Kategoriler

Arşivler


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Karacakız Elif AKTAN

YAKARIŞ


YAKARIŞ

Ömrüme hüzün verip ciğerimi yakanın,
Allah’ım Sevgisini ,yüreğimden söküp al…
Hayallerimi yıkıp gözlerimden akanın,
Allah’ım Sevgisini,şu halime bakıp al…

Menfaat için beni yarı yolda koyanın,
Beklediğim yarına acımadan kıyanın,
Önce ümitler verip sözlerinden cayanın,
Allah’ım Sevgisini,artık benden çekip al…

Yılan gibiyken dostluk rolune bürünenin,
Firavun’ken Nemrut’ken İbrahim görünenin,
Beni sırtımdan vurup bununla övünenin,
Allah’ım Sevgisini,benden beter yakıp al,
KARACAKIZ kulun’dan bu sevdayı söküp al…

KARACAKIZ   Elif Aktan
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Canan ÖZDEMİR

KAPLICALAR DİYARI SİVAS


KAPLICALAR DİYARI SİVAS

Güneşin aydınlığı kadar aydınlık bir dünyanız olması dileklerimle.Bugünkü gezimizin konusu Sivas Kaplıcaları.İlk durağımız Kangal Balıklı Kaplıcası.Halkın deyimiyle Yılanlı Çermik.Kangal’a 10 km uzaklıkta ağaçlık bir mevkide bulunmaktadır. Kavak mevkiindeki kaplıcanın başta yılancık ve sedef olmak üzere bir çok cilt hastalığının  ve romatizmal hastalıkların tedavisi için  gerek yurt dışından ve gerekse  yurt içinden hastalar gelmektedir.Suyun sıcaklığı 36 derecedir. Suyun içerisindeki minerallerde tedavi edici niteliktedir.
Sıcak Çermik Kaplıcası ,Sivas –Ankara yolu üzerinde, il merkezine 31 km uzaklıktadır.Suyu kükürtlü ve ortalama sıcaklığı 40 derecenin üzerindedir.Çermiğin suyu,özellikle romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.Ayrıca Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinin hastaların tedavisi için Fiziksel  Tıp ve Rehabilitasyon Merkezi çermikte hizmet vermektedir.
Soğuk Çermik Kaplıcası serin, temiz havası ilginç topografik yapısı ile dikkat çekmektedir.Soğuk Çermik ,il merkezine 18 km uzaklıkta yer almaktadır.Dertlilerin deva ,hastaların şifa için dua ettiği Ahmed’i Turan Hazretlerininde türbesi burada ziyaretçi akınına uğramaktadır.Efsaneye göre ; Soğuk Çermik yakınlarında çok şiddetli savaşlar olur.Ahmet Turan Gazi yaralanır. Kelle koltugunda atıyla beraber Soğuk- Ilıca denilen bu mevkide kayalıklara atlar. Atının ayak izleri kayalıklara gömülür. Türbesinin ilerisinde ayak izlerine benzeyen çukurlar ı görebilirsiniz.İnanışa göre bu izler Ahmed-i Turan’ın atının ayak izleridir.Ahmed-i Turan Battal Gazi ve Sivas Yukarı Tekke’de türbesi bulunan Abdulvahabi Gazi Hazretlerininde silah arkadaşıdır.
Sıcaklığı 25- 28 dereceler civarında olan kaplıcanın suyu insanın vücut sıcaklığından biraz düşük olduğu için ‘’Soğuk Çermik ‘’denilmektedir.Şifalı suları ;Romatizmal, sinir ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.
MTA’nın yaptığı son araştırmalarda merkeze bağlı Yukarıyıldızlı Köyünde bir süre önce bulunan jeotermal  kaynakta turizme kazandırılmayı bekliyor.Bu kaynağında içerdiği mineraller nedeniyle bir çok hastalığa iyi geleceği , ayrıca içmecelerininde mide ve bağırsak  hastalıklarına iyi geleceği belirtiliyor.
Kaplıcalar Diyarı Sivas’ta turizme kazandırılmayı bekleyen, çeşitli dertlere derman olabilecek; Ortabuçak Çermiği, Alaman Çermiği, Akçaağıl Çermiğini de sayabiliriz.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Yetkililerden beklentim Sivas’taki jeotermal Kaynakların kullanılması ile ilgili çeşitli projelerin üretilip, hayata geçirilmesidir.Bu konuda duyarlı olmayı bir vatandaşlık görevi sayıyorum.Saygılarımla.

