şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
BİR KIŞ GECESİ MİSAFİRİ Öyküler, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olay veya durumları aktaran düzyazılardır. Kurmaca dünyanın yaramaz çocuğudur. Ele avuca sığmaz, zihinlerimizde oyunlar kurar; bozar, yeniden kurgular. Okumuş olduğumuz her öyküde yeni bir dünyaya merhaba deriz. Yeni insanlarla tanışır, onlarla dostluk kurar; acılarını acımız edinir, sevinçleriyle seviniriz. Bu buluşmalar öykü satırlarının elverdiği sürede […]
BİR KÜLKEDİSİ MASALI Edebiyat, özellikle romanlar bizlere kendi içinde belli yapıları olan kurmaca dünyayı sunar. Kurmaca dünya gerçekliğini oluştururken gerçek dünyadan ilham alır; onu değiştirir, dönüştürür ve sil baştan tekrar yaratır. Romanı elimize aldığımızda kurmaca dünyada yaşar, roman karakterleri ile bütünleşir, hayal dünyamızda onlarla yaşarız. Acıları bizim acılarımız olur; üzülür, ağlarız. Karakterlerle bütünleşebilmenin yollarından biri […]
UYGARLIK YOLUNDA KIZIL VEBA DURAĞI – “ … İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkûmdur. …” (Kızıl Veba – Jack London) İnsanın günlük hayatının her evresini değişim şekillendirir. İnsanoğlu yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumları sürekli sorgulayarak değişime ayak uydurmuştur. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, sahip olduğumuz teknolojik […]
14 ŞUBAT DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN Yazar Özcan Karabulut’un 1996 yılında çıkardığı Düşler Öyküler dergisi, 1997 yılında Ankara Öykü Günleri’ni başlatmış; bu girişim de, Kasım 2003’te 69. Uluslararası P.E.N. Dünya Kongresi’ne sunulan önerinin kabul görmesiyle, Dünya Öykü Günü’nü doğurmuştur. Her yıl 14 Şubat günü çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Öykü Günü‘nün bu seneki bildirisini yazar […]
Yaşamın İçinden – HERKES BİRAZ KADIN OLABİLİR Mİ Derya BALCI Kadın “sevgi” dir…Kadın “şefkat” tir…Kadın “ana” dır…Kadın “hayat” tır…Kadın yaşamın ta kendisidir bence. Kadınların En Güzel Tarihi adlı eserde Nicole Bacharan, cinsiyetler arası değer ayrımcılığından bahseder ve erkeğin değerinin kadından yüksek olduğunu söyler. Bu görüşü çeşitli incelemeler sonuncudur tabi. Dünyanın dört bir tarafında, geçmişte ve günümüzde, erkeğin […]
ACININ ADI MUTSUZLUK – SOKAKTAKİ ADAM – ATİLLA İLHAN “- … ve seni Babil’e götüreceğim…” Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçen olay ve durumları, onların iç dünyalarını, toplumla ilişkilerini, tüm yaşantılarını belli bir kronolojik mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek hikaye eden uzun kurgusal anlatımlardır. İçinde yaşadığımız gerçeklikten esinlenen kurmaca […]
VEDA Hoşçakal bebeğim,Söz vermiştim sana sarılacağımaÖlene kadar seveceğime Olmadı . Siyah beyaz anlar peşinde izlerini sürdüm. Yok oldular birer birer gölge misali. Peşinden hayaller kayboldu, yitip gittiler. Sen orada değildin. Göremedin. Yokluğun içimde hüküm sürerken kaybettim seni anlamsızca. Tuhaf boşluklar içinde yüzdüm. Yüzdüm… İmkansız olan sendin bebeğim. Sana ulaşmaktı. Hiçbir şey önemli değildi senden başka. […]
MEMLEKETİM Zaman bir nehir misali akıp giderken düştüm buralara. Yokluğun kol gezdiği anlarda. Bir göç mevsimi daha sona ermiş, yeni ufuklara dalmıştık hayalinle. Seni bulabilmek ümidiyle kanat çırpmıştık mavi gökyüzünde. Bilmem kaç sefer sayılı yolcu otobüsümüz mola veriyor. Gün doğmak üzere. Gecenin ayazı hafiflemiş, sabahın serinliği sarıyor ortalığı. Mis gibi temiz hava, memleket havası… Taşına, […]
GÖÇEBE Bahar kokusu geliyor uzak yakın diyarlardan. Hanımeli, zeytin ağaçlarının çiçek kokusu… bahar kokusu geliyor memleketimin dört bir köşesinden. Gökyüzü gök mavisi, deniz su yeşili, memleketim rengarenk. Ağaçların yaprakları daha bir yeşil, daha bir kırmızı laleler. Papatyalarda sevda falları almış yürümüş. Cır cır böcekleri ötmeye hazır bekliyor. Karıncalar toprak yüzeyine çıkmış ekmek derdinde. Kırlangıçlar… […]
SUS-KU-N Sustum. Bilinçsizce, umarsızca. Susturdular beni, beni benden alacaklarını düşünmeden. Duygularımı yitirdim, attım onları bir paçavra gibi evimin en kuytu köşesine. Sevişmelerim yalın kaldı, sade eylem oldu. Duygusuz, umarsız bir sonsuz yürüyüş oldu. Sonra sevişmelerim de bitti. Ben kaldım. Sadece ben. Yapayalnız, etten ve kemikten ben kaldım. Suskun. Duygusuz. Bedenim ve eylemlerim kaldı elimde.” […]