şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
YÜREĞİN SENİN
Yüreğin bir dag senin
Mavilerin en güzelini
Aydınlatan karlarcasına
Dingin ve doruklarda
Ve sesizligi soluyan
Masmavi bir gölün sularında
Bir sandal kadar yalnız
Ve mutlu
Ve uzaktaki
Issız bir köy kadar unutulmus
Cözümsüz günlerin gözlerindesin
Bu sessizlik delice ağlatabilir seni
Yüreğinde yırtılan bir hüznün kasırgası
En sonsuz özleyişlere karışabilir
Durmadan yaşanan o baharlarda
Çılgınca sevdaların şarkılandığı
Tenleri ürperten bambaşka bir tat
Ve dolu dizgin bir titreşim
Sonra yepyeni duygularla örülü
Bir korkunç alaboradır sevdan
Yüregin bir dağ
Gözlerin bir göl senin
27.08.2008
ISTANBUL
Doc.Dr. Zerda Onurlu
www.kafiye.net
YALNIZLIK ZOR
Yalnızım kimsesizim, curcuna ortasında
Yaşıyorum sebepsiz, nefesim çıkıyor
Gündüzüm de karanlık, yollarım da çıkmazda
Bir kuş gibi yüreğim, ürkekçe çırpınıyor
Yalnızlıkla geçiyor, yıllar heba oluyor
Dostlarım dediklerim, alttan kuyu kazıyor
Damarımdaki kanım, bendinden çekiliyor
Kime canım dediysem, canımı çıkarıyor
Eşim oğlum kızım da, iyiyken hatır sordu
O yar ki yüzsüz yanlış, sevgisiz oldu başım
Felek dikenli yolda, önümde selam durdu
Var mıdır yeryüzünde, tadında ballı aşım
Boşunaymış gelmezler, yolları gözlediğim
Yokuşları etmem ki bundan böyle düzleyeyim
Hasretlik zor geliyor, nerede özlediğim
Zayi oldu gençliğim, aman vermez sözleri
Umutlar fay altında, gelen yok gidende yok
Yalnızlık kurşun gibi, yüreğimde şok
Güzel sözler boşuna, yalanlara karnım tok
Tesellim karakalem, o ki beni terk etmez
Tülay POLAT
www.kafiye.net
Aşk
Bazen eser insanın kalbinde nice fırtınalar.
Başka bir kalbin etkisi altına alınmış bir kalbin esintisidir bu.
Ama o kalp bilmez, bu kalbin fırtınasını onun estirdiği fırtına olduğunu.
O yokken, meltem rüzgârı gibi hafiftir esintisi kalbin.
Ama onun gözlerine temas ederse gözler,
Tufana dönüşüverir kalbi ve beyni.
Güler gözlerinin içi, kalp çarpıntısı hızlanır dönüşür tufana.
Tufanın içinde hem sevinç vardır, hem heyecan,
Hem de ona dillerden dökülmemiş bir sevdanın acısı ve yanışı vardır ki,
Bu en kötüsüdür işte.
Bazen içindeki ses der ki, haykır sevdanı,
Dök dillerden onun kulaklarına, kalbine ve gözlerine.
Şaşırsın, afallasın,aptallaşsın onun kalbi.
Hortuma dönüştür tufanını, al onuda sevdanın içine kat,
Zorla da olsa, ne olursa olsun.
İster katılmak istesin bu sevda fırtınasının içine,
isterse de arkasını dönüp seni o fırtınanın içinde tek başına bıraksın.
Ne olursa olsun söyle diyor kalbim.Diyor ki Kalp;
Aşk Her şeye değer. Ama reddedilmek korkusu ve endişesi,
işte bu fırtınalardan, kasırgalardan daha soğuk bir esintidir.
Seni mutsuzluklar şehrine sürükler esintisiyle ve uzun süre o
Mutsuzluklar şehrinden kurtulamazsın…
Tülay POLAT
www.kafiye.net
ESKİ BAYRAMLAR
Benim çocukluğumda bayramlar mutluluktu ,güzellikti ve sevinçti,
On beş gün önceden temizlik yapılmaya başlanırdı,yıkanacaklar yıkanırdı,evler boyanırdı,alışveriş yapılırdı,baklavalar açılırdı,kurbanlık koyun alınırdı,ve arife günü yöresel yemekler yapılırdı,bayram hazırlığı bitmişti.
