SÜKUNET

Diyorlar ki sessizlik en iyi cevaptır. Herkes en iyi cevabı vermeye kalksa ne olur?
Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa… sözü yalan mıdır?
Her yerde her çerçevede bir sükunet sözleri türedi. Zaten birbirini yeterince hakkıyla dinleyemedigi için anlaşamayan insanlara bir de sükuneti empoze edenler hangi oyunların oyuncağı olduğunun farkında mı acaba? Müslümanlıkta dinleme ile muhabbet ile istişare ile doğruyu arama, bulma, konuşma ve yayma vardır. Türk toplum kültürümüzde danışma, anlatma, söyleme vardır. Sükut diye diye zaten yara almış muhabbeti aradan tamamen kaldırmaya çalışmanın manası da nedir!
Elbette yerine ve zamanına uygun konuşmak önemli. Ama en güzel cevabı verecem diye, sessizlikle vuracam diye konuşulması gereken yerde bile susan susturulan, bu doğrultuda susmaya alıştırılan ve hepsinden önemlisi birbirini anlamayan bir toplum haline geldiğimiz aşikar değil mi?
●Konuşması gereken yerde susan insan;
1. Kendini ifade etmeyi başaramiyordur.
2. Konuşursa menfaati zayi olacaktır.
3. Başına kötü bir hal gelmesinden korkuyordur.
4. Allahtan başka güvendiği her ne ise onu kaybetmekten korkuyordur.
5. Konuşmayı denemiş ama karşı taraf anlayamamıştır.
●Konuşması gereken yerde susan insanın ürettiği bahaneler;
1. Konuşursam kırıcı olurum, kimseyi kırmak istemiyorum. ( kendini ifade zorluğu, kırmadan konuşmayı becerememek)
2. Konuşursam yer yerinden oynar. Herkes zarar görür. Kimseye bişey olmasını istemiyorum. ( menfaati zayi olmak)
3. Konuşursam zarar görebilirim. Benim ailem çoluk çocuğum var. ( başına kötü hal gelmesinden korkmak)
4. Bana ne umrumda bile değil. Bana dokunmasınlar da ne olursa olsun. ( güvendiği dağlara kar yagmasini engellemek)
5. Ne söylersem söyleyeyim anlamayacak. Onun için boşuna konuşmaya gerek yok. ( aynı ifade yöntemi ile umutsuzluğa kapılıp vazgeçmek)
…..
Peki hiç susmayacak ve hep konuşacak mıyız? Hayır.Her söz her yerde soylenmez elbette. Mühim olan ne zaman nerede ne konusacağımızı bilmek. Sosyal medyada yayıldığı gibi, “haklıyım bu yüzden susuyorum, sen konuş dur umrumda değilsin, sen kimsin ki, seni muhatap almıyorum kendime” gibi manalara gelen bir sükunet sadece insanın içinde büyüttüğü öfkenin bir yansımasıdır. Esasında bu tür bir sükunet, insanın kendini kandirmasi kibirlenmesi ve sessiz şeytan olmasından başka birşey değildir.

Elvan Usul
www.kafiye.net