şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Herşey sessizliğe bürünüyor yokluğunda
Çığlıklarım bile duyulmuyor,düğümleniyor boğazımda.
Yüreğim talan oluyor avuçlarında
Hiç bir sevgi dolmuyor ruhumda.
Yitiriliyor sessizlikte tüm umutlar
Ne özlem kalıyor , ne o eski mutluluklar.
Susmak kaplıyor tüm benliği
Belki de susmak zamanı şimdi.
Sustukça anlayacaksın
Konuşmanın anlatamadığı kelimeleri
Sustukça kanayacak yüreğin,
Kanadıkça belki de çoğalacak sevgin.
Anlatamazken konuşarak sevdamı
Susarak taşırsın içinde ki yaranı
Hiç bir harf yan yana anlatamazken sevgimi,
İçimde kocaman susarak anlattım seni.
Sessizliğimde dinle ve çöz artık tüm düğümleri…
Ümran YILDIRIM
www.kafiye.net
RUH-U REVANIM
Sevgim öyle büyük ki gıpta eder görenler
Mest et ruhu sevdanla gel ey ruh-u revanım
Dillere destan olur aşk sırrına erenler
Aşka vefa şiarım bil ey ruh-u revanım
Damarımdan zerk eyle sevgini azar azar
Gülün bülbül aşkıyla cennete dönsün gülzar
Şeyda bülbül misali çekmesin hiç ahuzar
Yaşanmamış sevdalar zul ey ruh-u revanım
Gönlümün çekirdeği sevgine duçar oldu
Yedi iklim dört mevsim aşkınla açar oldu
Kanatlanıp sevinçle semaya uçar oldu
Omzundur konacağı dal ey ruh-u revanım
Rabden yardım dilerim dinmeyen kalp sızıma
Suçlamam kaderimi küsmem alın yazıma
Tezenen pür neşeyle vursun gönül sazıma
Terk et hüzzamı neva çal ey ruh-u revanım
Aşkımın arafında , bir başıma nalanım
Sevdanın yollarında ne yanlış ne yalanım
Uzletinden bigane kor alevde kalanım
Vuslatıma amade kal ey ruh-u revanım
NİLÜFER SARP
12.MAYIS.2014
www.kafiye.net
Kadem-kadem yaklaştıkca yanına,
Şimdi sana evvelkinden uzağım.
İnanmasan yemin edim canına,
Şimdi sana evvelkinden uzağım.
Bir zamanlar saat başı arardın,
Her gelenden birer beni sorardın,
Varlığınla bana sahip durardın,
Şimdi sana evvelkinden uzağım.
Sayğılıydın sıkmaz idin canımı,
Bırakmazdın sensiz asla anımı,
İnan hasret ağrıtır sol yanımı,
Şimdi sana evvelkinden uzağım.
Yüreğimin parçasıydın sen benim,
Sen olmuştun hem ilk,hem son sevenim,
Daha sana kalmamıştır güvenim,
Şimdi sana evvelkinden uzağım.
Sema Dağlı
www.kafiye.net
GELDİM GÖRDÜM CAH-CELALLI DÜNYANI,
BAYKUŞLARLA VİRAN OLUB HER YANI.
İSTİYORUM ARTIK O BİRİ DÜNYANI
YORĞUN DÜŞDÜM,YORULMUŞAM ÜZGÜNEM,
YERİM YOKDU BU DÜNYADA DÜZGÜNEM.
GEDİB GÖRMEK İSTİYORUM ORANI,
O CENNETİ,CEHENNEMİ,DİVANI.
İNCELEDİM VEREQ -VEREQ KUR’ANI,
YENE DOLDU DERYA GİBİ BU SİNEM,
YERİM YOKDU BU DÜNYADA DÜZGÜNEM.
BİR GÜN OLA,YER YÜZÜNE NUR YAĞA,
ŞEFKET İLE SARILAYDI DAĞ – DAĞA.
EH NE DEYİM BU DÜZENE,BU BAĞA,
GELDİM SONA,GİRMEM DONA EZGİNEM,
YERİM YOKDU BU DÜNYADA DÜZGÜNEM.
SEYR ETDİKCE BU SEHİRLİ CİHANI,
GÖRDÜM SARIB YAM -YAMLARIN DUMANI.
TUTAMMADIM GELDİ,GETDİ ZAMANI,
GEC KALMIŞAM BA’Zİ ŞEYE ÜZGÜNEM,
YERİM YOKDU BU DÜNYADA DÜZGÜNEM.
Yine sensizlikten doldu gözlerim,
Yollara bakmaktan soldu gözlerim,
Uzayan yolları aldı gözlerim,
Artık akşam oldu,sen yine yoksun.
Ektiğin çiçekler sarardı,soldu,
Gönlüme hasretin acısı doldu,
Sensiz yüreğimi hüzün,qam aldı,
Artık akşam oldu,sen yine yoksun.
Perişan halimle seni özledim,
Derdimi her kesten ben hep gizledim,
İçin-için yandım,daim sızladım,
Artık akşam oldu,sen yine yoksun.