Canan ÖZDEMİR
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Canan ÖZDEMİR

AVRASYA EĞİTİMCİLER DERNEĞİ GEZİ NOTLARI –3


AVRASYA EĞİTİMCİLER DERNEĞİ GEZİ NOTLARI –3

(İran’da Tebriz Gezi Notları)

Gününüz aydın olsun. Gezimizin son durağı Tebriz.Tebriz’e gitmek üzere Azerbaycan’ın sınır kapısından İran sınır kapısına doğru 3,5 – 4 saat süren oldukça zahmetli bir beklemeden sonra girebildik.Ancak bu muhteşem şehir için değerdi.İpek yolu üzerinde bulunan bu tarihi şehirde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bir çok güzel yer ve eser bulunmaktadır.
Gerek Tebriz’de ve gerekse Bakü’de hiç bir sıkıntı çekmedik ve sevgiyle karşılandık. Kendimizi yurdumuzdaki gibi rahat hissettik.Tebriz’e girmeden önce Azim Kardeşler Lokantası’nda Mina Kebabı (Lüle Kebabı) yedik.
Tebriz, İran’ın dördüncü büyük kenti,ancak sanayi bakımından ikinci büyük kentiymiş.Şehrin havası sıcak yaz aylarına rağmen ılımlı ve güzel ,bunaltmıyor.İran’ın girişinden itibaren bitki örtüsü İç Anadolu Bölgesi’ndeki gibi bozkırdı.Tebriz, karasal iklimin özelliklerini gösteriyor.
Otelimizde kahvaltı yaptıktan sonra Gaçar Müzesi’ne doğru yola çıktık. Gacar Müzesi, Gacar Hanedanıyla ilgili nadide ev ve süs eşyalarının bulunduğu müze. Sadece bir kısmı müze , diğer kısımları başka amaçlarla kullanılıyor.Göz alıcıydı.Camları;işlenmiş, iç açıcı, sarı ,mavi,kırmızı,yeşil renkli desenlerden oluşuyordu.İşlenmiş tavanlar,barok tarzı perdeler, silahlar, hanedan ailesinin soy kütüğü ilk göze çarpanlardı.İnsanın ruhunu okşayan bir saray.
Gacar Müzesi’nden sonraki durağımız; Şairler Mezarlığı.Dünya’da yetiştirdiği şairleri ,sanatçıları için özel mezarlık yapan tek şehir Tebriz.Kanaatimce sanata,sanatçıya verilen önemin göstergesi.Haydar Baba isimli ünlü eserin şairi Şehriyar’ın mezarı da burada. Dua edip, şiirlerini dinledik.Müzeler Şehri Tebriz’de çok kıymetli , paha biçilmez tarihi eserlerin muhafaza edildiği bir çok müze var.Ancak bu kısıtlı zamanda hepsini gezemedik.İnşallah bir daha ki gelişimizde.Yolumuzun üzerindeki Beytuni’nin yaptığı yiyecek müzesini gezdik.Gacar döneminden kalan Seyit Hamza Camii’ni gezdik.
Moğollar, Safaviler gibi devletlere başkentlik yapan Tebriz; İran’ın en önemli ticaret, endüstri ve eğitim merkezlerinden biri. İran’da ilk belediye teşkilatının kurulduğu Tebriz’de Belediye Binasının bir kısmı da müze olarak gezilebilir.Saat Kulesi olarak da adlandırılan bu bina da uçuş halinde bir kartalı gösteren bir şekilde dizayn olmuş.İçerde bulunan eşsiz ,tarihi eserlerin fotoğraflama imkanı buldum.
