Kategoriler

Arşivler


Tarih 14 Eyl 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

AŞKI SEVİŞİM BAŞKADIR


AŞKI SEVİŞİM BAŞKADIR

Can veririz amma yalnız aşka dır
Bizim aşkı sevişimiz başkadır
İsyanımız taca tahta köşkedir
Yare isyanımız olmadı olmaz

Bizim dolumuz dan mert olan içer
Vurgun yeriz sevda sıyırır geçer
Dost vurmuşsa derin yaralar açar
Yare isyanımız olmadı olmaz

Yalçın kayalardan tepecik olmaz
Yavuz hırsız yaka tuttu mu salmaz
Bu kapıyı namret elleri çalmaz
Yare isyanımız olmadı olmaz

İsteyene verdik şöhreti şanı
Alkışladık hakkımızı çalanı
Lokmamız da yoktur kulun figanı
Yare isyanımız olmadı olmaz

Çınar göğe uzar yere yayılmaz
Fırtına koparır sesi duyulmaz
Gölgemiz de yatan yolcu ayılmaz
Yare isyanımız olmadı olmaz

Her hançer darbesi yıkamaz bizi
Her musalla taşı çekemez bizi
Aşka kapı örtmez Mansurun kızı
Yare isyanımız olmadı olmaz
Güleser YORULMAZ
www.kafiye.net


Tarih 14 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

KARA SEVDA


KARA SEVDA

Sararmış söğüt ağacın yaprakları;
Altında yemyeşil çayırların kokusu;
Dağlardan çağlayarak akan derenin sesi;
Değirmenler arkasında saklambaç oynayan aşıkların gölgesi;
Hangi ramazanda ikram edilmiş hurma çekirdekleri!
Çığlıklara nağralara karışmış nal sesleri;
Gökyüzündeki ayın yüzü olur Ay yüzlü sevgili;
Ellerini uzatsalar göklere değecek olan çocukların yürekleri;
Şubatta çiçek açan ağaçlar.
Yalancı bahara inat donmamış çiçekleri;

Ertelenmemiş düşler …
Kürşatın 40 ahbabıyla Çin sarayını basması;
Akıllara durgunluk mu cesareti?
Kandaki kıvılcım cana ateş,
Karlı dağların sevdası;
Cehennem ateşi mi sevapsız sevdalar?
Derdine derman aramak m?
Dervişlerin hüznü.
Sevginin rengi olmuş kara .
Gökten yıldızı getirseler sana
Vazgeç kara sevdan dan
Dönmez mi yanık yürek kara sevdasından
Şerbet gibi içer mi aşk zehrini

Gülsüm Hicran Çaçur 27/06/2014
www.kafiye.net


Tarih 14 Eyl 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

Oglum Özkana


Oglum Özkana

Özümle yoğurduğum, kanımla doyurduğum!
Seni çok büyük acılarla doğurdum.
Her zaman sevgi ile bakıp büyüttüğüm,
Bir gün, bir ay, bir yıl değil,
34 dört yıldır hiç yanından ayrılmadığım,
Özverinin en yücesini yaptım!
Hiç bir zaman yorulmadım,
Tüm emeklerimi seni;
İyi bir evlat yetiştirmek için,
Uğraştım, başardım.

Sen benim gözümde,
Öyle bir esersin ki;
Hiç bir ressam çizmeye
Cesaret edemeyecek ,
Nesiller boyu yaşayacak,
Ne satılır, nede satın alınabilirsin!

Bu eseri yalnız fedâkar anneler çizebilir!
Kimse kıymet biçemez,
Yalnız tek rabim değer biçecek,
İşte onun için her zaman;
Cennet annelerin ayağının
Altına serilecektir!

