüreğime inat, yüreğine,
Gelemedim. Gelemedim.
Sensiz zamanlarda yaşadım oysa hep seni.
Hayallerimde,
Rüyalarımda.
Her gece boş yatağının bir yerinde,
Sen hissetmesen de,
Ben varım suskun gecelerinde.
Yok, olduğun anlarda,
Yürekte fazlasıyla atandın aslında.
Bir gün gelemediğim şehrine,
Sokağına geleceğim.
Adını koyamadığım sevdamın,
Yıllarca yok diye inkâr ettiğim aşkın,
Aşkını yaşamaya geleceğim.
Daha bir net olacak sevdam,
Kaçışlarım son bulacak gözlerinden,
Ve ellerini aldığımda avuçlarıma,
Sevdam kavrayacak aşkını.
Ansısın yüreğine değeceğim.
Geçmiş yılların,
Tüm kızgınlıklara karşı,
Seni ben yapmaya,
Seni sende yaşamaya geleceğim……
Gürhan Olcaytürkan
www.kafiye.net
ACELECİ
Nefsine uyarak erken koparma
Meyveler dalında olsunlar biraz.
Doyumsuz lezzete döner zamanla
Üstünde yaprağı solsunlar biraz.
Kurusu demlensin rüzgârla damda
Tamah tadı yoktur arama hamda
Hava, güneş, suyla doğal ortamda
Binlerce besinle dolsunlar biraz.
İklimsel meyvenin farklı yurtları
Bahar şevkle sunar kiraz, dutları
Ağaç gövdesini saran otları
Hünerli ellerin yolsunlar biraz.
Cemre suya düşüp hafta sayınca
Soğuk hava nemle kışa kayınca
Çiçek döl zamanı koku yayınca
Arılar arayıp bulsunlar biraz.
Sonbahar dem verir gazel göçünde
Bırakma özlemi bulutlu dünde
Ertele hasadı bırak bugünde
Rengârenk tonlarla kalsınlar biraz.
OZANMERDAN aşkla canlansın yöre
Kaynakla beslensin kuruyan dere
İlkbahar yağmuru düşünce yere
Âşıklar sazını çalsınlar biraz.
ALİ BİLECEN/OZANMERDAN/01.03.2016
GAVURUN KIZI
Neler etti sorma babalar tutsun
Gülüp oynasamda içimde sızı.
Zıvanadan çıkmış söz kar etmiyor
Yavrumdan ayırdı gavurun kızı.
Elimden topladı altın külçeyi
Dellenip dün gece yırtmış keçeyi
Üç günlük gelinken attı peçeyi
Sıtkını sıyırdı gavurun kızı
Durmadan böyüyor şuramda kara
Gözünü bürümüş kahrolsun para
Silip süpürerek itti kenara
Soyunu kayırdı gavurun kızı.
Fizana erişir çektiğim çile
Konuyu, komşuyu dolamış dile
Yalanda söylüyo gız! Bile, bile
Yemeden doyurdu gavurun kızı.
Bağrıma basardım, abum deseydi
Bir yavan ekmekle soğan dilseydi
Dost, düşman içinde böyük bilseydi
Gözümde büyürdü gavurun kızı.
Bohcadan çıkmadı bir tek hediye
Bal ummuş zıkkımın, kökünü yiye
Çemkürme yüzüme it dedim diye
Cihana duyurdu gavurun kızı.
Onun gibi yüzsüz ağnar patağdan
Oğlumu kurtarmaz borçdan, batağdan
İlkindiye kadar kalkmaz yatakdan
İş bile buyurdu gavurun kızı.
Peşinde koşuyor her gün modanın
Camını silmedi bir gün odanın
Sazında inlerdi OZANMERDANIN
Dizimde uyurdu gavurun kızı.
OZANMERDAN/ALİ BİLECEN
NOT: Tokat yöre ağzıyla bin bir umutla düğün yapıp getirdiği gelinde umduğunu bulamayan bir kadının,
Bir dostunun onu ziyareti sırasında Nasılsın gelinle geçimin ne durumda sorusuna içi yanık kaynananın döktüğü güzellemeler.
Darağacında Ki Şiir
Kaç vebal sığar bir vedaya
Kaç defa katleder çaresiz bir yüreği
Unutma
Bir nefesle varolan herşey
En sevdiğin bile olsa
Gün gelir uğurlanır bir selayla..