Arife günü tüm hazırlıklar bitmiş ve gece yatma zamanı gelmişti artık, alınan papucumu bayram giysilerimi yastığın yanına indirirdim.Anneciğim kardeşlerimin ve benim elime kına sürdü bezlerle bağladı,yatağıma girdim gözüme uyku girmiyor sabah olmuyor.Sabah oldu kalktım içim içime sığmıyor.elimi yüzümü yıkadım kardeşlerimde aynı benim gibi sabırsız ellerimiz birbirimize gösteriyoruz o diyor benim kınam iyi tutmuş o diyor benim kınam iyi tutmuş.Bayram kıyafetlerimizi ve ayakkabılarımızı giydik saçlarımızı annem taradı,bayram namazından babamın dönüşünü bekliyoruz.Biz sekiz kardeşiz yedisi kız bir tanesi erkek,annem erkek çocuğunu bulana kadar çabalamış ve muradına ermiş ve kardeşimin adıda Murat hoca koymuş okumuş püflemiş Murat’ı ,babam bayram namazından döndü büyükten küçüğe sıraya girdik. Önce babamın elini sonra annemin elini öptük onlarda bizi öptü ve harçlıklarımızı verdiler.Çok iyi hatırlıyorum babam bana beş lira vermişti iyi paraydı ortaokul öğrencisiydim bir hafta bu harçlık yeterdi.
Kahvaltı yerine yöresel yemekler yenirdi .
Babam kıyafetini değiştirip kurbanlarımızı babam keserdi,eve ayrılacak ayrılır diğerleri konu komşuya yani kesmeyenlere dağıtılırdı,gelen misafirlere bayram kavurması baklava sütlaç ikram edilirdi.Mezarlıklar ziyaret edilir dualar okunurdu.Babam annem büyüklerini dedemlere bayramlaşmaya el öpmeye giderlerdi,kurban kesilmemişlerse onlara kurban eti götürülürdü,bizlerde bayramlaşmalara giderdik yakın akrabalarımıza dönme dolaplar kurulurdu o kadar mutlu olurduk aylarca günlerce beklediğimiz bayram çabuk biterdi.
Şimdi herkes kaçıyor tatile gidiyor.Bayram coşkusu yok.
Bayramlar unutuldu, unutuluyor
Tülay POLAT
www.kafiye.net
Öğretmenim…
Güzel sözlerinle, öğütler verdin
Yeniden kalbime ak öğretmenim…
Sana taş atana ekmek at derdin
Senin gibiler az, yok öğretmenim…
İlmi arıyorum hep gece gündüz
Gördüm ki ilimle yokuşlar dümdüz
Hüsranla, hasatsız geçmesiz bu güz
Saygıyı, sevgiyi ek öğretmenim…
Karanlık çöküyor, akşam oluyor
Gözlerime kanlı yaşlar doluyor
Bu küçük çiçeğin erken soluyor
Kalbime bir ışık yak öğretmenim…
Sanma ki yıldırdı tipi, fırtına
Gülmedi hiç şansım kaderden yana
Gelsemde eli boş yolun sonuna
Yine sevgi ile bak öğretmenim…
Engeller dağ gibi aşamıyorum
Yollarım dikenli, koşamıyorum
Sanki bir ölüyüm, yaşamıyorum
Cehalet sırtımda yük öğretmenim…
Günün kutlu olsun, gül ömür boyu
Sevgiyle neşeyle dol ömür boyu
Huzurlu sağlıklı, ol ömür boyu
Seni mesut kılsın Hak öğretmenim…
Emine Yılmaz Dereci
www.kafiye.net
TÜLAY POLAT
www.kafiye.net
Dermansız derde düştüm, yürek oldu bin pare
Gecelerce uykusuz, perişanım biçare
Diyar diyar gezdim de, bulamadım bir çare
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
Bazen hicaz hayatım, bazen yegahtan neva
Hasretlik yaman vurdu, yatağa düştüm seva
Umudumu yitirdim, Rabb’imden gelsin deva
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
Zalim gurbet elleri, yakar gider bağrımı
Dindirmiyor gözyaşım, yürekteki ağrımı
Duymuyor sevdiklerim, özlem dolu çağrımı
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
Gurbet azaptan bir dağ, donduruyor karında
Boşa geçti yıllarım, umudum yok yarında
Bedenimi yakmışım, koçlarımın narında
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
Söndürmek mümkün değil, yanıyor naçar sine
Adaklar adıyorum, ümitsizce ben yine
Her an söylenir oldum, ezam kendikendime
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
Kaderim böyle imiş, düzlükler oldu meyil
Felek böyle dilemiş, “yazgın önünde eğil”
Gözlerim yollarında, ağlamak fayda değil
Teselli etmez oldu, albümdeki resimler
TÜLAY POLAT
Neva:Ses, şada, makam, ahenk, name.