Zülfiye  Dönmez
www.kafiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Mücella PAKDEMİR

DEDİLER


DEDİLER

Seni sevdiğimi duyanlar geldi
“Onu sevmek ağır ceza.” dediler
Her biri karşıma geçip dikeldi
“Kalbini bastırır tuza.” dediler

“Özletir bu fettan ölümü bile
Uğruna ömrünü versen nafile
Üç günde döndürür seni sefile
Kafanda pişirir boza.” dediler

“Kökünü kurutur, daha yok mu, der
Yok desen anında terk edip gider
Başından eksilmez hüzün ve keder
Sabır, sebat yetmez naza.” dediler

“Babayiğit gelse dinletemez söz
Yalanda dolanda doğuştan dansöz
Aşüfte, yetinmez, tam bir paragöz
Kanaat etmez ki aza.” dediler

“Yolunda rast gitmez asla bir işin
Çeneni sıkmaktan dökülür dişin
Yaz günü körükler sönse ateşin
Kış günü yatırır buza.” dediler

“Eftene püftene kızar, kudurur
Elleri belinde karşında durur
Gelgeç gönüllüdür, tekmeyi vurur
Ona çekemezsin hiza.” dediler

“En ufak hatanda idamdır yaftan
Kalemini kırar, anlamaz aftan
Buyur işte: âlâ biçilmiş kaftan
Çekmek istiyorsan eza.” dediler

“İnme iner; tutmaz ayağın, elin
Kekeme olursun; dolanır dilin
Kayıtlara geçer ibretlik hâlin
Mezar taşına da keza.” dediler

“Dayanamaz ‘Benim!’ diyen hiçbir kul
Kahrından çatlayıp dökülür pul pul
Ne canlar yakmıştır; sayısı meçhul
Sonun ölümcül bir kaza.” dediler

Pek meşhurmuş ünün; vallahi şaştım
Daraldı yüreğim, bunaldım, şiştim
Yalan yok; korkumdan yollara düştüm
“Vaktin varken hemen uza.” dediler

Mücella Pakdemir
www.kafiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

HAYAL MİYDİ?


HAYAL MİYDİ?

Kavuşmak mı bir hayal!
Bir hayal miydi kavuşmak
Aynı trenin farklı vagonlarında,
Farklı pencerelerden mi bakıldı.
Gideceğimiz şehirler hep farklı farklı,
Oysa biz son durakta durduk.
Ben senden habersiz, sen benden habersiz
Kaç yıl geçmiş ömürden böyle!
Kader miydi o son durak?
İkimiz adına;
Hangi şehire alınmış biletler?
Arkamızdan ağlayanlar,
Veda edemeyeceklerimiz mi var?
Kavuşmak mı bir hayal!
Bir hayal miydi kavuşmak?

Gülsüm Hicran Çaçur-10/09/2014
www.kafiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Ali ANAR

SAATLER Mİ DURMUŞ?


SAATLER Mİ DURMUŞ?

Saatlermi durmuş, bu akşam bilmem.
Yoksunya, yanımda, zaman geçmiyor.
Aksın, gözyaşlarım, bu akşam silmem.
Mehtap, ay, karanlık, gözüm seçmiyor.
Yanımda yoksunya, zaman geçmiyor..

Karşımda duvardan, resmin bakıyor.
Sensiz kalmak ateş, tam kalp yakıyor.
Hasret tam gönlümden, hançer takıyor.
Mehtap, ay, karanlık, gözüm seçmiyor.
Yanımda yoksunya, zaman geçmiyor..

Gözlerim görmüyor, tam perde inmiş.
Kokun, hep kalbimde, burnuma sinmiş.
Yıldızlar hep susmuş, zamanlar dinmiş.
Mehtap, ay, karanlık, gözüm seçmiyor.
Yanımda yoksunya, zaman geçmiyor..

Saatler hep durmuş, geçmiyor zaman.
Kalbim durmaz ağlar, haller çok yaman.
Yokluğun gönlümde, bitmez bir duman.
Mehtap, ay, karanlık, gözüm seçmiyor.
Yanımda yoksunya, zaman geçmiyor..

04.09.2014
ALİ ANAR


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Binali YILDIZ

EY ŞİRİN SÖZLÜM


EY ŞİRİN SÖZLÜM

Sende hayallerim, düşlerim gizli
Ruhumun aynası ey güzel gözlüm,
Sende umutlarım, nakışlı, izli
Güzeller güzeli, buğday benizlim.

Hayalin bir resim durur karşımda
Gülüşün ısıtır, sarar kışımda,
Canlanır anılar on beş yaşımda
Güzeller güzeli, ey ceylan gözlüm.

Sensiz günler geçmez, keder, ıstırap
Gönlüm hep virane, çaresiz, bitap
Ezelden yazılmış, bu aşka kitap
Güzeller güzeli, işveli, nazlım.