Zulamda saklı sen kokulu mürekkeple
Sığmazdım hiç bir şehre
Hiç bir sokağa
Çürürdü utancından gölgem
İsyan dolaşırdı
Yosunlu kaldırımlarda kimsesizliğim..
Ne vakittir tebessümü eksik yüzümün
Kendimi kırıp incittim aynalarda
Acım dinmiş olsun isterdim
Bir rüyadan uyandığımda
Toprağa düşerdi alnımın akı
Ve yıkılırdı
Kalbimin sana olan bütün inancı..
Kaç vakitlik yalnızlığa niyetlendin ki
Takvim yaprakları sayılmıyor yokluğunda..
ve ben bilir misin
kaç ahı temizledim gözyaşlarıyla..
Kahreden zamanin koynunda
Sensiz bir gün daha mayalanmadan
Harfleri asıyorum yokluğuna
Bir şiir daha çıkıyor usul usul darağacına…
Ayfer Aksoy
www.kafiye.net
ŞAŞIYORUM ŞAŞIRIYORUM
Şaşıyorum.
Kızıyorum.
Seviniyorum.
Ağlıyorum.
Bildiğin,delirme halleri.
Şaşırıyorum,
Her gün duyduklarıma
Yeni yeni Dünyada olanlara,Zulume
İnsanın,insana yaptıklarına.
Kızıyorum
Yangın yerine döndüren zalim yüreklere cenneti
Öldürenlere,kin duyanlara,acımayanlara ,zalimlere.
Seviniyorum
Doğanlara,gülenlere,İyilere
Güzellikler,başaranlara,İnsanca,insan kalabilenlere
Ağlıyorum;
Ölenlere,Anasız kalanlara,Babasız kalanlara,
Zorlara,zorbalara,Umudu yitenlere,Çaresizlere
Belki son bulur diye dua edip dilek diliyorum.
Kötü günler son bulsun diye ,
BGZ
ZEYNEP ÖZÜGENÇ
(BİR GARİP ZEYNEP)
www.kafiye.net
BENİ HASRET BENİ QEM
GELİB GEDEN HARMAN VURDU SAVURDU,
HEY TAŞLADI-YÜREGİMİ QAVURDU.
DALĞA VURDU,YÜKSEK DAĞLAR OVULDU,
ÇOK SEVGİYE MEZAR OLUB BU SİNEM,
ALIB GEDİR BENİ HASRET BENİ QEM.
QURUYUBDU BAXÇAM BAĞIM,BUDAĞIM,
BOŞ QALIBDI ELİM, QOLUM,QUCAĞIM,
ŞAXTA VURUB BUZ BAĞLAYIB YATAĞIM,
BİR OCAĞ YOX HEZİN-HEZİN İSİNEM,
ALIB GEDİR BENİ HASRET BENİ QEM.
İNANMIŞAM ŞİRİN-ŞEKER YALANA,
EL TUTMUŞAM ELİ QOLU OLANA,
ŞİMDİ KALDIM BEN DOLANA-DOLANA,
ÜMÜDÜMÜ HER BİR KESDEN KESİREM,
ALIB GEDİR BENİ HASRET BENİ QEM.
SİNİRLERİM GEDE-GEDE GERİLDİ,
XEYALLARIM YERE,GÖYE SERİLDİ,
BENÖVŞELER GÜN GÖRMEDEN DERİLDİ,
ŞİMDİ ARTIK ÜŞÜYÜREM ESİREM,
ALIB GEDİR BENİ HASRET BENİ QEM.
ÜSTÜMÜZE DÜZÜ-DÜNYA YERİDİ,
BEN DE VURDUM YÜREGİME KİLİDİ,
BÜLBÜL GİBİ CEH-CEH EDEN KİRİDİ
HÖRÜLÜBDÜ YÜREGİME DERD, SİTEM,
ALIB GEDİR BENİ HASRET BENİ QEM.
Müellif___Yegane Sercuvarli___12__01__2016_
www.kafiye.net
Tokat yöre şive ağzıyla kaleme aldığım şiir Tokat merkeze bağlı bir köyden maddi imkansızlar içerisinde eşini çocuğunu tek başına bırakarak yurtdışına çalışmaya giden yoksul bir kişinin köyde kalan eşinin üstüne binen yük canına tak eder alır kalemi kağıdı döker üç yıldır gelmeyen eşine mektubi şiirsel bir sesleniştir
GÖRESİDİM
Bıldır gettiyidin çekip gurbete
Gördüğüm üryalar uyutmaz beni
Hayursuz nolursun ecücük gelsen
Öyle göresidim irezil seni.
