şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Geçmiyor aklımdan gördüklerim. Gözümün önüne geldikçe içim bir kötü oluyor ki anlatamam.
Bugün bütün gün uyudum. İftara kalka bildim sadece. Uyuyunca geçer diyorlar hep. Evet daldığım sürece geçti ama gözümü her açtığımda tekrar geliyor o kaza…
Umduğum kadar kolay olmuyor Rina. Unutamıyorum. Unutmak için neredeyse aklımı sökeceğim, neredeyse şiirlerden vazgeçeceğim. Bilsem ki işe yarayacak, vazgeçerdim. Ama şarkılar kalır geriye Rina, renkler kalır, sokaklar kalır, evler kalır anlıyor musun? Anılar kalakalır, kokusu kalır burnumda, gitmek bilmez, sesi girer rüyalarıma Rina. Unutamam ben, alışırım ama. Alışıyorum da zaten. Ama hoş değil. Bana bunları yaşatırken hala gülebiliyor olması, ellerinin başka tenlerde
Kimsesiz sokak lambasının ışığı odama düşüyordu. Sabahtan beri durmayan yağmurun sesi
paramparça duygularımı törpülüyordu. Bu karanlık oda, şu sessiz duvarlar ve önümde hüzünle duran kahverengi koltuk ne kadar donuktu…
Şairlerin dünyası farklı bir dünyadır. Onlar dış dünyalarından çok daha büyük bir iç dünyaya sahiptirler. Kendi iç dünyaları ile dış dünyaları arasında köprü kurarken bakış açıları, değerlendirmeleri ve etkilenmeleri şair olmayan diğer insanlardan çok daha farklıdır. Çünkü onların iç dünyasında geçmişte yaşanan olaylar, geleceğe yönelik planlar, hayaller, hüzünler,
Evet, bizde ergen dönemlerimiz de yani 15-17 yaş aralarında kelimeleri büyük, küçük yapardık. V’leri w yapardık. Kısacası yazıyı daha doğrusu Türkçeyi katlediyor idik. Sonra zaman geçtikçe ne kadar çocukça şeyler yaptığımızın farkına vardık. Şimdi hala çocuklar öyle konuşunca çok itici geliyor bana. Tamam, zaman zaman bir özentilik var insan Oğlunda. Bizde özendik yalan
Çocuklar Reklamları Fark eder mi? Yapılan araştırmalar fark ettiklerini ispatlamıştır. 3 yaşından itibaren neyi fark ediyorlar. Sadece bir programın reklamla kesilişini, 4-5 yaşında ise reklamları doğru biçimde ayırt ettiklerini anlıyoruz. Bu yaştaki çocukların bu gördükleri reklamları unutmamaları için reklamın hemen ardından çizgi film gösterilmesi beynine iyice yerleşmesini sağlıyormuş, ama ABD de bu yasaklanmış. Böyle bir reklamın spotu
Otobüste cam kenarında oturuyordu kadın. Başını yaslayacak bir omuz bulamayanlar içindi yolculuklarda cam kenarları .Ne zaman bir yolculuk düşse kaderine cam kenarlarını tercih etmesi bu yüzdendi. Sırf kendini yaşamak, yaşamı tüm karelerine sessizce ,gizlice büyük bir aşkla dahil oluvermek doyumsuz bir mutluluk veriyordu ona.
Mesela şimdi, biz pek güzel kadınlar değiliz. Yani terk edilenler olarak. Terk edilen bir kadın nasıl güzel kalır hem. Belki “Bak ne kaybettin, gör” diye’lerimiz vardır. Yani, bak ne kaybettin gör diye saçlarımı boyattım. Bak ne kaybettin gör diye yeni elbiseler aldım. İşe başladım… diye uzar gider.
Şefkat deyince hep kadınlar ve anneler çağrışım yapar bende.
Kadınlar , fizyolojisi ve psikoloji açısından farklı bir tabiatta sahip ve analık buuduyla erkeğe emanet olarak yaratılmışlar . Cennetlerin gölgesinde şefkat yudumlaya yudumlaya evlatlarını yetiştiren ne zarif varlıklar…
Ben hastalıklı mıyım ki kimse yanaşmıyor bana?
Yıllar önce ben de okula gittim arkadaşlarımla oynadım. Kitaplar okudum. Ya şimdi? Yıllar önce ağabeylerimin bana yaptığı haksızlıklara tepkimi göstermek için kimseyle konuşmadım Dilim, gözüm sağlamken lâl ve âma bir hayatı seçtim kendime. Benim gibileri görürsünüz etrafınızda. Saçları kirden betona dönmüş, sakalları bir birine girmiş elbise desen kir içinde, pis kokulu insanlarız.