Âşık maşukuna köle olurmuş
Gönlü harman yeri yanar dururmuş,
Sorma bu kalbimi, çoktan savrulmuş
Güzeller güzeli, bülbül avazlım.

Seninle ömrümde baharlar açar
Değince gülüşün gonca gül saçar
Mutluluk çoğalır, kederler uçar
Güzeller güzeli, ey şirin sözlüm.

Binali Yildız
www.kafiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Ali ANAR

SEN OLMAYINCA


SEN OLMAYINCA

Her sabah, her akşam, seni ararım.
Kalbimden, bir ateş, her gün yanarım.
Gönlüme, sordum ben, aldım kararım.
Benim tüm benliğim, sen dolmayınca.
Bana, kader gülmez, sen olmayınca..

Sevdan, tam gönlüme işlemiş benim.
Tutsak oldum sende, duymuyor tenim.
Aklım baştan gitmiş, büsbütün, senim.
Benim tüm benliğim, sen dolmayınca.
Bana, kader gülmez, sen olmayınca..

Toprak, tav olmazsa, tohum ekilmez.
Sen olmazsan gülüm, hayat çekilmez.
Kalbime söz geçmez, bir laf denilmez.
Benim tüm benliğim, sen dolmayınca.
Bana, kader gülmez, sen olmayınca..

Gelde, sor sevdamı, anlatsın duvar.
Burnumda tütersin, bende kokun var.
Güneş senden doğar, sendedir bahar.
Benim tüm benliğim, sen dolmayınca.
Bana, kader gülmez, sen olmayınca..
07.09.2014
ALİ ANAR
www.kafiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Öyküler

Her Yerde Her Demde…


Her Yerde Her Demde…

Dostlara gün/ aydın olsun…

Günaydın dostlarım, sevdiklerim, sevenlerim, koşup ta dost yüreğime dostça gelenlerim ‘GÜN/AYDIN…’

Bir gözyaşı süzülür gökyüzünden… İçindeki binlerce bomba ile yüreğim ağrır, düşüncelerim parçalanır… Bir çocuk çığlığı sarar etrafımı, kadınlar ve erkekler, binlerce ses kaplar beni… Susarım, kopar içimde fırtınalar, bir ışık renk verir güne… Henüz sabah olmamıştır. Oysa ekranlardan güneşin doğuşunu gösterir gibi görüntüler verirler, bu kentin yüreğinden kopar binlerce ışık, yanarım…

Benim güneşimi kimler doğurmak ister göklerimde, benim düşlerime kim sahip olmak ister, ben mi çağırdım gel aydınlığımı yarat diye… Dursun bu dünyanın sessizliği bir çığlıkla olmaz, bin çığlıkla da, milyonlarca çığlıkla da… Güneşi karartanların ülkesinde ki güneşi biz doğuralım… Yoksa evrenin tüm güneşlerine ambargo koyacaklar… Güne güneş ışığı düşlerle katılmak kimin tekelinde… Artık demiyorum o üç kelimeyi… Bir şey ifade etmiyor çünkü… Milyonlar haykırdı ama sadece bir gecede bitti, yıldız karası gökyüzünün saltanatı…

Ve düşledim karanlık gecede; âşık mı oluyordu insanlar birbirine yoksa maşuk mu bekliyordu aşkını, aşık mı arıyordu maşukunu… ve yine düşledim. Yağmur yağıyordu evet, ta kalbimin ortasına vurdu damla, söz yaşıydı bu sanırım üç kelime…

