şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Bu aşkın faili benim, mefulü sen.
Meçhulü benim, cahili sen.
Kâh didenin ucundayım,
Kâh hane-i dilin kapısında,
Kâh düşer kırılırım,
Kâh çarpar parelenirim…
Beni sessizce bekleyen odam girerken, Bu oda karanlık, bu oda kimsesiz, Bu odada yalnızlığımı içiyorum bardak bardak… Her şey aynı, her duygu kalıp şeklinde. İçimdeki hayal kırıklığının sesi bile… Yaralarımı onarmaya çalışıyorum. Oysa her merhem sürüşümde beni biraz daha içine çekiyor. Dingin ve masum bir bedende durgun suların, baygın nilüferleri gibiyim…
Yapabildiğim tek şeyi yapıp,susuyorum kelamların arsında ! Ufacık bir boşluk baırakıyorum, olurda sesine nefes istersin diye.Umrundışı herşey biliyorum.Dünya,hayat hatta ben bile..
Keşkeli cümleleri yazmıyorum, yanlış anlama.Ben yazmaya kalksam bile kalem yazmaz , kalem yazsa kağıt tutmaz harfleri…
Gittin…
Sana gitme demek,en ağır cezaydı bana.Çünkü her gelişinin kaçınılmaz bir gidişi olan kısır bir döngüden ibaretti sevdan…
Şimdi gitmene engel olsam,sonra yine gitmeye kalkacaktın.Madem gidecektin,şimdi gitmeliydin.Umutlarımı yakmalı düşlerimi kurşuna
Düşlerimi, hayallerimi ve sanırım kâbuslarımı arka odada ki sandığa kilitledim. Kâbuslarım düşlerimi yer mi Tanrım? Onları korkutur mu?
Beni çok korkutuyorlar da…
Kuzey yıldızı görünmüş huzur veren mavilikte.Güneş tüm güzelliğiyle şahşahalı bir gidiş yapıyor insanın içine işlercesine. Yakıcı rengi ; sıcacık gülümsemeler gibi. Bir veda gibi değil gidişi. Döneceğim mutlaka. Şimdi başka yerlere aydınlık götürüyorum. Yeni umutlarla , özlemlerle , sevinçlerle , güzelliklerle
Soğuğun gölgesini üzerinize düştüğü zamana ısınmak için güneşi aradınız mı? Bir lokma kuru ekmeği gözyaşınızla ıslattınız mı? Rüzgârın uğultusu hiç ninni gibi geldiği oldu mu kulağınıza. Kâbuslu gecelerde çığlık çığlığa uyandığınızda yastığınıza sarılıp yorganın nefesini dinlediniz mi?
Bir rüya anlatmaya başlıyorum insanlara. Aslında kimsenin dinlemekten hoşnut olmayacağı türden bir rüya bu. Her kes değişiyor, rüya aynı kalıyor. İkiz çocuklar gibi. Kimsenin dinlemediği şarkılar gibi tınısı. Bu rüya denemeden yanılanların rüyası. Tanrı’yı seviyor, nedeni belirsiz.
Beni ayakta tutan, yalnızlıklar içinde “biz” olmam, olamam senin yüzünden!
Bakma öyle. Gülme… Belirmesin gamzelerin yüzünde. Onlar bana ait değil.
Oysa dün seninleydim. Mezarlıkta!
Uykusuzluktan kızarmıştı gözlerin. Ve dudakların çok üşüdüğünden mi morarmıştı? Benim hatamdı özür dilerim. Geceleri üşüdüğünü
Hayat ince bir yelpaze, avuçlarımdan akıp giderken damlanın denize kavuşması gibi sana koşuyorum. Sedef bir yağmur damlasını yüreğinde inciye döndürmesi gibi, bende seni yüreğimin umanında ki sisler içinde büyütüyorum. Elveda zamanındaki sözlerine kapıyı aralamak yerine, sıkı sıkı kapatıyorum.