Mısmıllı bi mektüp yazmadın bile
Havadisin gelmiş dün ebengile
Laf hayır etmiyo bu sırnaş döle
Öyle göresidim irezil seni.
Boyu çoğ uzadı coruh memedin
Bu hasret uzadı ömrümü yedin
Gözünde tütmüşüm essahmı dedin
Öyle göresidim irezil seni.
Ayağlar altında koymam gururum
Gendümü çağaldan, kurtdan gorurum
Cansuz hayalına bağar dururum
Öyle göresidim irezil seni.
Badaldan çıkmıyo takat yoğ dizde
Gırışığ çoğaldı o ablağ yüzde
Mahsulda çığmadı atlayan güzde
Öyle göresidim irezil seni.
Ağpunlar yığıldı dama çıkıyor
Alafsız biçikler ahır yıkıyor
Almalar çördükler genzim tıkıyor
Öyle göresidim irezil seni.
Ataş gaydım anadudu gerdirdim
Gurban ettim sarı kızı serdirdim
Ava, aşna her gelene yedirdim.
Öyle göresidim irezil seni.
Babalda kalmayım söktüm guranı
Kendirle berkittim çulu urganı
Yıkayıp kuruttum mitil yorganı
Öyle göresidim irezil seni.
Bayağdan bi türkü çığırdı gızın
Hasretin düğlendi böğrümde sızın
Belleki takdirden böyleymiş yazın
Öyle göresidim irezil seni.
Bisokum mayalı gitmez ümük den
Cılbak hüsnü buymuş dal kesmiş bükden
Ihlamur çıkmıyor çinkoğ demlikden
Öyle göresidim irezil seni.
Cudam Ahmet cöher getürdü ağşam
Çalkamasız sofra kalmadı kuşam
Ölümden beterdir şinciki yaşam
Öyle göresidim irezil seni.
Cıbırlık bırakmaz silker yakayı
Cibelen konşular yutar okkayı
Dondurdu torpağı bu Arbul ayı
Öyle göresidim irezil seni.
Çalmarda çebişler meleşir durur
Kertolla, kelemler gıraçta kurur
Emmin, emen, bibin hep seni sorur
Öyle göresidim irezil seni.
Duayla beklerim zabah seheri
Fingirdek avratla gezme şeheri
Özlemin gatmerli yandırma heri
Öyle göresidim irezil seni
Beşibillik yapmış sana dediler
Koğmuşluk yaparak çok halt yediler
Saç kurarak açacağım fetiller
Öyle göresidim irezil seni
Ozanmerdan gögül pasını sildi
Nerde hısım, gavum selam kesildi
Ambardaki buğday epey eksildi
Öyle göresidim irezil seni.
OZANMERDAN/ALİ BİLECEN
www.kafiye.net
DEKLANJÖR, ve İhtiyar adam….Küçük hikaye
Alaca karanlıkta bir ihtiyar belirir
Taşıdığın yükün altında yılların ezilmişliği
Yüzündeki derin çizgiler
Elleri nasırlı
Üst baş perişan
Oturmak istediği sokak meydanı dahi
Ona ne çok temiz gelir
Kendi haline bakınca
taşıyamaz olur ayakları yorgun bedenini
utanır sıkılır
kimsenin rahatsız olmayacağı
bir köşede
elinde tazesinden daha ucuza aldığı simidi yemeye başlar
bir çevresine bakar bir kendine
ışıklı sokağın başından bir çift ona doğru gelmektedir
biraz daha çiçeklerin arasına sokulur
maksadı genç çifti rahatsız etmemektir
genç çift merdivenlerin başına geldiğinde
onları daha iyi seçmeye başlar
sokak lambaları iyice aydınlatır ortalığı
genç adam kadına sokulur
bir şeyler söyler
kadın mutlulukla öper adamı yanaklarından
adamda ki mutluluk sanki şehrin kasvetini alır götürür onda
bir yerlere acelesi varmışcasına
tam gidecekler ken adam durur
ceketinin cebinden bir şey çıkarır
uzatır genç kadına
yaşlı adam meraklı gözlerle
hayranlıkla izlemektedir
genç adam bir kaç adım atar
kendinden ne kadar emin
yaslanır şehrin ışıklı manzarasına
kadına bir bakış fırlatır
