şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Şefkat deyince hep kadınlar ve anneler çağrışım yapar bende.
Kadınlar , fizyolojisi ve psikoloji açısından farklı bir tabiata sahip , analık buuduyla çok şefkatli, sevecen , Rahîm olan Allah’ın rahmet tecellîsi olması itibariyle de
Yollar baharda çamurdur bileklere kadar. Yağmur sık sık yağdığı için yada bahar ılıklığı ile karlar eridiği için inceden inceye.
Sonbaharda da öyledir, henüz yeni yağmaya başladığı için yağmurlar kışın gelişinin habercisi olarak. Yada henüz kar a dönüşemediğinden havanın soğumadığı için gerektiği kadar.
Kış ortasında ise her yer asfalta keser,
Merhaba Babacım…Seninle çoktandır sohbet etmedik.. Anlatacak çok şey var aslında..Kaç yıl oldu görüşmeyeli.. 1 yıl, 2 yıl..yoksa 3 yıl mı? Saymayı unuttum zamanı. Ama anlatmaya gerek yok..Biliyorum sen beni görüyorsun..Ordan hep gülümsüyorsun..Hatta çoğu zaman yanımdasın..
Nereden aldım ben bu şapkayı? Bilemem. Belki en yakın semt pazarından, belki Kapalı Çarşı’dan, belki Kemeraltı’ndan, belki Halep’ten, belki Şam’dan, belki Kaf Dağı’nın ardındaki Olmayan Ülke’nin hiç kurulmamış pazarından, belki de Yunus’un da vaktiyle dolandığı, ona “Aşk pazarıdır bu canlar satılır/ Satarım canımı kimseler almaz” dedirten bir mübarek pazardan.
Özlem, …. Ağıtlarını kimsenin göremediği içten içe bir ağlayis, yada O, yârdan ayrı gurbette yaşayış …Ve hasret dolu, Himalayalar’ın dağ zirvesine sahip yücelikte bir arzulayış..…Ama özünde canları közleyen mağmaları barındıran beş harf iki hece bir sözcük.. Yüreğimizin yağlarını eriten bizi yoğurup, şekillendiren, aşk fırınında pişirip, olgun insan yapan bir işlemin, acı veren, ama
Bugün çok içten rica ederek, Yalnız kaldığım hastane odamdan Yatağımı pencerenin önüne Çekmeleri için teklifte bulundum.
Dışarısını birebir yaşamak istiyorum. Hiç bir güzelliği kaçırmak istemiyorum. Birde ne göreyim sıra sıra kıp kırmızı. Binaların üstünde o kadar özenle. Dizilmiş kor kırmızı kiremitler. Bir köşesin dede kuşlar için.
Bir rüya gördüm. Tüm sevdiklerim hayattaydı. Sen
yanımdaydın. Mutluluk denen kelimenin anlamını yaşıyordum. Annem yanaklarımı
öpüyordu. Ben şeytan uçurtmalarımı uçuruyordum. Arkadaşlarımla misket
oynuyordum . Her zamanki gibi eve dizlerim yaralı dönüyordum. Annem önce
kızıyor, sonra sarıyordu.
Tasaavuf yaprağına yeşil peçesine bürünmüş açmayı bekleyen gül misali dir .
Tasavvuf, kalbi saf yapmak, kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmak demektir.
Bildiğimiz yoldan izden gideriz
Baharlar bittiyse güzden gideriz
Mevla’yı söyleyen sözden gideriz
Dilimiz Yunusa Hakk’a gideriz
Türkler, tarih boyunca en eski türk toplumlarından bu yana,kadına büyük değer vermişler,adeta bir kutsal varlık olarak görmüşlerdir.
Kadın,daima erkeğinin yanında yer almış,ona güç ve ilham vermiştir.
Destanlarımızda ise kadın, erişilmesi zor olan bir ilahi varlık konumundadır.
Yüreğimizde oluk oluk kanayan,onmayan yaralarımızı sargı bezi tutmaz,şiirlerle sararız.
Kimi zaman gözyaşlarımız hece hece damlar kalemin ucundan,beyit beyit dökülür ak sayfalara.
Yüreklerde her mevsim gam ile keder olmaz ya! ..