şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Sen kimsin… Nerelisin?
Daha önce, neredeydin?
Hadi gel, acıyan sol yanıma otur.
Gözlerime bak utanma.Hoş geldin adamım…
Bu gece,
Sevginle, bürü beni.
Yorgun yüreğime,
Temiz yüreğinle dokun.
Hoş geldin adamım…
Ne acılar çekti bu yürek!
Derman, dermanım olacaksın.
Hicran yaramı,
Sarmaya geldin biliyorum.
Hoş geldin adamım…
Hadi! Tut tut elimi
Dansa davet et unutalım,
Dert yüklü âlemimizi,
Birbirimize, bir can olalım.
Hoş geldin adamım…
Hasret kokan mumları yakalım.
İki kadeh, mey içip, bir hoş olalım.
Bu gece, kendimizden geçelim.
Ayrık otlarını temizleyelim.
Hoş geldin adamım…
Mor boyalı odamda,
Aheste aheste dans,
Ederken, birbirimize,
Sıkıca sarılıp tutuşalım.
Hoş geldin adamım…
Ağlarsam, sakın üzülme
Bu kez, inan ki mutluluktan,
Dökeceğim, gözyaşlarımı,
Yosun rengi gözlerim parlayacak.
Hoş geldin adamım…
Mutluluktan uçacak ruhum,
Göklere ulaşıp,
Gökkuşağının tüm renklerini
Yakalayıp, dönecek geriye,
Sana, hediye edeceğim.
Hoş geldin adamım…
Unuttuğum, yabancılaştığım,
Sevgiyi, dostluğu öğret.
Güven aşıla, sevgi tazele,
Her an, bende olacağına inandır.
Hoş geldin adamım…
Bu gecenin adı, sevgi olsun.
Saatler, on ikiyi vurunca,
Sakın gitme
Ellerimi, avuçlarının içine al
Sıkı sıkı tut, beni caydırma!
Hoş geldim adamım…
Gidersen, belki aramam
Sana, alışmaktan korkarım.
Hapis ol, gözlerimde zincirlen.
Hoş geldin adamım…
Uyumayalım, sabaha dek,
Yüreğimin, sesini dinle!
Bu gece, sabahlarsak eğer,
Demli, bir çayla demlenelim.
Hoş geldin adamım…
Yeniden, akşamı bekleyelim.
Sevgi denizimizin kenarında,
Saatlerce seven gözlerimizle,
Güneşin, batışını izleyelim.
Hoş geldin adamım…
Sakın, gitme benden,
Ben, her dem sendeyim.
Sakın unutma, bu geceyi,
Ben, ömrümce unutmayacağım.
Hoş geldin adamım…
Nasıl! Vazgeçerim senden?
Tenimi değil, ruhumu sevecek,
Adam gibi, adam bekledim…
Bir ömür sendeyim gitme ne olur…
Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net
Yüreğini, hayallerimde her dem, öpüyorum.
Senin, haberin yok ki kara sevdamdan!
Balkonumdaki, sardunyalara,
Bahçemdeki, güllere, menekşelere,
Güvercinlerime, Toprak Ana’ya sor!
Onlar! Sana olan tutkumu biliyorlar.
Çünkü! Onlar sırdaşım, dert ortağım, oldular.
Yalnızca, adını, sevdamı, onlara söyledim.
Adın Çınar olsun yârim…
Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net
GÜL PEMBE
Gül pembe’yi dinliyorum, gönlüm yorgun.
Gözlerimde nem, yükümde gam var!
Gül pembe’yi dinliyorum, gönlüm yorgun.
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Halhal esintisinde esmer güzeli düşünüyorum,
Gül pembesi yanakları, sancılı düşünüyorum
Şimdi esmer gülü gülücüklerinde düşünüyorum.
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Altın hızmalı güzeldir beni yaralayan,
Esmer gülün sızısıdır beni ağlatan,
İncilerin içerisinde gönlümü bağlayan.
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Kol düğmelerini dinliyorum odamda,
Biraz hüzünlü, biraz neşeli orada,
Gül yüzlü güzelin hızması durur karşımda,
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Turnalara tutunda gel türküsü beni burkan,
Dualar ile yeniden dostlarla şimdi buluşan,
Sevginin hasretle kendini yaşama bağlayan,
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Sana aşkın en güzelini yaşatmaya kararlı,
Bir seni, bir gülü, bir de ararım sende aşkı,
Yaz ayında, temmuz sıcağında aç alnını,
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Esmer gülü bekliyorum gözlerim doldu yaşla,
Geç buldum erken kaybetmemek için odamda,
Geç gelen mutluluk şimdi sürsün beraber sonsuza,
Gönlümde yas, şimdi sılamda gam var!