Daha sonra Mescit-i Alişah Kalesi’ni gezdik.8. yüzyıldan kalma bu eser görülmeye değerdir. Kaleden sonraki durağımız Azerbaycan Müzesi oldu.Bu müzede bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler sergilenmekte.Tebrizli bir heykeltıraşın yaptığı heykeller, insanlık açısından çok önemli mesajlar veriyordu.
5000 yıllık tarihi olan şehir, deprem kuşağında yer aldığı için bir çok yıkıcı depremin etkisiyle tarihi eserlerin bir çoğu yıkılmış ve ya kalıntıları kalmış.Daha sonra şehir yeniden inşa edilmiş.Gezdiğimiz Göy Mescit çinileriyle meşhurdur ve günümüze kalan en önemli eserlerden biridir.Şah Cihan zamanında yapılmıştır.
Göy Mescit’in önünden geçip doğruca ileriye doğru devam ettik. Yol boyunca büyük ve modern bir çarşının içinden geçtik ve sola dönüp merdivenlerden aşağıya inince Demir Çağı Müzesi çıktı karşımıza. Demir Çağı Müzesi’ndeki mezarlar 4000 yıl önceye aitmis. Öldükten sonra dirileceklerine inandıkları için bu mezarlarda yatanlar cenin pozisyonunda ve kişisel eşyalarıyla gömülmüşlerdi. Sadece bir kadın attan düşüp beli kırıldığı için sırt üstü gömülmüştü.
Halı Müzesi’nde çok değerli, ve paha biçilmez halıları görebilirsiniz. En eski halılardan Safevi dönemine ait halı dikkat çekiciydi.Tarihi İpek yolu üzerinde olan Kapalı Çarşı’dan da söz etmek istiyorum.Tarihi Kapalı Çarşı, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış.Hicri 4.yüzyıla ait farklı arastalar, küçük çarşı,koridorlar, dükkanlar, camiler ve hamamlardan oluşuyor.İpek halılar duvarlara asılan kuyumcular, yiyecek içecek ,zerzevat dükkanları,bakırcılar, gümüşçüler,ayakkabıcılar dikkatimi çekenler.
Ve son durağımız yemek ve dinlenmek için El Gölü Milli Parkı.Şehrin doğusunda ,bir tepenin üzerine kurulmuş bir göl kenarı.Akşam 9 sıralarında gittik.Suyun ve rüzgarın etkisiyle serinledik ve dinlendik.Gölün etrafında yiyecek içecek satan büfeler, lokantalar, çay bahçeleri var.Yöresel lezzetleri tadabilirsiniz.Yöreye ait sebzeli çorba favorim.Tebriz gezimizde bize eşlik eden,yardımlarını esirgemeyen Masoumeh Daei hanımefendiye de teşekkürlerimi sunuyorum.Tebriz’de,Bakü’de yeni dostlar edindim.Böylece bir gezimiz daha sona erdi.Gelecek gezimizde hangi Türk İllerine kucak açmak kısmet olacak bakalım?Selametle kalın.