Aşk, habersiz çalar her gönül kapısını. İzinsiz dalıp içeri, yakar aşk ateşini… Alev alev yanmaya başlar gönül… Sonra, harında kavurur onu. Acıdıkça ağlar, ağladıkça yanar, yandıkça pişer âşık… Dumanı ah ile çıkar, zikr ile ummana dalar sonra.
Belli halinden, Arar âşık maşukunu her yerde… Dağ, taş, bayır, ova, yer, gök, çöl, demez, gezinir durur avare… Sonunda bulur âşık maşukunu, bir gecenin içinde…
Çıkartıp maşuku gecelerin içindeki kalabalık yalnızlığında, oturtur gönül tahtına, bakar bakar ona doymak adına… Ne kadar baksa da doyamaz maşukun seyrine. Ve muhabbet şenlendikçe şenlenir sonra… Maşuk sorar, aşık söyler. Ve aşk, hem yakar, hem akar delice… sanki gökyüzünden… düşer de yakar… Neydi bu düşen üç damla derde şaşar da, şaşarsın…
Sırılsıklam olursun aniden; yok dersin yağmur bu… yok yok yağmur bu… ama üç damla neden…
Bence, evet bence; yağmur yağıyor ıslanıyorum ve yağmurla birlikte ıslanıyor ağaçlar,.. birden aklıma Ahmet Telli’nin bir şiiri geliyor. ‘Özletiyor seni bu yağmurlar’, aslında özlenen baharın güneşli yüzünden öte bir şey değil sanıyorum, âşıklar var maşuklar var birde uzaklara düşmüş dostlar var tabii, her koşulda ıslanarak katılın güne, güneşi görmeseniz de yağmuru hissedin doyasıya…

Ve ıslanırken anımsayın: Üç damla, üç harf maşukun söylediği…
Sesinizi gömün yüreğinize artık ellerinizdir sizi kurtaracak olan…
Ve bizim duyduğumuz en fazla sesleri çıkaran enstrümanlar oluyor oysa müziğin derinliklerinde mükemmel sese ulaşan binlerce ritim var tıpkı sessizliğin içindeki ses gibi. Melodilerin en güzeli duymaktansa melodilerin en güzeli söyleyip müziğe katılmanız dileğiyle, dilediğinizce bir yaşamı gün boyunca yaşamanız dileğiyle, yeni haftanın yeni günleri size mutluluk, huzur, umut, sağlık, neşe, para getirsin dileğiyle, günler şiirler tadında sevgi ve aşk ile yüreklerinize aksın dileğiyle… Sevgiyle kalınız… Mutlu kalınız… Umutlarınız ve düşleriniz gerçek olsun… Hafta sonunuz huzur dolu olsun…
Yağmur yüklü sevgilerle… Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun, gecenizden doğan sabahınıza selam olsun…

Sevgi ve muhabbetimle… Her yerde her demde…

Ömer Sabri KURŞUN
www.kfiye.net


Tarih 13 Eyl 2014 Kategori: Sabiha Serin

ŞİKÂYETİM VAR ATAM


ŞİKÂYETİM VAR ATAM

Atam neredesiniz hemen uyanıp gelsen
Ülkem kimlere kaldı bir halimizi görsen
Anayasa’da neler olacak bunu bilsen
Laiklik elden gitti şikâyetim var Atam

Ulusun uyuyor ki hem de derin uykuda
Düşünmezler yarını ne olacak bu yurda
Amaç çoktan bellidir o fesat kafalarda
Milliyetçilik bu mu?şikâyetim var Atam

Bazısı bu vatanı toprak ya da taş sanır
Satılır mı bu toprak insan olan utanır
Türk Ulusu susmayın sonra çok geç kalınır
Emanet hıyanet de, şikâyetim var Atam

Bir karış toprak için onca yiğitlerimiz
Bunun için mi kanlar döktü şehitlerimiz
Ülkemizi yıkacak bu yetkililerimiz
Devrimler unutuldu, şikâyetim var Atam

Ay Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağım tehlikede
İnsan hakları bitti, kanunlar ne hallerde
Demokrasi kalmadı, halkımız suskun evde
Halkçılık hani nerde?şikâyetim var Atam

Ülkem elden gittikçe, bakar yanar yüreğim
Kim bilir bu gidişle ne günler göreceğim
Cumhuriyet ilkemiz, yolunda gideceğim
İhanet ediyorlar, şikâyetim var Atam

Ulus gaflet içinde, ne zaman uyanacak?
Ülkemiz tehlikede hiç mi yok anlayacak?
Ulu önder Atamın kemiği sızlayacak
Gelecek karanlıkta, şikâyetim var Atam

Ülkemiz hepimizin asla kimse bölemez
Cumhuriyet ilkemiz, kimse zedeleyemez
Bu ışık hep yanacak asla söndürülemez
Sahip çıkan azaldı, şikâyetim var Atam

SABİHA SERİN
www.kafiye.net