Kıskandım ben seni,kıskandım elden,
Ne yapım,ben yazık,ne gelir elden,
Bu aşktan yoruldum,pek düşdüm dilden,
Artık akşam oldu,sen yine yoksun.
Sema Dağlı
www.kafiye.net
BENİM CANIMDAN BİR PARÇASIN ŞİİR’İM
Gece yatamam, seni yazmadan,uyuyamam,
Nasıl yemeğin soğuyunca tadı kaçtığı gibi,
Seninde,sihrin büyün kaçmasın diye uyuyamam,
Seni yazınca ancak;
Huzur bulur uyurum şiir’im!
Ben sana bebek gibi bakarım
Sen benim kınalı kuzum,
Sen benim ay parçam,ruhumun kalp atışı’sın,
Ellerimde şekillenip büyüttüğüm;
Bbenim minik serçem’sin şiir’im!
Seni ellerimle tutamam avutamam belki ama,
Ben seni ruhumda taşırım,
Ben sana geceleri uyurken ninniler söylerdim de,
Sende bir hoş olurdun ya,
İşte ben o zaman çok mutlu olurdum şiirim!
Sana göz, sana söz değmesin diye,
Hep gizli yazar, hepte gizli okurdum,
Yüreğimi dizelerine, kalbim ide ruhuna teslim ederdim,
Ben gülleri de pek severim bilirsin ya,
Ben seni onlardan daha çok severim şiir”m!
Sevgimiz dillere destan seninle,
Aşkımız sa büyük mesele,
Seninle beni çekeme yende çok,
Olsun varsın,zaten dilimde destanım,
Gönlümün açan gülüsün şiir’im!
Biliyorsun biz seninle çok güzel bir ikiliyiz,
Seninle ben toprakla su gibi,
Ekmekle aş gibi,
Seni doyurmadan bebeğim,
Ben doyamam şiir’im!
NİGAR AĞIR
www.kafiye.net
Eskilerden gelen bir koku duydum birden; Zonguldak kokusu…Doğduğum şehir, çocukluğumun ve gençlik yıllarımı yaşadığım,O müstesna, unutulmayacak anılarla dolu olan Güzel Zonguldak canlandı gözlerimde…
Sekiz Mart bin dokuz yüz elli altı yılı, Kara elmas mahallesinde dünyaya gelmişim. Daha sonra Fener semtinde, Bahçeli bir evde oturduğumuzu anımsıyorum. Çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdim. Macuncu amcayı, çubuğa sardığı renk renk macunun tadını, Annemin ekmeğimizin üzerine sana yağı sürüp toz şeker ekmesi, kar lapa lapa yağarken, pencereden gece yarısı, ablamla çıkıp, ellerimiz donuncaya kadar oynamamızı,
Küçük kız kardeşim Gülbin in daha 1,5 yaşındayken,plaklar arasından Zennube yi bulup çıkartması ve sevinçle buldum demesi,
Erkek kardeşim in doğumu ile ailemizde bunca kızdan sonra babamın; haberi aldıktan sonra dolmuşla eve geliyordum ki,herkesin bana baktığını gördüm; meğer yüzüm gülüyormuş, fark etmemiştim demesi..
Hatırlayıp içim özlemle doldu. Mutlu geçen çocukluğuma dönmek istedim yeniden.
Daha sonra site yol ayrımına taşındık.Bahçe içinde V şeklinde çıkılan dik merdivenleri vardı. En küçük kız kardeşimiz Şencan ın doğduktan sonra eve gelişini sevinçle karşılamıştık..Evimiz ne güzeldi. Ablamla ben, açık hava sinemasına gitmek için kız kardeşimiz, Gülin i öne sürerdik, Babamın kıyamadığını bilirdik ona. Külah içinde beyaz leblebi ve kabak çekirdeği alırdık.Üç kız kardeşin neşe içinde Öztürk Serengil’in filmlerine kahkaha içinde güldüğümüz, tadına doyulmaz siyah-beyaz Türk filmlerini seyretmeye gidişimiz….
O evden sitede kendinden kuzineli bir eve taşındık sonra. Sitede arkadaşlarımız, dostluklarımız, Annemle Babamın komşu ziyaretleri, İlk okulu beraber okuduğumuz Berrin, Sezgin, Ablası Nazan ve küçük kardeşleri, evimizin tam karşısında otururlardı..Oynadığımız evcilik, ve Kefeli Dağında Erik çaldığımız, Kazan lakaplı kişiden ne kadar korksak ta tuza banıp, büyük bir zevkle ham erikleri yediğimiz yıllar, böğürtlen toplarken dikenlerine aldırmadan, daha sonra hepsini kavanozda şekerle ezip, yememizin hazzını yaşadım.
Bizim hiç oyuncağımız olmadı. Annem elimize atkı ör memiz için şiş ve yün verirdi. Daha sonra beraberce gazete kağıtlarından yaptığımız kese kağıtlarını bakkal amcaya satmamızın mutluluğu..Bahçeden yediğimiz Domatesin tadı şimdilerde yok.