Canan ÖZDEMİR
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

BİR HABER OLSUN GELMİYOR


BİR HABER OLSUN GELMİYOR

Sensizlik bu gece de
Korkularımla üstüme geliyor,
Tıkanırım, alamam nefes,
Sesim sesim titriyor,
Gözlerin aklıma geldikçe
Zamanım duruyor,
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Sensizim bir tek seni bilirim,
Ben yalnız seni severim,
Karanlık düşüncelerimi,
Sen gelirsen silerim.
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Deli gibi dönüyor başım.
Saniyelerle içim içim eriyor,
Her mevsimin şarkısını besteledim.
Bu ne hayat sensiz geçiyor,
Herkese hayır,
Bu gönül seni seni istiyor,
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Gülsüm Hicran Çaçur-07/09/2014
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

YALNIZ AĞLADIM


YALNIZ AĞLADIM

Sevda yaşadıysam er gibi sevdim
Canımı al senin der gibi sevdim
Kusur aramadım kör gibi sevdim
Aşk için dar kurup çıkışım oldu

Kolayda görünüp zorda kaçmadım
Gördüğüm limana yelken açmadım
Dünya takas ettim yardan geçmedim
Sayısız umutlar yıkışım oldu

Ateşler harlandı içine daldım
İkrarla sadakat yanıma aldım
Yükselen dumanın içinde kaldım
Direnip dişimi sıkışım oldu

Aşılması çok zor ummanlar gördüm
Akıla gelmeyen dümenler gördüm
Yalnız ağladığım zaman gördüm
Sessiz sedasız of çekişim oldu

Noktaya sığdırdım koca evreni
Tüccar oldum sürdüm ulu kervanı
Muhabbette gördüm demi devranı
Gönül gözü ile bakışım oldu

Gülesre YORULMAZ
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Zehra Demirtaş

BİR SEN


BİR SEN

Bir sen güldürüyorsun beni, bir sen!
Baharda açan papatyalar gibi,
Sisli bir gecenin sabahında,
Papatyanın yapraklarında gözyaşlarım.

Bir sen güldürüyorsun beni bir sen!
Sarı saçlarımın gizemli ışığında kaybolup,
Aşk naraları atışın yüreğimde,
Sarı papatyam, papatyammm deyişinde.

Bir sen güldürüyorsun beni bir sen!
Seni seviyorum deyişlerinde,
Saklambaç oynarcasına kaçışlarım,
Sen ise her kaçışımda,
Yollarımı papatyalarla süslersin.

Birsen güldürüyorsun beni bir sen!
Yüreğim ağlıyor sensizlğimde,
Gözlerim âmâ nemli herdaim,
Gülmelerim öksüz.

Bir sen güldürüyorsun beni bir sen!
Bensizliklerdeki seslenişlerin,
Kulak çınlamalarımın sebebi,
Seni yaradana kurban olurum,

Papatyammm deyişinde gülüşlerim.

 

Şaire Zehra Demirtaş Boz
www.kafiye.net

 


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Nilüfer SARP

Nila

Nila


Güneşi çaldım alasından nila…
Gözlerinde temmuz sıcağı,
Bir sabah gökyüzüne koşmak geldi içimden
Bulutlar ağlasın avuçlarında…
Kendinden koşarak ötelere
İçimde solan güz güllerine inat
Takvimlerden yolarak hüzünleri
Mağrur bir tebessüm çizdim gamzelerime

Ah Nila…

Gülümseyen mevsimlerin rengini
Bereketli toprak kokusunu muştular gibi
Gözlerindeki sevinç tufanlarına yasla
Med cezirler döverken kıyılarını
Zambaklarda soludum seni nila…

İdrakine vararak sevincin, kederin
Ufkunda dolaştım sonsuzluğunun;
Ölümsüzlük şerbeti gibi
Güneşi çaldım kor yerinden
Saman alevi öfkelerimi asarak düşlerime
Kehribar bakışlar sürüyorum gözlerine
Sevdanın küllerine ateş basarak
Yüreğimi hapsediyorum yüreğine

Ah Nila…

Dalgaların sessiz çığlıklarında
Şiirlere yüreğimi gebe bırakmak için
Adının tek harfi yeter

Nilüfer Sarp
mayıs.2014
www.kafiye.net


Tarih 10 Eyl 2014 Kategori: Harun YILDIRIM

NE ZAMAN GELİRSEN GEL -2


NE  ZAMAN GELİRSEN GEL -2

Bekliyorum can özüm gelen varsa buyursun
Aşk şerbeti içelim ne zaman gelirsen gel
Kulakları çınlasın bülbül güle duyursun
Gülizarda açalım ne zaman gelirsen gel

Sanki bir zatı huri o samur  kaşlarıyla
Aşıka çok naz eder pelikan yaşlarıyla
Bize selam getiren ebabil  kuşlarıyla
Semalarda  uçalım ne zaman gelirsen gel

