SUS-KU-N

Sustum.                                                             

Bilinçsizce, umarsızca. Susturdular beni, beni benden alacaklarını düşünmeden. Duygularımı yitirdim, attım onları bir paçavra gibi evimin en kuytu köşesine. Sevişmelerim yalın kaldı, sade eylem oldu. Duygusuz, umarsız bir sonsuz yürüyüş oldu. Sonra sevişmelerim de bitti. Ben kaldım. Sadece ben. Yapayalnız, etten ve kemikten ben kaldım. Suskun. Duygusuz. Bedenim ve eylemlerim kaldı elimde.” Elimdeki kağıdı buruşturup fırlattım sokağa. Okuyamadım, okumadım. Gözlerimden yaşların akmasına engel olamadım. Her damla gözyaşımda seni akıttım içimden, yitirdiğimi anladım. Gözyaşlarım  seni kaybedişimin izleriydi. Bulamadan yitirdiğimin kanıtıydı. Yoktun yanımda.

Yokluğunla yaşamaya alıştım. Kitaplığımdaki her kitabın arasından notlarını bulduğumda yaşadığım sevinci anlatamam sana. Ama o kız için yazdığın not hala aklımda. Okuyamadığımı hatırlıyorum. Devamını başka bir kitabın arasında bulurum ümidiyle tüm kitapları okumaya başladım. Her gün bir kitabını okuyorum. Bugün sırada “Yitik Güller “ var. Epey sardı beni. Bir çırpıda okudum. Arasında bulduğum not kurumuş bir güldü…

Gülüm,
Sarı,pembe çiçeğim
Uzak özlemlerin çilesi
Sevgimin adresi

Her yaprak bir gül, kurumuş, yıpratılmış, unutulmuş… Anların yazıldığı, yaşanmışlığın izlerini taşıyan birer yaşam…




DERYA AKAR BALCI

www.kafiye.net