Ablamın samimi arkadaşını kıskanırdım, beni de yanlarına almadıkları ve kapıyı kilitledikleri zaman. Evet Emine… bugün bile o kızarttığı biberin mis kokusu hala burnumdadır. Ablam benim için bir idoldü.. Yaptığı kara kalem resimleri aynen yapmaya çalışır, tuttuğu; önceden arajman derdik; Berkant’ın SAMANYOLU ile başlayan Türkçe sözlerini ve SES Dergisi ve HEY dergisinden kestiği ilgili fotoğraflarını şarkının sol yanına yapıştırarak şarkı sözü defterleri cilt cilt, tuttuğu arkadaşlarına yönelik soru defteri olan ANKET Defterini, bende yapar, Çizgi Romanları TOMMİKS, TEKSAS ve OLİVET TWİST in MACERALARI nı saklardı dolabında. Bir yolunu bulur kilitli dolabını açar, tekrar tekrar okurduk Bir yaş küçüğüm Gülin le…
Çocukluk arkadaşlarımız, Dilek, Emel, Gülay..Neredeler acaba? Dağlar Kızı Reyhan’da hep beraber oynayışımız ve çocuk sevinçlerimiz..
O kadar uzak ki artık bana, ne çocukluk kaldı, nede gençlik..
Sevgi ve özlemle yad ediyorum onları..
Aylin AKGÜN
AYIN ŞAVKI
www.kafiye.net
Yağmur yağıyor çisil çisil
Kurak topraklarıma can gibi
Sevginle birlikte damlalar
Düşüyor yanan yüreğime
Kaldırıp başımı göğe
Kirpiklerim sen doluyor
Üzerime yağan yağmurla
Göz yaşlarım sele karışıyor
Yüzüme senler vurdukça
Her yanım sen kokuyor
Yağan bu yağmurla
Sevgimiz çiçekler açıyor
Kemen attım yağmurla yıldıza
En güzeli kaydı yüreğime
Yeşil yeşil yanan gözlerin
Yağmurla dokundu gönlüme
Yıldızlardan seçtim gözlerini
Yıllanmış şarap gibiydi
İçtikçe sarhoş etmeyen güzellik
Karanlıkta yağmurla karışıyordu..
SEMA SEZER
www.kafiye.net
Aşkı tattı yüreğim, vaz geçmeyi bilmiyor.
Masumca hataları unutup ta silmiyor.
Aşka yenil diyorlar, sensiz yüzüm gülmüyor.
O kâlbine gidecek yol neden bulamadım?
Damarında dolaşan aşk neden olamadım?
Ben Ay’dım sen de yıldız, hayâli gerçek sandım.
Gelseydin şu gönlüme sana koca bir handım.
Bağlandım mecnun gibi, bil ki aşkından yandım.
O kâlbine gidecek yol neden bulamadım?
Damarında dolaşan aşk neden olamadım?
Çul ettin şu ömrümü, atıp yerlere serdin.
Umudumun önünü bilmem neden keserdin…
Gençliğim geçip gitti sanki murada erdin…
O kâlbine gidecek yol neden bulamadım?
Damarında dolaşan aşk neden olamadım?
Kâlbime açtığın şu deva bilmez bir yara
Günlerim zindan oldu, hayatım ondan kara…
Unutma ne olursun, ara sıra gel ara.
O kâlbine gidecek yol neden bulamadım?
Damarında dolaşan aşk neden olamadım?
SELMA TÜRKYILMAZ
www.kafiye.net
Şans mı desem talih mi, elim yare yetmedi
Çorak çöle çevrildim sevda gülüm bitmedi
Hayali gözlerimden yıllar oldu gitmedi
Bulutlara bakarım, gözleri yaşlı mıdır?
Benim gibi divane, bağrı ateşli midir?
Öyle çok sevmiştim ki, gönülden bağlanmıştım
Bir ömür hep birlikte beraberiz sanmıştım
Hayatım ona adak, ben hep onu anmıştım
Gidiverdi bir anda, bütün dünyam karardı
Yaşamayı unuttum, yaşam onunla vardı
Vazgeçmişti demek ki, sadık değil sözüne
Yaralı yüreğimin yanmamış ki közüne
Bir laf etmeden gitti şu sevda öksüzüne
Kimin ettiği kalmış, yanına kâr olarak
Ey beni yakan ateş çekip gideni de yak …
Sevda yüklü yolcuydum yüklerimi devirdi
Kor ateşte yakarak külü önüme serdi
Ömre bedel saydığım bakmadı, yüz çevirdi
Bitti desem de yalan hala sevgim bitmedi
Suçlu o mu, felek mi? Sonuç hiç fark etmedi.
Acımadan halime kör kurşunu çekerek
Çileli yüreğime ağu otu dökerek
Nakış nakış dokunan ulvi aşkı sökerek
Gidiverdi gelmedi, bitmedi sevgim benim
Aşkın narına düştüm, yanar, kavrulur tenim
SELMA TÜRKYILMAZ
www.kafiye.net