Davutlar / 11.09.2006
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net
Boş Gözlerle
Boş gözlerle baktım çerçevelere,
Yıllar acımasız, dal kederlere’
Hani seni bekleyen gecelere!
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerlerde!
Omuzuna baş koyacak güzel yok!
Bakışıp da dertleşecek güzel yok!
Ellerine sarılacak güzel yok!
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerde!
Bütün acılara karşı gelirsin,
Sevda acısını iyi bilirsin,
Yavru özlemini içten bilirsin!
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerde!
Bu yaşam acımasız deseler de,
İnsanlar acımasız deseler de,
Sevdalar acımasız deseler de,
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerde!
Gönlün kırgın şimdi geçen yıllara,
Dostlara kırgın olma, bak zamana,
Senin için yeni umut ufukta,
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerde!
Gül dalındaki diken batacaktır!
Gülün dili sana kan olacaktır!
Gülyüzüne hep şamar olacaktır!
Yine yalnızsın bak şimdi bu yerde!
İzmir/03.11.2011
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net
Küçük Bir Aşk Hikayesi…
Ama birgün yolu kadının bulunduğu yere düştü..Ne çıkar bir görüşeyim diye düşündü..Çok sıkılırsam işim var diye kaçarım dedi kendi kendine
Aradı kadını geliyorum dedi..Aracının içinde uzaktan gördü önce kadını.Ve şaşkınlığı yüzünden okunur hale geldi..Kadın şişman değildi. Üstelik şişman olmadığı gibi harika bir fiziği vardı..Yüzündeki tebessümle, kendince çekici haliyle kadın hoşuna gitmişti..
İşte o an başladı küçük bir aşk hikayesi.Kadın nezih olduğuna inandığı mekana doğru yola çıkardı adamı..Adam oturur oturmaz orda alkol olmadığını farketti..Yapıcı kadın tamam dedi hadi kalk başka mekana götüreyim seni. Aracı orda otoparktta bıraktılar yürümeye başladılar.Adam kadını o kadar beğenmişti ki gayri ihtiyari elini tuttu..Sanki kırk yıllık eski aşıklar gibi güle oynaya yürüdüler ikiside.Zaten yaptıkları telefon sohbetleri yüzünden çok samimi idiler. Nerdeyse 1 yıl olmuştu… Geç kalınmış bir tanışmaydı zaten bu.
Mekana oturup biralarını söylediklerinde adam itiraf etti ve bu kadar geç gelmekle ne kadar pişman olduğunu belirtti
ÖLÜMÜ GÖRME
Görmezden geldiğin gözlerim
Yağmurlara tutulmuş şimdi.
Bir yabancı gibi
O kadar yakınım da olup
Göz göze gelemeyen gözlerimiz…
Neyin inadında olduğun
Tarafımdan bilinmese de,
Her şey yakışıyor gözlerine.
Gönlüm gönlünde huzurlarda,
Bilmesen de.
Bir istisna yapıp da
Bakabilsen gözlerime.
Kenetlenir döngü kalbimin ritimleriyle.
Hayal işte…
Bakma söyleyemediklerime.
Ben hapsedilmişim zaten
Göğüs kafesimin içine.
Sen baksan da başkasının gözlerine,
Benim gözlerim senin gözlerinde…
Bilme…
Gözlerinde öldüğümü sakın bilme…
Mine POLAT
www.kafiye.net
DUR
Dur!
Dur ki;
Durulsun durgunluğum…
Varlığına bile yürek hoplarken,
Hüsranlar dahi dayanamaz yokluğuna.
Kursağımda kalmasın aşk,
Aşksızlanma.
Yargısız infaz yapıp da,
Cellâdım da olma!
Ölüm ki;
Takvim kâğıtlarıyla
Oyun oynar oldu son zamanlarda.
Bir bildiği var sevgili,
İmalı gözlerle,
Dalgalı gülüşlerle bakıyor aynama…
Sendendir diye
Boğazımda kalan son lokma,
Aşk laflarını da,
Fırlatıp attım;
Kentin tenha sokaklarına.
Anılarımızın katili oldum.
Bak!
Bileklerimde kan ağlıyor.
Ellerim ayaklarım canımla can çekişiyor.
Boğuluyorum,
Yokluğunla yok oluyorum…
Ayakta durduğuma kanma,
Sana olan sevgiler tutuyor beni ayakta.
Umursamazsın, bilirim.
Yine de umutluyum mutlu olmaya…
Mutluluğum; kara toprakla.
Ölümü yakıştırandın genç yaşıma.