seva:zayıf olmak,ikamet etmek oturmak,gayri,yalnızlık
www.kafiye.net
Artık hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
Hicranlar öbek öbek, çile var kucağımda
Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
Bu kaçıncı ayrılık, ağlamak bana düştü
Hasrete boyun eğmek, bence ölüme eşti
Bir ömür boyu firkât, ciğerlerimi deşti
*Yine hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
*Hicranlar öbek öbek, çile var kucağımda
Mazideki günlere, dalar gider gözlerim
Yüreğim daralıyor, yanıyor bu özlerim
Bir rüya kadar pembe, o günleri özlerim
*Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
*Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
Bilmem ki bu hasreti, ben ne yapıp aşayım
Reva mı bu Allah’tan, dertle dolup taşayım
Yalnızlığın hüznüyle, ben yine başbaşayım
*Yine hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
*Hicranlar öbek öbek, çile var kucağımda
Resimleriniz düştü, suslu puslu düşlere
Yavrularımdan ırak, biçare gülüşlere
Ezelden yaralıyım, küskünüm gidişlere
*Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
*Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
Umutlarım da söndü, yüreğe gurbet düştü
Sevgi ektim bağıma, sevgiler bana küstü
Tahtıma göz koyanlar, hep başıma üşüştü
*Yine hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
*Hicranlar öbek öbek, çile var kucağımda
Acım sızım içimde, tükendim ömür bitti
Gidenler geri dönmez, iki yavrum da gitti
Savruldular bir yelle, felek gurbete itti
*Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
*Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
Böyle mi geçsin ömrüm, elemdedir dört yanım
Balalarım yok artık, kahırdadır bu canım
Eski şen günlerimiz, intizarda her anım
*Yine hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
*Misafir olurlar mı Bilmem ki kucağımda
Çaresizlik benimle, umudu eller aldı
Bana hüsranlı günler, neşe ellere kaldı
Gurbetin sirenleri, sılada hazin çaldı
*Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
*Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
Şu gurbetin türküsü, düşmez oldu dilimden
Firkâte katlanırım, bir şey gelmez elimden
Her yer gözyaşı doldu, kurtulan yok selimden
*Artık hasret kokuyor, şu naçar ocağımda
*Hicranlar öbek öbek, çile var kucağımda
Bu karanlık gecenin, elbette gelir sonu
Ya sabır der beklerim, susarım eni konu
Tek dileğim sağlıktır,Rabb’im de versin onu
*Yolculuk var gurbete, isyanlardayım yine
*Hasretlik içimde kor, dertle yanıyor sine
TÜLAY POLAT
www.kafiye.net
Can verdik kan döktük vatan eyledik
Hain toprağımı ele satıyor
Dört yüz milyar borçla ayvayı yedik
Ödemiyor birde faiz katıyor.
Vaatlerle aldatıldık seçimde
Konuşmazsam dert kalıyor içimde
Bir kesimin gönlü ki geçimde
Laikliğe pusu kurmuş yatıyor.
Kargaşa ister mi Hakkı bir bilen
Neden birbirine benzer her gelen
Sanmıştım ki Erciyes ten kardelen
Gül sandığım nede yaman batıyor.
Parça parça kopartarak yek ünden
Kaynakları kuruttular kökünden
Desteği de kaldırdılar ekinden
Ahmak vekil tam asıla çatıyor.
Tülay’ım der se bunlar vaiz mi
Bilemedik bu göreve haiz mi
Göz boyamak Müslüman a caiz mi
Gündemin içine türban atıyor
Tülay POLAT
www.kafiye.net
Duymak
Günler seninle anlam kazanır,
Günler seninle değer kazanır,
Günler senin özlemini çeker,
Günler senin hasretini çeker.
Gözler senden umut bekler,
Gözler senden yardım bekler,
Gözler seni arar bütün sokaklarda,
Gözler seni sorar sararan ışıklarda.
Duymak için senin o güzel sesini,
Duymak için o öğüt veren sesini,
Duymak için o anlamlı sözlerini,
Duymak için o yol gösteren sözlerini.
Seni duymak için bütün umutlar,
Seni görmek için bütün umutlar,
Seni tanımak için bütün umutlar,
Seni sormak için bütün arzular.
Seni sığdırmak istedim mısralara,
Seni sığdırmak istedim dualara,
Seni yaşatmak isterim anılarda,
Seni unutmadım sevgili öğretmenim.
Hüseyin DURMUŞ
İzmir / 21.11.1995
www.kafiye.net