SENİNLE SUSMAK İSTİYORUM VARMISIN… VAR MISIN ?

Yapabildiğim tek şeyi yapıp,susuyorum kelamların arsında ! Ufacık bir boşluk baırakıyorum, olurda sesine nefes istersin diye.Umrundışı herşey biliyorum.Dünya,hayat hatta ben bile..
Keşkeli cümleleri yazmıyorum, yanlış anlama.Ben yazmaya kalksam bile kalem yazmaz , kalem yazsa kağıt tutmaz harfleri… O yüzden sadece susuyorum.
Ve çocukça bir soruyla sorguya çekiyorum kendimi ; ‘Neden ?’ diye soruyorum .Nedeni yoktu, ama’sı da gereksizdi.
Çünkü sonunun ne olacanı bilemeyen ben ; haddimden fazla dil döktüm sana.
Oysa istediğim tek şey, sessiz olmamadı.Yapamadım ! Bilirsin yapamazdım, ancak yazarken susardım ben ve ağladığımda düğümlenirdikelimelerim. Kördüğüm olurdu harflerim, sessiz çığlıklar peşin sıra kapardı yüreğimde.
Kanardım.Belkide kanamamak için kanattım. Hemde beni hiçbir zamn kızmayan bir yüreği !
Şimdi sen öyle uzak duruyorsun ya benden, şimdi sen gittin ya hani yüreğimden; söylesene neden benim canım bu kadar yanıyor ? Alıştım ben gidişlere,terkedişleri umursamıyorum artık.Hatta kendi ellerimle siliyorum yüreğimdeki ayak izlerini..
Niye senin ayak izlerini silemiyorum ki?Bu aralar hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim tek şey,gidişin.. Arkana bakmadan,beni umursamadan,hiç tanımıyormuşcasına ki seni benden çalan o gidişin..
Gitmeyi bilmezdin oysa sen..Hiç giderken görmemiştim seni.. Kırıkların mı zorladı seni yoksa sen mi istedin gönüllü gitmeyi?
Yine çok konuştum,haklısın.. Oysa sadece ‘susacak var’ sen yeter ki ‘dön’ diyecektim..
Dön de kurtar beni bu acıdan diyecektim ve susacaktım.. Ya yazacaktım sayfa sayfa ya da ağlayacaktım günlerce,gecelerce,aylarca…
Dönene kadar ağlayacaktım işte.! Bir çocuk gibi,yeni doğmuş bir bebek gibi.. Annesinden ayrılan ‘ufak bir kız çocuğu’ gibi ağlayacaktım. Ve dilsiz kalacaktım;susacaktım.
Dinsiz kalıp gelişine tapacaktım.. ‘Hoşgeldin’lerle sarılacaktım boynuna..
Oysa ne sen geldin ne de ben ‘hoşgeldin’ diyebildim sana
Sustum.. En acımasız yerinde tek tek öğütler verdim kendime..’Olacağı buydu, ne bekliyordun ki? ‘ dedim. Kendime kızdım,sana kırıldım..Halbukı en korktuğum şeydi.. ‘kırmak; çünkü çok iyi biliyordum kırılanların kıranları affetmediğini..
‘Sakındığın göze çöp battı’ de, ‘korktuğun başına geldi’ de.. Ama gel..
Affetmedin, gelmedin.Mevsimler boyut değiştirdi,aylar isim değiştirdi ve ben ağlamadan da yazmadan da susmayı öğrendim. Fakat sen, yeminli gibi gelmedin! Gelenler oldu,kovduklarım döndü;görmezden geldim onları..
Seni aradım, her dakika göç etti gözlerim bir gözden bir başkasına.. Ama senin gözlerini bulamadım..Senin gözlerindeki o buğu yoktu hiçbirinde..
Anladım artık.. Gidişin dönüşsüzdü ve benim uğraşım koca bi ‘ hiç’ten ibaretti.. Sabrımın sonbaharındayken bile beklediğim senin, artık gelmeyeceği kesindi.. Hem ben anlamıştım,hem de yüreğim..
Şimdi sadece istediğin gibi; susyorumsessiz harflerle..! Gösterdiğin tercihlerden ‘susmayı’, sakladıklarından ‘seni’ seviyorum…
‘Susmayı sende seviyorum’
‘Seninle susmak istiyorum..
Var mısın ömür boyu benimle susmaya..?

GÜLSÜM ABALI
www.kafiye.net