Bilirsin dudağından dökülenlere uyarım;
Uydumda!
Belirgin izler yok bana dair hayatında.
Benim alın yazım bu.
Sen, sana iyi bakmayı sakın unutma!
Vasiyetimdir;
Aşkıyla canımdan caydığım adama
İyi bakmayı unutma…
Mine POLAT
www.kafiye.net
SAKIN GÖZÜKMESİN GÖZÜME
Gözyaşlarım yağmurlar gibi akarken kaldırımlara,
Sen kim bilir hangi elin avuçlarında.
Haykırsam geri gelmeyeceğin,
Apaçık ortada olsa da,
Hep kafatasımın içinde
Kelimeler sarf ettim vicdansızlığına.
Belli ki suç bendeydi,
Suç; işlediğim aşk çemberiydi zamanında.
Nasıl ki bir rüyanın ortasında,
Mutluluktan gökyüzüne
Sığmayanlar gibi sarhoş olsam da,
Ardından bir kâbusla
Gerçeğe uyandım yaşanacak olan acıyla.
Yaşanılan ve kanılan ‘O’,
Rüyayla başlayıp kâbusla bitti sonunda…
Şimdi acı kapladı kanayan yaramı,
Kabuk bağladı anılar,
Unutuldu sanılan yaşananlar
Hep bir köşede yüreği dürtmekte…
Geri gelse de buzlandı kalbim…
Paramparça olan ellerim
Şimdi onarılmaya başlandı…
Ve O…
Sakın gözükmesin gözüme,
Göz menzilime girdiği andan itibaren,
Yıldırım düşer bu kalbe…
Mine POLAT
www.kafiye.net
SUSUN
Göz koydular gözlerime,
Sustum…
Söz söylediler söylediklerime,
Sustum…
Sus dediler gördüklerime,
Sustum…
Öyle bir hale geldim ki ;
Ölenle ölene,
Gülenle gülene,
Yaşayan ölülere, baktım sadece…
Sustum ve baktım.
Her şeyi gördüm.
Görmekle kaldım…
“Seni Seviyorum” dediler,
Sustum…
“Sana Ölüyorum” dediler,
Sustum…
“Ölüyorum” dediler,
Sustum…
Öldüler,
Yine sustum…
Ne bir tepki de ne bir kelime de,
Ağzımı açtıysam namerdim…
Bana “SUS” dediler zamanında.
Bir bildikleri vardır deyip, sustum.
Böyle geldim böyle giderim deyip, sustum.
Konuşanlara baktım, baktım yalnızca.
Yalnız kaldım konuşamadım da yalnızlığımla.
Ben bildiğimi bildim, uymadım şeytana.
Konuşmam için dürterdi oysa.
Dönüp sol yanıma baktım kaç defa.
Yine harfler birleşip akmadı dudağıma.
Akamadı…
Ben sustum konuşanlara inat.
Üzülsem de sevinsem de.
Şimdi sıra teslimi,
Ben çok sustum,
Sıra sizde…
Ben ölüyorum,
SUSUN…
Mine POLAT
www.kafiye.net
ŞİMDİ ÖLME ANNE
1. bu kış yine pencereler esiyor nereden doğduğunu bilmediğim bir öç dalgası geliyor üstümüze yolumuzda haramiler çengi kıyamet kurşun izlerinde yitiriyorum günlerin mavi saydamlığını ekmek yarım su kirli toprak bitkin ben soluksuz kaldım yalnızlığın ihtilal yaptığı odalarda
2. sen ilacını içtin mi sarısı yorgun yüzünün beni sevgiyle beklediğin günlerden kalan biraz sıcaklığın varsa sar anne beni konuş benimle sar beni kokun dağılsın yüreğime mercanköşk kurulmuş zaman yüzsüz günler yalan akşamlarımı parçalıyor bu filmler sinirlerim bozuk yüzüm kırışmış gözlerim halkalı arkana biraz bulut koydum hadi canım uyu biraz kuru çalılara benziyor bu dünya dallarında etim dikenlere takılı
9. cennet bahçelerinin suyu kesik anne yine yolsuzluk sarmış mahşer ülkelerini altın kurnalardan akan kevserlerden umut yok biçimsiz düşlerime dökülüyor büyüsü yalanların
sen hep böyle mi bakardın anne beni görmeden mi bakardın gözlerin gri yeşil tenin durulmuş ellerin saydam bakışlarında ovalar uzanmış sabırla
konuş benimle anlattığın masallardan bir şehzade bırak bana taze bir aşk mayala sağlık karnemi ver yanıma
Hidayet KARAKUŞ www.kafiye.net