şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Yüreğim çocukluğumdan kalan geceyi giyinmiş,
Kaç kez giyindin söylesene zifiri renkleri üstüne?
Bir yudum mutluluğu çok gördün ah be kader,
Kifayetsiz kalıyor serzenişlerim!
Bugün Pazar… Gün boyu Virane’de arkadaşlarla beraberdik. Çok farklı bir hava vardı, orada. Hani Halit’i sevgilisi terk
etmiş, yani son sınava girdikten sonra Sivas’a dönmüş, aradan on gün kadar geçtikten sonra da telefonda aramış, evlenmelerinin mümkün olmadığını, ayrılmak zorunda olduklarını söylemiş, böylece üç yıllık bir beraberlikleri sona ermişti de memleketine gider gitmez Halit’e arka dönmesine, her şeyi bir kalemde silip atmasına bir anlam verememiştik, Halit çılgına dönmüş, yere göğe sığmıyor, Ayşe’nin yaptığını bir türlü hazmedemiyordu ya nihayet sorun anlaşıldı.
Mutluluk, bir can yoldaşına sahip olabilmekti. Gözlerinden sevgi masalları okumak, yüreğinin atış hızını, nabzında duymaktı. Bir an için de olsa göz göze gelince; bakışlarında, gereksinim duyulan ışıltıyı görebilmek, aynı şekilde cevap verebilmekti.
Sanki unutulmaya yüz tutmuş
Özlem türkülerini çığırıyor
Açlık grevinde açlığa and gibi
Teredüdütsüz
Kendimi bülbüle yaren eyledim
Gidip kuru dala konmasın diye
Her ne söyledimse candan söyledim
Dilekler diledim yanmasın diye
Ben seni sensizlikte boynu bükük yaşarken
Kar olup gökyüzünden yağsam dört bir köşeye
Saçlarına dokunsam aşka senle koşarken
İlham kaynağım sen ol, neden ol bir neşeye
Sen bu şiiri okurken,bir sigara yak,
Hani bir an olur ya sadece bir an?
Gözlerinle tartsın ufukları, bir makinalı çabukluğunda
İşte o an beni hatırla, gülen gözlerimi düşle,
Kan ve gözyaşından arınmış olalım seninle
Kınamayın beni ben de insanım
Ben aşkın narında yanmışım gönül
Hasretin kor gibi acıyor canım
Ben aşkın narında yanmışım gönül.
Sabır cenderesi oldu bu dişim
Sayende bitmiyor uzadı kışım
Derdine yanıyor gülmeyen başım
İnsafa gel artık uslan be gönül
Seninle bir şehirlerarası otobüsün arka koltuklarında kesişti yollarımız. Babanın kucağındaydın saatlerdir ve tüm yolcuları rahatsız etmek pahasına, hatta akciğerlerini nefessiz bırakmak pahasına bağırdıkça bağırıyordun…