gülüşmeler duyar ardında
hadi aşkım resmet şu anı der
gür sesini duyar sadece
genç kadın gülümser
elindekine dokunur
bir daha bir daha
ihtiyar o an hatırlar
bir zamanlar
onun da koca bir makineyle çekildiği
evlenirken ilk ve son resimlerini hatırlar
deklanjöre basılınca
koca bir hayatı dondurup
bir kağıt parçasına esir olurdu sanki yaşam
donup kalırdı koca dünya
artık ne yaşlanır
ne de dünya ters dönerdi onlara
genç çift sarmaş dolaş oradan ayrılırken
karanlıkta onların gidişini izler
nasılda imrenir
adamın genç kadını sahiplenmesine
kıskanır elinde olmadan
genç kadının
adamın kollarının arasında
salınarak kendinden emin yürüyüşüne
mutlu olmak bumu dur diye sorar kendine
genç çiftler
karanlığın içinde uzaklaşıp gider
aşkı yaşanası evlerine
kim bilebilir
yaşlı ihtiyarın gözleri dolar
erken gelmişim dünya’ya
kendince acıyla isyan eder
vay be
vay ki vay
nerden nereye gidersin
sen koca ihtiyar
kadın birden ağlayarak uyanır ezan sesine
kalkar sıcak yatağından
başlar rüyasında ki ihtiyarı yazmaya
her anını tekrar tekrar
yaşarken her satırında…
Hanife Küçük
28.02.2016
07:45
Mevsim
Kaç mevsim geçti
Avuçlarımdan kanayarak
Gözlerimden tuzlu yaş yanaklarımı
Yakarak
Yüreğimi dikenli tel gibi kanatarak
Hasreti gamzelerime çizerek
Gizli , gizli ömrümden sayfaları savurarak
Siyah
Siyah şaçları aklar buldu
Ufkum da umutlar soldu
Odalarda ayazdan perdeler dondu
Resimler özlem yağmurundan boğuldu
Yoruldu sevgilim bu can yoruldu
Keder
İşlenmiş masada beyaz kağıda
Kalemin içi geçmiş aşktan ah çekilen ağıta
El titrer mühebbet yasak sevdanın girdabında
Halı tezgahında işli kalmış motifli aşklar
Bitti dediğim de gözlerim de aşkın başlar
Sana adanmış kalbi kederden dalgalar yalar
Şimdi
Şimdi diyorum ben yolcu
Gar da bekleyen gidiyorum
Senden, benden, bizden
Kaçıyorum mülteci gibi
Sığınacak aşkının uğramıycağı
Bir ülke arıyorum
Nafile inan ki nafile
Vardığım bütün ülkeler
GÖZLERİNE ÇIKIYOR
O GÖZLERİN BENİ YAKIYOR
BANA HAZANI
SANA BENİ SAKLIYOR….
Sema Sezer
27/02/2016
Saat:akşam:11:10
ARKADAŞ !
Söze nerden başlarım bilemedim arkadaş !
Hayatın cilvesinin, ne başı var ne sonu
Saldı bütün yükünü kaldırmadı üstümden
Ezildikçe ezildim, hep kaderin yüzünden
Yapıştıkça yakama iliğimi sömürdü
Binbir türlü dert ile yüreğimi kemirdi
Gençliğim baharında karanlığa gömüldü
Halin nedir diyerek sorulmadı arkadaş !
Duvarlara konuştum üzerime geldikçe
Avazım çıktığınca bağırarak seslendim
Gölgelerim ağladı, haykırışı duydukça
Kabuğunun içinde bilinmedi arkadaş !
Sen hiç kalabalıkta yalnızlık yaşadın mı ?
Ayakların ucunda hor gözle bakıldıkça
Hiçe sayılır gibi, değersiz göründün mü ?
Yaşlarım bir defacık silinmedi arkadaş !
Çocukluğumu bari özgürce yaşasaydım
Kâr kalırdı yanıma, anılarına sarıldıkça
Avunurdum belkide izleri var oldukça
Böyle öksüzler gibi, dilenmezdim arkadaş !
Bende istemez miydim huzurla mutluluğu
Kaderime küsmezdim, sırtını dönmeseydi
Fersizdi umutlarım, kıvılcımı sönerken
Ufacık kırıntı olsa, direnmezdim arkadaş !
Nesrin Önem Demir
24 02 2016
www.kafiye.net