Gündüzlere yükleriz gecelerin suçunu
Gel alalım yıllardan ayrılığın öcünü
Hangi kervan taşırki aşkımızın göçünü
Muhabbeti saçalım ne zaman gelirsen gel

Yüreğini bir kurşun sıkılacak elbette
Hem saltanat hem tahtın yıkılacak elbette
Sanada uzaklardan bakılacak elbette
Mübtelanım kaçalım ne zaman gelirsen gel

İster dikeni olsun ister güllere inat Yanağına dokunan yağmur sellere inat
Leyla ile mecnunun  yeri  çöllere inat
Kendimizden geçelim ne zaman gelirsen gel

HARUN  YILDIRIM
10/09/2014
www.kafiye.net


Tarih 10 Eyl 2014 Kategori: Harun YILDIRIM

KÜFLÜ DÜNYA


KÜFLÜ     DÜNYA

Davulcu çomağında zaman vuslata vurdu
Bir yarım aklım vardı örsün üstünde durdu
Çekiç sanki muhabir önce hal hatır sordu
Zaman delirmiş bir tay haydi yükle sırtına
Her yerde piranalar koptu büyük fırtına

Hayat bir rüya imiş içtim billur şişeden
Sanki sen çıkacaktın baktığım her köşeden
Aşk’hüsran kahır güldüm el içinde neşeden
Gökkubbe gerdanında iki nazarlık varmış
Nere istersen gömül bir tek mezarlık varmış

Eser tan yeli yaprak dalında hayram eder
Baharda esen meltem son güzde seyran eder
Dalgalarım susunca köpükler bayram eder
Yağmurdan  bulutların aşınmış ayakları
Şimşeklere sorsunlar yedigim dayakları

Rüzgar iteledikçe gelen var izimizden
Ay yıldız şikayetci güneşe ikimizden
Son güzün hırçın yeli es şimdi dizimizden
Yakacaksan yak artık söndürdüğün ateşi
Yüzünde mehtap gördüm gözlerinde güneşi

Benmi ters görüyorum dağların kaşı eğri
Karanlıklar küflenmiş sol gözüm,de bir ağrı
Akbabaların sesi baykuşlara bu çağrı
İhtiyar bir ağaçtan bir arabaya bindik
Veda ettik dostlara en son durakta indik

Harun Yıldırım
www.kafiye.net


Tarih 10 Eyl 2014 Kategori: Ümit Zeki Soyuduru

ÜMİDİMİ YİTİRMEDİM!


ÜMİDİMİ YİTİRMEDİM!

Türlü türlü hilelere,
Maruz kaldım çilelere,
Taş doldurdum filelere,
Ümidimi yitirmedim!

Saltanatlar gözümde hiç,
Haklı mısın sendeyse güç?
Kapım kırık, evim kerpiç,
Ümidimi yitirmedim!

Yenilmez ki benim etim,
Hem garibim hemi yetim,
Ülkeme hizmet niyetim,
Ümidimi yitirmedim!

Hiç anlamam siyasetten,
Hayır gelmez mundar etten,
Çok kovdular beni setten,
Ümidimi yitirmedim!

Ölür zalim zulmü ile,
Kim kaybetmiş ilmi ile,
Sonumuzu bile bile,
Ümidimi yitirmedim!

İslamiyet en doğru yol,
Üstümüze geliyor bol,
Haksızlıklar gezer kol kol,
Ümidimi yitirmedim!

Hak yoldadır benim neslim,
Hakkı hakka ettim teslim,
Münafıkı sandım müslim,
Ümidimi yitirmedim!

Düsturumuz Hak olacak,
Kötülükler yok olacak,
Fakirimiz tok olacak,
Ümidimi yitirmedim!

Zalimlere dar vicdanım,
Mazlumlara yar vicdanım,
Hala Vatan der vicdanım,
Ümidimi yitirmedim!

Nesli Asım dirilecek,
Mahkemeler kurulacak,
Şeytan yere serilecek,
Ümidimi yitirmedim!

Ankara-24.07.2001
Ümit Zeki SOYUDURU
www.kafiye.net